12 Kânunuevvel 1934 AKŞAM Bu kadar acıklı bir hikâye okumamışsınızdır Treder Horn filminin güzel, genç yıldızı şimdi. hasta v ve bitik halde Bilmem İstanbulda görmiyen oldu mu? Afrika içlerinde çekik | miş Treder Horn adında bir gösterilmişti. Görenler hatırlarlar, | vahşi hayvanlar, korkunç yam- bil lar ve cesur avcılardan başka filimde, bir de yarı çıplak bir be- yaz kadın vardı. Bir sinema yıldı- zı, Adı, Edvina Booth.. İşte size bu zavallı rai bu mi yavru- | cuğun unç macerasını anla- piş we Edvina Booth, Afrikada çekile- | Horn filmini çe- | Horn a. gören bütün dünya Edvina sanatı > ümmi eğildi.. Bu- | kızdan hiç bir eser kalmam Ne ölüye ne de diriye benziyor. Diriliği ancak nefes almasından, | kalbinin atışından anlaşılıyor. Afrikanın kaynar güneşi, bu gü- zel kızın başına ve vücuduna, bun- | Edvina * 18 - Booth kendi acıklı hikâyesini şöy- le anlatıyor: Ben, bir an kadar kısa süren bir ğın et halinde döndüm, Hiç tali- him yokmuş Kısacık öm- rümde yalnız talihsizliğin ve ölü- mün ne demek olduğunu öğren- dim.. Bakın böyle konuşurken bil beynim ağrılarla, sızılarla çatlıya- cak gibi oluyor, Beni bu hale s6- kan güneştir. Ben bir daha ayağa kalkıp yürüyemiyeceğim. Ve işte lânetli güneşi görmemek için bü- Horn fliminin büyük İon ei halinde, ağın kalbimin bir an evvel durmasını liyorum, Hastalığının başlangıç! Dd güneş banyosu. yap m başı mı rsi m yürümi çalıştım. mm ilk günle rinde Amerikanın her tarafından en büyük a ai ve vücudumu pençesine alan bu Yalnız kızgın iri beni b biraz daha zehirliyordu, ei filmin asıl yila vi iğimiz zaman adam- — ve garib hastalığı ei ve li aker ek, Fakat şer ia bi pa irmel mecburi; im: t re be e Benden başka herkes sıcaktan ko- Taşıldı ki, hattı e runmak için mantar şapkalarının gın zehriyle, Rima ni ateşte iri iplik parçalar ıgibi harab etmi Ben böyle olduğunu bili- yordum. Afrika yolculuğumuzda, çevrilecek p. Kırmızı denize geldiğimiz zaman, | lığım o kadar ilerlemişti ki, ancak bana, filimde oynıyacak Tile role uygun | bir ir tenim o bildim, Hastalığım gitgide arttı, Bir filim kurbanı Edvina Boothın eski halk Sinema Yıldızı AKŞAM'ın sinema sahifesini gözden bri rken iA neşi peşimi bura- 7 bile bm Bugün kıntıldanamıyacak bir haldeyim, Şunun bunun utanmıyorum. halde olsa vim da » çalışmasıydı ım © zaman utanı Babam tabi El için bir ümit daha var: Londraya git- mek ve oradi k için paramız yok. Hollivutta bir- likte ti m kim: ime uğramıyor. Filmi- ni lee uğrunda bu hale gel- iğim müessese ise ne aradı, ne u, Edvina Boothun kısa macerası budur. asi AKŞAM'ın. — 'AYDALI NEŞRİYATI| | Ahmet Refik TARİH ÖĞRENİYORUM BM için Resimli Tarih Hikâyeleri Pe Yeni çıktı Fiyeti: 30 kuruş NN AKŞAM KİTAPHANESİ yn | Soy adının alkalelisi- Atatürkün verdiği ders Soy adı türkçe olur, Bu adlarda bir ulusun tarihi bulunur, Bu iki şeyi e soy adı herke- se bir ders ol oy adı bir ll w kent me olur. Bu adı bir çiçekten, bağdan alırlar, getirir “bir e du ulusun varlığıdır; bu rden ses vermişse laz yar- Ş disen, Tunadan engindir; 'adına YENİÇAY de- sen, buradan Atlasa varır. Yurtlar, sınırlar geçer, denizler, balkanlar biter, Kendine ad koy- mak için yollara bakmak 7 Soy adı sular boyi Türk adı DÜNYANIN DAMINDA kazılmış, ri sngği er çağlıyan, denize benz göller, bulutla- rın yaramadığı sezitler soy adile bez: bir evren, koca bir denmiş! Bu soy zenginliğine şaşmak aştılar. Sözü ıyalım, ben okuyanlar bir çok şeyler bilirler. Baltıkta (Kurland) denir bir işi vardır. Yerlilerin dilinde bu emlekete KU uras- | mei, Harzem) denir. Bu yerliler bi- ürler ze hısım olmakla ö Harzemden, e smiden bir nlar, bu söze İranlı diyene Urganın; Hilyiime bir adı KU! olduğunu, > tak, olduğunu m ler aki Türki ken çoktanberi kirler; vu lora kavuştular. Batı Türkleri kendi soylarına en suçludurlar, Onlar yabancı bir masala kandılar, nice yüz yıl ili tacık sözlerden ad ili Bunu bir iş sandılar. Adlar karıştı, işler de karıştı. O kadar ki rada, Boğaziçi kenarlarında her- kes “Türkel oldu. zel, ne sil oldu! Düşümde iile inanmazdım, uyumağa m, İşte ATATURKün dersi. İşte soy adının ay İyi soy adı aramak az bir bilgi imdi her evde, elek- trik ei oraya bakanlar, Vambeöryyi k arıştıranlar, Ebülge zinin Türk şeceresine herkes, kadın erkek cıvıltı ler Cingizin babası YESUKEY, TO. 'ALDEMİRin babası TARGAY HAN, diye kilovat yakarlar, biri- birlerine soruyorlar, karada, su- da, vapurda, otomobilde hep bu: Kendime ne aras ARLAT mı disem, TOKTAMIŞ mi ö sem, vr BARSAĞA| mı di Bu adlar bir yer ci mi, e adam mıdır, bir oymak ir su mudur, dağ mıdır?.. i dai Evet, evet, batılı kardeş, dur- ma, oku.. Adamlık okumakla olur , ben İstanbulluyum diye kof kof ötmekle olmaz. a adı yasası sana bir du. Buradan eme iki bin a Beşbalık o kadar oradan Turfan, Ürik Hak, Kumul derken dört, beş bin mil daha gideceksiniz... Düşün oradan öteye, Çin duvarına var- n ben de ders ol- ley 'heyibağ bekte; sanmak kadar bg yoktur. Eğer bu bitm enmezlik Siyer ne < geli, ne geçmiş, kim mış, kim yokmuş diye Türk ta- rikfat m ilkin dığın öz türkçe so tansılarn- oy adlarının ak (Prof, Saim Ali) Yakup Kadri'nin en son romanı ANKARA Yakup Kadri beyin her romanı gi: bi şimdiden bir çok simin en heyecanlı edebi m la li birine şimdiden e bulunasınızl Fiyeti: 100 kuruş Tevzi yeri: AKŞAM KiTAPHANESİ Bir alman vapuru Karadenizde » OR avcısını kurtardı bul ba: dolayı vapur kaptanına teşekkür etmiştir. EİTAPHANESİ tarafından “çıkarılan kitaplar ŞU YERLERDE SATILIR: Istanbulda Gi M KİTAPHANESİ Ankara e No. 121 Beyoğlunda HAŞET, Fransız Kitap Evinde TAKSİM Dedi hali caddesi No, 43 (Taksim) Köprüde KEMAL, Kitap Köşkü Köprü Kadıköy iskelesi, Kadıköyde NET, Kırtasiye mağazası, Altıyol No, 1, üsküdarda SACİT vE bilime kardeşler pur iskelesi Büyükadada NIKO, Tütüncü a İskele “İstanbul'dan başka © yerlerde bütün kitap ve gazete satanlarda bulunur. We” Kitaplarımız her yerde üzerindeki fiyete satılır.