vi TE ye SA Ra > TE v7 OT EE Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 392 Ismail paşanın Avrupa seyahati ve Babıâli ile arasının açılması İsmail paşa İstanbulu her ziya- retinde Kahireye' Babıâliden ke- parılmış bir imtiyaz ile avdet edi- yordu! Fakat eme aziçi mevsimlerine t eden bu daya pi air İsmail amiş, her İs- malolm eğ sökeden avdetinde pa- şa kasasını daima biraz daha ha- fiflemiş bulmuştur. asa 1872 den sonra bestçe pena br 0 idi. Mısırın bütçesi en, ne- ticeten bir ge mi davet eyliyen hadiselerin tahassülüne meydan veren işte bu istikrazlar oldu. Bir ara Giride asker sevkine at eden İsmail paşanın ve asi serkerdelerile ilhakı ei Girit eşrafı sına © muvafa- ri re a paşa bu tahdi- din kaldırılmasını, nişan vermek, kanun yar muahede aktet- mek, ecnebi dine si- yasi memu er Timi hakla- Tini, kendisine «aziz Misir ünye yaptı; ecnebilerle inasebetleri tanzim etti; (Mısır idaresini bir re, fakat yalnız istişari lie haiz olarak bir «şürayi nüvvap» bi- le açtı. (Şürayi nüvvap açılınca hü- kümete muhalif olanların Avrupa arter olduğu gibi sol oturmı Tükle sağa geçtikleri rivayet edi- Tir!) Bu sathi icraat ve ecnebilere müsaadat vesilesile pa Avrupa, hassaten Fransa i gezetölerinde ları mucibince Mısırı takil olması icap adale ir bahisler yazdırdı. Bizzat seyahate çıkarak müsta- kil bir hükümdar gibi başlıca Av- Tupa hüküm, ı ziyaret etti; bunlar tarafından âdeta bir hü- kümdar gibi — kabul olundu; hattâ «Hürriyet» se yaz- emma göre Viyai rn Min na edilmiş © ni min. Ma zi- vanı istemesi Kuranda Çeri Yusufa aziz tesmiye edilmesin ie Gelmi işti! def ve gekisyym imi ihtar ve ey- lemişti. Mısırın ahti * vaziyetini muhafazaya taraftar er şaya nasihatlerde Beli ağalar e da meslekini tebdile mecbur kak dı; Nobar paşayı İstanbula gön- derdi. e” “ İsmail paşa bu ziyaret ve seya- hatlerinde istiklâl niyetlerini aç- miyor ve hükümdarları bu he rUSUS- ta istimzaç etmiyor değildi! An- alama- dığından Babıâlice yaptırılan ih- e «bu Di bethahla- iraların. ibaret lun- temin yn ş Fakat aleyhindeki emare ve şi- kâyetle: si nefsini şive İstanbulda padişak huzurunda dilen bir mecliste vüke! Nobar paşa uzun ler. | akte: lâ İs- de gösterdiği meharetle müşkülâtı | mail paşanın Babıâli ile anali halletti; bw müzake: tice. | sefaretlerinin vesatetine sinde Mısırın idari “vaziyetinde | at etmeden devletlerle müzeler mübim bir merhale teşkil eden 8 e girişmesi, silâh ve harp gömi- er leri ısmarlaması ee, la ik “sas olundü. aktetmesi gibi hareketlerinden üzere İ rile İsmail paşaya gönderildi. Bu sırada Mehmet Ali paşanın İstan- bulda oturan küçük oğlu Halim m beşinci er ii Siriğe "valiliğine ta oluna rivayeti “e çıktı; di bir nevi tehdit id Hidiv gönderdiği cevapta 1866 mim Abdülâzizin şifahi mü- saadesile yaptığını, sair et lerini de birer suretle tevil, sada- katisi teyit ile mütavaatını arzey- eği olacağı bir zamana talik» etti. İsmail paşanın metbuundan al- dığı emri eren etmekte veya et- ramiz ayyer kalabileceği in kızdırdı; Mısıra ikinei ' bir tahrirat hemi idi. Avru; riş ettiği silâh ve iie dak bn r asker iş- Terinin devlet idaresine terki, ma- İiye gre pr İstanbulun müra- kabesi altın: zı ihtar, aksi tak- dirde azli sihetie. gidileceği ih- Hidiv ltf derhal ai cevapta imtiyaz fermanlarına mi gayir olan bu emirleri kabul der miyeceğini, mufası sal cevabını ay- rıca göndereceğini yazdı. Fakat bu cevap iki ay kadar gecikti; Ba- bıâli bu tehiri İN noksanına ve rek Mısır sarrafı Abraham - paşa - İsta: b ile tardetti, surette âliye son taleplerinin müfrit ol duğunu, İsmail paşaya da — ve. zırhlıları teslim ederek manlar üne göre ia göstermesini tavsiye ettiler. İsmail bu ihtarları kabı şa ul ve hariçten istikraz salâhiyeti id- diasından feragat etti; Babıâli de bu kadarla iktifayı ümsihfık buldu, Bu esnada İsmail paşa Süveyş kanalının küşadı meselesile meşgul bulunuyordu. (Arkası var) Bu kız sözile a tatlı tatlı gülümserdi. Kız evlâdı olmadığı için, v” evlât ster has- retti, bir kızı olursa, bu mi indirecekti, Bu hasre- tine onu Zehra kavuşturmuş ola- caktı, Kadın, doğum ağrılarile kıvra- ölüyorum diye haykırırken, Tekin başını e arasına sokmuş Dee . Sanki rü; görüyo: iyor ii ayak doğduğu odi nından öptü. Zehra artık rahat- Zehranın udaklarından bu hastalık gitmi- yordu. Peritonit olup öleceğini tekrarlayıp duruyordu. Korkusu boşa çıktı, Kendini ça- 'buk toparladı. Fakat çocuğa süt vermek istemedi. İşin asıl garibi, yanında oymadı. Çocuğa yer aradılar ve rayla, Kur. tuluşta, yeni doğanı bir kadına bıraktı ular.. — Tekin kızı nüfusa babası Abdullah, anası “Havva diye yaz- dır. İsmi olsun. mar A ı telâkki ediyordu. Şim- di, eski dme onu ı boğazla- dığı zaman, gö: in önüne, do- de sonra le da güzel leşen Zehra geliyor ve bu hatıra- yı kovuyordu. Ondan artık bir * e vardı, geçmişi düşüne- “e artık İzm — aileye ka- vuşmuştu. Emi: ri olursa olsun Enis ai izıy- dı. Kendi etinden, kendi rma | yoğurulmuştu. «Sumer bundan sonra ne ya- Parsa yapsın. Benim umurumda bile değil. Benim i e yeni bir ha- iyor. im de istediğim gibi mesut aa hakkıda var ek. 9 Zehra memnundu. Artık Te. kine tamamile hâkim olduğunu anlıyordu. Artık hayattan azami du. mi mk ha; sadı zev! ceydi. Gün a air, ve günde bir Emi- görmeğe gidiyorlardı. Ço- cuk, dünyadi ber, babası- na gülücük yapıyordu. Tekinin uzattığı eli, yumuk ellerinin mini- cik pa larile okşuyordu. Ayrılığın senesi, hi içinde dönümü: geldi. ti, Kış F eti > eskisi gibi lie tayin edi! t ecnebi ve ü : ua ei devriye yakla- liden mürekkep olan bu muhtelit / hiyaz Li Tale derin bir yese ka- mahkemeler hükümlerini hidiv (ih, i pıldı. nn »eceklerdi. Bu da Av- İşte uykusuzluktan kıvranan sinirlilerin bitme; dilekleri n eski ai yi rTupaca hidivin Mısırda imi; İstenilen salâh gelmez, her gin artan ekilen MEZ e azal, İşçilere ziyafet... e ee tini bir nevi tastik idi! Mei Mi b Yep lanan sofra... Kaya e Atillâya Misi i şa menafii Bromural eği aldığı nlar Çocukların umumiyeye müteallik birçok işle- ni ki ktur, sinire sevinci... gi el lv leri yatıştırır ve sâkin ve sölini bir uyku davet e Ba hi tdk 'smtıraklı ünvanlarla idare ve m mili hat bırakmıyordu. Tekin, ai Dik adiize teşkilâtında tebaddüller ER raları defetmeğe çalışıyor. ken- ge EE ğ vi Semi RR NİKÂHSIZLAR Ga İzzet Yazan : li aramak için kalkıp — Hayır, amma ne de olca.. Anlıyorsun ya... — Hiç bir şey anlamıyorum. Eğer ben fazla işim in « Bun: ine, Zehrayı yatış- tırmak çin ilanların eld kıza E ya bir yüzük, ya bir tuvalet, ya bir şapka alırdı. — Çocuklaı maloldu. Faturayı 3 emiş Tekin — Güle güle giy.. derdi. Yam ile ei ağam yık imünden bir el gelip biilinni ai el gün büyük babaları davet ettiğin- en gelemiyeceklerini söylediler, gittiler. - Neri Zehra . yalnız kalın: ıkmak, . İyi ettin, 2 ” gitm Ye yalnız, bei kendine do- arzusunu duydu, çıktı, Yolların kalabalığında, e karanlığında, evvelâ hiç bir şey düşünmi ği Hagi el bilmeden ü, İstanbulun sisli pi yek rar akşamların dan biriydi... Tekin, yavaş ya- kaptırdı. ona bu bir sene dün kadı görünüyordu. Gönlünde mazinin raları gene canlandı ve bu geldi. Usulca odaya girdi, ği uyandırmadan yat- si Atillâ ile Kaya bir perşembe günü öğleden sonre eye geldiler. O i babalarile geçi- BİRE Per Geldiler. Fakat Tab a2 sl yazıhanesinde kendilerini biraz yal ı hisse- bms Bir zamanlar, il sülüp söyledikleri steiyelere & mek istemiyorlardı. He: artık eski atel seir değ tarlardan biri azıcık emi konuş- tu. Haydarbaba neredeydi? Ço- cukların gözüne m yabancı yüz- ler görünüyordu. camekânın öbür tarafın- . dalan e hanım vardı. Ba- ların na, eskiden anne- rin ml iri anım ne İsti- vardr? Burada ve işi verd:? N. gelmisti?. ii, kapıyı vurma» Bu ha: (Asrası ver) dağ imz AİR İLE ll ali