pe ğe ver “Şark şimendiferlerinin satın alınması münasebetle KN AKŞAM 29 Nisan 1Y37 Büyük Millet Meclisinde mühim bir müzakere (Baş taralı 7 nci sahifede) Nafıa vekilinin nutku | i Receb Pekerin beyanatını müteakip | kürsüye gelen Bayındırlık bakanı Ali | Çetinkaya şunları söylemiştir: İ «Meclisin dahili nizamnamesine İ5- tinaden bir hak olarak Receb Peker arkadaşımız kendilerinin isimlerinin bahsedilmesini esas ittihaz ederek söz aldılar. Dikkatle mütalcalarını âinle- dim. Anladım ki, benim huzurunuz- da bütün samimiyetimle ve müteva- Zi bir tavır ve Ilsanla Şark şimendi- ferleri işletme imtiyazını satın almak- ağımızı izah etmem, maalesef bir suitefehhüme sebebiyet £ vermiştir. Noktalnazarımda hiçbir suretle Receb | Pekerin şahsını ve Zamanı ınemur! iye. üni kasdederek düşü , - hatıra gelmiş hiçbir cihet yoktur, kendilerini tekrar temin edebilirim. (Bravo ses- deri). Receb Peker — Teşekkür ederim. Ali Çetinkaya (devamla) — Memle- ketin esâslı bir meselesi ve bir derdi vaziyetinde olan 1872 şenesindenberi bir belâ vaziyetinde işletilmekte bulu- nan bu Şark demiryolları imtiyazı meselesini kaldırmak benim için ve şüphesiz heyeti muhtereme için bir zevki vicdanldir. Bunu takdir ederek bütün vuzuhiyle anlattım. Herhalde zannediyorum ki arkadaşlar üzerinde böyle sultefehhüme meydan verecek, derecede benim sebebiyet verdiğim bir vaziyet yoktur. Bütün samimiyetimle Raşa mesele- sini tedkik ederken esas mukaveleler- de Raşa kaydına tesadüf edemedim ve ondan sonraki vaziyetlerde de ras gelemedim. Raşa kelimesi yalnız keli- me olarak hiç bir şarlı ihtiva etme- mek üzere 929 mukavelesinin 13 üncü maddesinde zikredilmiştir. .Onu da sarahatan okudum, mütalea dahi be- yan etmedim. Ondan sonra gene dosyasında Re- ceb Pekerin el yazısı ile Raşa hakkın- da bir mütaleasını dahi okudum. Bun- dan bir yanlış mâna çıkmasıni anla- mıyorum. Gene kendilerile bu nokta- da beraber değilim, Orada Raşa hakkı zikretmekle beraber gene Raşa hakkı iktisap edilmiş değildir, Raşanın na- zarı dikkate alınması için şart olma- $ı lâzımdır. Böyle bir şey yoktur. Böyle bir ibare zikrediimiş ve kendi ©) yazılarile kaydedilen işaretle teyid ediyor ki, Raşa meselesi halledilmiş ve bir şekil almış vaziyette değildir. Bunu bu suretle İzah ettikten sonra bütün mütalealarının herhangi - bir müfredatı üzerinde fazla izahat vere. rek heyeti muhtermeyi rahatsız et- mek istemiyorum. Geçen müzakerede Jâzım olduğu kadar izahat verdiğimi zannederek fazla söz söylemek İste- miyorum, Yalnız işaret ettiğim bazı noktaları izah etmekte lüzum hisse- diyorum. İntizar hesabı Daha ziyade intizar hesabı mesele- sinde durdular, bu intizar hesabı me- selesini ben yalnız şahsi olarak gör- müş, düşünmüş ve hükmetmiş, onun | üzerinde yürümüş değilim. İntizar hesabı meselesinin şirketle olan mu- haberemizde sakat bir telâkkiye sebe- biyet verdiğini Başvekâlet makamına bir takrirle arzetmiştim Bu başvekâlet- ten bir heyeti hukukiye teşkil edile- Tek tedkik edilmesini teklif etmiştim. Heyeti hukukiye tedkik etmiştir, verdiği rapor buradadır. Arzu ederse- miz Okurum. Vardığımız netice inti- zar hesabi sakattır, bilhassa intizar hesabından teraküm edecek, tevellüt edecek parayı hat ödemiyor, devletin ödemesini de oraya ilâve ediyor. Hü- kümetin borcu olarak ödenecektir demektedir. Bu çok mühimdir, bak- mak meeburiyetindeydim. «Hükümetin zimmetinde görülecek mebaliğe kampanya lehine yüzde beş- ten faiz yürütülecek» Hükümetiri niçin borcu olsun. Bü bir âkittir. Bir tarafın beşte dört di- ğer tarafın beşte bir nisbetinde bir ser- mayesine müstenit bir Akit vaziyetin. dedir. Hattın kazanması esastır, Böy- le olduğu hald ehükümetin ödemesini anlıyamıyorum. Her nasılsa konmuş. Ben bunun nasıl konduğunu hâlâ bi. Oiyorum, Hükümetin niçin borcu o- luyor. Bunu herhangi bir hukukçu | tedkik ettiği zaman nasıl kabul eder. | aklım ermez. Burhaneddin bey Şimdi bir iki yere affınıza güvene- rek dokunmak mecburiyetindeyim. Burhaneddin beyin şahısından bahset- tim. Ben bugün mesulüm, Nafla ve- kâleti makamında bul rum. Bur- haneddin bey asgari be ette mec- lisi idare azası idi ve Şark demiryol- ları meclisi idare relsi 1d1. Vefat etmiş- tir. Fazla söylemiyeyim. İstanbul hü- kümetinde Abuk paşanın müsteşarı | olduğu sırada şirketlerle akdettiği | mukaveleler elimizdedir. Mukaveie de nazır namına imzasını da koymuş- | tur. | Bu adam buraya gelerek müsteşar olmuştur, Ve 928 de 929 da mı is- tifa etmişti rk b başına gelmiş onu şımıza daima © çıkmıştır. Son müzakere ve münakaşalara ye- tişemedi, Allah rahmet eylesin diye- tim, vefat etmiştir. Burhaneddin be- yin üzerinde durmamızın manevi 8e- bebi budur. 27 senesinde hazırladığı komisyonun başında bulunan Burha- neddin bey beş milyon altın frank he- sab ediyor. Receb Pekef zamanında tedkik ediliyor, altı buçuk milyon al- tan franga çıkıyor. İşte Burhaneddin beyin şahsını böylece uzaktan tanı- tım. Başkaca eskiden geçmiş bir şe- | yim yoktur. Kasaba hattı Bir cihete daha işaret edeyim, Ben 34 senesi şubatının 20 sinde vekil ol- dum. Yerime arkadaşım B. Fuad ve- kâlet ediyordu. Ondan teslim aldım. O zaman İzmir - Kasaba hattının ay- ni vaziyette olan mukavelesinde bir madde vardı. Arkadaşlarım hatırlar- lar. İzmir - Kasaba hattının hesaba- $*a müstenid yekünu iki milyon küsur liradan çıktıktan sonra baki , kalan; paranın yüzde 60 : hükümete, yüz- de 401 da şirkete ait olacak denilmek. te idi. Hakikaten bir para temin edile- ceği ve daha fazlasının hükümete, ba- kiyesinin, daha azının şirkete ald ola- cağı çibi bir şey var... Fakat maalesef birinci senede değil, ikinci senede açık vermeye. başlamıştır. , Ben vekâlete geldiğim zaman açık 500 bin küsür lira idi. Biz bunu öde- | mek mecburiyetinde idik, Bu, kilo- metre tazminatının başka bir şeklidir. Hükümette müzakere ettik. Bu hat- tın satın alınması kararına vardık. İz- mir-Kasaba hattı bu suretle satın &- lınmıştar. Bundarı sonra daha 4-5 şirket sa- tan alınmıştır. Afyon - Antalya hattı- nu yapmak teşebbüsünde bulunduğu- muz vakit, Aydın hattı şiketi derhal tazminat istemeye teşebbüs etti. Hü- kömetiniz bune Tiakkı olmadığını bil- dirdi. Hakeme gitmek istedi, Büna da hakki olmadığını gördük” Görüş- tük. Neticede kendilerinde satmağa doğru bir istidad gördük. Müzakere açtık. Müzakere neticesinde Aydın hattını da bildiğiniz şekilde satın al- dık. Fakat orada da gördüm ki, harbi umumi zamanında olan bir hesaptan 21 O mükavelesinde © bahsediliyordu. 1894 de 10 sene zarfında kilometre tazminatı olarak muallâk bir hesap yardı. Bu hesap dahi! olduğu hulde sermayeye zamimeten bir milyon kü- sür İngiliz lirası kadar bir tazminat Yabul ve imza edilmiş ve her sene mukavelenin nihayetine kadar faizi- nin zam edilmesi esası da ilâve edil- Pişti. Bunun da memleket hesabına Yarar olduğunu gördük çalıştık, uğ- raştık ve nihayet muvaffak olup lâyi- kayı huzurunuza getirdik ve tasdik buyurdunuz: , Telefon şirketleri ve rıhtım Sonra telefon şirketi. Telefon şir. ketinin halini hepiniz biliyorsunuz. Telefon şirketi nihayet sedamıza iste- diği gibi tasarruf eden bir müessese idi. Bunun da hesabatını rülyet . et- mek üzere uğraştık ve hakikaten bir- çok mülevves vaziyetlerini bulduktarı sonra muvaffak olduk ve huzurunuza getirdik. Sonra yıhtım, girketi, Biliyorsunuz iğ ğ a Lİ benden ae ee ki bu şirketten de memleketimiz ne kadar müztaripti. Bunun üzerinde de vvel verilen bir kararla ar- kadaşım Sa akta İdi. Memleketin yüksek menfaatım düşü- nerek tekrar harekete geldik. Ve bin- netice rıhtım şirketini kurtardık. Şark demiryolları. 'Trakya- 2 denberi bu memleket üzerinde en çök tazyik yapan bir müessesedir. Bunu izah etmeye işin ihtiyacı yok- tur. Ben bütçe encümeninde bir yere kadar daha vazih, daha açık söyle m. Orada da az söylemiştim. Şimdi söylemeye mecburum. mülevves ve kirli bir şirketi cümhuri- t sinesinde barındıramaz, çekilip gi. din dedim. Benim bü sözüm bir heyet huzurunda söylenmiş bir sözdür. Üze- rinde israr ettim. Şark demiryolları, intizar hesaplarına, Raşasina şuna ve buna ruğmen, memleketin, cümhu- riyetin bir hâkkı olarak ve cümhuri- yet evlâtlarının bunu daha iyi kulla- nacakları esasını ileri sürerek bu ne- ticeye geldi. Teferrüat üzerinde söyle- miyeyim, Daha üç dört şirket var Şunu da gene ilâve edeyim ki elimiz- de daha üç dört şirket vardır. Arkadaş. larımın teveccühü itimadı, liderleri- min itimadı benim üzerimde oldukça ve bu şirketler demukavelelerine ria- yet etmezlerse onları da almaya ça- lışacağım. Bunu bir vazife biliyorum. (Bravo sesleri alkışlar) çünkü bunlar milletin bünyesini tahrip etmektedir. Ezcümle Kadıköy su şirketi elde- dir. Elektrik şirketi gene öyle. Tram- vay şirketi için biliyorsunuz, birçok mücadelelerden sonra anlaştık. Bun- ları affınıza mağruren söyliyorum. Bunlar gördüğüm anladığım birer ya- radır. Bunları behemehal tedavi edip | cümhuriyetin bünyesini tertemiz bu- lundurmak benim için bir vazifedir. Ve buna çalışıyorum. Arkadaşım Pekerle aramızda geç- miş hiçbir meselesyoktur. Her ikimiz de ötedenberi inkilâbın en ağır vazi- felerini üzerine almış ve beraber çalış. mış arkadaşlarız. Tekrar ediyorum. Kendilerine malisus hiçbir kasıtla hiçbir söz söylemiş değilim. (Bravo sesleri alkışlar). Zabıta ve gümrük muha- faza teşkilâtı tahkikata devam ediyor Aksarayda Kükrçübaşı mahallesi Çeşme sokak 31 numarulı vede mey- dana çıkarılan heroin imalâthanesi- le alâkadar bulunan şahıslar hak- kında gerek gümrük muhafaza istih- barat teşkilâtı, gerek zabıta tarafın- dan tahkikata devam edilmektedir, Suçlu olarak sorguya çekilenler şunlardır: Evin müsteciri suçlu Mus- tafa, kızı Zehra, damadı Beyoğlu it- İaiye grupundan Rıza, Ohanes ve İh- sandır. İlk tahkikat sırasında sorguya çe- kilmesine lüzum görülen ve bu sıra- | da bir kaza kurşunile ölmüş bulunan lu emniyet memurluğu santral memurlarından Mustafanın cesedi ailesine teslim edilmiştir. Yapılan tahkikata nazaran, imalât- hane henüz yeni kurulmuş bulun- maktadır. Burada ancak yirmi kilo kadar. hervin yapılabilmiştir. Bunun da bir kısmı satılmamış olarak mü- sadere edilmiştir. Sorguya çekilenlerden Riza; bun- larla bir karabetten başka İş üzerin- de alâkası olmadığını söylediği ek hetle tahkikatın “bu nöktası da de- rinleştirilmektedir. Bu adamların hariçte başka elleri olup olmadığı da araştırılmaktadir. —— Fenerde bir adam karısını bıçakala yaraladı Fenerde oturan Faruk adında biri dün akşam karısı Fahriye ile kavga etmiş ve bıçakla Fahriyeyi yüzün- den ve vücudünün muhtelif yerlerin- den yaralamıştır. is Faruk yakalanmıştır. Yaralı Fah- riye Haseki hastanesine kaldırıla- Tak tedavi altına alınmıştır. Tahkika. ta devam ediliyor, e ea Böyle | Koro heyetinin konserinden iki görünüş Salı akşamı İstanbul konservatuarı Fransız tiyatrosunda muvaffakıyetli bir koro konseri verdi. Her şeyden evvel bir noktaya işaret edelim. Bü- tün manasile mükemmel bir koro vü- cude getirmek için senelerce çalışmak lâzımdır, Bizim gibi müsiki ilmine ya- ni garp musikisine henüz temas eden bir muhit için elde edilen neticeden memnun olmamak kabil değildir. Konservatuarı tebrik etmek lâzımdır. Çok çalıştıkları anlaşılmaktadır. Kon- serde kadın sesleri erkek seslerinden Gaha üstündü. Erkek sesleri içinde güzel sesli, çok müstait bazı bas ve baritonlar var. Tenorlar ise zayıftır. Brahmsın eserlerini çalmak ve oku- mak kolay değildir. Çok çetin bir bes- tekârdir. Bunun için koro, programın ikinci kısmındaki Haydenin Şen b- | har, Bora yaklaşıyor eserlerinde çok | daha muvaffak oldu. Son dinledğimiz Şubertin hiç de Kolay olmıyan Miryam zafer şarkısı eseri Solo soprano, koro ve orkestra için yazılmıştır. Yüksek ve kıymetli sanatkârımız Nimet Vahit kendi jan- Konservatuarın Koro konseri ve heyeti idare eden Muhiddin Sadak ri olmıyan bü eserde bile teknik ve ekol itibarile çok büyük kabiliyet gös- terdi. Koro ise büyük gayret sarfet- ti. Koro ve orkestrayı idare eden Mu- hittin Sadakı bütün kalbinizle tebrik ederiz. Hayli terledi. Bu hassas ve in- ce sanatkâr gençle dalına iftihar et- meliyiz. Genç vatandaşlarımızın konserlere İ gösterdikleri alâka ve rağbet cidden İ iftihar edilecek bir şeydir. Musiki çök İ dinlemekle inkişaf eder, insanların ruhları ve zekâları üzerinde en birin. ci amildir. Ruhları ve zekâları incel- İ memiş insanlardan: bir cemiyet için hiç bir fayda mutasavver değildir. Bunları nazarlarımızda tutarak gençlerimizde musiki kültürüne son derece ehemmiyet vermek mecburi:#- tindeyiz. Hedefimiz ise yeni bir Türk musikisi yaratacak gençler, -onların eserlerini çalabilecek ve okuyavlecek Türk sanatkârları, onları anlıyazak ve takdir edecek insanlar yetiştirmek ol- malıdır. Aziz Çorlu (Baş tarafı birinci sahifede) fik Rüştü Aras, Irak sefiri Naci Şev- ket bulunmakta idi. İktisad vekili B. Celâl Bayar ve sergi erkânı tarafından karşılanan, dost devletin Harieye veziri sergiyi büyük biralâka İle gezdi ve izahat aldı. Sergiden çıkarken © görüştüğüm Irak Maricye veziri doktor Naci Elâ- sil bana dedi ki: — Sergiyi çok güzel buldum. Kö- mür meselesine verilen ehemmiyeti takdir ve hayranlıkla müşahade et- tim. Türkiye cumhüriyetinin bu ser- gisi bihakkin iftihara değer bir eser- dir. Türkiye - Irak münasebatı Aukara 28 (Telefon) Bugün Büyük Millet Meclisinde Hariciye | vekili B. Tevfik Rüştü Arasın talebi Üzerine ruznamede bulunan ve Tür- kiye - İngiltere ve Irak arasında 5 haziran 929 tarihinde münakit o hu- dut » ve münasebatı hasenei hemci- var mushedesinin ikinci fash ohü- kümlerinin karşılıklı nota teatisi su- retile Türkiye ile Irak arasında tem- didine dair kanın lâyihasının müs- taceliyetle ve takdimen müzakeresi kabul edilmiş ve. bu münasebetle dış işleri bakanımız şu beyanatla bu- lunmuştur: Hariciye vekilmizin beyanatı «Arkadaşlarım, Bü muahede, 1926 da Türkiye, İngiltere ve Irak arasında yapılan bir muahedenin iyi komşuluk o mü- nasebetlerinin tanzimine ait parça- sıdır. 1936 içinde nihayet buldu. Esas muahede yapıldığı vakit iki se- ne zarfında, iki taraftan birisi fes- hetmezse kendiliğinden on sene de- vam eder denilmiş idi, O tarihten itibaren iki tarfa bu- birbirine iyi kamşuluğa Irakla aramızda hudut ve iyi komşuluk Heroin imalâthanesi | itibar ve onu temin etmekte o ka- | dar heves ve dikkat gösterdiler ki mu- ahedenin, feshi şöyle dursun, on se- ne devam etti. Bugün müddeti mün- kazi olan bu muahedenamenin ileri- de lüzumuna göre, icabeden hüküm- leri mahfuz tutmak şartile müza- keresini küçük bir tadil ile mevcut olan ahkâmm temdidini büyük he- yetinizden rica ediyoruz. Bu temdit hususu Bağdadda komşumuz Irak hükümeti ile elçimiz vasıtasile ara- ruzda müzakere olunduğu vakit, temdit notaları orada kendi elçimiz- Je Irak hükümeti Hariciye nezareti arasında yapılması derpiş edilmiş ve nota süretleri yüksek heyetinizin tasvibine ve bu suretle arzolunmuş- tu. Bugün iki komşu arasındaki, her gün mütezayiden ilerlemekte olan dostluk münasebatının yeni bir te- zahürü olarak Irak Hariciye veziri aramızda muhterem bir misafir ola- râk bulunmaktadır. İşte bu müna- sebetle tasvibinize iktirun etliği tak- dirde bu notaların teatisi Bağdadda ölçimizle Hariciye nezareti arasında olacak yerde müsaade buyurursa- .nız Irak veziriile Hariciyeniz ara- sında yapılmasını rica edeceğim.» Hariciye vekilimizin sürekli alkış- larla karşılanan bu beyanatını mü- teakip mezkür kanun lâyihası mü- zakere ve kabul edilmiştir. Misafirimiz şerefine verilen ziyafetler Ankara 28 (AA) — Dahiliye ve" kili ve Cumhuriyet Halk partisi ge * nel sekreteri B. Şükrü Kaya bugün Irak Hariciye veziri Ekselâns doktor Naci Elâsil şerefine Marmara köşkün- de bir öğle ziyafeti vermiştir. Öğleden sonra Başbakan İsmet İn- önü de muhterem misafirimiz şere- fine köşklerinde bir çay ziyafeti ver. mişlerdir, i