Yük taşıyan tayyareler Perada Ana larda da bir al- dun madeni var: dır. — Maden 4.600 metre yüksekliktedir. Son zaman- larda, ba ma (deni işleten kampanya, maden te- © sisalını elaha ve ceri teçhizatla © yenilemeğe karar verdi. Maden, baştan aşağı eski alet- erden kurtulacak ve yepyeni bir pekle sokulacak. Fakat madene çıkan yollar dar be sarp ve iğri büğrü. Maden için Tâzum olan makineleri parçalayıp, © Bu yollardan madene yollamak imkânsız. Meselâ lâzım olan bazi © makinelerin en küçük | parçasıni bir hatır sırtında taşıyamıyor, çok ağır geliyor. Madene çıkacak ka- turdan başka nakil vasıtası da yok. Düşünmüşler, ve makineleri ta- şımak için, bir kaç tayyare yap- mağa başlamışlardır. Bu tayyare- ler, makineleri, madene kırk da- kikada taşıyabilecektir. Halbuki kalır sırtında taşınmak tam dört hafta sürüyormuş. Fakat tayyareler, yalnız maki- ine ve aletleri taşı lr, Çi © mento, kum ve sair malzeme gene katırlarla taşinacaktır. Bunlar kaç yük tutuyormuş biz ir misiniz! Tam 12.000 kadır yükü. © lik defa olarak, tayyare saye- sinde, yepyeni bir fabrika kurul muş oluyor demektir. , — Her perde arası neden ağlı. yorsun? — Oynarken öyle gülüyorum, ki perde arası dinlenmek için ağ” lıyarum! | BİLMECELERİNİZİ | i Akşam gazetesi Bilmece memurluğu adresine gönderiniz dağları, bu dağ» Ben, hastalıklı doğdum, hasta- lıklı büyüdüm. Çelimsiz bir ço- cuktum. Bütün hastalıkları çek- tim, Kızıl, kızamık, kabakulak, kuşpalazı oldum. Kadınların elin- de büyüdüğüm için de, uslu akıllı, mahçuptum. Beni mektebe verdiler. Orada, arkadaşlarıma katılıp, onlar gibi oyun oynıyamıyordum. Jimnastik yapamıyordum. Top- tan kaçıyordum. Atlamak, tir- bile oyniyarazdım. Herkes benimle alay ederdi. Önüne gelen enseme tokat atardı mezdim. Hele bir Ahmet vardı. Kırmı gli, çilli yüzlü bir çocuktu. O be- ni ber fırsatta hırpalar, tahkir ederdi. İsmimi: Tüysüz kaz! koymuştu.. Babam süvari zabiti idi, Bir tatilde beni Anadoluya ça- ğırdı. Hemen gittim. Gittiğimin ertesi Ata nasıl binecektim. Babam, halimden anladı: — Ne o, dedi, korkuyor musun — Hayır baba, hiç binmedim de... — Bir süvari oğlu ate binmez olur mu?, Ben sana öğretirim. Babam ilk günü beni ata bin- dirdi. Ve nasıl binilip, nasıl ini- i, dizginlerin nasıl tutula- cağını anlattı, Ben atin üzerinde, babam ya- anda, semeri tuttuğu balde, kor- bayılacak bale geliyordum. İki gün sonra, biraz atın üstün- de durmasını öğrenmiştim, Ba- kafesler içinde bus lundurulurdu. Son senelerde, hayva at bahçelerini ae Jah etler ve vabşi hayvanlar, geniş bir sahada serbes bıraktılar. Sumi or anlar, suni bataklıklar, denizler, göller ve nehirler yapıldı. Bu hafta Londra hayvanat bahçesinde, bir adana, aslam ların bulunduğu yerin duvarına brman- mış ve aşağı düşmüş, dört aslam adamı derhal paralamış Insan değil sanki kertenkele İpanmayımz. blm © Resmlmizde vb i çeri alar, arabelerde oturan Fakir) mler kayak ” harabe değil, yanlar rında, Oturdukları manmak şöyle dursun, birdirbir | Ses çıkaramazdım. Mukabele ede-| gezmeğe gittik, Fakat babam, bu kadar yavaş gezmemizi istemiyordu. Benim atı- mma bir ip bağladı. İpin ucunu eli: başladık. © On gün kadar da böyle gezdik. Amma babam bu Pehlevi hazretlerinin oğulları İran veliahtı Mehmet Rıza Pehlevi haz- yetleri, İsviçrede tahsilde bulum- maktadır. Bilmece Akşam Bilmecesi İsim; 21 Haziran 084 4 harfli büyük bir memleketin 1, 4 üm, vahşi hayvanlar yun yazıdır, 3, 2' im hayâdır. 4, 3, 2m) bir yemiştir. 3, 4 üm zaman dır. Beni sağdan sola okur ve ba- gina son harfinin eşini ilâve eder) seniz, ince, zarif manasma geli- rim, Bilmecemizi doğru halleden lerden birinciye: Resimli hayvan lar âlemi. ikinciye: İş bankasi kumbarasi, Üçüncüye: Bir tram- peta ve ayrica 200 okuyanimiza 'da muhtelif hediyeler verilecektir. bekle de, ben dört nala şöyle bir gideyim, dedi. Hayvanı mahmuzla Sen. misin'bunu yapan?., Ba- bamın hayvanile gezmeğe alışık olan benim hayvanım da dörtna- la kalkmaz mi7, Iğildim, hayvanı: mun yelesine sarılım, yüzü koyun yattım... Babam önde, benim hay- Van arkada, yarına saat, dörtnala koştuk... Ben bitkin bir haldeydim. Ba- bam hayvanını durdurunca, be- nim hayvan da durdu ve babam. beni arkasında görünce hem şaş- ti, hem sev — Aferin sanal. Bir şey olmamıştım. Buna doğ- rusu ben de sevindim ve ertesi gün bir aralık kendiliğimden atı- mi mahmuzladım, dörtnala or- mana girdim. Usta bir süvari gibi, atımı dörtnala olarak istediğim yere sevkediyordum, “Aka binmesini öğrenmiş, hem de iyi, öğren: Ciğerlerime hava dolmuş, yüreğime cesaret gelmişti... Mektep açılınca, — arkadaşlar bahçede toplandık, Biraz sonra, kırmızı saçlının sesini duydum: — Tüysüz kaz nerede? Arkadaşlarımı geri ittim, ileri- ledim: — Ne dedin? Şaşaladı, durdu, gülmesi kesil di, Ben de kızarmıştım. Bütün kan başıma çıkmıştı, yumrukları mm sıkmıştım. Marıldandız — Ne olmuş sana, — Ne dedin tekrar etsene... üm ve elimi ver. dim, O günden sonra kimse be. imle alay etmedi Bir tiryaki Tiryaki düş. imanları bu haberi okudukları zamanı bakalım ne diye cekler?.. Bu haf ta Berinde bir g ihtiyar tabii ölüm. ie ölmüş, Bu detince 547,500 sigara içmiş demek tir... Maamafih rekoru kıran bu Alman lr. Bir Avuntryaldır. M. Nanas 73 yapımda ölmütür, İçtiği siçarların sayısı 628,000 dir. Resimde gördüğünüz yangın, yangınlarından biridir. Amer baca hepsi yank, Resimden, , Çikolata ilâçmış Hemen her. gün, kesenize göre, yüz para- $ dan yirmi ku- kadar, boy boy çikolata yiz yorsunuz. Çikolatayi se- verek yiyenler yalnız çocuklar değildir. Büyük- ler de çikolataya bayılırlar. Fakat biliyormusunuz, ki çiko- lata bir zamanlar sırf eğlence di- ye, tatlı diye yenmezdi. Çikolata, Avrupaya, 16 nci asırda getirildi. Avrupalılar dört yüz senedir çikolata yiyorlar. Jspanyollar, yeni dünyayı keş- fettikten sonra, çikolatayı Meksi- kada öğrendiler ve Avrupaya gö- türdüler. Çikolatayi Avrupada ilk hima- ye eden, Fransa kralı 14 üncü Lainin karısı Mari-Terezdir. O zamanlar, çikolata yemişleri ve tatlıdan sayılmazdı, adeta bir ilâçtı. Madam de Sevigninin mek- Haplarından şu parçayı okursanız anlarsınız: «Dün midem bozuktu. Yediği- mi bir türlü hazmedemedim. Ak- gama kadar tok darmak ve akşam iyi bir yemek yiyebilmek için bu sabah çikolata yedim. Ben çikola- tayı bunun için seviyorum. Çok midevi ve sıhhate çok iyi geliyor.» Çocuklar Sevigni hanım böyle yazmış diye, fazla çikolata yeme- e kalkmayın. Bugün, bu tatlının pek o kadar midevi olduğu şüp- heli — Her şeye iyi taraftan bak- malı — Filozof musun? — Hayır, dürbüncüyüm! 'HEDİYELERİNİZİ Ankara caddesi Akşam, kitaphanesinden | perşem- beleri alınız dünyanın en meşbur ve en büyük in petrol kuyular Miyetini anlayacağınız. tutuştu ve hemen gum sön- i