met wo 20 Temmuz 1937 Büyük Okyanusta AKŞAM Sahife 11 — —— kaybolan kadın tayyareci kimdir? Amelia Earhardt 1919 senesinde Tayyaresile devriâlem seyahatine | çıkmış olan meşhur kadın tayyareci Amelia Earhardtın, büyük Okyanus (Bahri muhiti kebir) ortasında kay- bolduğu ve bütün araştırmalara Tağ” men izi bulunamadığı malümdur. Amelia Earhardi Amerikalıdır. Kendisi tayyareciliğe pek genç iken heves etmiş ve 1919 senesinde, kadın tayyarecilerin parma derecede çok az bulunduğu bi da tayyare pilotu şahadı almağa muvaffak olmuştur. Bir müd- | det sonra da bir tayyare satın almış- tır. Fakat tayyarenin ancak yarı pa- rasını ödediği cihetle, iki günde bir eski sahibi tayyareyi kullanmak hak- kını haiz bulunuyordu. Amelia Earhardt tayyare tamamen kendisinin malı olmamakla beraber | arzusunu yerine gelirdiği cihetle ha- | linden memnun tahsiline devam etti, Ailesi zengin olmadığından, hayatı- nı kazanmak için profesör olmak is- | tiyordu, Fakat profesör olmağa mu- yaffak olmadığından sonunda bir mektepte asistanlık, daha doğrusu mubassırlık vazifesini kabule Tâzl oldu. Aradan seneler geçti, Amelia Ear- hardt hayatının ilkbaharını atlatma- &#ına rağmen tayyareciliğe olan he- ves ve merakı azalmak şöyle dursun şiddetlenmiş, ilk kadın tayyarecilerin sergüzeştleri kalbindeki (o heyecanı slevlendirmiş, Boston şehrinde hava- cılık lehinde propagandalara başla- mış ve kalbindeki havacılık ateşini bir çok genç kızlara aşılamıştır. Amerika gazeteleri, çantalarında | rujları ve allıkları eksik olmıyarak hava meydanlarına gelen ve erkek pilotlarla fört yapan genç kızların karikatürlerini meşretmek (suretile kendilerine bir mizah mevzuu bul muşlardı. Fakat tuhafı şudur ki, gazetelerden hiç biri genç kızlar ara- sında havacılığın en ateşli propagan- dacısı olan Amelia Earhardiın 1€s- mini veya karikatürünü neşretme- mişti. Bu ihmalin de iki sebebi vardı: Bir defa Amelia Earhardt güzel ve yaşı belli değildi. Sonra kalendermeşrep idi. Tuvaletini ihmal ediyordu. Başi- na şapka giydiği yoktu. Daima şap- kasını da elinde taşırdı. Tayyare meydanlarına, tenha ve 1591z bulundukları zamanlarda gider- di. Sırtına lâcivert bir tulum geçiri hangarlara girerek saatlerce tayyar leri seyir ve temaşa ederdi. Bu 2i retlerinde daima yalnızdı. Kendisile kimsenin meşgul olduğu yoktu. Bir nisan akşamı 1928 senesinde, Amelia Earhardt İ na kalmışlardı. baş mubassırlık vazifesini gördüğü mektebe, tayyare meydanından ar- gin yorgun döndüğü bir nisan günü pilotluk diploması almıştı Amelia Earhardt tayyaresinde akşamı telefon zili çaldı. Genç ka- dın ahizeyi eline aldı. Kalın bir erkek sesi: — Ato, Allo! Mis Earharât siz mi- siniz? Ben yüzbaşı Railey.. Bahri mu- hiti Atlasiyi tayyare ile geçmek isti- | yor musunuz? Genç kadın acaba rüya mı görü- yordu. Acaba kendisile alay mı edil yordu? Bir kaç saniye (e da şaşak nun öbür ucun- da duran yüzbaşı, kendisinden cevâb bekliyordu. İlk şaşkınlık anları zel | olduktan sonra yüzbaşıya bu teklif hakkında görüşmek için ertesi günü kendisini bürosunda xiyaret edeceği cevabını vardi. Ertesi sabah Earhardt, mekteplen fırıyarak yüzbaşı Raileyin bürosuna gitti ve yanına girdi. Yüzbaşı Railey bir gün evvelki teklifini tekrarlıya- | rak: — Newyork ile Armcedid ve Arzi- cedid ile İngiltere arasında iki havai sefer hazırlanıyor. Bu seferlerin mas” raflarını bir kadın verecek ve kendi- di de iştirak edecek. Fakat kendisi j bir mazeret üzerine bu sefere iştirak edemiyeceğinden yerini Amerikalı bir kadına bırakmak istiyor. Kabul eder misiniz? Amelia Earhardt tereddüd etme- den: — Evet! dedi. Artık hazırlıklara başlanmıştı. Nevyork - Arzıcedid ha- va seferine başlanmazdan bir gin evvel mis Amellg Aerhardt bu sefere iştirak edeceğini mektep müdiresile annesine haber verdi. İki kadından | biri hayretten, ötekisi korkudan do- Yola çıkiyorlar Ertesi sabah Earhardt şafak söker- ken, bu seyahate iştirak edecek olan genç kadın Slultz ve Gordon namın- daki iki erkek arkadaşile beraber, East Boston açıklarında duran Fri- endship teyyaresine sandal ile gide- rek bindiler. Hava çok soğuktu, Genç kadın Jâciverd kostümü içinde titri- yordu. Üç arkadaş havalandı. Sisler ara- sında 20 saat süren bir uçuşları son- ra küçük bir limanın önünde denize iniverdiler. Burası neresi da mı? Britanya mı? Bilmiyorlardı. Limanın Tıfttımı üzerinde uğr 3 . 4 şahsın da kendilerine hiç alâka- | dar oldukları yoktu. Başlarını şöyle bir çevirerek £ e bir göz gez- dirdikten sonra te mışlardı. Aradan iki üç saat geçti. Derken | etraftan bir takım meraklılar, lman- da toplanmışlardı amma, kendilerile temas etmek istemiyorlardı. En ni- | hayet Amelia ile iki arkadaşının işa- ret ve haykırmaları bir balıkçıyı mü- | teessir etmiş olacak ki, sandalile tay» İ lerde İstanbulda baş gösteren tifo sal- yareye yanaştı, ondan gal memleke- | tinde Laneleyde bulunduklarını an- ladılar. Bu suretle Amelia Earhardt bir hamlede cihanşümul bir şöhret kazanivermişti, Amerikaya dönüş pek muzafferane oldu, On şehir, Amelia Earhardtı paylaşamadılar ve bu meş- hur Kadının kendi sinelerirde doğ- muş oldüğunu iddia ettiler. Kadın tayyareci evleniyor Amelia bu büyük muv nra kiraladığı kada büyük bir. havacılık — propa- gandasına çıktı, büyük şehirlerde konferanslar verdi ve her tarafta kendisini tarıltı. Putnam namında bir ilâncı ile evlendi. Kurnaz ilâncı, zevcesi yeni bir teşebbüse girişmezse çabuk unutulacağını ve dünyaya ya- yılan şöhretinin söneceğini düşüne- rek ortalığı karıştırdı ve yeni bir se- fer tertibi için tayyare fabrikalarile temas ve müzakerelere girişti, 1932 senesinde Earhardt tek başına Arzı- cedid - Irlanda seyahatini “başardı. Kocası bunu da kâfi görmiyerek ye- ni seferler tertib etti. Cesur tayyare- ci Miyamiden kalkarak Nalala git- mek suretile eönubi Bahri muhiti aştı, sonra da Afrikayı baştan başa katetti, Hindislana ve Avustralyaya gitti. Şimdi bu cesur kadın için aşılacak büyük bir yer kalmıştı. Bahri muhiti kebir... İşte bu Bahri muhiti kebiri geç- mek teşebbüsü, cesur kadının son s€- ferini teşkil etti Akhisardan tifo hapları getirtilmiş Akhisar 15 (Akşam) —Son gün- gınından dolayı İstanbul eczanelerin- de mevcudu kalmıyan bazı tifo hap- larını İstanbul eczaneleri buradaki ec- zahanelerden temin etmek mecburi- yetinde kalmışlar, buradaki eczaneler de ellerindeki hapları İstanbula gön- dermişlerdir. Lüleburgaz köy albümü Lüleburgaz (Akşam) — Köy- Jerde içtimai, ekonomik ve kültürel dü- Tumların maddi ve manevi varlığı üzerinde büyük bir tesir yapacak olan bir köy albümü hazırlanmak üzere Lüleburgaz köylerinde bir heyet tara- fından köy konakları, mektep, anitlar ve kollektif fidanlığı gösterir fotoğ- raflar alındığı ve bir köy albümü mey- dana getirildiğini duydum. Kullanılmış bir şömine aranıyor Eski konaklardan çıktnış veya orada mevcut sağlam ve iyi bir şö- Çin, reddetti (Baş tarafı 1 inci sahifede) relerinin taarruzlarını protesto et- mişlir. Japon tayyareleri Honanda bir trene mitralyözle ateş etmişlerdir. 2 ölü, bir kaç yaralı vardır. Hopelde de bir tayyare, bir trene ateş etmiştir. 10 ölü vardır. Çin, Japon tayyarele- rinin faaliyetlerinin durdurulmasını istemektedir. İngiliz kuvvetleri Hong Hong 19 — Bütün İngiliz kuy- vetleri Tien Çinde toplanacaktır, Shan 'Kuvan'da yalnız bir bölük asker ka- lacaktır. Bu değişiklik her ihtimale karşı hazır bulunmak için yapılıyor. Yoksa Tien Çinde karışıklık çıkması ümid edilmiyor. Salâhiyettar bir Japon hükü- met adamının sözleri Tokyo 19 (A.A) — Hükün«' nam- na söz söylemeğe salâhiyettar bir zat, ecnebi memleketlerd. intişar eden ve -Taponyanm Leukoute-Chiao mesele- sinden bilistifade Sarı nehrin şimalin- deki bütün Çin eyaletinde olan haberi kat'i surette tekzip etmiştir. Bu zat, hâdiseyi hal ve fasleden mahalli ii lâfnamenin 11 temmuz tarihinde im- za edilmiş olduğu ve Japonyanm Çi nin bu ililâfname ahkâmına tevfi hareket edeceğini ümit etmekte bu- Tunduğunu ve aşağıdaki üç müddeden Gayri bir talebi bulunmadığını söyle- miştir. Bu üç talep şunlardır: 1 — Tarziye verilmı 2 — Mücrimlerin cezalandırılması, 3 — Japonya âleyhindeki tahrikâ- tın kontrol edileceğine dair yeni za- manlar itası, Tien-Çin'de Japon sansürü Tien-Çin 19 (A.A.) Japon asker- leri, Çin posta santralını işgal ve bü- tün postalara sansür vazetmişlerdir. Çin resmi tebliği Şanghây 19 (AA.) — Bir Çin Tes- mi tebliğine göre, Japon ateşemilite- ri general Kita, Çin hariciye naz ziyaret ederek Hopei yilâyetinde nan askeri kılaatın geri çekilmesini istemiş ve eğer bu taleb kabul edil- mezse Çin - Japon buhranının had bir devreye gireceğini ihsas etmiştir. Çin Hariciye Nazrı cevabında, Çi- nin kendi topraklarında kuvvetlerini istediği gibi sevkedebileceğini beyan etmiş ve mamafih sulha bağlı bulu- nan Çinin eğer Japonya oradaki kuv- vetlerini geri çekerse ayni suretle ha- reket edeceğini bildirmiştir. Mumal- leyh eğer vaziyette bir vahamet olur- sa, bunufi tamamen Japonyaya ald olduğunu ilâve eylemiştir. Şenside karışıklıklar çıkacak Şanghay 19 (A.A) «Central News» un Nankinden aldığı bir habe- re göre, beş Mongol suvari divası ve 300 tayyare Şenside karışıklıklar çı- karmak üzere tahşit olunmuştur. Motör kaptanlarının ehliyet- nameleri tedkik ediliyor Son zamanlarda deniz kazaları ço- galmıştır. Bu sene banyo için denize gi- rip boğulanların azlığına mukabil, motör, kayık ve yahud vapur çarpış- ! malarına sik sık tesadüf edilmiştir. Ya- İ pılan tedkikler motör -Kâyık çarpış- malarının ekseriyetle ehliyetsiz kap- fanlar yüzünden vukua geldiğini gös- termiştir. Birkaç sene tayfalık yaptık- tan sonra motörrleri idare etmeğe te- şebbüs edenler olduğu haber alınmış ve esasen meydana gelen kazalardan sanre neticelenen tahkikatlardan da şahadetnamesi olmıyan kaptanlar ta- rafından motörler kullanıldığı görül müştür. Bunlar birer birer cezalandı- rılmaktadır., Ayni zamanda Deniz ticaret müdür- Yüğü ku işi sıkı bir kontrol altında tut- mağa karar vermiştir. Belediye hudud- ları dahilinde 230 küsür iskele olması men liman kantrol memurları bu işe seferber edilmişlerdir. Muayene neti- tör kaptanları şiddetle cezalandırla- mine aranıyor. (Akşam) ilân me- murluğuna müracaat. Tel, 24240 inşaata başlanmıştır. Japon notasını Hariciye ve Dahiliye dolayısile mürakabenin güçlüğüne Tağ- cesinde şahadetnamesi görülmiyen mo- cağı gibi motörlerde seferden mene- dileceklerdir. de yeni sahalarda ve yeni vasıtalarla Karaburuna, Silifkeye birer | Yevi sanlar kazanmaktılir. fener yapılacak İzmire 1800 göçmen çıktı Tahlisiye idaresi, İzmirde Karabu. | © İzmir 19 (Telefon) — Nazım vaptis runa ve Silifke karşısında Gevensal adasında birer fener ve bir projektör yaptırmağa karar vermiş ve hemen Vekilleri geldiler (Baş tarafı 1 inci sahifede) rif Vekili B. Saffet Arıkan, Hariciye Vekâleti siyasi müsteşarı B. Numan Menemencioğlu, Dahiliye Vekâleti müsteşâri B. Abdülmuttalip, şehri- mizde bulunan mebuslar, vali vekili, merkez kumandanı, polis müdürü ve daha bir çok zevat Hariciye Vekilile Dahiliye Vekilini Galata rıhtımında karşılamışlardır. Bayraklarla donanmış olan Gruz- ya vapuru rıhtıma yanaştıktan sonra istikbalçiler vapura girmişlerdir. Saat 12 de vapurdan çıkarak ken- dilerini karşılıyan zevatla birlikte Parkotele gitmişlerdir. Hariciye ve Dahiliye Vekilleri öğle yemeğini Parkotelde yemişler ve yemekte, ken- dilerini istikbal eden zevat ta bulun- muşlardır. B. Tevfik Rüştü Aras ve B, Şükrü Kaya seyahatten çok memnun dö müşlerdir, Memnuniyetleri yüzleri: deki büriz neşelerile de belli olan ve- killerimiz üçte Parkoteldeki dostla- rma veda etmişlerdir. Dahiliye Vekili doğruca Kadıköy- deki evine, B. Tevfik Rüştü Aras ta misafir olduğu Perapalas oteline git- miştir. Vekiller saat altıda Floryaya gide- rTek deniz köşkünde Atatürk tarafın- dan kabul edilmişlerdi; . Nafia Vekilinin | beyanatı (Baş tarafı 1 inei sahifede) Birçok memleketlerde halen çok va- İ him bir mesele işsizlik mesellesi Tür- | kiyede mevcut değildir. Demiryolu in- şaatı, pamuk zeriyatı ve daha birçok büyük işler, kütle halinde işçiye iş te- min etmektedir.» * | OB. Çetinkaya, sözlerini şöyle bitirmiş- | otir: «İsveç'e gelerek mahallinde İsveç en« düstrisini ve İsveç teşkilâtçı dehasını tedkik etmek fırsatını veren İsveç hü- kümetinin bu davetini samimi bir se- vinçle kabul etmiş bulunuyorum.» İsveçin en büyük gazetesi yazıyor B, Ali Çetinkayanm bu ziyareti münaesebetile Stokholmun en büyük gazetesi olan Stokholm - Tidningen bir baş yazısında diyor ki: «İsveç'i ziyareti esnasında B. Ali Çetinkaya, gerek memleketi gerek kendi şahsı hakkında samimi hürmet, takdir ve sempati hisleri İle karşıla- nacağına emin olmalıdır. Biz, o zâ- mandan beri, 'Türk milletine karşı dostluk beslemekteyiz ve bunun mü- tekabil olduğunu müşahede eylemek- İ lede bahtiyarız. Bugünkü millileşmiş modern Tür- kiye kuvvet ve istikrar bakımından çok kazançlıdır. Türk milleti kuvvetli olduğunu ve yapacağı işlerde kud- retli olduğunu isbat etmiştir. Türkiyede Kemal Atatürkün ve onun müşavirlerinin idaresi altında muazzam bir eser vücuda getirilmiş- tir. Bu esere bundan böyle ayni ener- ji iledevam edileceğinden de emin olunabilir. Bu esere devamda dalma umumun menfaatlerine hizmet zih- niyeti hakim olacaktır. Türkiye hükümetinin karşılaştığı en mühim işlerden birisini modern bir münakale şebekesi vücuda getir- mek teşkil eylemiştir. Bugün İsveç hükümetinin misafiri olan devlet İ adamı bu sahada muazzam bir eser vücuda getirmiştir ve bu esere, İsveç endüstrisi, geniş bir mikyasta, yar- dım etmek fırsatını bulmuştur. İsveçteki ikameti esnasında B. Ali Çetinkayanın memleketimizin kabili- yetine ve yeni Türkiyenin gâyretle- rine karşı olan sempatisine emniyet getireceğini ümit ederiz. Gerek ken- disine gerek refakatindeki vatandaş» | larma şanlı ve satvetli bir tarihe ma- lik büyük bir milletin muhterem mü- messilleri-sıfatile hoş geldiniz deriz. Öyle bir milletin ki bu millet halen