— Tetrika No. 53 Yazan: (BARB AROS İskender. Fahreddin Genç kaptan bir gün Ayasofyanın önünden geçer- ken, ince yaşmağının a Itından kendisine gülüm- siyen uzun kirpikli ve güzel bir kadın gördü Hayreddin bey Hialepten istanbula dönünce. Barbaros Hayreddin Halepten döndüğü zaman İstanbulda göze aa bir kaynaşma vardı. vlet adam: Jarını kasıp vinil (Andriya Dorya) nın Preveze sularına akın Kİİ haberi pa- dişahı çıldi <a İbr: im ipa mek- Yubunu. Mage © gün ecnebi çileği dirkbile İmdiaki. bekliyorlardı. Kanuni S RE nereden ve kimlere karşı hücum tasavvurun- da Hülendeğnen kimse bilmiyordi ua saraydaki — şe Me re tani- mamışsınız! dedi, koskoca bir devletin, böyle bala bir korsan- dan ti onun mevkiini kten başka neye yarar?! t e çizgilerden onun as kadir çak içerlediği ee u: — İbrahim paşa ile anlaştığı- nızdan dolayı memnunum! (Kap- tanı Derya) Ahm. “ Preveze- ye göndermeğe karar vermi: iy Ahmet ieğerli b ir deniz cidir. Şimdilik onunla birlikte ça- İışmanızı arzı im! rosun gözü yüksek mev- kilerde dolaşmadığı için, Süley- j manın sözlerinden canı sıkılma İstanbulda, tezgâhlardan henüz vezede (kalacak, Barbaro: Hayreddin de diğer gemilerle (Navarin) kalesindeki donanma- ya iltihak edecekti. dan çe Pei devlet adamlarında gör- e: yret etmek- ten — alamamıştı Koskoca bir ekin niçin ve kim- | den korkuyordu Andriya isil ? Avrupada acaba bundan daha korkak bir adam var mıydı? Barbaros, Andriyadan çekinil- diğini gördükçe sinirleniyor ve onu tepslemeden geldiğine esef sa anbuldaki ai ni ağız iii yapmışlardı: Andriya dai. ma denizde kakmiiri Barbaros, elçilerin halkı kor- ne yapacağını, nereye gideceğini anlamak ii iin, arkasına hafiyeler koymuşlar, adım adım takip etme- ğe başlamışlardı. İstanbula gelirken bütün Siçil ya sahillerini vuran ve küçük ka- İeleri topla yıkarak denizlere gö- araz Cezair fatihi İstanbulda el- tte boş durmıyacaktı! O günlerde ne sular uyuyordu.. de düşman. i diğ kk. di u. telâşı gö- Sa kirpikli an kimdi? arbaros, senelerce Trablusun, nana Cezairin yüke güneşi altında, çıplak yalıları, korkunç fırtınaları arasında düşmanla bo- > l h I kalbi de elleri gibi nasırlanmıştı. i ü gör- mek için e nize genç kaslar; Barbar şleri isme fl ve hayr bi- birlerine Otuz yaşındaki nişanlıma tercih ederim.. Bakalikitmi ak düşmüş! — Ne olursa olsun.. Alan ih- tiyarlasa da, gene asi O gün Barbarosun yanında genç bir kaptan vardı: Doğan reis, Barbar: gan reisi on yıl önce Midilliden Cezaire getirt- mişti, Doğan reis Barbarosun akraba- sındandı. Doğan Midilliden Cezaire gel- diği zaman henüz on sekiz yaşın- da bile yoktu. Barbaros Cezairde ona bir ba- ba gibi davranmış, gece gündüz yanından ayırmamıştı. Doğan şimdi yirmi sekiz, otuz Doğan Cezairde o yaşa gelin- ciye kadar hiç bir kadınla temas etmemiş, hiç bir aşiftenin avucu içine düşmemişti. Diğer ka; Cezairde ler yaptığını gözile gördüğü bal de, o güne kadar bir kadına gön- ünü kaptırmadığına kendi de şa- şıyordu. Reislerden her e ei > hattâ daha fazla o; pre Mirim ipa ii ii di; fakat k; kendi benliğini Mei “oi kuyordu. Ona «— Kadın, cesaretini kırar.. İnsanı | kendisi gibi kedileş- tirir!» demişlerdi. İşte Doğan bundan korkuyordu. Henüz İstediği gibi bir aslan olamamıştı, Biz aslan ola; amma.. Kedileşmeğe de niyeti yoktu. un, boğalarla dövüşmekte, fir- kedi düşmanıydı... s.a. Bir gün, Barbaros: — Doğan! dedi - gözünü aç.. İstanbulun oynaşları çok fet! İnsanı, aksakalile bile Soli kkat et.. Ayağını Burada sendele- çeviriyorlar. Dil kaydırmasınlar. ip düşenler korl rkarım ki bir da- ha kalkamazlar. oğan, Baçrallaln sözlerini unuimuyordu. akta yalnız gezerken, pen- cerelerden kendisini gözetliyen- leri sert bakışlarile kaçırıyordu. ğan, Cezairin kıvırcı ve esmer beni; mıyan gönlünü İstanbuld. kapalı tutacağını um! hi, Halbuki İst çıkaran ve onlara bilmedikleri fe- nalıkları öğreten şeytanlarla dolu idi. Ve Doğan bir sabah, Ayasofya- nın önünden geçerken, bu şeytan- yaşlarında, yakışıklı ve iri boylu bir delikanlıydı. Her akşam | bir hikâya iki gözüm, Aysel, bu defa sa- ciddi bir na pek eleden bah. eceğim. Büyük bir tehlike ge- çirdim, Fakat ui yaşıyan bizim gibi n bazan vakti Kn için — delilikleri çe insanın tüyleri elemi alez Ti ki bizler için her şey mü- ahtır, ai İd bir belâ gel- me De Şeren böyle büzumsuz bir felsefe ile ne- den başladığımı sana anlatayım. Daha doğrusu, başıma gelenleri yazayım, Bir ay kadar oluyor, ni rif, kumral bir delikanlıya —— e öne im. Amma her yer- de! akta, sinemada, tiyatroda, her isem Başımı başka tarafa çevirmiş ol Mutlaka benim ndine çekmeğe niyet etmiş gibi görünü- yordu. Beni takip ettiği şüphesiz- di, Taşkınlık etmiyordu. Fakat meselâ Şehir tiyatrosuna göt: miz re ini iç değil benden ayır: 1, ben- den pek ii & "halile bana anlatıyordu, O da benim hoşuma gidiyordu. Narin, zarif, kumral bir delikanlı demiştim, Giyinişinde, | yürüyü- eyl n tavrında büyük bir kibar- itina eseri göze çarpıyordu. ii olmakla öy ona cesa- ret verecek hiç bi yapmıyor- dum. Sen benim grenli — Tirsin. Bana takdim ri ile uzaktan Vi olsa yiye etmem. Ben bu delikanlıyı De Kim. olduğunu i ta an da habe- rim yoktu. Handanlard ği oldu. Orada bana bu delikanlıyi takdim etmesinler mi? Alelâde yerim isim söylediler. Ben hiç ehem- vermemiş davrandım. mi Buna hayret eder görün- dü. — Kim olduğunu bilmiyor mu göstermenin yolunu buluyordu. di i ke sahibi. Her gün lerin birer sahifesini ere res simli ilânları görmekten bikmış- m. ım sözleri birdenbire bende bir hayal sukutu uyandırdı. delikanlının başka bir şey ol- masını, ileyim, meselâ ban- kanın birinde bir şef olmasını, bo doktor, bir avukat ot cih ederdim. Fakat, sğaked 2 asır- da yaşıyoruz. Artık ğ eski günleri bırakmalı, değil mi il, elkeşe nazik Kk hür etmeliyim. Başka bir erkek ha olmalı, onunla da alay et em i flörtüm olmazsa si- kıntıdan patlarım. benim e Gömlek kralı mi ciddiye aldı, derhal şiddet lardan e raslamı İri d hı harem arm se nında m irpikli ge: ve güzel bir ii ire ba anı çil iş ince yaşmağının altından gülümsiyerek Doğanı se- | lâmlamıştı. (Arkası var) Sal vela Tehlike bir hücuma geçti, Âşikai bir flörte başladı. Muttasıl e imle meşgul oluyordu. Kendisine ko- camı taledim m halde gene aldırış etmiyordu. > tea > hanımı e ler zel e e bir gözle bu İrini seyirci ka- hyordu. , bilse! Çünkü bu defaki eski işlere hiç benzemiyordu. Sen benim bütün sırrımı bilir sin. Sana itiraf edebilirim. Göm- lk kralı benim hiç o eski flöi lu, O çaydan sor- mk rif Bindal il büyümeğe sem ys diyorum, On senelik evlilik ha- yatımda etrafımda çok erkek gör- düm, güzelleri, zekileri, zarifleri' vardı; Fakat hiç birime iyet siiştni. Onlarin oynu; Tıpkı küçük kızların vakit aklı. şekillerden birile neticelenmek lâ- eleceğine hü! zım gi İkmediyordum, Gömlek kralı hücumlarını mut- tası ( şiddetlendiriyordu. (OKo- m bunu da e pe şimde (dolaşan r gi bi Oo zannediyor, ui hr, Tuhaf şey, bir koca bu kadar kör nasl Tehlikenin olurdu? arkına varmyıor muydu? Yoksa beni hiç sevmiyor Sevgili * Ayselim, artık öyle bir noktaya gelmiştim ki bundan zi- yade işi sürükliyemezdim. İçimde- ki maasi mağlüp çıkmış- tım, ırada kocam gömlek kralını yemeğe çağırmaz mı? On- dan hoş ordu, Kıskançlığın- dan değil. Her nedense, zevkine muvafık bulamıyordu. Onu son- radan görme bir adam tel si Fakat gömlek kralı bi- d ir gece yemeğe artık gelem olmuş” tu, Yemek biraz soğuk geçti. Ye- mekten sonra kocam bir iş 7 ha- ne etti, özürler diledi, çıktı gitti. Gömlek kralı ile ilk İyem olarak yalnız kalıyordum. u bir kor- buna kıziyordum, bir taraftan da bu ğe üzerimde ne tesir ya- pacağı erak ediyordum. Ba- şımda bir kel havası esiyor- du. Gömlek kralı 7x kalktı, ba- na yaklaştı, göz! in içine bak- tı, kolumdan > Tir di k eti! ire ve Ümit- Radyo 30 Per mi 934 cu e 30-13,30 il me naşriya za ve 18-19 Mikiandn maki çay 9, çocuk saati hikâyeler, 19,30-19,40 dün- ya haberleri, 19,40-20,10 berg idaresindeki muski İstanl ME ve borsa habe: değ Zİ, 30-22 rad tarafından hafif e musiki, ZEY tango orkesiraları, Varşova (1345 m.) — 16,45 hafif mrb 17,45 bastaları teselli, (8,15 piyano, sine e. 15 di 20 armonik k 105 sonfo- nik ii 23. 30 girl 24, * reklâm könseri, 24,05 hakf musiki, v ser, WE ek 3, 20 0 pl, Schonret - Gastanaga boks maçı neti. cesi, 24 Romen tefrikası, girme eği G6 15 gündüz , 19 katmaz 23,50 koli BR, tarafından ar halk hav. Hilâliahmer Kadıköy şubesinin balosu âllahmer cemiyeti Kadıköy şubesinin her yıl verdiği bale, bu semtin emi ittihadına dahil olmayan bi mermlek: “3600, altı aylığı 1900, öç Aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. siz bir tevekkül ile buseyi bekl- yordum. Fakat gar'p ie Ez oldu, Kolu- mun üzerinde delikanlının elinin tazyikinin diğ hissettim. Parmaklar ri, — a ha- kiki bir kendisini meydana vuruyordu. Bu kısa bir zaman sürdü. Ibuki her şeyi bitirmeğe kâfi geldi. Kumaşı muayeneden vaz geçip te tekrar kolumu. ein ve dudaklarıma doğru e za man bir kahkaha Salrçenilani il — Çıldırdınız mı? dedim Hemen silkindim, geri çekik. dim, an içinde yüzüme bak- , Bir şey anlıyamıyordu. Ben e kendisize izahat vermedim. i İşte böyle bir adam için ve ca bir yapmak üzer: idim, ğim ve rim dükçe hilâ « titriyorum pis