Bacanın eğrlliğine bakma... Sene 17 — No: 5803 — Fiatı her yerde 5 kuruş Geliri de, gideri de arttır! Yurdumuzda, eski dille iktisat, zeni sözle ekonomi başladı, Bunu, yanlış olarak «tu- tum haftası» diye yazanlar da var, Yanlış diyoruz, Bizim düşün- cemize, yeni ekonomi düzenine göre yanlış... Tutumlu olmak, eski devir eko- nomisinin başlıca tabantaşı idi. Yurttaşları, çocukluktan başlıya- râk, tutuma, tutumlu olmaya alış- tırmık, birçok ülkelerin, çok yıl Tar önce, zenginliğini yaratmış- tır. İşler değişti; yeryüzünün ku- ruluşu öylesine evrildi, devrildi ki eski çağlar ekonomisine temel türe olan görüşler, anlayışlar; «Ne yanlışmış!» diye yerin dibi- he batırıldı, Yaşadığımız devirde, kasasını, torbasını doldurmuş adamlara: «Tutumlu ol!» öğütünün ne ya- rarlığı dokunur ki, onlar isteseniz de istemeseniz de tutumludur. Hem! öylesine tutumlu ki eline geçen pul parçasını bir daha birakma- mek için, avcunu, tırnakları, eti- ne batıncıyadek sıkı kapar da tu- tar. Salt bizim değil, bütün yer- yüzü ülkelerinin çektiği sıkıntı bu tutumluluktan ileri gelmiyor mu? Geçenlerde Fransız başbakanı radyoda söylüyordu: o Fransada 40 milyar frank gizli imiş! Fran- sız varının yarısı Başbakan, böyle ! yapmayın diye yalvarıyordu. Eskiden, bol akçeli adamlar, geçinmek, daha: çok kazınmak kaygusile bu varlarını dışarı çıka- rırlar, binbir işte işletirlerdi. Şimdi, ortalıkta, hele ekonomik işlerde, inan güven gitgide azal dı, hiç kalmadı gibi... Varlıklılar, ellerinde avuçlarında olanı biteni, düğüm düğüm üstüne vurup sak- lıyorlar, gün yüzü © göstermek- ten - belki doğru olarak - çekini- yorlar. Avrupalıların #hesauriser dedikleri «akçe biriktirme» sal şın: içinde bulunduğumuz devrin en büyük yıkım kaynaklarından biri değil mi? Kimseye: > «Tutumlu ol! El. ne geçeni kasaya koy, bankaya ! yatır, açkıcı da, üstüne üç kez çe- | vir!» dememiz gerekmez. Onu, | biz söylemeden, yapan yapana... , Ekonominin bu öğüdünde, biz, geç kalanlardanız. Ulusu, bu işe yirmi, otuz yıl önce alıştırmış ok saydık, bugünler bir yararlığını, belki görürdük. , Şimdi tersini yapmalıyız. «Sak- la, biriktir» değil: «Harca! geli- rin gibi giderini de arttır!...» de- meliyiz. © İngiltere, sıkıntıdan böyle kur- tuldu. Alış verişi arttırdı, durgun- Juğu kaldırdı. Bankalardaki, ka- sölardeki akçeler dışarı (fırladı. Propagandalar yapılıyor: «Para- mı saklama, satın al!» deniyor, Şimdi, alan alana, yiyen yiyene... İngilterede bu yüzden kriz çok azalmış. Dış pazarlar kapanınca, dışar- dan yurda yaban akçesi girme- | dikçe, yapılacak, tek bu kalıyor: İç pazarı canlandırmak, içeride yedigünü | , alışverişi çoğaltmak, paranın el Liselerde edebiyat dersleri Programlarda mühim deği- şiklik yapılacağı sanılıyor Ankara 12 (Hususi) — Öz türk- çe etrafındaki çalışmaların, lise- lerdeki edebiyat dersleri üzerine tesir edeceğine şüphe yoktur. Esa- sen bir kaç senedenberi yeni ede- biyat müallimleri, liselerdeki ede- biyat derslerinin şeklinden şikâ- yet ediyordu. Bir kaç sene evvel, Ankarada toplanan edebiyat mu- allimleri kongresinde de bu fikir- ler etrafında çok münakaşalar ok muştu. Yeni edebiyat muallimleri, bise- lerde tanzimattan evvel okutulan edebiyatın bugünkü gençliğe hiç bir fayda temin etmediğini iddia ederler. Son günlerde bu iddiala- ra hak verilmektedir. Maarif vekâleti erkâni arasın da liselerdeki edebiyat derslerine verilecek şekiller düşünülüyor. Esasen tanzimattan evvelki divan edebiyatında fikir itibarile tasav- vuf bulunmaktadır. Bugünkü asır- da gençlere mistik şiirler ezberlet- mekte ve yahut meyden ve mahbup- tan bahseden şiirlerin bedii kıy- metleri üzerinde izahat vermekte hiç bir fayda yoktur. Hattâ bazı edebiyat muallimleri, bu tarz ede- biyattaki fikirlerin gençler üzerine muzır tesirler yaptığını iddia edi- yorlar. Edebiyat dersleri programmın yakında değiştirileceği anlaşılı- yor. Bu münasebetle liselerde oku- tulan edebiyat tarihi kitaplarının tekrar gözden geçirilmesine ihti. yac vardır. Bazı edebiyat kitapla- rında Nedimin hammamiyesinden alınmış parçalar vardır. “akılâp Türkiyesinin mekteplerinde, ço- cukların hammamiyeyi bilmemek. ten dolayı sıfır alması, gülünç bir hareket sayılıyor, Devlet matbaası müdürlüğü Ankara 12 (Hususi) — Dev- i Jet matbaası müdürlüğüne harita ”) dairesinden Nebil tayin edilmiştir. | memiştir. DÜŞÜNCELER “BIR BARDAK ÇAY Önümde bir bardak çay duruyor. Ağır | nirdim. Evde uyuz bir kedi vardı, Tüy- geniş, beli ince, altı yayvan, çevresinin | yaldızlı çizgileri dökülmüş bu cam bar- dağın içindeki ılık, kokusuz, boyası sol. gun suya bakıyorum. Gül yaprağından ince Çin fincanlarında erimiş yakut gibi ışıldıyan, kuru karanfil kokulu çayları düşünüyorum... e leme Se mak... Bu da ancak, kasalarda bankalarda gizli iri varlıkların biraz gökyüzü aydınlığım görme- sile başarılabilir. «Yurddaş, beş küruşun üstüne beş kuruş daha koy!» demiyelim: Diyelim ki «Türk işçisinin, Türk köylüsünün, Türk fabrikasının yaptıklarından, yetiştirdiklerinden almak üzere ne istersen al, kıya kiya, seve seve, bol bol al; orta» lıkta akçe dönsün ki hem yurdun, | hem de sen kendin sıkıntıdan kur. | tulasınız!» Böyle olursa, umarız ki ortalık biraz daha geniş soluk alır. Gü- ven çoğalır, baysallik artar; Eko- nominin birinci desteği inanç de- diri — MN, Hella TA ŞAM | » Dumanı doğru çıkar!... Kâğud liralar piyasadan çekildi Iki ay içinde bir liralık kâğıd para kalmıyacak Ankara 12 (Hususi) — Yeni gümüş lira basılmasına devam ediliyor. İki ay içinde bir liralık kâğıt liralar piyasada kalmıya- caktır. Şimdiye kadar alınan gü- müş bu işe yetişecektir. Kıyafet kanunu Bir talimatname yapmak üzere komisyon toplanıyor Ankara 12 (Hususi) — Kıya- fet kanunu mucibince bir talimat. | vekâleti tarafından Sıvasta bir şi- Ankara 12 (Hususi) — Nafıa mendifer tamir atelyesi yapılaca- ye “mem geviş ğını bildirmiştim. Sıvasta bulunan mağa başlamıştır. Teferruatla | bir fen heyeti, fabrikanın yerini uğraşmak için de ikinci bir ko- tayin etmek için tetkikat yapmak» misyon toplanacaktır, Türkiye- tadar. : ye gelecek resmi ve gayri resmi . Türkiye şimendifer şebekesin- heyetlerin hususi kıyafetle gelir- de Sıvas merkezi bir vaziyet ak ken nasıl müsaade alınacağı gi- maktadır. Bir taraftan Samsun bi teferruata git meseleler bu ikin. | Yohu diğer taraftan Erzurum hat. ci komisyonda görüşülecektir. AKŞAM'ın yeni tefrikası nm ehemmiyetini artırmıştır, Es- kişehir gibi, burasının da şimen- difercilik sanayiine elverişli bir yer olduğu anlaşılmıştır. Sıvasta vagon, lokomotif tamir (Devamı 4 üncü sahifede) En iyi Türk kumaşı YÜNİŞ« Satış deposu: Yeni Postahane caddesi, Tay- yare piyangosu karşısında Telefon: 20485 DÜN w YARIN Edebi Roman Bugün 10 cu sahifede okuyunuz Mülkiye mektebi Ankara 12 (Hususi) — Mük kiye mektebinin buraya nakli et- rafında benüz bir karar veril leri eski bir pösteki gibi dökülmüş, gö- ünün teki kör bir kedicik, Anam: — Şunun için bir koşma yaz, dedi. Yazdım. Tüylerinin aklığını kar par- nin “boyasını denize benzettim. Sonra, götürdüm yazdığımı, günün en büyük ozanlarından birine gösterdim... Oku. du: «Şu kediyi bir getir göreyim de, sana düzenlisöz dizmekte usta olup ol- mayacağını söylerim» dedi, Uyuz kediyi, günün anlı sanlı oza- nina götürdüm. Büyük usta bu küçücük nesneyi görünce: — Sen, dedi, bu uyuz hayvanı, yazdı. ğm yandaki gibi gördükten sonra, diye» ceğim yok... Durma çalış, yolun açık olsun!...» Ben, işte ogün bugündür, kötüyü, uyuzu gördükçe; daha iyiyi, daha güzeli düşünür, daha iyiye, daha güzele ina- nır; böylece düşüncemin, dokunduğu yeri ışıldatan sopasına dayanarak yü- rür giderim... Boyası solgun, koktsuz, ık suya bar kıp, gül yaprağından ince Çin fincan- larında etimiş yakut gibi duran, kuru karanfil kokulu çayları düşünmek bir PERŞEMBE — 13 Kânunuevvel 1934 Telefon: 24240 (idare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) -20113 (Klişe) Sıvas mühim bir sanayi merkezi oluyor Şimendifer tamir fabrikasından başka ileride demir köprü fabrikası açılacak e v Sıvas Istasyon binası Aç çocuklara yardım ediniz BİRİNCİ! LİSTE da Agop Enis Tahsin Hilal Orhan Selim Hikmet Feridun Mustafa Ragıp Cemaleddin Cemal Refik M. Hikmet Muharrem Feyzi Foto Faik Şevket Eşref Şekk : Cemal Nadir İ Taksim, Ford acentasin-