ARL Soyca beraber... pa 2 ma EE AKŞAM Sene 17 — No: 5790 — Fiafı h er yerde 5 kuruş” CUMA — 30 Teşrinisani 1934 UNVAN KANUNU .. Boyca beraberi... Telefon » 24240 (dare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matisaa) » 20118 (Klişe) —a Türk, demokrattır | Türk, ilk yaşayış çağlarında, büyük Hanlıklar, geniş impara- torluklar kurulup, emperiyalizm başlayıncayadek öz demokrattı. | Yurttaşlar arasında sıradizisi, iri- lik, ufaklık, büyüklük küçüklük, beylik kölelik önceden yoktu, sonradan başladı, O lı İlinde bu ayrılıklar aldı yü boy boy kümeler, takımlar üredi. Eskiden, yurdun erkekleri ara- sında, iş güç dışında, en ufak sıra gözetilmediği gibi, erkekle kadı- nı ayırt edici türeler, düşünceler de yoktu. Eski türklerde kadın, İlin bütün yaşayışıma karışmıştı. Kadınsız bir iş görülmezdi. Ha- kan buyurultuları, salt «Hakan buyurur ki..» diye söze başlasa, dinlenmez, boyun eğilimezdi, üs- kes: «Hakanla Hatun buyruğu...» olmak gerekti. Yaban illerin elçileri de tek ba- şına Hakanın yanına çıkamazlar- dı. Otağda, Hakan sağda, Hatun solda beraber oturur, elçiler öyle- ce ikisinin yanına girerlerdi, Baş- ka türlü olamazdı. Türk inancına göre Hakanla Hatun gökle yerin * çocuklariydi. Güneş ana ile Ay ata onların gök- teki eşleri sayılırdı: Hakanın ben- zeri olan Ay ata altıncı kat gökte oturur; Hatunun benzeri Gün ana ise yedinci katta sanılırdı, Bu da Tütkberde, erkeğe göre kadının d ğı değil, sanildığınin ter- sine olârak, daha yüksek düşü: nüldüğünü gösterir. Kadınla erkeğin birbirine denk tutulduğunu, eski Türklerin ne kadar demokrat özlü olduklarını iyice anlatmak için yazdık. Bizce, demokratlığın en göze çarpan damgası kadın erkek birliğidir. Demokratlığı sonradan bırak- tık, Bütün imparatorluklar gibi Osmanlı çağı da aristokrattı, adamlar arasında sıra gözeticiydi. Kölelik, kulluk, ağalık, beylik, beyefendilik, paşalık... bize o de- virden kalmadır. Kölelik, kulluk gibi çok aşağı | sıralar önceden kalkmıştı. Şimdi de ağa, bey, beyefendi, «beyefen- di hazretleri» gibi basamaklar kalktı. İyi oldu. Bunlar, demokrat geçinen bir ülkeye yakışmaz ağır- lıklardı. Ancak, unutmayalım ki kaldır- dıklarımız, sözlerdir. kalkmakla, bunların Bu sözler anlattıkları varlıklar da, birden, yok olmuş | değildir. Ağa sözü yasada kalktı diye, köv ağaları yerlerinden kıs mıldanmadılar. o«Efendi, bey, beyfendi, beyfendi hazretleri, paşa» angıları yasak olunca, he- pimiz sayıda saygıda, duruşta gö- rüşüşte bir oluvermeğdik... uzun yıllar, adam kiminin payı az, kimininki olacak. Birine yüz vereceği kinden göz çevireceğiz... Adam oğlu erginleşmedikçe, karşısında- kinin öz değerine değil, - adının başındaki damgaya bakar, Dam- ga silinmiş olsa bile... Gene iyi oldu. Demir, dövül- mekle ışıldadığı gibi, türeler de söylenmekle « yerleşir. Lâkırdısı : kesilince, © nesnenin varlığı da yokluğa yüz tutar, Sıra dizi güden sözleri kaldir- dık, bunların anlattığı - eski çağ- . . Adliye tasfiye Ge EN heyeti işini bitirdi Ankara 29 (Hususi) — Adliye | tasfiye heyeti bugün işini bitirdi, hazırlanan listeler yüksek tastike gönderildi. Listelerdeki isimler hakkında ketum davranılıyor. İki yüzden fazla hâkimin tasfiye ve tekaüde sevkedildiği anlaşılmış- ter, Liste bir kânundan evvel hâ- kimlere bildirilecektir. Hâkimler kanunu 1 kânuneye velde tatbike başlanacaktır. Ka- nurida temyiz âzalarının tayini, değiştirilmesi vekâlete aittir. Ankara 29 (Hususi) — Adliye teşkilâtında 65 münhal vardır. Adliye-intihap encümeni bu mün- halleri doldurmak için daha bir hafta çalışacaktır. ihtisas mahkemeleri Çalışma müddeti iki buçuk sene uzatıldı İhtisas el faali- yeti kanunla iki buçuk sene daha uzatılmıştır. Bu kanundaki bir kayda göre; hükümet bu iki bu- çuk sene içinde lüzumsuz gördü- ğü yerdeki ihtisas mahkemesini kapatabilecektir. besbit edilmiş ihtisas mahkemesi yoktur, Fakat alâkadarlar bu işle micşgul olmakta ve ihtisas mahke- melerinden hangilerine ihtiyaç olmadığını tesbit etmektedir. Türk-Yunan ticaret anlaşması Ankara 29 (Hususi) — Türk - Yunan ticaret anlaşmasında tadi- lât yapılmıştı. Iktisat vekâletinden bir zat bu tadilâtın eski mukavele esasından ayrılmadığını, iki mem- leket ticaretinin inkişaf bakımın- dan pek yerinde olduğunu söyle- İ miştir. DÜŞÜNCELER Bizde «Haliç» frenkçede «Altın boy | «Altın boy- | nüz» denilen akar öyyun iki yanında» | ki iki İstanbul parçası; gövdesi dara- cik, küçücük bir kuşun O koskocaman açılmış kanatlarına benzer.. Bü daracık gövde, bu iki koskocaman açılmış ka- natların bağlantısı KÖPRÜdür. KÖPRÜ daracıktır, küşücüktür, miniciktir amma, onu ortadan kaldırırsanız, iki yanında- ki koskocaman kanatlar kopuverirler, kımıldanamaz, uçamaz olurlar, Anlstabiliyor “mıyım? KÖPRÜ de yip” geğmiyelim! KÖPRÜ sak asfalt- tan, demirden yapılmış bir yapı de ğildir, o, bir büyük kan damarıdır ki, kesilince, kopunca, iki yandaki bu- günkü İstanbulun yaşayışı duruverir.. Köğrünün bu değerliliğini benim gi- bi bir gazeteci bile anladıktan - sonra; köprülerle neresi uğraşıyorsa orası da- ha iyi kavramış “demektir.. Bunu, düne gelinciyedek, böyle düşünüyordum, me- ğer iş bildiğim gibi değilmiş. Dinleyin anlatayım: Çok yaşıyan değil, çok dolaşan bilir diye bir atalar sözü vardır. Ben bu sö- zün doğruluğunu; dün gece bir iş yü- | Zünden Beyoğlunda kalip; Tedi ürük?kalmm < dönleüizlilde? rin kendilerini de, yavaş yavaş ortadan kaldırmaya çabalıyaca- ğa. —N. 5S Emvli metruke- den satı'an arazi bedelleri Ankara 29 (Hususi) — Emvali metrukeden arazi ihale bedelleri- nin yüzde kırk nisbetinde indirik- mesi Fırka grupunda kararlaştırık mıştı, Bu mesele, fırkadaki komis- yonda tetkik ediliyor, Meclisin bu toplantısında yetiştirilecektir. Bir kaç senedenberi mahsul fi- atleri düşmüş, arazi kıymetleri de düşmüştür. Vaktile pahalı alınan bu arazi bedellerinin bugünkü ik- tisadi şerait yüzünden ödenmesi müşkülleşmiştiir. Başta Hikmet olduğu halde Manisa mebusları, çifçileri bu ağır yükten kurtar- mak maksadile tenzilât yapılma- sını teklif ettiler, Bu haber en ziyade garbi Ana- doluda sevinçle karşılanmıştır. Tramvay ücretleri Komisyon yeni tarifeyi hazırlamağa başladı İstanbul tramvay şirketinin ye- ni üç aylık tarifesini yapmak için | teşkil edilen komisyon işe başla- mıştır. Komisyon, tarifede yapa- cağı değişiklikler için gözönünde tutmak üzere ticaret odasından | geçinme endeksini istemiştir. - | Bilet ücretlerinin ucuzlamasın- | dan bahsedilmişse de komisyon reisi İbrahim, tarifenin alacağı şekilden bahis zamanı henüz gel mediğini, tarifenin ay sonuna ka- dar hazırlanacağını bir muharri- rimize söylemişti Ihtısasa ısasa ehemmiyet Opera için behemehal mütehassıs getirtmeliyiz Ertuğrul Muhsin “ Derme çatma eserlerin fenalığını düşman olanlar bile Yapin ,, diyor Ertuğrul Muhsin ,Musiki değişimi etrafında ça- lışmalar devam ediyor. Bu işle Halkevleri, diğer kültür müesse- seleri yakından alâkadar oluyor- Jar. Bizde opera nasıl yapılabilir? Halk alafranga musiki zevki na- sıl aşılanabilir? Bir operanin zöw “İki halka nasıl verilir?. Bütün bun- ar üzerinde çok büyük dikkatle durulacak işlerdir. Bu hususta Şehir tiyatrosu re- ! jisörü Ertuğrul Mühsinle görüş“ Bir tayyare fabrikatörü Ankaraya geldi Ankara 29 (Hususi) — Hollan- da tayyare fabrikatörlerinden Fo- ker bu sabah on bir buçukta gel. | miştir. Bir iki gün burada kala- caktır. KÖPRÜNÜN AÇILIŞI ILE KAPANIŞI 7 ilk vapurla, 6,30 vapurile Kadıköyüne geçmek istediğimde daha candan, daha yakından anladım... 6,20 de Köprünün Kadıköy iskelesine geldim. Yağmur çiseliyor, gök kapalı, ortalık alaca karanlık... Kalabalık bir adam kümesi; çolüklu çocuklu, kadınlı, eikekli; Köprünün Karaköy yakasında bekleşip duruyorlar. Bir böyle yığın da | Eminönü yakasında varmış... Sordum: ««Niye böyle bekleşiyorlar | burada ?».., Dediler: «Köprü açık ta bir yakadan ötekine geçemiyorlar!»... Sordum: «Köprü kaçta açılır, kaçta ka- panır?»., Dediler: «Şimdilik 5,30 da açılır, 6,30 da kapanır, amma sonra- ları, kış bastıkça, bu kapanış 7 ye dek gecikir!»... Sordum: «İstanbulda | iş kaçta başlar?»... Dediler: «Tütün depo- ları, fabrikaların çoğu 7 de işbaşı eder- ler.. Esnaftan da 7 de yerinde bulunmak istiyenler vardır.» Başka bir nesne sormadım. 7 de işine gitmek için, hiç olmazsa alda uyanan bir İstanbul var diye düşündüm... Şu tek sözü demek sırasının da şimdi bana geldiğini anladım: İşbem - yedide: - edildi KÖPRÜ, altı buçuğa; hele sonraları yo- diyedek açık duramaz!, Yanlış düşünü- yorsam, bana «yanılıyorsun» derler el- Orhan Selim i tük. Ertuğrul Muhsin diyor kis «— Benim opsra meselesi WE kında bir mütehassıs ağzile an- İatılacak fikirlerim yok. . Çünkü bir sporcu nasıl dalgıçlıktan, ter- | zilikten bahsedemezse, ben de operadan bir mütehassıs bahsedemem, (Devamı 7 inci sahifede) ağzile İstanbulda "| $ : Karadenizde İ fırtına hafif iyor Bir çok yolcular karaya çıkamadı'ar Karadenizdeki şiddetli fırtına yüzünden, dün yolda olan yedi vapur Amasra limanına çıkmış- lardır. Deniz yolları işletmesinin Ege vapuru güçlükle yoluna devam ederek bocalıya bocalıya Ereğliye giderek Zonguldak © yolcularını oraya çıkarmıştır, Samsundan kalkan vapurculuk şirketinin Tarı vapuru, Ayancık, İnebolu ve Zonguldağa ait 95 yolcuyu dün İstanbula getirmeğe mecbur olmuştur. Çünkü fırtına bu iskelelere yolcu çıkarmasına imkân - bırakmamıştır. Bu yolcu- lar dün liman reisliğine müracaat ederek, kendi istekleri olmadan İstanbula geldikleri için müşkül. vaziyete düştüklerini, aç kaldık- larını bildirmişlerdir. E Bunlar gelecek hafta ayni va- purla Karadenize gönderilecekler. dir, Vapur süvarisi, liman idaresine verdiği raporda, yolcuları, Zon guldak limanma çıkarmak istedi- ğini, fakat liman reisinin müsaâ- de etmediğini bildirmiştir, Fırtı- na hafiflemektedir. Almanya İle ticari münasebet Ankara 29 (Hususi) — Türk- ofis, Türk - Alman ticari münase- betleri etrafında yapılan şikâyet- leri tetkik etmeğe başlamıştır. Bugünkü. ilerleyişe göre on yıl sonraki doktorluk: Hasta — Aman doktorcuğum, geçen gün verdiğiniz bu başın burunu İ Mahmuda benziyor, diye karım beğenmedi, değiştirin!... Esat Doktor — Hay bay, bırakın düzelteyim, akşamüstü geçerken alırsınız...