Sahife 6 AKŞAM 18 Mayıs 1935 Kimler saçlarını ı boyayorlar ? Pis “Evlenmemiş yaşlı kızlar da olmasa saç boyası satanlar hapı yutacakl!.,, 37 senelik raf Sari; kumral, siyah, daha yah, daha sarı, renk renk saç ör- güleri, kadın perokları, itina ile taranmış tutam tutam saçlar... Tersine kapatılmış kavanozların “içinde, siyah, sarı, e saç bo- yaları, bıyı al şanın me: zi saç zil birinin dükkânı. — Ba senedenberi şu . Mahmutpaşanın ne pm “çektik, ne sefalarını ördük... Hey gidi hey. o ik bizim sanat yavaş yavaş ölüyor. Kadınlar da, erkekler de şıklaşıyor amma artık bizim bo- yalara rağbet eden kalmadı. eden mi, diyeceksiniz. Anla- tayım da dinle bak.. iden ka- dında da, erkekde w ei bir tek beyaz kıl çıktı mı, dk Yahud M koş, en iie saç boyası al, be- yaz saçları boya... Eskiden bir tek beyaz saçtan -hele kadınlar- yılandan korkar gibi korkarlardı. Şimdi öyle mi ya... Beyaz saç moda... Herkes «Saçlarım beyaz- İlel diye bakıyor bay... Bo- yamak şöyle dursun bir çokları «saçlarının beyazlıkları ile âdeta iftihar ediyorlar. İste biz boyacı- “ları bitiren bu beyaz saç modası... Allah YERİ bunu böylece yaz. Bal . Ben bile saç boyası, bıyık be satarken ak saçla, — yaz bıyıkla dolaşıyorum, boyam yorum. Sen artık ötesini msi bir kere.. Geçen gün dükkâna genc bir kız geldi, Baktım, Abanoz gibi e! simsiyah saçları var. © — Siz boyacı mısınız.. saç bo- yası mi satarsınız?.. diye sordu. Cevab e glalanlk e ye Tek ak yok amma... Sordum — Ne Üni ası istiyorsunuz?.. — Saçlarımı beyazlatmak isti- yorum. Acaba buna boyanız var mı?.. Deme: Şaştım, kal: dım.. Hey gid! günler hey!.. diyorum ya.. o ne zamanlardı... Ben öyle yaşlı yeni evliler bilirdim ki, dai- ez mi?., “aden çıkınca, işinden, yazıhane boyacısı Bay David.. saç boşitlarn sinden ayrilir ayrılmaz soluğu bu- rada alırlar — Aman David efendi, nezle olmuşum. a aka -Al lah kahretsin- bıyığımın sol tara- fındaki o uzun iki kılın boyaları çıkmış... Şuradan kumral boya uzatsana.. Boyayı or mi? Cebinden bir ayna çıkarır, arkasını döner, larına ak düşmüştür. Artık bizim etrafımızda pervaneler gibi dö- erler: — Aman David efendi, şu saç- larımın içindeki obeyazları kay- bet de dile benden ne dilersen, diyen zengin dulları bilirim. İşte o zaman bizim işimiz, iş- — Eski günlere aid kim bilir ne garib hatıralarınız vardır?... — Bir kere zengin bir ihtiyar evlendi. Bıyıkları bembeyaz.. «Â- man şunları iyice boya!.» dedi.. bir boya verdim. Gitti.. aradan rMIŞ.. boyamakla da kalmaz, bayanr- — Benim bıyıklarım işte böyle Allahtan eN diye nür, > satarmış. öğü- Baya — Bu bıyıklar oboyamadır... Demiş.. o ayak diremiş: — Değildir de değildir.. diye.. nihayet bayan ihtiyar kocasını di- zine yatırmış, zorla o bıyıklarını benzinlemiş... Tabii bıyıklar bem- beyaz kesilince bayda şafak at- mış... — Bıyıklarım siyahtı amma benzin beyazla tt... diye tuttur- « Başımıza bir beyaz saç modası çıktı herkes beyaz saçlarile iftihar ediyor.. » bıyıklar, nerede eski pala bıyık- lar, nerede eski prasa bıyıklar... — Şimdi ne yapıyorsunuz?. — Allah bin bin bereket ver- elemi yaşlı kızlardır. Bun- lar da olmasa hapı yuttuk gitt Şimdi malüm ya kle ml bu yüzden ortaya yeni bir bubran daha çıktı: Koca buhranı.. Bayım şimdi koca ede? Kızlardan bir çokları evde kalı- aklar yuruyoruz. Bugün en çok saç boyası alan onlar eği di takma saç alan, *| rastik, A alan da kalmadı.. ie rede o eski kazan kulpu rastıklar.. baksana âlâ macun rastiklerimiz > duruyor. Yüzüne kan bile .. bugün kadınlar arâsın- da ia çekmek âdeta ayıb... Eskiden gelin olacak kız saçları- b takmi 40-: kuruşa kol kadar kalın, bir met- re uzunluğunda ye da kimse elini sürmü; Bizi berbad vi vibe bi- ri de'ne biliyor musunuz?. Bir za- manlar böyle lüks berberler, gü- zellik ke filin yoktu... En büyük güzellik halbuki şimdi öyle mi Hikmet F. Beri salonları iş ik.. ya bay — ns Mustafa Ragıb Pe " Efe Kâzım beyler geçinemiyorlardı.. Beş sene kadar Hicazda kal- dıktan sonra padişahın iradesile buradan ayrılan Şemsi paşa, has- talanmış, izin istemişti. Kendisi- nin bir müddet tebdil hava etme- sine müsaade edildi ve Şemsi pa- şa da İzmire gitti, Fakat tam bu sırada 313 va Yunan muha- ği ve b ilân edile edilmez, Şem- si paşa da üçüncü ordu verildi ve harbe iştirak ederek Dömekede bulundu, Dömeke har- bi, 313 Yunan seferinin him bir safhasıdır. Burada ordu kazan emrine en mü- ler birer derece terfi “ettiklerin- den Şemsi paşa da miralay oldu ve yirmi üçüncü alay kumandanlı- ğına tayin edildi. u alayın mensub bulunduğu fırkanın kumandanı, Ömer Neşet Yunan harbinde bulu- n li kumandanları içinde yaa harbdeki muvafakıyetile tanınan Ömer Neşet paşa, asabi, elini sakınmaz bir zattı. Mai- etinde bulunan zabitana h € derken, askerliğin icab ettirdiği katiyeti, lisanındaki sert ifade tarz tamamlardı. Bu itibarla Ne anın sözleri, çok defa- lar infialle karşılanırdı. Miralay Şemsi beyin kuman- dasındaki i üçüncü alayın binbaşılarından Efe Kâzım bey, Harbiye mektebinin (yetiştirdiği güzide zabitlerden biri idi. Efe mesine tahammül edemiyordu. Şemsi bey, eşkıya takibinde bir çok tec leri duğu için alay kumandanlığına ait vazife- leri de bu tecrübelerin verdiği inanış çerçevesi içinde görmek is- tiyordu. Şemsi beyin bu hareketine is- yan eden Efe Kâzım bey, Şemsi beyin Rezin dinlememeğe, sözlerini mühimsememeğe başla- dı. Şan ve Kâzım beyler arasın- i e 1 d seç ye g di ki, artık alayda süel (askeri) disiplin bile bozulmuş, Kâzım bey alay kumandanının her türlü e- mirlerine zıd mukabele etmeğe ve sözlerini red eylemeğe başlamıştı. Nihayet Şemsi bey, Kâzım beyi fırka kumandanı Neşet paşaya paşa da Şemsi e edecek tarzda sözler söyle- ent eğen yaralandıktan sonra.. a, mizacındaki şiddet itibarile mutedil bir lisanla konuş- MEŞRUTİYETTEN ÖNCE | Manastırda patlıyan tabanca ,tayi ei ettirdi. muş amma kim dinler... Hiddet- le bana geldi; — Sen iyi boya vermedin.. di- ye bana çatıyor.. — A birader, dağlar ben bo- yayı verdim amma sana kim de- di ki, karının dizine yat.. benzin- le bıyıklarını sildir diye. Eskiden saçlarını oboyayanlar kadar bıyıklarını da boyayanlar çoktu — Şimdi. F Hüseyin Cahid Yalçın EDEBİ HATIRALAR Son 40 senelik Türk edebiyatı hakkında kiymetli malâmat ve hatıralar Fiyeti: 60 kuruş AKŞAM KİTAPHANESİ — Şimdi iniz. Bıyık kalmadi | | İ Sıra mağa, muhatabının izzeti nefsini korumağa pek de dikkat etmezdi. Bu itibarla Kâzım beye de alay kumandanı Şemsi bey ile geçin- mesini ve askerliğin mutlak bir itaat olduğunu münasib bir lisan- No, 83 azl zaten sinirli bir halde Kâzım beyin asabiyetini büsbü< tün arttırmıştı. âzım beyde sakin vti, uysal bir dns imi bir hakaret telâkki etmişti. İki bey, Neşet paşanın sözlerine ta- hammül edememiş ve elindeki ta- banca ile Neşet paşaya ateş ede- rek fırka kumandanını ağır suret- te yaralamıştı!. lasonyada cereyan eden bu fa cia, gerek orduda, gerek padişah nezdinde ehemmiyetle karşılandı. Abdülhamid, bu hâdiseye çok si- nirlenmiş, orduda süel bir isyan çıkacağı vehmine kapılmıştı. Ba- Kâzım beyin şiddetle ce: landırılması irade ediliyordu.. Divanı harb kararile Kâzım beyin rütbesi alındı ve kendisi as- kerlikten tardedilerek Akkâ ka- lesine sürüldü. Meşrutiyetin ilâ- nına kadar sürgün bulunan Efe Kâzım bey, inkılâbdan sonra tek- rar orduya girmiş ve kendisine mi- eyl a 313 Yunan muhare- besinin didik ettiği zafer neti- celeri arasında o kadar büyüye- medi. Fakat işin aslını esaslı su- rette araştıran Abdülhamid, Şem- si beyin -hâdiseye sebebiyet veren- şikâyetini yerinde buldu. Ve ken- disine k sadakatini bir çok defalar isbat etmiş olduğu için onu mükâfatlandırmak istedi. Şemsi beyi dokuzuncu fırkaya mensub on eğime b kumandanlığına e livalığa Şemsi paşa bu liva kumandanlı- ğında üç sene kadar kaldı. unan muharebesinden sonra Türk ordusuna kumanda ederek ermiş, şini temin dedi; tedbirlere baş vurmuştu. Müşir Ethem paşanın tavsiyesi üzerine Şemsi paşa, 316 senesinde Seniçedeki liva kuman- danlığına tayin edildi, İşte Şemsi paşa bu memuriye- tile ölümüne kadar hep Kosovada bulunmuş ve burada gayet faal bir hayat geçirmiştir. Şemsi paşa Seniçede,. Şemsi paşa, livalığa terfi edil d dikten sonra Kosovada ilk me MR ks Seniça' san- © daki halkın çoğu Boşnaktılar. (Devamı var) MEM