; günlerinden bir Fenerbahçeliler yarın iktaşla — maçlarını Kadıköy am lardır. Diğer taraftan Güneşlilerle Ga- latasaraylılar da karşılaşacaklardır. Bü iki maçın da kendisine göre ay- rı ayrı hususiyetleri vardır, Fenerbahçe - Beşiktaş , Bu maç şampiyonada oynıyacağı rol noktasından çok mühimdir. Bu ma- çın neticesi Fenerbahçeyi ya şampi- yonluğa ulaştıracak ve yahud da on- Jarın şampiyonluğunu tehlikeye düşü- recektir, Bunun içindir ki, Fenerbehçe- İierin bu maçı muhakkak surette ka- Zanmaları lâzımdır. Geçen hafta Fe- nerbahçeyi Galatasaray karşısında, Be- şiktaşlıları da Güneş karşısında sey- rettik. Sarı lâcivertliler Fikreti geri al- makla çok kuvvetli bir şekle soktukla- Ti muavin hatlarile su götürmez bir | galibiyet elde ettiler. Bu hafta ne şekilde bir takımla çı- kücakları noktasına gelince: Takım- | larında yapacakları tadilât ancak mer- kez muhacim mevkiinde olabilir. Çün- kü bu hatta geçen hafta da gördüğü- müz gibi muvaffak olamıyan yalnız Ali Riza oldu. Bu mevkideki değişiklik , bugün için zaruridir. Şimdiki halde bu mevkide oynıyabilecek iki oyuncu var- dır, Birisi Namık ve diğeri Bülenttir. Bülend yarın için daha ümidli görü- nüyorsa da böyle çok mühim bir maç- ta bugün için Namığı Bülende tercih etmek icap eder. Kuvvetli bir muavin hattı önünde iki tarafından da Niyazi Esad gibi se- Ti oyuncular olduktan sonra her va- © ziyette şüt atabilen Namık işi görebi- Tir. Nitekim Namık oynadığı oyunla- rın ekserisinde gol çıkarmıştır. Yalnız » bü maçın ehemmiyetini düşünerek çok . canjı bir oyun oynaması lâzımdır. Niyazinin gene sağiçte oynatüma- sı dah& doğru olur. Gördük ki Niyazi sağ içte Naciden iyi oynamakta ve Na- ci de sağ açıkta sağ içten daha çok muvaffak olmaktadır. Beşiktaş takımına gelince: Hüsnü gon dakikada öğrendik ki, oynıyamı- yacaktır. Demek oluyor ki, onlarda hemen hemen ayni kadro ile çıkacak- , dardır. Yalnız Beşiktaşlılar hücum hat- anın teşkilinde büyük bir hataya dü- ç ç şüyorlar. Ridvanın iç mevkiinde daha çök iş göreceği muhakkaktır. Geçen - haftaki oyunları göz önünde tutarsak kazanma şansı Fenerbahçe lehinedir. , Geçen Güneş « Geçen Fener - Beşiktaş | “Yarın gene mill kümenin en hararetli yün yaşıyacağız maçından bir görünüş Maamafih Beşiktaşlılar Fenerbahçeye karşı bazan öyle oyunlar çıkarıyorlar ki, gütün tahminleri altüst ediyorlar. Güneş - Galatasaray Bu karşılaşmanın iki hususiyeti var, Birisi şampiyonadaki rolü diğeri de biribrinden ayrılmış iki sarı-kırmı- zi takımın karşı karşıya gelmesi. Gü- neşin Galatasarayla olan ilk karşilaş- ması büyük bir hâdise olmuştu. On- dan sonra yaptıkları maçlarda bera- bere kaldılar. Şimdi milli küme ikin- ci defa olarak bu iki takımı karşı kar- şıya getiriyor. Güneşliler Beşiktaş karşısında gü- zel bir oyun oynadılar, fakat çok şans- sızdılar. Rasihin girmesile hücum hat- tı kuvvetli bir manzara arzediyordu. Fakat egzersizi olmadığı belli idi, bu hafta daha iyi oynıyacağı tabiidir. Ga- latasaray takımı kaleci Avni, müda- fi gene Lütfi Reşad olacak, muavin hattının teşkiline gelince işte en mü- him mesele budur, Fenerbahçe maçın- da bu hat hiç yok gibi idi. Bilhassa or- ta muavinin Galatasaray gibi şampi- yonluk iddiasında bulunan bir takım- da nasil yer bulduğuna hayret etme- mek kabil değildir. Fenerbahçeyi nasıl muavin hattı kazandırdı ise onların bu galibiyeti elde etmelerine bir dereceye kadar da Galatasarayın bu muavin hattı yardım etti. Bu hafta nasıl bir şekil yapacaklarını bilmiyoruz. Bizce merkez muavine Salimin alin- ması daha iyi olur. Güneş muavin hattı da kuvvetlidir. denemez. Onların da iki yan muavini takımda en hafif noktalarını teşkil ediyor. Biz bu maçın çok çetin olaca- ğını zannediyoruz. Şanslar müsavidir. Güneş hücum hattı iyi bir oyun çıka- rırsa sarı kırmızı Güneşliler sarı kır- mizi Galatasaraylılar karşısında ilk galebelerini de elde edebilirler. M. Kemâl Fenerbahçe, Güneş, Beşiktaş klüpleri itirazlarını bildirdiler Doğanspor takımından nizamsız ola. rak oynadığı genel merkezce karar verilen Ni urullah hakkında kendi hak- Galatasaray maçından Doğanspor bütün e ları kaybedecek mi? Ankaranın Gençlerbirliği takı- mı Döğansporla ilk karşılaşması- ni yaparken karşısında kendi o yuncularından birisini görü- yor. Nurullah Gençlerbirliğinin oyuncusudur. Ve milli küme Ji . sansını almıştır. Bu vaziyet karşısında Gençler- birliği çok haklı olarak itiraz et- miştir. Genel merkez evvelâ ted- kik etmeden ve federasyonun li- sanslı oyunculara itiraz edilemi- yeceği hakkındaki karar üzerine Nurullaha vaki olan itirazı reddet- miştir. Bir oyuncuya evvelâ genel merkezin İki lisans vermesi calibi dikkattir. Bu itirazın reddi karşısında bu oyuncu oyunlarına devam etmiş- tir. Fakat son dakikada genel merkez bu oyuncunun nizamsız olduğuna karar vermiş ve işi fe- derasyona havale etmiştir. Şimdi ne olacak? Burada bir nokta var. Bu oyuncu ilk itirazda nizamidir diye cevap verilmiş ve itiraz reddedilmiş ve bu oyuncu da bütün oyunlarda oynamıştır. Şimdi gayri nizamidir katarı ve- rilince bütün oyunlarda nizamsız oynamış demektir. Binaentleyh Gençlerbirliğinin itirazının bütün oyunlara şamil olması icap eder. “Diğer Klüplerin itiraz etmemesi gerek federasyonun itirazı red- dinden gerekse lisanslı oyuncula- ra itiraz kabul edilmiyeceği hak- kındaki karardan ileri gelmiştir. Gençlerbirliğinin ilk maçı olması ve gerek yukarıda kaydettiğimiz noktalardan itiraz edilmemek kar- şısında verilecek karar Doğanspor takımının yaptığı bütün maçların hükümsüz ve nizamsız sayılarak o takım karşısında puan kaybe- Mülâyim- Komar güreşi İki pehlivan yarın Taksim stadyomunda karşılaşacak İstanbulda bulunan Amerika bo- ğası Komarın davetine icabetle Mü- lâyim pehlivanın güreşe hazır oldu- gunu bildirdiğini yazmıştık. Mülâ- yim pehlivan bu güreş için 500 dolar koymakta, mukabilinde Amerikalı pehlivanın da elmaslı kemerini koy- masıni istemekte idi, Komar bu tek- fi kabul etmiştif, Güreş pazar günü saat 16 da Tak- sim stâadyomunda yapılacaktır, Mü- lâyim - Komardan başka daha alti çift güreşecektir. Müsabakaların çok meraklı olacağı anlaşılmaktadır. Genel merkez bu husustaki ka- rarı federasyona bırakmıştır. Maç- lar hükümsüz addedilirse Fener- bahçe iki, Beşiktaş iki, Güneş iki puan kazanacaklar demektir, İstanbulaporlular e Beykizela 'arın İstanbulspor takımı Pamela meali decektir. Sekizler turnuasından sonra kendi sahalarında muntazaman çalı- şan siyah sarılıların bu Karşılaşması o muhitte büyük bir alâka uyandıra- caktır. Ankarali Boncuk Ömer de Fenerbahçeye giriyor Ankara Çankaya kKlübünden Bon- cuk Ömer askerliğini yapmak üzere İs tanbula gelmektedir. Ömer Fenerbah- çeye girmek üzere müracaatta bulun- muştur. İstanbula gelir gelmez Fener bahçeliler arasına karışacaktır, Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Tefrika No, 909 Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Murad bey kati kararını vermişti, İstanbula dönecekti 1 — Terakki ve İttihad cemiyeti ıslahatın saltanat makamı marifeti- le icrası maksadile tecessüs etmiştir. Osmanlı hanedanına ve zatı şahane- ye sadakati tâbiiyet ve hamiyet icabı addeder. 2 — Asıl aaksadın fena telâkkiye uğraması hükümetle cemiyet arasin- da şiddetli ve fili bir ihtilâfa meydan vermişti. Bu kere ıslahat ve terak- kiyatın şefkat ve hulüsu niyet ile ic- ra olunacağı padişah tarafından va- ad ve temin edilmiştir. Cemiyet de padişahın vaadini İs'af eylemesine in- tizaren icraatını tatil edecektir. 3 — Vaadolunan ıslahatın mebdel ve cemiyetçe ihtiyar olunan fedakâr- lığa mukabeleten, şahane bir mükâfat olmak üzere umumi bir af ilân edile- cektir. 4 — Bu kararın yaver Ahmed Celâ- tl paşaya tebliğine cemiyet erkâ- nından Fuad paşa oğlu Hikmet bey memur edilmiştir. Cemiyetin Paris merkezi Cenevre umumi merkezinin rey ve kararını al- madan başlı başına Ahmed Celâled- din paşa ile anlaşmıştı, İskender efen- di Ahmed Celâleddin paşadan Murad beye hususi bir mektup dahi getir- migti. Murad bey Cenevredeki cemiyet mensuplarını da Paristekilerle ayni fikirde buldu. Hikmet bey ile beraber Kontrexeril'e emniyet gösterile- rek mütareke (o yapılıp neşriyatın tatilini istiyor, Abdülhamidin ahval ve ahlâkında iyiliğe doğru bir tema- yül göründüğünü, vatanlarını seven- lerin böyle bir fırsatı kaçırmamaları Yâizım geleceğini, kendisinin bu me- muriyeti kabul etmesi padişahın $6- ref ve haysiyeti ile hilâfet namusuna ettiği yemine müstenid bulunduğunu tizaren neşriyat tatil edilecekti; affın ilânından sonra Avrupada tahsilleri- ni ikmal etmek istiyenlere hükümetçe tahsisat verilecekti; avdet edecek olan- lar kendilerine verilecek memuriyetle- Ti kabulde muhtar bulunacaklardı. Bu noktalar imza altına alındı. İti- lâfın «padişahın ulüyvu cenabını cer- hetmemek üzere» imza altına alınmı- yan maddeleri de vardı: Kontrol mec- İisinin tesisi malbunta kanun daire- sinde serbesti verilmesi, gazeteler an- cak mahkeme huzurunda mesul eği- lerek haklarında idareten bir şey ya- Pılmaması, hükümetin namusları le- kelerimemiş adamlardan teşkili, Padişahın ulüvvu cenabını cerhet- memek! Asıl imza edilmesi lâzım gö- len en mühim ve devlet idaresine mü« tehllik noktalar bu çürük ipliğe baş- lanmıştı! Ahmed Rıza bey bu müza- kerelerin haricinde kalıyordu. Verilen kararları havi rapor Ahmed On güne kadar sefarete mutavaat- larını beyan edenler katiyyen affolu- nacak, eski memurlar, memuriyetle- , Finde kayrılacaklardı; bu müddet için-f de teslimiyet arzetmiyenler artık affo- lunmadıktan başka medeni haklar. dan da müebbeden iskat edilecekti. Konsolos Veli bey gösterilecek tesli- miyete mukabil hükümetçe para ve- rileceğini de resmen ve alenen beyan ediyordu. Veli bey bu paranın altı yüz bin İranga kadar baliğ olabileceğini söy- Yüyordu. Abdülhamidin şimdi kendi- sini daha kuvvetli gördüğü hissolu- nuyordu. Cenevredeki Jön Türkler Paris sefa- retinin bu tebliği hakkında müzake- rede bulunmak üzere toplandılar. Pariste Ahmed Rıza beyle doktor Nâzım bey bu para pazarlığına hiç karışmamışlardı. Murad bey de böyle bir pazarlığa girişilmemesini istiyor- du. Diğerleri ise selaretin bu yoldaki teklifine muhalif görünmüyorlardı. Murad bey Ahmed Celâloddin paşa ile görüşmek üzere Kantrexevile gitti. Ahmed Celâleddin paşa Münir paşa- nın bu işe müdahalesine hem kızdı; hem Yıldızın iki yüzlü hareketinden dolayı pek sıkıldı. Ancak Murad bey artık kati karamı vermişti: İstanbu- la avdet edecekti! Ahmed Celâleddin paşa için de buna muvaffakıyet en büyük teselli olacak- tı. Murad bey 8 temmuz 1313 - 20 tem- muz 1897 tarihini ihtiva eden muva- fakatnamesini Ahmed Celâleddin pa- şaya uzatlı, Murad bey bu vesikada Ahmed pa- şaya hitaben diyordu ki: (Tensikat ve ıslahatın icraya ko- nulması padişahça mukarrer olduğu- nu, bizim neşriyatta devamımız bu kararın tatbikine mâni olmakta bu- lunduğunu, meşriyatın muvakkaten tatili suretile hükümdarlık makamı- na karşı bir ermniyet ve tarziye eseri göstermemiz icab etliğini söylüyor- sunuz. Biz bu emniyeti gösterirsek padişa- bın da umumi afdan başlıyarak mu- karrer diğer ıslahatı ve tedbirleri ni- hayet altı ay içinde neşir ve ilân eyli- yeceğini temin ediyorsunuz. Hattâ bu tarziyenin müsaadat ve ıslahat daire- $ini genişletmek gibi bir mukabele göreceğini bile ilâve ediyorsunuz. Pa- dişahın her bir şüphe ve tered&üdden beri olması icab eden bu yüksek vaa- dine karşı neşriyatın altı aylık tatili- nİ az gördüğüm için ben de tarziye dairesini genişleteceğim. Şikâyeti celbeden neşriyatta ön ayak olduğum hakkımda verilen idam hük- mi ile sabittir. Osmanlı hududuna girer, girmez bu hükmün icra edilme- sine mâni olacak bir kuvvet yoktur. İşte istenilen altı aylık neşriyat tatili- ne ilâveten ve şahsım itibarile her türlü af ve atıfetten istiğnaen boynu- ma ipi takıp şu dakikada nefsimi tes- lim ediyorum. Vatanımızda sükün ve asayişin avdeti umumun selâmeti için ne kadar lâzım ise Osmanlı haneda- nının şan ve şerefini korumak için de o kadar mühimdir. Bunun için ben de elimden geldiği kadar büyütmek iste- diğim bu tarziye ve emniyet eserine padişahımızın hakkile mukabele ede- rek mülkün ihyasına himmet bezley- Miyeceğinde şüphe etmeği edebe mu- halif sayarım. “Temenni ederim ki şu teslimiyetim umumun selâmet ve menfaatine en faydalı surette kullanılsın.) Ahmed Celâleddin paşa bu varaka- yı okurken teessüründen titriyordu; bitirince Murad beyin boynuna sarıl. dı. Murad bey meyusiyetin kendisini göstermeğe sevkettiği bu fazla cüre- tile yalnız Ahmed Celâleddin paşayı ve şimdi yanında bulunan Hikmet beyi, İskender ve doktor Hekimyan efendileri deği, evvelce kendisine bir «Dağıstan delisi» nazarile bakan Ab- dülhamld ile cemiyetin bütün münte- #iplerini de hayretler içinde bıraka- caktı! Murad beyin bu hareketi büsbütün hesapsız değildi. Fazla cüretin bazan umulmadık neticeler verdiğini düşüne memiş değildi o. Tarihte böyle nice hâdiseler görülmüştü. (Arkas var)