22 Eylül 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

22 Eylül 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Eylül 1934 Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA Edebiyat dersleri Geçen gün Ada vapurunda geli- yordum. Yanıma iki genç kız te- sadüf etti, Bunlar yüksek sesle konuşuyorlardı ve vapur tenha idi. Bir lise talebesinden olduk- ları anlaşılıyordu. Ki lardan bi i ikmale kalmış. Galiba tihanı zamanı gelmiş olacak ki ikmale kalan bu hanım vapurda bile hararetli hararetli dersleri meşgul oluyordu. Fakat arada lâ- kırdı etmeğe de vakit buluyorlar- dı. Bu lâkırdı bittabi imtihanlara ve imtihanm taallük ettiği edebi- yata dairdi. Edebiyattan ikmale kalan kü- gük hanım, canının acısını unut muş, maruz kaldığı hayret ve iş- #ihzalardan şikâyet ediyordu. İşi enler hiç edebiyattan ikmale ka- lınır mı? diye istihfaf ediyorlar: amış. Zavallı edebiyatın hayat sa- hasında iraptan mahalli olmadı. Bı gibi imtihanlarda da galiba kıymeti yok ki onlarda muvaffak olamıyanlarla böyle eğleniyorlar demek. Öyle ya, lâf yığınından ibaret olan bu edebiyat imtihanında uy: durup uydurup söz söylemekten ve sınıf geçmekten kolay ne ola- bilir. Maamafih, pek o kadar da kolay olmıyacak ki işte, bir gari- be gibi, ikmale kalanlara da te- üf ediliyor. Küçük hanım derslerine çalışır- ken, arkadaşına şu Nedimi ver bakayım diye hitap etti, Defterle- rin arasını karıştırdılar. Perişan kılıklı sarı bir kâğıt parçası çek- tiler: A, bu Şeyh Galip imiş... Tıpkı toplanmamış bir odanın de her biri bir tarafa atılmış gorapları, mendilleri arar gibi bir hali. Ziyan yok, Nedim olmasın. da Şeyh Galip olsun, belki on- dan sorarlar. “Arkadaşile konuşurken de oku- duklarını zihninde tutmağa yar. dım için ona edebiyattan bahs: yordu. Bütün bu müsahabeyi gay- Ti ihtiyari surette dinlerken şu kâ- maati hasıl ettim ki bütün bu ede- biyat dersleri bir papağana hazır imleler — bellemekten ileri geşemiyor! — Çocuklar o edebi- yattan değil, ezbercilikten imtihah ediliyorlar! Kim bir zevk duyma- yı inkişaf ettirebilmişse, kim ede- biyat hakkında bir fikir edinmişse Osinıf geçmiyor. Kim basma kalıp cümleleri, hükümleri, mütaleala- rı basit, sert, kısa bir düstur ha- inde belleyip bir çok muharrir, romancı ve edipleri karikatür yaparcasına bir kaç dar düstur içinde sıraya diziyorsa © sınıf ge- siyor! hakkında, asebetile bir iki bası ma kalıp cümle: İşte edebiyat. okunmamış eserleri mü Bu zavallı kı ŞEHİR HABERLERİ Sarnıçlar Mikrop yuvası olmasına meydan verilmiyecek İstanbulun eski büyük konakla- rında; bilhassa eski halnarda bü- yük sarnıçlar vardır. Bunların ek- serisi terkos ve sair su tesisatı yü- zünden bugün kullanılmıyor. İç- lerinde birikmiş sular zamanla kokmağa başlıyor ve yosun tuta- yak bir çok mikroplara yuva teş- kil ediyor. Eski sarnıçların bu hah hem ev halkımın sıhhatini bozmakta, hem de civar için muzır görülmekte dir. Belediye bumu nazarı dikkate almış ve bu suretle kullanılmıyan. sarnıçların temizlettirilmesi için bir talimatname hazırlamağa baş- lamıştır, Bu talimatname ile her bina sahibi sarnıcını temizletmeğe yahut doldurmağa mecbur olacak- ii İş takibi Adliyede her istiyen başkasının işini takip edemiyecek Adliyede herkesin işini kendi- si takip etmesi kararlaştırılmış, bu- ralarda avukatlardan başka öteki nin berikinin takipte bulunması menedilmişti. Buna rağmen son günlerde devairde bazı kimsele- rin gene iş takip ettikleri görül müşkül üddetumumilik zabıtaya mü- racantla bu gibi kimselerin faali- yetine meydan verilmemesini bik dirmiştir. Emniyet müdürlüğü bu- nun için dört sivil memurunu ad- iyeye tahsis etmiştir. Bu memurlar adliye dairelerini daimi kontrol altında bulundura» caklar; ve buralarda muamele ta- kibine kalkışanları yakalıyacak- lardır. Ancak avukatlardan başka ad- liye meslek mektebi mezunlari bundan müstesnadır. Bu mezunlar baroya müracaatla birer vesika alarak iş takip edebileceklerdir. Adliye vekili geldi Adliye vekili Saracoğlu Şükrü bey dün İzmirden Istanbula gel- miştir. Şükrü bey şehrimizde bir iki gün kaldıktan sonra Ankaraya gidecektir. ki bü o perişan evrakı harfi harfine ezberleyip yutsa bile ede- biyattan bir kelime anlamış sayr- lamaz. Şu acıklı müşahede bana ada vapur yolculuğunun zevkini kaçı Akpamet Şark şimendiferleri Tarifenin indirilmesi hakkında yarın cevap verecek Şark demiryolları kumpanyasi nezdinde mafia başmüfettişliği, irketin yapmağa muvafakat eti Zi tenzilâtın ihtiyaca kâfi olmadı devlet demiryol- lözim, ğini, tarifeleri ları derecesine indirmesi geldiğini kumpanya drektö tebliğ etmişti, Kumpanya mü M. Paskal, bu husustaki cevabımı pazar günü bildireceğini başmi fetiş Faik beye dün söylemiştir. Kumpanyanın yeni tarifeleri hükümetin tebliğatı dahilinde tan- zim etmesi beklenmektedir. Hocalıktan çekilenler İktisat vekâletinin uhdelerinde pauallimlik bulunan vekâlet me- murlarının iki vazifeden birini ter- cih etmeleri hakkındaki tamimi rine ticaret borsası kâtibi umu- misi Akif bey ticaret mektebi he- calığından çekilmiştir. Vekâlet bu suretle tek vazifede kalan memurlarının maaşları zam yaparak refah seviyeleri muhafaza etmek kararındadır. Ticaret odası istihbarat ve tet- kikat şubesi müdürü Hakkı Nezi- bi beyin ticaret mektebindeki muallim) bırakacağı doğru değildir. Çünkü vekâletin tamimi- min oda memurlarına şümulü yok- tur. Oda kâtibi umumisi Vehbi be- yin muallimlik veya memuriyet yazifelerinden birini tercihe mec- bur tutulması odada doğrudan doğruya vekâlet mümessili olarak bulunmasından ileri gelmektedir. Muhacirler Ev yapmak için ormanlar- dan bedava kereste kesecekler Balkanlardan o memleketimize gelen muhacirlerin iskân edil leri mıntakalarda tamamile yer- leşmelerini temin etmek ve kendi- lerine mecoanen ev yapabilmeleri için devlet ormanlarından keres- ie kesmelerine müsaade edilmesi kararlaştırılmıştır. Muhacirler, kendilerine verile- cek araziyi muayyen bir zaman- 'da imar etmeğe mecbur olacak- lardır. Bu müddet bittikten sonra namlarına tapu verilecektir. Muhacirlerin yapacakları bina- ların hıfzıssıhha esaslarına muva- fık olması temin edilecektir. İlik ve Orta Mektep talebesinin. Haftalık mecmuns ÇALIŞKAN ÇOCUK B nel sayısı 23. Eyini Cumarlenl gikiyar. 4 renk, 16 sabifa, & kuruş Darülâceze Yalancı malüller ve dilenciler çıkarıldılar Darülâceze hasta, çalışmağa kudreti olmıyan kimselerle ihtiyar. ların ve sokaklarda bırakılan ço- cukların barınacakları bir mücs- sese olduğu halde son zamanlarda bir çok sağlam kimseler, bilhas- sa dilenciler burada yerleşmiş erdi. Geçende yapılan tetkikat neti- cesinde çalışabilecek vaziyette olanlar çıkarıldıkları gibi dilenci- ler de mahkemeye verilmek üze- re polise teslim edilmişlerdir. Bu sayede bugün Darülâcezede yalnız. kimsesiz çocuklarla malüller ve bikesler kalmışlardır. Belediye, Darülâcezede kalan bu gibilerin vaziyetlerini ıslah. için bu sene bazı tedbirler ala- caktır. i Hayvanlar ürkünce Arabadan düştü, ağır yaralandı Erenköyünde Hüseyin ağa is- minde bir arabacı dün arabasına €v eşyası yükletmiş ve eşyanın sahibi Ali de üzerine binerek yola çıkmışlardır. Araba giderken yol. 'da hayvanlar birdenbire ürkmüş- ler ve koşmaya başlamışlardır. Bu sarsıntıda eşyanın üz de oturan Ali müvazenesini kay- bederek arabadan düşmüştür. Hayvanlarla meşgul bulunan ara- bacı Hüseyin ağa evvelâ bunun farkına varamamış ve biraz ileri- de hayvanları durdurduktan son- a geriye dönünce Alinin arabada olmadığını görmü Hüseyin ağa derhal geriye dönmüş ve yolun kenarında Aliyi kan içinde bay- gin bir halde bulmuştur. Düşme © esnasında — “daşlara çarparak başından ve mubtelif yerlerinden yaralanan Ali kendin- den geçmiş ve fazla kan zayi et- tiğinden bayılmıştır. Vaka polise haber verilmiş, Ali Zeynep Kâmil hastanesine kaldırılmıştı Bir çocuk otomobil altında kaldı, iki bacağı kırıldı Ohannes iminde bir şoför otomobille Sirkecide Salkımsöğüt caddesinden geçerken Avram is- minde on yaşlarında bir çocuğa garpmıştır. Çocuk hızla giden oto- mobilin altında kalmış ve iki ba- cağı da parçalanmıştır. Yaralı Avram hastaneye | kaldırılmış, Ohannes yakalanarak tahkikata başlanmıştır. Adiiye ve ihtikâr Adana adliyesi zerzevat Fiatle- rini pek yüksek bulmu; — Bunda mühim Diyerek şüphelendi gaya çekmiş... Mükemmel bir Bu da gösteriyor ki bizdeki ihtikâr canavarı o derece azılmışı Ki artık iş bir belediye meselesi olmaktan ziyade, bir adliye me- selesi, bir cürüm haline girmiştir. Yalnız iktikâr değil, bazan alış veriş esnasında öyle hilelere ras- iniyor ki bunları yapanları de- alelâde ceza mahkemelerinde, ağır ceza mahkemesinde mupake- me etmeli... Taze görünsün diye balığın kı aklarını kırmızıya, yağlı görü sün diye tavuğun arka tarafını sa- rıya boyıyan adaman cam yüzü- Bü pırlanta diye satan dalavere- ciden farkı nedir?., Olgun görünmesi için ham ka- vunların arkalarını yumrukla yumu şatmak niçin bir adliye cürmü ok. masin? Ötedenberi rasgeldikçe konuş- tuğum bir belediye memuru vardır. Çok eski ve esnafın hilelerini mü- kemmel surette kavramış bir adam. Bazan öyle şeyler anlatı: yor ki insan: — Bu hile nasıl akla gelir?. di- ye şaşıp kalıyor. Ve bu zatı dinle- dikten sonra sokaktan alınmış her şeyden amma yediğim, içtiğim her şeyden şüpheleniyorum. Meselâ ham fimonları alıyorlar maş. İki tahtı maş, Üstteki tahtı rın üzerinde bastıra bastıra gezdi- riyorlarmış. Bundan sonra aldığımız limonun bam ve susuz olduğunu gelin de anlayın. Evinizdeki hasta için aldığınız. süde pis, mikroplu suyu karıştı paraya aldığı kaymak ak ü size «halis» diye 25 ku- ruşa yutturan adamı adliyenin pençesinde görmek istemez misi- Adliye ihtikârla, hile ile ne ka- dar yakından meşgul olursa halk o kadar memnun olur. Hikmet Feridan Tay hapis, 490 lira ceza Madam Hristina isminde bir kadın limana gelen bir Romanya vapurundan çıkarken şüphe üze- rine araştırma yapılmış ve kaçak eşya bulunarak mahkemeye ve- rilmişti. Sekizinci ihtisas mahkemesinde yapılan muhakemede madam Hristinanın yedi ay müddetle hap- sine karar verilmiştir. Mahküm. kadın 490 lira da gümrük cezası verecektir. Madam Hristinanın muhakemesi! gayri mevkuf olarak yapılmış ve mahkümiyet kararı üzerine kendi- si mahkemede tevkif edilmişt Amca beye göre — letibas ve tercüme hakkı tuzdur — AN, eki duy arzuların ifadesidir Amca bey bak... e Mesel Zühtünün şu kadın hey: | Bu, heykeltraşın izinde yaşıyan bir arzunun... Taş halinde görünüşüdür! 2 A, B. — Hmmm... Tevekkeli bizim resim sergileri hep elma armut lerile dalı

Bu sayıdan diğer sayfalar: