19 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

19 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tenorlardan mürekkep bir aile Jean Kiepuranın kardeşi de filim çeviriyor Sinema âlemi yeni bir artist ka- zandı. Bu artist meşhur toner Jean Kicpuranın kardeşi Vladislavdır. Viadislav son günlerde Viyanada bir filim şirketile bir kaç filim çe- virme üzere mukavale imzalamıştır. Yakında işe başlıyacaktır. Jean Klepurayı tenor ve sinema artisti (o olarak herkes tanır. Fakat kardeşinin ismini şimdiye ka" dar duymamıştık. Halbuki Viladis- lev da çok iyi bir tenordur. İki se- nedenberi “Hamburg operasında ça- ışmaktadır. Vladislayın bu operaya girmesi çok garip bir şekilde olmuştur. Jean Ki- epura iki sene evvel bir konser ver- mek üzere Hamburga davet edilmiş- ti. Artist kardeşile beraber Hambur- ga gitmiş ve konser verilecek salonu görmek istemiştir. Jean, pek çok bilet satıldığı için, konserin anfiteatr şeklinde çok bü- yük bir salonda verileceğini duymuş- tu. Bu salonda sadanın nasil yâyıl- dığını anlamak üzere kardeşine bir kaç şarkı söyletmiş, kendisi salonun muhtelif yerlerine giderek bu şarkı- ları dinlemiştir. Bu sırada salona Hamburg operası müdürü girmiştir. Müdür şarkı söy- liyen gencin sesini çok beğenmiş ve: — Bu delikanlı kim?... diye sor- muştur, Kicpuranın kardeşi olduğunu öğ- renince kendisini hemen angaje et- raiştir. Fakat bu genç kendisini Kle- pura diye değil, ismini ihtisar ede- rek Ladis diye tanıtmıştır. Ladis, iki sene içinde çok terakki etmiştir. Bunun üzerine filim çevir- | mesi için kendisine teklif yapılmıştır. Jean Kiepura, kardeşinin Kiepura namlle filim çevirmek üzere muka- vele yaptığını duyunca derhal bir sile meclisi toplamıştır. Meşhur tenor, kardeşi muv. z olamazsa bundan kendisinin de za- rar göreceğini düşündüğü için ipti- da prova yapılmasını istemiştir. Jean Kiepura, annesi, babası ve kardeşi Viadislar Kiepuranın annesile baba» sı derhal Viyanaya gelmiş- lerdir. Burada iki kardeşin de iştirakile (görüşülmüş ve bir tecrübe filimi çevrilmes ka- rerlaştırılmıştır. Bu karar derhal tat- bik edilmiştir. Filim çok iyi netice vermiştir. Vladislav gerek şarkı, ge- rek oyun bakımından çok muvaf- fak olmuştur. Jean Kiepura kardeşi için: «Yakın- da beni gölgede bırakacak» demiş. Bir gazeteci meşhur tenorun bâ- besile görüşmüş: «Ve siz ailece iyi sesli misiniz?» diye sormuştur. Baba- sı şu cevabı vermiştir: — Biz sanatkâr bir aileye men- gubuz. Büyük babam, babam tenor- dular. Bir zamanlar ben de tenor- luk ettim. Karımın da sesi güzeldir. — Oğullarınızdan hangisinin sesi daha güzeldir? — Jeanın sesi daha güzeldir. Fa- kat Vladislav aktörlük bakımından daha ileridir. Çok neşeli bir gençtir. Bizi mütemadiyen güldürür. Haber verildiğine göre bir sinema şirketi iki kardeşe birlikte filim çe- virtmeği düşünüyor, Leni Riefensthal birden- bire gözden düştü Alman devlet tiyatroları müdürü Meşhur Alman sinema yıldızı Leni Riefenstahi, Beriifide gözden düş müştür. Paris - Soir gazetesi bu hususta şu tafsilâtı veriyor: Doktor Frlekin evinde mükellef bir suare veriliyordu. Berlinin en kibar kadınları ve erkekleri salonları doldurmuşlardı. Birdenbire propa- ganda nazırı doktor Goebbelsin kes- kin sesi duyuldu: — Suareyi terkediyorum. Zira burada Aryen olmıyan bir sima var- dır. Salonlarda bulunanlar bu sesin geldiği tarafa başlarını hayretle çe- virmişler ve buz kesilmişlerdi. Dok- tor Goebbelsin bu sözleri söylemesi için ehemmiyetli bir sebep bulun- mak lâzımdı. Propagan.. azını sö züne devamla: — Bayan Leni Riefenstahlin © dadı arasında yahudiler bulunduğu üzerimde bulunan vesikalarla sa bittir. Bu sözler üzerine gözler durduğu yerde sendelemekte olan sinema yık dızina dikildi. Doktor Frick artisti bir tarafa çekerek ondan çekilip git- mesini Tica etti, Bu gayri muntazır hadiseden şa- Şırıp kalan yıldız, hiç bir itirazda bulunmadan çekildi. Artistin bu âkibete uğraması için bin türlü farâsiye ve tahmin yürü- tülmektedir.” Fakat en doğru görü- len faraziye, ocdadı arasında yahu- di bulunduğundan değil, Alman dev- let tiyatrolarının müdürü olan Gus- tav Grüendgensin, sinema yıldızı aleyhine açmış olduğu mücadelenin açtığı mücadelede muvaffak oldu e muvaffak olmasından dolayı gözden düştüğüdür. Gruendgens, Alman devlet filimle» ri inhisarının Leni Riefensthale ve- rilmiş olmasına karşı bir çok defalar şiddetli itirazlarda bulunmuş ve 80- nunda noklai nazarını doktor Goeb- belse kabul ettirmiştir. Leni Ricfensthal evvelce bilhassa spor filimlerinde çok muvaffak olan bir artistti, Nazi rejiminden sonra Hitler kendisini çok himaye etmiş, Adeta sinemasdiktalörü yapmıştı, Suriyede gizli mali müzakereler Müzakerelerin sızmaması için Suriye gazetelerine para dağıtılmış Maleb 18 (Hususi muhab den) — Suriye ve büyük Lübj yon bankasının imtiyaz müddeti ya- kında hitama erecektir. Yeni imtiyaz- name tanzimi müzakerelerine başla- mak üzere bu bankayı teşkil etmiş olan sermayedar grub, Berarı gönder- miştir. Berar, Lübian hükümeti nezdinde müsald şartlar bulmuş ise de Suriye hükümeti ile olan konuşmalarını müs- bet bir neticeye bağlıyamamıştır. Çün- Kü tam o sıyada af kanunu çıkmış ve başta doktor Şehbender olduğu halde Suriye nasyonalistleri Şama avdet etmek üzere bulunuyorlardı. Vatani blokun hükümeti Mordom kabinesi, Berara karşı bir taraftan eski muka- vele şartlarından daha ağır şartlar Koşmakla. beraber diğer taraftan mü- zakereleriri mevsimsiz olduğunu ihsas etmişti, Berarın uğradığı akibet âli komi- serlik mahfillerini bir hayli sinirlen- dirmiş ise de aldığımız malümata gö- re Suriye hükümeti ile vaki samimi konuşmalardan sonra böyle bir jestin şimdilik lüzumu üzerinde her iki ta- raf da mutabık kalmışlardır. Bazı sermayedarların teklif ettiği şartlar içinde Emisyon bankasının tealebleri kabul olunacaktır. Fakat bu şartlar © kadar ağırdır ki halk arasında du- yulması bile Suriyenin iç buhranı arttıracak mahiyettedir. Bunun için şartların Ortaya çıkmaması chem- miyetli bir mevzu olarak telâkki edil- İ mektedir. Gizliliğine çok ehemmiyet verilen bu mali müzakerelere aid haberlerin sızmaması için Suriye gazetelerine de para dağıtıldığı öğrenilmiştir. Dirzorda petrol idarehanesi Şam 18 (Hususi) — Suriye petrol imtiyazını alan Irak petroleum şirke- ti Dirzorde idarehane açmış ve me- murlar tayin etmiştir. Vataniler arasında Hama 18 (Hususi) — Suriy yon bankası ve petrol meselesi Vatani Parti erkânı arasında şiddetli ihtilâf- İar çıkmasına vesile olmuştur. Bu iki mali meseleden dolayı hükümet er- küni takbih olunmaktadır. Sebebi şu- dur: Vatanilere göre, hükümet imtiyaz- lara mukabil hiç olmazsa işsiz genç- lere Vatani memurlarına iş ve bir mikdar para temin edebilirdi, Bunu da yapmamıştır. Hükümet ne me- murları ve ne de Vatani gençleri hi- maye etmemektedir. Güzel sanatlar akademisinde toplantı Dün güzel sanatlar akademisinde ders yılı sonu münasebetile öğleden sonra bir toplantı tertib edilmiştir. Memleketimiz fikir ve sanat hayatına mensub tanınmış zevatın davetli bu- lunduğu bu toplanlıda güzel sanatlar akademisi müdürü B. Bürhan Top- Tak akademinin müstakbel çalışma programı hakkında izahat verdikten sonr maruf musikişinaş B. Lico Ama- rın keman Konseri dinlenmiş ve bilâ- hare davetliler hazırlanan büfede izaz edilmişlerdir. Akademinin tertib ettiği dünkü top- lantı çok samimi bir hava içinde geç vakte kadar devam etmiştir. Posta paketlerinin gümrük işleri sadeleştirilecek Posta telgraf umum müdürlüğü posta işleri reisi B. İbrahim bazı ted- kiklerde bulunmak üzere şehrimize gelmiştir. Posta işleri reisi bilhassa paket pos- tahanesinde tedkikat yapacaktır. Pos- ta paketlerinin gümrük kontrol ve muayenelerini daba basit bir şekle sokmak için dün gümrükler başmü- dürü B. Mustafa Nuri ile temasa geç- miştir. Bu görüşmeler birkaç gün dar ha devam edecek ve yapılacak islahtm esaslari tesbit edilerek tatbikata giri- şilecektir. Ankara konservatuarındaki gençler İstanbula geliyorlar Ankara konservatuarı opera ve teni- sil bölümünde bulunan gençler tem- muzda kampa çıkmak üzere şehrimi. ze geleceklerdir, İ de bu akşam saat 21,20 de 19 Haziran 195 Başvekil (Baş tarafı birinci sahifede) geldiler. B. İsmet İnönü toplanan Kalabalık halk coşkun tezahüratile karşılandı Başvekil 40 dakika kadar. Malat- ada kaldılar ve saat 22 de halkın al- rı srasında Elâzize hareket et- tiler, Son vaziyet Tunceli hakkında son zamanlaxda gazetelerde bazı mübalâğalı haberler çıkmıştır. En doğru malümata göre vaziyet şudur: Hükümet asırlardan beri bakımsız kalan ve halkı iptidai bir hayat yaşıyan Dersime medeniyet nurunu götürmeğe karar vermiş ve bu karar üzerine iki sene evvel Tunceli vilâyetini teşkil ederek ıslahata baş- Jamıştı. Bu ıslahatın başında yol yap- mak, mekteb yapmak, karakol yap- mak gibi şeyler vardı. Hükümet programını iki sene fasi- lasız surelte tatbik etmiş, birçok yol- lar, mektebler, karakollar yapılmıştır, Fakat bazı rcisler hükümetin bu ic- raalından meronun olmamışlar ve muhalefete kalkışmışlardır. Bunun üzerine hükümet icab eden tedbirleri almış ve vaziyete tamamen hâkim ol- muştur. Bugün Tuncelinde ıslahat programı durmadan tatbik edilmektedir. Her tarafta» büyük bir faaliyet vardır, Başvekil İsmet İnönü, programın tat- bik şeklini tedkik etmek üzere Elâzi- ze hareket etmiştir. Kendisine refa- kat eden sıhhiye vekili de 'Tunelinde sihhi teşkilât için lâzım gelen tedkik- lerde bulunacaktır. Yakın bir zaman- da Tunceli de memleketin mamür bir Köşesi halini alacaktır. izmitte Atatürk günü (Baş tarafı 1 inci sahifede) Atatürkün nutkundan okunan pars çalardan bazılarını bildiriyorum. Bü- yük halâskâr diyorlardı ki: «— Bütün cihan emin olsun ki bu millet, ilama, imhaya değil, hakkı hayata, hakkı istiklâle müstahak ve elyaktır.. «Türkiye halkı asırlardanberi hü müstakil, yaşamış ve istiklâli bir lâzı- mel hayatiye telâkki etmiş kahraman bir kavmin evlâdlarıdır. Bu millet, is- tiklâlsiz yaşayamaz ve yaşamıyacak- tır.» Bugün birer hakikat olan bu sözler halkı coşturuyor. Bahçe alkıştan çın- yordu... Müteakiben bir talebe Atatürke aid bir şiir okudu. Ve bu da çok alkışlan- dı. Bütün davetliler ve halk hazırla- nan büfede izaz ve ikram edildiler, İzmitliler geç vakte kadar bu mesud günü Lesid eti. Bahçede yer alan ban- dolar ve orkestra muhtelif - parçalar çaldı. harebeler başladı (Baş tarafı 1 inci sahifede) Bu mıntakadaki Franco mevzileri karşı sahildeki Baskların ateşine ma ruzdur, Basklar burada. bombardı- manlara rağmen tekrar toplanmağa gayret etmektedirler, Akşam ağır topçu ile Franco tay» yareleri Picos de Luzucro burnunda ki Bask mevzilerini borabardıman ete mişlerdir. Sazt 18,30 da Franco kıta ları şiddetli bir muharebeden sonra Archanda tepesini ellerine geçirmiş- lerdir. Besklar Archandanın Gazino- sunu müstahkem bir mevki haline koymuşlar ve oraya 12 tane mitralyöğ yerleştirmişlerdi. Bunları susturmak için topçu ve hava kuvvetlerinin müe dahalesi lâzım gelmişti. Bu mevki uzun müddet Franco kı» talarının ilerlemesine mani olmuştur, Nihayet üç motörlü bir tayyaredeni atılan bir bomba Gazinoyu tamamilş tahrib etmiş ve kıtalar bu sayede ileri hareketlerine devam edebilmişlerdir, Basklar şimdi yalnız Baruabe tepesin) işgalleri altında bulundurmaktadır! lar, |

Bu sayıdan diğer sayfalar: