Sahife 6 AKŞAM Taç giyme münasebetile şehrimizdeki merasim | | Sabah Ingiliz sarayı kilisesinde âyin yapıldı öğleden sonra bir garden parti verildi Dün İngiliz sefarethanesinde yapılan merasimden İngiliz kralının taç giyme mere &imi münasebetile dün sabah Beyoğ- Yundaki İngiliz sarayı kilisesinde dini bir âyin yapılmış, bu Ayinde İn- giliz sefiri, hükümet erkânı, şehri- mizde bulunan ecnebi sefarethane- ler, konsoloshaneler erkânı, İngiliz tebaası hazır bulunmuşlardır. Âyini sefarethane kilisesi baş Tar hibi yapmıştır. Kilise hıncahınç do- Mı idi. Sefarethane binasına İngiliz bayrağı çekilmiş, dış kapısının iki tarafına da İngiliz kralının arması konulmuştu. Merasimde Hariciye vekili doktor Tevfik Rüştü Aras da bulunmuştur. Ayin saat 11,5 de bitmiştir. Öğleden sonra saat on üçte İngi- Uz sefiri Sir Persi Loren sefarle ko- nağında İngiliz tebaasının tebrikle- rini kabul etmiştir. Saat on altıda büyük bir gardenparti verilmiştir. Büyük bahçe kadın, erkek büyük bir kalabalıkla dolmuştu. Mektepli küçük kızlar ve erkek ço- cuklar da muhtelif İngiliz kral ve kraliçeleri kıyafetlerine girmişlerdi. Bahçeye inen merdivenlerin altında iki sıra olmuş 50 kadar eski İngiliz askeri yer almıştı. Bahçeye inen merdivenin tamam karşısında sefir ve refikaları yer al- mişlardı, Merasime İngiliz milli mar- güle başlandı. Eski askerler, sivi kıyafetle küçük bir geçlid resmi yap- tilar. Bunu müteakip krallar resmi geçidi başladı. Elinde borazan bir çocuk geçenleri davetlilere takdim ediyordu: — Elizabet. Esad Mahmud Karakurd Viktorya. Ve bütün kraliçe ve krallar sefa- rethane bahçesinin bir köşesinden kalkarak başlarında taçları, sırtların- da ağır elbiselerile sefirle bayanının önündeki bayrağı selâmlıyor, bahçe- de küçük bir devir yaptıktan sonra eski yerlerine dönüyorlardı. Pek sade giyinmiş olan Aslan yü- rekli Rişar, sonra Hanri alkışlandı. Kraliçe Elizabetle Viktoryanın ak kışlanması daha uzun sürdü. Resmi geçidden sonra eski asker- ler kumanda ile küçük bir yürüyüş daha yaptılar ve bunu kral ve krali- çelerin hep bir ağızdan, bahçeye ko- nan küçük bir piyanonun refaka- tinde söyledikleri şarkılar takip et- ti. Kraliçeler ince seslerile çok güzel okuyorlardı. Şarkılar bitince madalya, nişan tevzii merasimi başladı. Krallar, kra- Miçeler, maiyetleri dükler, düşesler, prensler, preseslerle ağır ağır yürü- yerek bayrağın öntine geliyor, ba- yan Lorenin takdim ettiği madalya ve nişanları alıp geri dönüyorlardı. Saat altıya yaklaşıyordu. Garden- parti başladı. Kalabalık davetlilere sarayın salonunda çay ve pasta ik- ram edildi. Bir müddet sonra hazırun salona davet edildi ve şampanya ikram edildi. Şampanya kadehleri dudak- lara götürülmeden önce sefir Sir Persi Loren kısa bir nutuk söyilye- rek iki senedenberi bu şekilde üç defa toplanıldığına temas etti. Kra- ın jübilesi, eski kral Edvardın İs- tanbulu ziyareti ve bir de bugün ol- SON GECE!L.. Zabit hemen atılıyor... — Müsaade buyurursaniz, kendile- rine refakat edeyim efendim!. — Ben bizzat onları götürürüm. Daha çok erken, siz kalın rica ederim hiç olmazsa!.. Maryora, hemen başını yüzbaşıya, çeviriyor: — Faruk bey; hakikalen kalın 1s- terseniz; biz M. Pupesku ile gideriz. Eğleniyorsunuz hemi... Sonra mat- mazeller de erken ayrılışımızdan mü- teessir olacaklar!... Kalın; kelın!... — Hayır müsaade buyurun ben de geleyim!... Çok yorgunum; sonra yö» yın da erken kalkıp çalışacağımı... Kızın gözlerinde, birdenbire ince bir sevinç ışığının parıldadığını farkedi- yoruz. Dudakları kımıldıyor... — Siz bilirsiniz!... Yürüyorlar!. ... Ayni gece... Saat on ikiye geliyor. hâlâ bir köşede kanapenin üzerine ba» gını koymuş uyumaktadır. Maryora ile yüzbaşı, sobanın karşısında çay İçi- yorlar... Halıların üzerinde kıvrılan Tefrika No. 34 kırmızı, küçük alev parçaları!... Pen- cereden ayın ışığı giriyor... — Bu gece çok eğlendiniz yüzba- pi... Zabitin sinirli bir hali var.. yüzünde karışık, aksi çizgiler... Kesik kesik ce- — Dansederken kızlarla öyle hara- retli, öyle içten konuşuyordunuz ki, sizi gören hepsine birden âşık olduğu- nuza hükmederdi!... — Herkes istediğini düşünmekte — Hele o son defa oynadığınız kı- sın gözlerine dikkat ettiniz mi bil e e iri — Ne oluyorsunuz rica ederim; nis çin öyle aksi aksi cevaplar veriyorsu- nuzl,.. Uykunuz varsa, yorgunsanız gidip yatın yukarıyal... — Hayır, yorgun değilim; fakat bir az sinirlerim bozuk... muhtelif intibalar mak üzere bu üç toplantının mahi- yetinden bahsetti. Sefir sonra Türk - İngiliz dostluğu- na temas ederek dedi ki: «— Bugün Londraya uzak bulun- mamıza rağmen çok sevinçliyiz. Çün- kü bu büyük günümüzü dest bir memlekette kardeşlik sempatisi için- de kutluyoruz» Sefirin nutku uzun uzun alkışlan- dı. Sir Persi Loren nutkunu mütea- kip şampanya kadehini kralın sıh- hatine kaldırdı ve yüzlerce kadeh te havaya kaldırılarak dudaklara gö- türüldü. Bu emada İngiliz milf marşı çalındı, sefir: «Yaşasın kral diye bağırdı, hazır bulunanlar üç de- ia bu temenniyi tekrar ettiler. Ankarada yapılan merasim Ankara 12 (A.A) — İngiliz kralı Majeste altıncı Jorjun taç giyme me- trasimi münesebetile bugün İngiliz büyük elçiliğinde, Anksrada bulun- muyan büyük elçiye vekâleten bay ve bayan Morgen parlak bir resmi kabul tertip etmişler ve misafirleri #sar ve ikram eylemişlerdir. Resmi kabulde Başbakan vekili Sıhhiye ba- kanı B. Refik Saydam ile diğer ve- killer, askeri ve mülki erkân ve diğer bir çok zevat hazır bulunmuşlardır. Bağ haşerelerile tmücadele Gaziantep (Akşam) — Vilâyetimi- sin bilhassa merkez ve Kilis kazala- rında bağ haşerelerile mücadeleye baş- lanmıştır. Bağlarımızı zenk ve diğer hastalıklardan kurtarmak için bu se- ne mümkün olan her şey yapılacak- , — İstirahat edin öyle ise — Uykum yok!... — — Uykunuz yoksa, ve UER- — Amma zannederim sinirleri bo- suk olan yalnız ben değilim bu ak- #smi... Siz de benim gibisiniz!... Mü- temadiyen aksi cevaplar veriyorsu- nuz!... — Siz yapıyorsunuzl!... — Bilâkisi... Bu gece çok eğlendi- Zimi, dans ettiğimi, yok bütün kızla» ra âşık olduğumu söyliyerek bana #erzenişlerde bulunan sizsiniz!... — Kim; ben mi serzenişlerde bulu» 2... Siz çıldırmışsınız!... Ba- ha ne, niçin size serzenişlerde bulu- nacağım?... İstediğiniz gibi eğlenir, i8- tediğiniz şekilde serbes hareket ede- billirsiniz!... Yalnız oraya beraber git miş ve bir aralık pek yalnız kalmış- tam da; onu anlatmak İstedim!.., Zabit hemen gözlerini açıyor: — Ha; o noktada tamamile haksış- sınız işte! ... Siz değil amma elimi çep bük tutmasaydım, ben açıkta kala» çaktım galiba!... m Ne demek?, w O mühendis mi idi, ne idi; sarı #ağlı adamia konuşurken değil ken- dinizi, dünyayı unutuyordunuz!,., # » Rica ederim yüzbaşı! — Niçin kızıyorsunuz; yalan mi İ Kuş kafesi 13 Mayıs 1987, gibi bir ev, güzel bir bahçe, kümes.. B. Minas evlendikten üç hafta sonra 15000 liralık ikramiyeyi kazandı Tayyare piyan- gosunun buse İerki büyük ik- ramiyeleri gayet yerinde kimsele- re çıkmıştır. 30000 liralık ikramiye altı ço- cuğu ve 8 toru- nu olan bir talih- Biye çıkmıştır. Dün çekilen 15000 liralık bü- yük ikramiye de evleneli henüz 3 hafta olan genç bir evliye çıkmıştır. 15000 liralık büyük ikramiyeyi ka- sanan 32333 numaralı biletin sahibi Çakmakçılarda, Sümbüllü handa 36 numaralı dükkânda havluculuk ve peştemalcılık yapan bay Minas'dır. Dün müjdeyi vermek üzere bay Mi- nasa gittik. Kendisnin 15000 lira ka- zandığını haber verdik. Bayi: — Bileti veriniz de, paralarınızı sayayım.. deyince bay Minas: — Bilet bende durmaz Ki, bilet zev- cemdedir. Evin dahiliye vekili our.. bunun için biletin onda durması ga- yet tabiidir... dedi. Son derece nazik ve yakışıklı bir genç olan bay Minasa sordum: — Yoksa kılıbık mısınız?. — Yooo.. kılıbık değilim amma.. zev- cemi çok sayarım tabii... Bay Minss telefonu eline aldı. Kom- şudaki zevcesini makine başına çağir- dı. Ve gayet büyük bir nezaketle zev- cesine haberi müjdeledi. Bileti alıp lütfen geliniz. dedi. Sordum: — Şimdiye kadar hiç piyango ka- zandınız mı?. — 50 ra, 30 lira ve saire olmak ü- zere hemen her keşidede ufak tefek bir şeyler kazandım. Fakat evlilik ba- na çok uğurlu geldi. Baksanıza evle- meli ne kadar zaman oldu. Hemen 15000 Ilrayı kazandım. evlilik uğurlu- dur.. uğurlu... - Bilet niçin zevcenizde duruyar?. — «Benim elim belki uğur getirir.. ben saklıyayım.> dedi. Ben de hemen çıkarıp verdim. İyiki vermişim... Hem size bir şey söyliyeyim mi.. piyan- gonun en iyi İkramiyesi de böyle orta Ikramiyelerdir.. sira insan büyük ik- ramiyeleri kazanınca ne yapacağını gaşırır.. amma böyle orta bir ikrami yeyi şaşırmadan, fazla kalb heyecaül geçirmeden mis gibi o harcedebilirsi- niz. — Bu para ile ne yapacaksınız?, — Şimdi arkadaşlarımla onu konu- şuyordum. Karı - koca en büyük eme- imiz şöyle kendimiz için küçük bir yu- B. Minas söylüyorum ?... Yanınızda adam ver mı, yok mu farkında bile değildiniz!.. Sırtınızı çevirip beraber geldiğiniz in- sanı bir köşede Kız, derhal onun sözünü kesiyor... — Madem ki, açtınız; öyle ise bu en küçük nezaket kaldesini six bana de ğu, ben size müsaadenizle hatirlata- !... Matemde olan ve hiç kimse ile etmiyen bir kıza refakat edip, Onu götürdüğünüz salonda bir el çan- tası gibi ikide birde limon saksisının — Ha bir bu kalmıştı söylemediği- bizi... Bari sizinle dansetmek için ta- banea, çekiyorlardı deseniz daha iyi dlacak!... — Tabanca çekmiyorlardı amma; ondan ayri hareketlerde de pek öy. İs titiz davranmıyorlardı yani!... Me- melâ dansederken bütün ağırlıkları ile göğsünüze çökerek size ânı aşk ei meleri, kur yapmaları!... v katen bozulmuştu. vaya sahip olmaktır. Tabii piyangoda | kazandığım bu para ile biz hayalb mizde yaşıyan kuş kafesi gibi, kübili, bahçeli evi kuramayız. Onun için bü parayı doğru İş bankasına yatıraca» öz. Üzerine de biraz daha para ko- yup istediğimiz gibi kübik, kuş kafe- sine benziyen bir ev yaptıracağız. Hem para bir kenarda dursun.., Bende bu talih varken herhalde geler cek keşidelerde de birkaç bin lira ka- zanir ve istediğim evi kurarım — Demek talihinizden çok mem- nunsunuz.. — Son derece. diyebilirim ki, bir yüz gösterdi. İyi bir izdir tım. İzdivacımdan hemen bir sonra da görüyorsunuz piyango ayalimizde bir ev tasar ğ oda olmak üzere... Benim İçin dünyanın en talihli insanlarından biri diyebilirsiniz. Bay Minas türkçeyi son de: zel konuşuyordu. Okurmuş, y bar bir gençti. Anlatmağa başla Bursalı olduğumuz için son derece çiçeğe ve güle nez misiniz artık ber niz. Bayılırım güle.. bunun için yeni yapacağımız ev mutlaka bahçeli olacaktır. Bu bahçeye güzel ç e bilhassa güller diktirteceğim. # dide gülleri getirteceğim, bulduraca: öm... Sonra bahçenin bir köş son derecede asri bir kümes. tavukları getirteceğim... Piliç çekler, güller arasında kuş kafesi evimde rahat rahat mesud y ğım.. hayatta öyle büyük parada, yük servette gözüm yoktur. Onun için de mesud bir adamım.. İstediğim beni anlıyan bir çük şirin bir yuva idi. İşte bun! oluyor.. hayattan daha ne bekliy Piyango kazanacağınızı ediyor mıydınız?. — Bu sabah kapıdan çıkarken zev- cemle: «15000 liralık ikramiye bize vursa.» diye şöyle bir lâf geçti. Ben: — Tevekkeltalâllah.. dedim.. ve çık- tım. Bu sırada yanımızda bir otomo- bil durdu. Bir genç kadın: - Bileti getirdim.. diyerek mem- run olomobilden atladı, Biraz sonra onlar biribirlerinden son derece mem- nun oldukları anlaşılan hareketlerle otomobile girdiler. Son derece mesut idiler, e, kü- rda m?. ümid Yeni evliler herkesin gıptalı bakış- ları önünde yarın yapacakları kuş ka- fesi gibi evi kurmak için hazırladık- ları sermayenin ilk kısmını almak ü- zere uzaklaştılar. — H F. — Şimdi de kızların size ilânı aşk et- tiklerini mi iddia edeceksiniz? — İddia etmeğe lüzum bile gör yorum!... İddia bir gayenin I için yapılır... Ben ise bu kızlardan İ bir tanesinin bile kafamda şimdi iz İ bıraktığını görmüyorum! — Kabahat onlarda ki, misafir ol- duğunuz için size nazik davranmak lüzumunu hissettiler!... Yani bu suretle iyi mi yaptılar demek istiyorsunuz?. — Elbette iyi yaptılar... Bir y. cıya nezaket göstermek vaz, — O halde niçin kızıyorsunü: — Kim ben mi kızıyorum?... — Tabii, siz kızıyorsunuz! ... Madem» ki; yanında bir kadını olan erkekle zorla densetmek ve dansederken her türlü hareketi yapmak burada bir ne- taket kaidesi telâkki ediliyor, o halde yalnız kaldığınız için kızmağa hakki- Dz yok!... ! — Ben kızmış filân değilim'... O si- gin kendi düşünceniz!... Bilâkis beş dakika bir adamla konuştum 25 | giz kızdınız! lerile Kavga 8 tü oCla'. İkisi in de sinirleri k (Arkası var)