29 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

29 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Haziran 1987 AKŞAM İNEMA Lokma mideye nasıl iner, mide Iş kanunu İş dairesine müracaatler devam ediyor Fırınlardaki işçiler geceleri çalışmak ve barsaklar nasıl hareket eder Ufafilim şirketi stüdyolarında çok istifadeli bir filim yapıldı Berlin 23 (Akşam) — Dün Ufa-Unl- “yem —— irketinin Neubabels- arını gezdim. Şirketin fi Herr Richter bana yordu. Ziyaretten maksad ını, atelyeleri ve tefer- * nek değil, çok alâka hazırlanan bir üz halka gösteril versum filim bergdeki stüdy matbuat kısımı refakat & stüdyo Ufa stüdyoları 400 bin metre murab- a üzerine serpilmiştir. Bu de birçok binalar vardır. at üçte gösterilecekti. Bir müddet stüdyonun küçük lokantasın- da oturduk. Saat üçe doğru Ufanın Leh u, Y: im xüzesi dairesi şefi Herr von Steinecker ile tanıştım. Müdür büyük bir nezaketle beni karşi- ladı. Ufanın toessüs tarihi ve tesis s€- bebleri hakkında bana bir proşür vergi. Ufanın ilim müzesi cidden görül- * meğe ve tedkik edilmeğe lâyıktır. Herr von Sleinecker şirketin teessüs tarihi olan 1917-1918 den bugüne kadar ge- girdiği safhaları, çevirdiği filimleri, bu esnada filim sanaylinde vuku bulan terakkileri, evrak hazinesi, lim tek- niğinin mütcaddid garibelerini, kü- çük ve müteharrik modelleri, velhasıl bu fenden anlamıyanları pek ziyade alâkadar eden geniş malâmetı büyük bir selâsetle anlattı. Bundan sonra 30 kadar diğer ziyaretçilerle beni önüne katarak «Müze» karşısındaki sinema dalresine götürdü. Kültür filim direktörü Herr Kauf- mizin, bu gibi kültür filimlerinin bu- gün sinemalardan ziyade mektepler- de. gösterilmekte olduğunu ve bunun için de Maarif nezaretinden maddi mu- avenetlerde bulunulduğunu, oldukça uzun bir nutukla anlattıktan sonra, filim gösterilmeğe başlandı. Evvelâ hayvanlar üzerinde tecrübeler yapıl- dı. Küçük bir balık yumurtasının na- sü yumurta olduğunu ve nasıl balığa tahavvül ettiğini en ince noktalarına kadar ve canlı olarak gördük. Bundan sonra canlı ve sözlü rönigen tecrübelerine girişildi. Evvelâ insanm vücudundaki âzalar, bilhassa kemik- ler ve mafasallar röntgen ile müte- hârrik bir halde görüldü. Müteakiben yemek yerken ağzın ne vaziyet aldı- | çarpıyordu ğını, çene kemiklerinin ve dişlerin nâ- &il hareket ettiklerini, söz söylerken «habli savtiz nin nasıl oynadığını, yes mek yerken çiğnenmiş lokmaların na- sıl mideye indiklerini, mide ve bar- saklarda nasıl hareket ettiklerini ve ne gibi bir şekil aldıklarını, sağlam bir kalbin nasıl vurduğunu, - kalb birkaç bin defa büyültülerek - insanın nasıl sada çıkardığını, meselâ sözlü rönt- gen âleti karşısında bulunan adam, pazar, pazartesi, salı ve ilâh... günleri yavaş ve herkesin işiteceği bir surette sayarken, dudâkların ve sadayı çıka- ran mahallin nasıl hareket ettiğini pek parlak bir surette seyrettik. Bana öyle geliyor ki, bu icad sayesinde, şim- diye kadar doktorların bir tahmin üze- rine koydukları bazı teşhisler, katiyet peyda edecektir ve insan, âdetâ ayna- da yüzünü gördüğü gibi, hastalıkları- nı da bu sözlü röntgen karşısında gö- recektir Neticede seyircileri güldüren bir sah- ne oldu, Genç bir delikanlı, güzel ve genç bir kıza bir buket takdim etti, Gerek kız, gerekse buket sözlü rönt- Ufa stüdyolarında ilim müzesi bi kalmış, yalnız kemikler, fakat hare- | kette olarak, meyadana çıkmıştır. Ke- zalik çiçekte de üst tabakasını kaybet- miş, bir kuru daldan başka bir şey kalmamıştır. Bize, bir talebeye ders verir gibi, sa- Meşhur sinema yıldızı Madeleine Carrol Hollivut plâjında, bir ölüm teh- likesi geçirmiş ve güçlükle hayatı kur- tarılmıştır. Avrupa gazeteleri bu kaza hakkında şu tafsilâtı veriyorlar: Madeleine Carrol, Hollivut civarın- daki Malebri Beah plâjına kocası Fi- Up Astley ile yüzmeğe gitmişti. Artist, çok iyibir yüzücücüdür. Sahilden epeyce açıldıktan sonra birdenbire, hava bozulmuş, deniz kabarmış ve ar- tisti açıklara sürüklemeğe başla mıştır. Kotası Astley, karısının boğulmak tehlikesi geçirdiğini görünce, derhal denize atlamış, ve büyük bir zahmetle yüzerek yanına varmış, onu yedeğine alarak sahile götürmüştür. Artist Carrol, baygın bir halde bulu- nuyor ve kalbi çok hafif bir surette Astley İle etraftan celbedilen dok- torlar, yıldıza üç çeyrek saat suni te- neffüs yaptırmak suretile, kendisini a- yıltmışlar ve hayatını muhakkak bir ölüm tehlikesinden kurtarmışlardır. X Hollivutun tanınmış yıldızla” rından Gladys Swarthout bir müd- det istirahat elmek üzere Fransaya gelmiştir. Paristen Nise gidecektir, John Barrymore, geçen sene boşan- dığı Elaine Barrle ile yeniden evle- niyor. Bu haber, Hollivut sinema âleminde derin bir hayret uyandır- mıştır. Barrymore bugün 54 yaşın- dadır, Karısı Elaine Barrie ise ancak 21 yaşında ve kızı vaziyetindedir. Barrymore bundan bir buçuk yıl evvel Barrie ile aşk neticesinde ev- Madeleine Carrol Denizde boğulmak tehlikesi geçirdi lenmiş, fakat noel gecesinde, gilti- ği barda, zevcesinin, yanındaki ma- sada genç bir fügüranla flört yaptı- ğıni görünce, bu hareketine fena halde kızmış, karısına barda bulu- nanların gözleri önünde iki şamar gen âleti önüne geçer geçmez, ne gü- zel kızda ve ne de güzel bukette güzel- liklerinden eser kalmamış, her ikisi de birer iskelete dönmüştür. Kızın gü- #elliğini gösteren et kısmı bir gölge gi- atlerce malümat vermekten çekinme- miş olan Herr Steinecker'e gösterdiği misafirperverlikten ve ihtiyar ettiği zahmetten dolayı gazete namina be- yanı teşekkür ettim ve stüdyonun otomobilile döndüm. —Z. 8. Madeleine Carrol John Barrymore Geçende boşandığı karısile tekrar evleniyor aşk ettikten sonra çıkıp gitmiştir. Karı koca arasında çıkan bu ha- dise, uzun süren bir muhakemeden sonra bir ay evvel boşanma ile neti- lenmişti. Geçen hafta gazeteler, Elaine Bar- rie'nin «kocamın önünde nasıl 80 yunuyordum?» mevzuu üzerinde İ vodvil nevinden bir filim çevirece- İ ğini haber verince, Barrymore hid- | detinden küplere binmiş idi, | Vaziyet bu merkezde iken eski | karı koca, geçen hafta garda karşı- laşmışlaş ve yekdiğerinin kucağına İ atılarak barışmışlardır. istemiyorlar, tütün amelesinin şikâyetleri İş kanunu, iki haftadan beri tat- | bik edilmektedir. Bu müddet zarfın- da, her gün sabahtan akşama kadar müessese sahibleri, işçiler, iş dairesin- den izahat almaktadır. İş müfettişi B. Hlükün söylediğine göre, ilk gün- lerde, izahat istiyenler iki yüzü bul- muştu. Son günlerde, iş dairesi biraz tenhalaşmıştır. İlk günlerde kanun da anlaşılamıyan maddeler vardı. | Daha doğrusu bazı patronlar <anlı- yamıyor» diye işi uzatıyorlardı, şikâ- yet edilen meselelerden geceleri ço- cuk ve kadınların çalıştırılması hal- ledilmiştir. İktisad vekâleti bir sene müddetle, çocuk ve kadınların fabri- kalarda çalışmasına müsaade etmiş- tir, Çocuk ve kadınların geceleri çalış- mesında, ahlâki mahzurlar görülmüş tür. Bu ahlâki düşünceler pek yerin- dedir, Fakat gece çalışmağa muhtaç kadın ve çöcukların vaziyeti ne ola- caktır?. Netekim kadın ve çocuklar iş dairesine giderek, — geceleri çalışmak istediklerinden bahsetmişlerdir. İş müfettişi diyor ki: — Şikâyetler pek mülenevvidir. Ki- mi geceleri çalışmak istiyor, kimi de istemiyor, bütün bunları ayrı ayrı tedkik etmek lâzımdır. Esasen bu me- seleler hiç tedkik edilmemiş, bakir bir sahadır. Bu yepyeni sahada çabuk hükümler vermek doğru değildir.» Ekmek amelesi gece çalışmak istemiyor Son günlerde ekmek yapıcıları ge- celeri çalışmak Âİstemediklerinden bahsediyorlar, diğer taraftan fırın sahibleri aksi kanaattedir. Hangi ta- raf haklı? Birdenbire hüküm ver- mek güçtür. Fakat ekmeğin pek er- kenden hazırlanması için, amelenin geceleri çalışmasına ihtiyaç vardır. Kış günlerinde ekmek saat yedide, yaz günlerinde saat beşte hazırlan- ması lâzımdıt. Bu şerait altında, amelenin gece- leri çalışması, şehrin gıda ihtiyacı için bir zarurettir. Aksi takdirde, sabah sabah fırınlarda ekmek bulunamaz Halkın en büyük ihtiyacı olân ekmek tevzi işi aksamış olur. Bü zaruretler karşısında, ekmek amelesinin geceleri çalışması, şehir için bir ihtiyaçtır. Tül amelesinin şikâyet İş dairesine hergün, işçi zümrelerin- den şikâyetler gelmektedir. Evvelki gün tütün İşçileri saat başına para almalarından şikâyet etmişlerdir. Bir kaç aydanberi, inhisarlar idaresi fab- rikalarında, ameleye yevmiye yerine, Saat başına ücret verilmektedir. İnhi- sarlar idaresi bunu yaparken, şu ci- hetleri düşünmektedir: Bir amele, fabrikada, muhtelif — işlerle meşgul Luki saat başına ücret verilince bu- nu anlamak daha kolaydır. Fakat bu İ tarzda, pâra vermek de, amelenin le- hinde olmamıştır. Çünkü amele saht başına para aldığı için, boş durduğu Saatlerde boşa gidiyor, amele diyor ki: — Fabrikanın çatısı altında boş geçen sastlerimizden dolayı neden pera almıyalım, saatler boş geçiyor, © cişyok Bizim ne kabahatimiz Ameleye yol veren müesseseler Bazı müessese sahipleri de, iş kanu- nunun kayıdlarından kurtulmak için ameleye yol vermişlerdir. . İş kanunu on kişi çalıştıran müesseselerde tat- bik edilmektedir. Bazı pâtronlar, ka- nunun çerçevesine girmemek maksa- dile, on işçideri ikisine yol vermiştir. İş müfettişine sorduk: — Bu gibi müesseseler hakkında ne yapılabilir? «— Müfettişlerimiz, bu gibi mües- seselerde de tahkikat yapıyorlar. Esa- sen işten çıkarılan ameleler, bize, şi- kâyet etmek suretile, bu müessese- lerin adreslerini bildirmişlerdir. On kişi çalıştırmağa kabiliyeti olan mü- essesede beş altı kişi gördüğümüz takdirde, burada iş kanununu derhal tatbik edebiliriz. Bu gibi müesseseler hakkında kanun! takibat ta yapeca- diz» İki haftadan beri tatbik edilen iş kanunu hakinda henüz bir hüküm vermek doğru değildir. Kanunun te- sirlerini anlamak için, biraz daha bek- lemek icab eder, herhalde tatbik dev- resinde, tadili icab ettirecek nokta- lar göze çapacaktır, fekat yukarda yazdığımız gibi, bü noktalar henüz tebarüz etrhemiştir. Gün geçtikçe, kanunun mahiyeti anlaşılacaktır. İş teşkilâtı genişletilecek İş kanununu tatbik etmeğe bugün- kü iş dairesinin kadrosu kâfi değildir. Kanunun her fabrikada nasil tatbik edildiğini anlamak içir, geniş bir tef- tiş teşkilâtına ihtiyaç vardır. Bu teş- kilât işe başladıktan sonra, patron ve amele arasındaki şikâyetlerin mahi- yetini anlamak daha kolay olacaktır.» MA. Zarada spor faaliyeti Zara (Akşam) — Zarada Gençler Birliği namı altında bir spor klübü te- şekkül etmiş, idare heyeti başkanlığı- na İnhisarlar müuhasibi B. Suat Dinçer seçilmiştir. İlk adım olarak klübün masraflarını karşılamak üzere Cum- huriye mektebinde Birlik gençleri ta- rafından (Kızıl Çağlıyan) adlı piyes olmaktadır. Her işin maliyet fiatini tesbit etmek için, o işlere ne kadar masraf yapıldığı anlaşılamıyordu. Hal- temsil edilmiş ve seyircilerin takdiri- ni kazanmıştır. Urfada su tesisatına başlandı Urfada Halilürrahman suyu ve camisi Urfa (Akşam) — Urfanın en mühim derdi olan su işine artık halledilmiş nazarile bakılabilir. Belediyeler bankasından aktedilen istikrazla tesisat bir şirkete verilmiş ve-işe başlanmıştır. Urfa bir yıl sonra iyi ve temiz suya kavu- şacaktır, Aynizüleyha ve Halilürrahman gölleri yeni baştan tanzim olun maktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: