! i ğ i | 22 Künunusani 1937 — Dük de Windsor Bin bir gece | Oturacak yer bulamıyan AKŞAM masalı köşkünde oturacak Dalmaçya sahilindeki Şehrazad köşkü misli bulunmıyan bir sanat eseridir Köşkün cüce ağaçlardan mürekkep ormanı, bahçesinde hurma ağaçları ve cenubi Amerikadan getirtilen çok na i Edvardın istifa ettik- Kral sekizi: ten sonra Vindsör Dükesi unvanilo hususi hayatı yaşadığı malümdur. Beynelmilel matbuat tarafından veri- len haberlere göre Vindsör Dükesi kendisine daimi ikametgâh . olarak Dalmaçya sahillerinde Raguza civa- Tmdâki bin bir gece masallarında ta- Tİ£ edilen muhayyel bir köşke benze- dilmek üzere inşa edilen ve adına da «<Şehrazad kâşanesi; âdi verilen gayet mükellef bir köşkü kabul etmiştir, Râguza Dalmaçya sahilinde Yugoslav» yanın başlıca-limanı ve üssüdür. Tari- hi ehemmiyeti pek büyüktür. Şimdiki adı Dubrownikdir, bu şehrin civarındaki : a Şehrazad köşkü “Avrupade bir misli bulunmıyan bir sanat eseridir. İçinde Vindsör Dükesinin ikamet £deceği anlaşılması üzerine bu efsa- Mevi köşk şimdi bütün dünyanın dik- katini üzerine celbetmiş bulunuyor, Bu binanın yerinde on sene evvel ga- Yet yüksek ve dik bir kayalık vardı. Adriyatik Bora ve Sirokko rüzgürları- ha cevelângâh idi. 1927 senesi ilkbaharında bir gün bütün Ragozanın binaları ve camları Müthiş bir tarakanın aksi ile titredi. Çünkü o gün Şehrazad köşkünün yar Pılması için kayalığın temizlenmesine başlanmıştı. 2 ! CTam üç sene her gün dört defa bu İaraka işidirimiştir. Muayyen saat ve Yuku bülduğundan ahali Şan sesi gibi bu tarakalara alışmıştı. YILAN YUVALARI * Ancak üç senede köşkün yeri temiz- İmiş ve düzledilmiştir. Bu iş için Yüzlerce amele tam üç defa 365 gün Salışmıştır. Bu müddet içinde seksen iki bin met- Ye mikabı kaya berhava edilmiş ve küçk için arsa ve etrafını çevirecek Parkın yeri hazırlanmıştır. | Bu kayaların temizlenmesinde en Biyade görülen zorluk ve tehlike yılan- ileri gelmiştir. Çünkü insan ve Yvan ayak basamıyacak kadar sarp olan bü yüksek kayalıkta türlü türlü #ehirli yılanlar kendileri için hesapsız Yuva yapmışlardı. Y, Hemen her gün amele bir iki yılan Yuvasına tesadüf ediyorlardı ve ara- da müthiş mücadele oluyordu. Bu suretle binlerce yılan öldürülmüş Ve hayli amele zehirlenmiştir. Eskiden hiç bir kimse bu yılanlardan korkarak mm BULMACAMIZ İ SOLDAN sağa; A — İpe dizilen küçük taşlar (6) Şa- fak (3) — Bana, sana değil (3) Tufandan kurtulan (3) Nida (2) 8— Bir içki (4) Bir nevi döşeme tah- tası (4) , 4 — Bal sineği (3) Bizi aydınlatan (5) i 8 — Kişi (3) Su (2) 6 — Zaman (2) Göz rengi (3) 7 — Şarkı söylemek (7) 8 — Nida (2) Hedef, gaye (4) 9 — 'Tekmil (3) Dördüncüsü (6) 10 — Vahşi (6) Nida (2) YUKARDAN AŞAĞI : —— 1 — Boru çalan (7) 2 — Tamir eden (8) At yavrusu (2) 8 — Para (5) Azı çok zarar veren (4) 5 — Buğday tozu (2) Boğazı yıka- ma (7) e © — Mahfel (5) Sızlanma nidası (4) 1 — Otel (3) Bir isim (4) 8 — Keten öatan (7) 9 — Müşayla tutulan (4) Sıfat eda- ta (2) Beygir (2) bu taraflara yakın gelmeğe cesaret edemiyordu. DÜNYA SANATKÂRLARI & TOPLANDI Yılanlara yuva olan kayalıklar te- mizlenip köşk ve park için icab eden arazi hazırlandıktan sonra bütün dün- yanın en meşhur sanatkârlar bin bir gece masallarının muhayyel köşkünü hakikate eriştirmek için buraya davet edilmişlerdir. Mimarisinin idaresi şef- Iğine Viyanadaki yüksek teknik mek- tebin müdürü profesör Keller tayin edilmiştir. Bir taraftan binanın temelleri atı- lrken binlerce Dalmaçyalı mermer ocağı amelesi dağlardan halis mermer parçalarını indiriyorlardı, Bunlardan en temiz ve güzel olanları seçilmiştir. Sonradan bunlar arsaya getirilmiş ve orada ölçülerek biçilerek kesilmiştir. Mermer köşkün inşası ilerlerken dün- yanın dört bir tarafından hususi san- dıklar içinde gayet nadide ağaçlar ve fidanlar getirilerek parka yerleştiril- 10 — Nida (2) Nida (2) Bizi doğu- ran (3) GEÇEN BULMACANIN HALLİ: Soldan sağa: “1 - Ramazah, Ak 2 - An, Lâyık 3 - Tarak, Ay 4 - İmar, Ar- ka 5 - Peygamber 6 - Ata, Çan 7 - Ahu, Aleni 8 - Afi, Şal 9 - Nara, Ma 10 -'Te- kirkedi. Yukardan aşağı: 1 - Rahip 2 - An, Meyhane $ - Tay, Ufak 4 - Alarga, İri 5 - Zar, At, Ar 6 - Aya, Maaş 7-Nİ- kab; Lake 8 - Reçel 9 - Akran, Mi 10 - Kaya, Nida; dide ağaçlar var miş ve dikilmiştir. Meselâ Japonyada yüzlerce sene yâ” şadığı halde bir çocuk boyunda bodur kalan gâyet nadide ağaçlar sandıklar içinde getirilmiştir. Bu suretle parkın bir tarafında cüce ağaçlardan mürek- keb bir orman vücuda getirilmiştir. AFRİKADAN GETİRİLEN HURMA AĞAÇLARI Diğer taraftan Türkistanın en nadir nebatatı ve Avusturalyanın ortasında olup cinsi dünyanın bir tarafında bu- Yunmıyan ağaçları ve cenubi Ameri- kanın insan ayağı basmıyan orman» larındaki ender ağaçlar getirilerek bin bir gece masalını tecessüm ettiren köş- kün etrafına dikilmiştir. Afrikadan her biri beş on metre ir- tifasndaki asırdide hurma ağaçları ge- tirilip dikilmiştir. Bu ağaçlar köşke Elcezirede bulunuyor gibi.bir şekil vermiştir. Hurma ağaçları uzun ol duğu halde kökleri çok büyük ve sar- | maşık olduğundan ve toprakları ile | beraber getirildiğinden bunların Tri- yestede karaya çıkarıldıktan sonra Raguzaya kadar nakli için hususi bir kaç marşandiz treni tahsis edilmiştir. İsviçreden ve Avusturyadan da en yüksek dağlarda yetişen nadide çam- lar getirilmiştir. Bu suretle Ragozanın etrafında Alp dağlarına ma muaz- zam bir çam ormanı yetiştirilmiştir. Bu ağaçları dikmek için binlerce | vagon toprak getirilmiştir. Çünkü köş- kün ve parkın zemini çıplak kayalık | idi, Mermer köşk bittiği zaman etrafını sıcak iklimlere mahsus ağaçlardan müleşekkil bir orman sarmış bulunüu- yordu. Köşkün arkasındaki dağda dört taraça Üzerinde de parklar yetiştiril- miştir. Bunlardan biri sırf güllere tah- sis edilmiştir. Burada en nadide cins- lerden 2400 cins gül yetiştiritmekte- dir. Bunların arasında efsanevi siyah güller de vardır. Bu nazik gülleri ve ağaçları yeni iklimde muhafaza edebilmek için dün- yanın en maruf bahçıvanları çok yük- sek maaşlarla getirilmiştir. Köşkün dahili taksimatı da parkı kadar ince sanat eseridir. Her dairesi- nin içinde eski ve yeni sanat eserleri teşhir edilmiştir. Her biri en zengin müzeler ve kolleksiyonlar ile rekabet edebilmektedir. Hülâsa köşk ve parkı bin bir gece masallarındaki muhayyel köşke tama- mile uygun bulunuyor. Bu Köşkü yaptıran kimdir? İçinde oturan kimdir. Köşkü yaptıran ihtiyar bir adam olup ismini gizlemektedir. İçinde oturan alelâde bir emlâk müdü- rüdür. Sahibi buraya ancak bir defa gelmiş ve bir kaç gün kalmıştır. Riva- yete göre ömrünün sonunda buraya gelip dünyaya veda etmek istiyormuş. Lâkin o zamana kadar Vindsör Dükesi Sahife 11 Garip bir macera milyoner bir haydud U| “Zenginim, çok zenginim, fakat kimse beni memleketine almıyor,, diyor Budapeşteden ri yazılıyor: Bir kaç gündenberi Ma- car polis hafiye- leri Peştenin bü- yük otellerinden birini (o tarassut ve nezaret altın- da bulunduru- yorlar. o Haber alındığına göre | meşhür Amerika haydudu Al Ka- ponenin ortağı Sikofski, Peştede bulunuyor. Geçen hafta Bükreş zabitası, meşhur haydut Sikofskinin or- ta Avrupada s6- yahat (etmekle olduğunu Macar zabıtasına bildirmiş ve uyanık bulun- masını tavsiye etmiştir. Bu yaman haydut, evvelâ Vatşovaya gitmiş, fa- kat bir müddet sonra Leh polisi tara- fından hudud hericine çıkarılmış- tar. Haydut Varşovadan Bükreşe ka- pağı atmış, ve mükellef bir hayat sürmeğe başlamıştır. Fakat Rumen zabıtası, haydudun Bükreşte bulun- masını hoş görmediğinden bir müd- det sonra kendisini hudud haricine çıkarmakta tereddüt etmemiştir. Bu suretle Sikofski Bükreşten Avrupa ekspresile, Peşteye gelmiş ve büyük otellerden birine inmiştir. Burada çıkan Az Est gazetesi Al Kaponenin bu yaman ortağı ile gö- rüşmüştür. Haydut Macar gazeteci- sine şu beyanatta bulunmuştur: — Çok zaman evvel henüz yedi ya- ında iken Lehistanda Radonsk ka- sabasında, trenin arkasına oturmuş ve bir çok trenler değiştirdikten son- ra Hamburga varmıştım. Hamburg- dan bir vapurda saklanarak Nevyor- ka gittim. O sırada büyük harp pat- Tadı. Amerikada her nevi meslek ve sanate girdim. Şonra içki yasağı baş- girdim. İçki Kaçakçılığı yapıyorduk. Bu işe, âdi hizmetlerden basladım. Yavaş yavaş yükseldim. Şunu söyleyim Ki ben hiç bir za- man Al Kaponenin muavini ve ada- mı olmadım. Ben Amerikada kendi Ticaret ve zahire borsası 21 Kânunusani fiat ve muameleleri 1 — İlhalât: Buğday 677 arpa 61 1/4 çavdar 15 yapak 20 tiftik 28 m- sam 20 beyaz peynir 5 3/4 pamuk 1325 susam yağı 3 pamuk 56 $ kusyemi 23 $ kepek 37 1/4 faslilye 6 musır 90 yulaf 34 iç fındık 7 ton. Afyon 234 kilo. İhracat: Razmol 408 iç ceviz 124 yapak 49 iç fındık $ ton. «. 2 — Satışları Buğday yumuşak kilosu 6 kuruş 30 pa- radan, arpa kilosu 5 kuruş 7 4 paradan 5 kuruş 17-4 paraya kadar, masır kilosu 5 kuruş 15 paradan 5 kuruş 20 paraya kadar, kuşyemi kilosu 13 kuruş 25 para: dan, keten tohumu kilosu 9 kuruştan, tiftik deri kilosu 120 kuruştan, yapak Anadol kilosu 62 kuruştan, sansar deri- si çilü 3200 kuruştan 4000 kuruşa kadar zerdeva derisi çifti (o 4000 kuruştan; porsuk derisi çifti 625 kuruştan 630 ku- Tuşa kadar, kedi derisi çifti 200 kuruş” tan, çakal derisi çifti 200 kuruştan 220 kuruşa kadar,kunduz derisi çifti 1265 kuruştan 1400 kuruşa kadar, tilki derisi gilti 500 kuruştan 625 kuruşa kadar, tav- şan derisi adedi 23 kuruştan 25 kuruşa kadar. 3 — Telgraflar 20/1/937 Londra mısır Lâplata 2 ci kânun tah. mili korteri 23 Şi, 3 Pe. Ki, 3 Kr, 29 Sa, Keten tohumu Lâplata 2 ci kânun teh» İ burada oturacaktır. —F, mili tonu İİ ster, 15 Şi Ki 7 Kr. 14 Sa, İ Anvers arpa Lehistan 2 ci kânün şübat ladı. Küçük bir ganga smele sıfatile | Skofski 15 ay evvel Viyanada mahkeme huzurunda adımla tanınıyordum. Ben de Al Ka- pone kadar şöhret kazanmıştım. Al Kapone hakkında bir kitap yazılmış ise, benim için de iki kitap yazılmış- tar. San Fransiskoda yedi vapurum vâr- dı, çok para kazanıyordum. Hâlâ da bugün çok param vardır. Hükümet bana 82 milyon dolar bakaya vergi- lerim bulunduğunu bildirdiği cihetle, Amerikadan ayrıldım. Zannetmem ki bu kadar bakaya vergi borcum bu- lunsun. Herhalde bakaya vergi borç- Tarım 50 milyon doları geçmez. Amerikadan ayrıldıktan sonra As- yayı ve Avrupayı dolaştım, Fakat he- nüz yerleşcek ve paramı sarfedecek bir şehir daha bulamsdım. Daima da- ha uzaklara gitmeğe mecbur kalıyo- Tum, Zenginim, çok zengihim: Ailem yoktur. Hiç bir yerde beni rahat bi- rakmıyorlar. Halbuki ben haydutlar şirketinin münferid bir azasından başka bir şey değtim. Vakıâ bir cen- tilmen değilim, fakat herhalde bir in- sanım. - Derecslerim, vücudümdeki kurşun “izlerile yazmıştır. Kimseyi soymadım, adam öldürmedim. Sadece bir kaçakçıyım. Okuma bilirim, fa- kat yazma bilmem. Yalnız imzamı atabilirim. Bunu çekleri imzalamak için öğrendim.» Hiç bir memleket bu milyoner hay- dudu kabul etmek istemiyor. İBORSA| Istanbul 21 Kânunusani 1937 (AKŞAM KAPANIŞ FİATLERİ) JEsham ve Tebyilât İst, dahili; © 96,50) İş. B. Hamiline 10,— Kupofsuz 1933 » Müessis 83,— istikraz © 98,—İT.C. Merkez Ünitürk 1 (22,57,50! Bankası 91,25 w N21,30,-—) Anadolu his. 22,— » M:21,,20—| Telefon 6,75 Mümessil 1 39,—| Terkos 11,75 » MN 36—| Çimento o 13,75 » MM. —| İtihat değir. 10,60 İş Bankası (o 10,—| Şark (O » 0,95 Para (Çek fistleri) Paris o (16,93,—) Prağ, 22,67,50 Londrâ © 621,—| Berlin 196,37 New York 79,05.—| Madrit 7,56,84 Milâno 15.01.—) Belgrad 30,— Atina © 88,08,37) zayi ez Cenevre . 9,44,40 A Brüksel © 4,60;— Peügo 4,38,80 Amâterdam 1,44,25| Bükreş © 107,89,— Sefya 64,41,25| Moskova 25,10,— Tİ tabmili 100 kilosu 120 B. frank Ki. 5 Kr. 9 Sa. Yiverpul buğday mart tahmili 100 libresi 8 Şi. 5 5/8 Ki, 5 Kr, 76 Sa, Şikago buğday Hartvinter mayıs tahmili Buşeli 130 sent Ki. 6 Kr, 3 Sa, Vinipek buğday Manitoba mayıs tahmili Buşeli 122 sent Ki. 5 Kr. 66 Sn. Hamburgiç fındık Giresun derhal tahmil 100 kilona 159 R, Mark Ki, 80 Kr. 53 Sa, Hamburg iç fındık avan derhal tahinil 100 kilosu 159 R. Mark Ki 80 Kr. 53 Sa, rek mi