; 13 Haziran 1935 —— — Bune hal... kaldın ? i ır karıcığım, biribirlerile : Sr Tramvayla otomobil arasında mi anlaşmak iste- lim, — Hayı Yen spor kulüblerinin arasına girdim ORTAKLAR ihtimal yoktu. Kendisi almamıştı. Şa halde.. Salamon sordu: —'Emin misin? © Âşıktı, delicesine âşıktı. Fakat bir türlü sevgilisine aşkını söyliye- Mmiyordu. Sevgilisinin oyanında İken dili tutuluyordu. Her şeyden bahsediyor, yalnız aşkından ko- huşamıyordu. Nihayet bir gün karar verdi, ne olursa olsun söyliyecekti. He- | Men telefonu açtı: * — Alle!. Sizi seviyorum ba- Yan, benim olur musunuz?. — Olurum... Kiminle konuşu- Yorum! orç , Salamon, ölen bir arkadaşın Mezarı başında şu söylevi verdi: e- diğinden gözleri açık gitti. Öbü dünyada ruhu rahat etmiyecektir. Eğer arkadaşımızın ruhunu şadet- Mek istiyorsanız, hemen aranızda lâne toplayıp bana elli lirayı ve- Tiniz!, iş G Avukat sordu: « — Senin vekâletini alayım, ala- Yin amma, bana verecek paran Var mı?. — Param yok, yepyeni bir o©- tomobilim var. © — Alâ, otomobile mukabil pa- Ya bulur bana verirsin. Şimdi ko- Ruşalım, Suçun nedir? — Ben de iği e, : i hazmedemiyorum, © Gu uyku uyuyamıyorum, midem ağrı- yor. —- Karıcığım hemen şimdi işimden çıkıp eve geliyorum... Yemek bir saate kadap hazır — Benim de öyle, — Haydi birimizden biri dok- tora gidip muayene olsun, vizita parasını ortaklaşa verelim! en yakın ahbabile görüşmese yabancı olar. Birbirlerinin birlerine yabancı kalırlar. Birbirlerine rast- Jadılar ve evlen- ögren- içini çekti: — Evin ilk kirasını benim resmimi, ikinci aylığını karımın resmini yaparak ödediniz. Üçüncü taksidi nasıl vereceksiniz? — Çocuğunuz olsun diye bekleyeceğim. — Taliin var. mış, benimki hâlâ yaşıyor!. Müşteri Kendisine sağlığında mezar yaptırmak istiyordu. Taşı için pa- zarlığa girişti. Üçyüz lira istedi. ler. Vermedi. — iki yüze olmaz mı?, Haydi olsun,. amma bu müş- l Sarhoş | Bulut gibi sarhoştu. Bir müddet yıkıla yıkıla yürüdü, sonra yü- teri olasınız diye, sık sik bekle- rizl, 7'İ ir Şen LL “4 ii — Müjde!.. Artık sıkıntıdan kurtaluyarsan, gayri mübadillerin işleri düzeliyormuş... — Ne müjdesi be,. Yazık.. Bundan böyle sefaletimizden nasıl bahsedeceğiz |.. İf Z da duran adam irgildi: — Yanılıyorsunuz, ben bahriye zabitiyim. — Zarar yok, öyle ise bir va- pur çağır!. — Bana otelinizde konforün olduğunu söylemiştiniz. Halbuki garson çağıracak zil bi. le yok. — Olmasın. Ayağınızı yere vu- rursunuz. Aşağı odada oturan elip şikâyet eder, ben de sizin çağırdığınızı anlar gelirim!... Ceza Babası öfkeliydi: — Oğlum, dedi, m, ğim, cezaya bana ceza oluyor, üzülüyorum. iademki kabahatin yok ba- ba, ne diye kendini üzüp cezaya koyuyorsun!. MANİLER Şu dağın ardı pazar Yârim orada tozar, Şu dağda kuzu gördüm Yanında muzu gördüm Şükür olsun mevlâya Elinde gümüş kalem , Mühlet — Size üç gün mühlet veriyo- rum, anladınız mı, tam üç gün. Eğer aylığı vermezseniz sizi kapı dışarı ederim, Şa dağın ardı ova Elinde gümüş kova, Gençliğim gitti elden olsaydım beni gene sever 7 — Eğer ? Miydi, > yaresız e Dibe... Amına şaka söylüyorsun değil mi? algın | “ karşısındakine uznn müddet baktı. De- rin bir göğüs ge girdi. Sedef kol. larile © gerinerek Z sordu: ç2h ğ — Modelleriniz z içinde yalnız du- e Evlendiğim gün benim çe- dok dokundurma. | Vem bağlıydı. di — Benim de gözlerim... dığınız ben miyim? essam: are — Doktor, katımi uyku tutmü- yor. Gece yarısından sonra ikiye kadar gözünü kapamiyor. Ne ya- P kaç modeliniz var- ayım?. o — Eve daha erken gidini,' rt Bir el ma, iki armut, bir rtakall pol 5 — Garajdan yeni bir otomobil Sevdiğim kızı gördüm. alpimde kimler Hazar) Sai nm doğa day! — Şu halde şeker bayramını Yalmakla suçluyum. 4 bekliyeceğiz, üç gündür!. a v- HAPİSTE AZ ( Biri Hapishanede dolaşıyordu, Mah- paslardan birine sordu. ne? Mahpus bir müd. det düşündü. Son- ra cevap verdi: sz şaşırdı. Bu rakkamlı a onu düşündürdü sonra mahpusa de- di ki: — Ne tuhaf ad a. EY yeli Deniz kenarında — Şey. Bu müs- Pijamadan pijamaya fark vardir. tear adımdır!