19 Haziran 1937 AKŞAM laaan AKŞAMDAN AKŞAMA Kapanan fabrikalar Gümrüklerde biriken bazı tüccar eşyası vardı, Bunların kontenjan ha» riel olarak hep birden memlekele $0- kulmalarına müsaade edilmesi neti- cesinde, hususi o sermayedarlar elin- de bulunan dört fabrikanın kapan masma mecburiyet görüldüğünü ga- zeleler yazdılar. Bu kapanan fabrikalar şehrimizde Sellüloid ve Galelitden tarak yapıyor- Tarmış. Halbuki idhaline müsaade edi- len eşya arasında çok dayanıklı bir maddeden yapılan gayet ucuz tarak- lar da varmış ki bunların piyasada on kuruşa satılmaları kabil oluyormuş. Alâkadarlar bu işe yatırdıkları ser- mayenin körlenmesini ve bir çok İş- çinin açıkta kalmasını ileriye sürerek İktisad vekâleti nezdinde teşebbüste bulunmuşlardır. Alâkadarların vaziyeti hakikaten ülmeğe lâyiktir. Açıkta kalan işçiler dolayısile teessür duymamağa da imkân yoktur. Ancak işin içinde gayri tabii bir vaziyet vardır ki o da bütün memleketi alâkadar edecek bir mahiyeti (o haizdir. Şu küçük misal ile görülüyor ki endüstri hareketi münhasıran dev- let himayesine sığınarak yaşamak meeburiyetinde kalırsa, istikbali ga- yet meşkük bir vaziyet içinde, karan- lıkta kalır ve ayni zamanda bütün memleketin sırtında bir yük teşkil et- mekten hali kalmaz. Ucuz tarakların idhaline müsaade edilmeseydi ne olacaktı? Mevcud ta- rak fabrikaları çalışmakta devam e debileceklerdi. Fakat bizler tarağı pahalıya alıp duracaktık. Tarak fab- rikasına sermaye yatırmış kimselerin bu sermayelerine mukabil bir kazanç temin etmeleri pek meşru görülse de bizlerin pahalı flate mal almamızı meşru ve muhik gösterecek büyük, ciddi ve milli bir sebeb gösterilemez. Bir kere, bu kabil işlerde, sermaye- darların behemehal Türk olması icab etmiyor. Ecnebi sermayedarların hu- rada açtıkları yerli fabrikalardan, gümrük himayesi sayesinde, müste- fid olmaları meselesinde asıl Türkle- rin istifadesi hemen hemen amelelik etmeğe inhisar ediyor, Sonra, himaye gören bu sermaye lerin yüzde kaç kâr etmeleri muhik görülebilir? Bunu nasıl tayin ve kon- trol etmek kabildir? Halktan pahalı mal şeklinde bir vergi alınarak endüstri müesseseleri» ne verilmesi makul, muhik ve-mazur görülebilmek için o endüstrinin evve- lâ bütün millet için ehemiyeti haiz bir şube olması icab eder. Sonra da, ilk acemilik ve başlangıç devresi ge- çince, kendi kendiliğinden, serbes re kabet sahasında da yaşamağa kabili- yeti haiz olması lâzımdır. Endüstri hareketini teşvik ve teşci ederken halka muvakkat bir devre için bir fe- dakârhık yükletilebilir. Fakat suni bir teşebbüsü zorla ayakta tutmak için daimi bir vergiye cevaz vermek mill zenginliğin kaynaklarını beyhuda ye- re İsraf etmekten başka bir mana ifa- de etmez. Akşamcı nsan Ruhsatsız vaaz veren bir hoca Kârabaş camisi imamı bay Avni İle müezzin bay Mehmed zabıtaya müra- cant eedtek, camip gelen bir hocanın mukabele okuduktan sonra, vaizde bü». Tunduğunu, halbuki vaaz etmek için müftülükten ruhsatnamesi olmadiği- nı söylemişler ve vaizden men'ini iste» mişlerdir, Zabıta, bunun üzerine vaazeden Ho cayı sorguya çekmiştir, — Hayatımızın, yalnızlıktan başka | Büyük bir âlim İbni Sinâ ihtifali için Istanbula geldi Bej tab cemiyeti reisi ve Belçikalı âlim profesör Tirokot Reyer, dün sabahki semplon eKspresile şeh- rimize gelmiş ve istasyonda üniversi- te, etibbaodası mümessilleri (o vesair zevat tarafından karşılanmıştır. Dünya tıp âleminde maruf bir şah- siyet olan profesör Perapalas oteli- ne misafir edilmiştir. Profesör, bilhas- sa (ıp tarihini ilmi esaslara göre ilk defa tedvin eden ve şimdiye kadar ondan fazla beynelmilel tıp tarihi Kongresinin içtimamda müessir olan bir zattır. Profesör, pazartesi günü yapılacak olan İbni Sinâ ihtifaline iştirak etmek üzere şehrimize gelmiştir. Kendisi bu ihtifalde büyük Türk âlimi hakkında bir hitabe söytiyecek, bundan sonra da salı günü akşam üniversite konferans salonunda (İbni Sinânm ve Türk tıbbının Avrupa te- babeti üzerine tesiri) mevzuu etrafin- da bir konferans verecektir. Şehri- mizdeki ilim mahafili, profesörün ge rek İbmi Sinâ ihtifalinde yapacağı hi- tabeye, gerek salı günkü konferansı- na büyük bir ehemmiyet veriyor. Yeni bir kapı Edirnekapıda kaza ihti- maline karşı tedbir alınıyor Edirmekapı tramvayları kale kapı" sının önünde durarak manevra ya- parlar. Diğer taraftan şehre girecek veya dışarıya çıkacak nakil vasıtala- Tı daima bu dar kapıdan girip çıkma mecburiyetindedirler. Bu hal kaza ihtimallerini fazlalaştırmaktadır. Öğrendiğimize göre, bu tarihi Kapı- ya ilişilmeksizin ona yakın bir yerde daha bir kapı açılması ve bu kapılar- dan birinin; giriş ve diğerinin çıkış için kullanılması muvafık görülmüş- tür: Eminönü Halkevi binası Eminönü. Halkevinin.. Çarşıkapıda İplikçi hanı binası yerinde yapılaca» ğını yazmıştık, Bu bina ile civarında ki binalara aid istimlâk haritaları bit miştir. Yapılan tedkikatte bu saha- nın Halkevi inşası için müsald olduğu görülmüştür. Verilen karar Halk Par- tisi genel sekterterliğince tasdik edi- Jirse sahanın istimlâki ile inşaata he- men. başlanacaktır. Tophanede bir heroin imalâthanesi bulundu. Gümrük muhafaza teşkilâtı, Top- hanede bir evde araştırma yapmıştır. Neticede esrar ve heroin imaline mah- sus âlât ve edevat bulunmuştur. Araştırma esnasında üç kaçakçı ya- Kalanmiş, bunlardan birinde bir ta banca' bulunarak müsadere edilmiş- tir. Şebeke efradımın tamamile meydâ- na çıkarılması için tahkikat derinleş- tirilmiştir. Bir talebe arkadaşını yaraladı Carin müşahade altına alındı Dün öğleye doğru Vefa lisesinde i- ki talebe arasında, müessif bir hâdise olmuştur: Lisenin beşinci sınıfından Celâl ile Abdürrahman İngilizce im- tihanına beraberce girmişler ve mü- meyyizlerin suallerine cevaplar ha zırlamakla meşgul bulunmuşlardır. Bu sırada Celâl elini birdenbire ce- bine atmış ve bir berber usturası Çi- kararak Abdürrahmanı gırtlağından ve elinden yaralamıştır. Celği, bundan sonra usturayı bah- çeye atmış, kendisi de sokağa çıkarak kaçmağa koyulmuştur. Abdürrahman tesadifen bir üçüncü komiserle karşılaşmış ve onu görünce teslim olmuştur. Yaraları hafif olan Abdürrahman. Cerrahpaşa hastanesine yatırılmıştır, Tifo vakaları Sıhhiye müdürlüğü bir ihbar üzerine tahkikat yapıyor Dün oku; mızdan bazı zevat, bize dikkate şayan bir haber verdiler: Balatta Hamami Muhiddin ve Tanbut- cu sokaklarında 20, 25 evde tifo va- kası görüldüğü halde ev sahipleri bu hastalıkları belediyeye ve hükümet hekimlerine Haber vermemişler. Çok dikkate şayan gördüğümüz bu ihbar üzerine Sıhhiye müdürlüğünün naza” rı dikkatini celbetfik: Sıhhiye müdürlüğü Balat ve civar rında tahkikata başlamıştır. İddia edil.) diği gibi gizli kalmış tifo vakaları var- sa derhal tedbir alınarak bu evdekile- Te mecburi aşı yapılacak; ayni zaman» 'da bulaşık Hastalıkları haber vermek le mükellef olanlar hakkında bu vaka- ları gizledikleri için kanun! takibata; başlanacaktır. Sihhiye müdürlüğü tifo vakalarına karşı şehrin muhtelif yerlerinde-aşı istasyonları yapmıştır. Bu istasyonlar; hükümet ve belediye hekimlerinin ne zaretleri altındadır. Balat ve civarına gelince, Sıhhiye müdürlüğünden. verilen malümata gö- re Balat ve civarında son günlere ka- dar tifo vakasına tesadüf edilmemiş- ti. Tifo, şehrin Fatih, Eminönü ve Bo- yazıd kazaları hududu içindeki mar hallelerde görülmektedir. Maamafih , bu vakaların da mutad miktarı teca- vüz etmediği bize temin edildi. Festivalde itfaiye töreni yapılacak Bu seneki festivalde de bir itfaiye töreni yapılması muvafık görülmüş- tür. Törenin geçen senekinden fark- İN olmasına karar verilmiştir. Program itfaiye mjidürü İhsan tarafmdan yar pilıyor. İtfaiye töreni 21 temmuz cu- martesi günü yapılacaktır, İlk mekteplerde ikmal imtihanlari bitiyor İlk mektep ikmal imtihanlarının arkası pazartesi gününe kadar &lr- nacaktır. İlk mektep talebesine veri- lecek olan şehadetnameler matbaada basılmıştır. Şehadetnameler bir haf- tasonra dağıtılacaktır. Askeri kamp Hk devre dün Yedek subay okulunda açıldı Üniversite ve yüksek mahsus olan askeri kamp dünden İ- tibaren Harbiyede yedek subay oku- lunda açılmıştır. Kampın bu devresi ne tıb ve fen fakültelerinden imtihan» larını bitirenlerle bu sene imtihana tar bi olmıyan talebe iştirak etmişlerdir. Kampın bu devresi 7 temmuzda, bite- cek ve 9 temmuzda ikinci devresi büş- liyacaktır. İkinel devreye hukuk,. © Gebiyat fakülteleri talebesile birinci devreye iştirak etmiyen tıb ve fen fa» kültelerinin talebesi devam edecek» lerdir. Bu devre 28 temmüzda bitecek» tr. Kampın üçüncü devresi 5 ağustos” ta başlıyacaktır, Bu üçüncü kampın bütün yüksek mektebler talebesile dişçi ve eczacı mektebleri talebeleri iştirak edeceklerdir. Devre 24 ağus- tosta bitecektir. Bu sene kamplara işitark edecek talebe 3600 kişidir. Polonya ile ticaret muahedesi bir ay uzatıldı Polonya ile aramızdaki ticaret mua» hedesi 21 hazirandan itibaren bir ay müddetle uzatılmıştır. Iş kanunu Bazı işçiler fazla çalıştık- larından şikâyet ettiler İş kanununun tatbikine devam edi- lirken iş yerlerinden çıkarılan bazı iş- çiler alâkadarlara müracaata devam ediyorlar. Muhtelif fabrika işçilerin- den sonra dün de tütün amelelerinin. Şikâyetleri başlamıştır. Haftada 48 Saatlik mesai henüz tatbik edilmedi. ğinden iş yerlerinin, işçileri günlük mutad mesat zamanından bir iki saat daha fazla çalıştıkları, buna muka- bil yevmiyelerine hiç bir ilâve yapma» dıkları iddiz ediliyor. Ameleler tahkikat için iş yerlerine gönderilen müfettişlerin yalnız mü- €ssese ile değil, kendilerile de temas etmelerini istemekte ve nizamnamele- rin bir an evvel çıkmasını beklemek- tedirler; Kabotaj bayramı hazırlığı 1 temmuzda yapılacak olan kabotaj bayramı hazırlıkları yapılıyor. Bay- ram günü akşamı limandaki gemiler donanacak ve o gece denizciler bir de- niz tenezzühü yapacaklardır. Küçük Kemalin ihtifali tehir edildi Fatih Gençlerbirliği Küçük Kemal için bir ihtifal tertip etmişti. İhtifal gelecek haftaya bırakılmıştır. Aldığı mız bir mekfupta günün ayrıca ilân edileceği bildiriliyor. Dut satışı kontrol ediliyor Dutların açıkta ve pis kaplar için- de satılması, belediye kararile mene dildiği halde son zamanlarda bu em- re riayet edilmediği görülmüştür. Dutları içi dışı boyasız ve üstü ka» palı olmıyan kaplar içinde satanlar, şiddetle ceza göreceklerdir. Bay Amcaya göre... .. Bütün günlerimiz tam bir yalnız şikâyet edilecek bir tarafı yok bay | likiçindegeçiyort... Ben birköşede... Amca... Refik Ahmed Sevengil, yeni roma- ninm adımı Açlık koyduğuna, bem ce, hiç de iyl etmemiş: Knut Ham- sun'un bu adda bir romanı dilimize bay Peyami Safa tarafından tercüme edilmişti. O eserin mevzuu gerçekten açlıktır; Refik Ahmed Sevengil ise, romanının unvanında bu kelimeyi ta- mamile remzi bir mânada kullanmış. etti.) Refik Ahmed Sevengil'in o Açlık'ını okudum: yıllar var ki Octaye Fetill&'- nin ve o soydan muharrirlerin kitab- tesadüfün adetâ şuuru bulunduğuna bizi inandırırlar, Açlık'ta da bu meziyetler var. Şa- hısların hiç biri kendilerinden bekle- nilmedik bir harekette bulunmuyor- lar. Daha başlangıçtan itibaren bili. yoruz ki Ahmed Turgud, Gülseren iyi, sevilecek insanlardır; onlardan hoşu- muza gitmiyecek bir hareket sadir olamaz. O kadar ki vaktile hayli gö- nül eğlendiren Ahmed Turgud, olduk» ça güzel ve şampanya serhoşu bir ta- Ze kollarında yarı baygınlık içinde dudaklarını uzattığı zaman bile, bir tevbekâr olduğunu unutmuyor: «Ah- med Turgud'un içindeki aç erkek uyanmak üzere İdi; sinirlerinde bir yıldırım alevi baştan başa dolaşmak üzere idi; fakat göz açıp kapayıncıya kadar kısa bir zaman içinde kendisi. ne geldin (5. 75). Gülseren iyi bir hukuk müaşviri da şairane vecizeler söylemeğe de va- kit buluyor: «Lâkin bir bakıma aşk madi mi?» (s. 73). Fakat Güleseren'i terbiye ve iyiliği, kendini silik gösterecek dereceye var- dırdığını sanmayın; onda ihtiras da var ve bunu bağırırken, cici bir kıs olduğunu unutuyor: «Anamın yer- yüzünde yıllarca neşeli bir çehirenin maskesi arkasmda gezdirdiğini his- seder gibi olduğum ıztırap ve o feci ve müthiş akıbet beni kendisine çeki- yor ve korkutuyor. Bütün erkekler, siz, hepiniz kahrolunuz.» (s. 148), Hem bunları babası yerinde, babası olmağa ramak kalmış birsadama ya. zıyor, (Devamı # üncü sahifede) Nurullah Ataç SAV — O halde, bir sayiyede er tutunl...