ni Sahife 3 Rl ra sal ISTANBUL HAYATI e — nn Ni Tedbir alınacak.) | ŞEHİR HABERLERİ | Koğuhane seferi! Ah biz, gazetecilerin bir türlü unutamadığımız. ananeler mal sulü olarak gene beylik lâkırdıla- kımız. vardır! Kara kulak suyun” 'dan hafif, sabun köpüğü kadar boş, fakat gösterişi yerinde, kula- Za çarpması hoş kelimeler... Ba- şımız sıkıştıkça bunlara müracaat ederiz ve onlari yazdık mı sahi ten bir iş görmüş gibi artık key! mize bakarız. Alınız bir tanesini. olmuş. (Bunlar bir takım $ er tevlit edecek hallerdir, bunlari #ıraladıktan ve mahzurlar teşrik edildikten sonra) icap eden ted- birlerin ittihaz edilme: verilmiştir! yöte erdiririz. Bu ne bitmez tükenmez tedbi lerdir. Ayni zamanda, bu ne İ ine karar niha- imlesile yaramaz, ne hiç bir mahzuru orta-| dan kaldırmaz şeylerdir ki sene- lerdenberi muttasıl ittihaz edilir de gene dert ortada kalır! Meselâ, etin fiati yükselir, yağ: fahiş fiatle satılır, hasılı yiyecek içeceğin muhtekir esnaf tarafın- dan bir fiat yüksekliğine maruz bırakıldığmdan şikâyet edilir. Ar- kasından gazetelerde mahut bas- ima kalıp cümle gelir: ihtikârın dirde lâzım gelen tedbir edilecektir! itihaz “Artık bu teminattan sonra, kas bahat hâlâ müsterih olmıyan zi hinlerin değil de kimindir? Hiç bir şey yoktur ki oraya bu tedbir ittihazı sözü girmesin. Ne “olur, bari bu kadar sık sık alınan tedbirlerin seyrek seyrek iyi ne- ticeleri de görülse. Halbuki bir tedbirin, hakikaten etraflı, vaziyete uygun bir tedbi- Fin bir netice vermemesine imkân var mıdır? Netice çıkmazsa ted- bir yok demekti Şimdi, meseleyi tedbi lıyarak neticeye doğru gitmek yo- Jundan tetkik etmeyip te metice- Jere bakarak tedbire doğru yük- selmek şıkkını tercih edersek di- yebiliriz ki şikâyet etti zurların devam etmesine nazaran ortada müessir tedbir, yahut, sade- ce, tedbir yoktur. Bu tedbir sözünü biz gazeteci” ler her vesile ile tekrar ede ede manasız bir İâf haline getirmişiz. dir. Ne yazarsak, arkasından ağız. alışkanlığı neticesi, «tedbir ittihaz edilecektir» cümlesini yapıştırır, söze nihayet veririz, Nasılsa bir inşallah ilâve etmiyoruz. Akşamci Şehir meclisinde Banat, Bankasına önir mnzakereler Yarın (AKBABA) gezetesinde imiz mah: Belediye zabıtası Belediye hükümet- ten bazı salâhiyet-! ler istiyecek | Şehir meclisi azasından ayrılan hususi bir enclimen uzun müd detten beri yeni belediye zabıtası talimatnamesini tetkik ediyordu. Bu tetkikat yakında bitecek ve talimatname yeni intihap edilecek meclise verilecektir. Yeni talimatoamede bir çok mühim maddeler vardır. Fakat bunların tatbiki için belediyeye yeniden bazı salâbiyetler verilmesi İâzimdır. Belediye bunu temin etmek üzere hükümet nezdinde teşebbüste bulunacaktır. Şu halde talimatnamenin tetkiki bitse bile tatbiki daha bir müddet geçe cek demek Mühendis mektebine bir hirsiz. girdi, fakat yakalandı Istanbulun tanınmıs rından Kenan isminde velki gece mühendis mektebine gitmiş ve ortalıkta kimse bulun- madığı ada içeri girmiştir. Hırsız Kenan kendini göstere meden mektebin yatakhanesine kadar sokulmuş ve talebeye alt eline geçirdiği eşyayı toplamaya başlamıştır. Hırsızı hademeler görmüşler ve iş başında yakalayıp polise teslim etmişlerdir. Hangisi kuvvetli? Güreş esnasında biri ağır yaralandı Karaağaç tapa fabrikasında amelelik yapan Tevfik ve Abdük- kadir isimlerinde iki arkadaş dün fabrikanın bahçesinde dol ken kuvvet münakaşasına giriş- mişler ve hangisinin olduğu anlaşılmak için lenin de müdahalesile güreş yap- mıya karar vermişle Tevfikle Abdülkadir. otların üzerinde bir müddet uğraştıktan sonra Tevfik yenilip yere yuvar lanmış, Abdülkadir de onun üze- rine düşmüştür. Düşme esnasında otların da yerde çakılı bulunan ağaç kökü Tevfiğin vücuduna çarparak sol tarafı kaburga ke- miklerini parçalamıştır. Tevfik baygın bir halde hasta- neye kaldırılmıştır. Soğuk hava depolarından şikâyet Ticaret odası idare heyeti, bu bafta içinde toplanarak soğuk hava depoları hakkındaki şikâyet- lere kati bir cevap vercek Oda ticaret şubesi, iki haftadı beri bu mesele hakkında piyasa- da yaptığı tetkikatı bitirmiştir. sivri Üç tavcı Altın suyuna batırılmış mecidiyeyi beşibirlik diye Satanlar Rizeden İstanbula gelen Bin maz hanım isminde bir kadın rıhtım civarında dolaşırken önü- ne iki kişi çıkmış ve bunlardan birisi Binnaz kanıma sokularak elinde bulunan bir altın beşibirli- kaçırmak zarlığa girişerek uyuşup altını sa tin almıştır. Altını satanlar ayrıldıktan son- ra Binnaz hanım beşibirliği bir abbabına göstermiş ve nihayet bunun hakiki beşibirlik olmayıp altın suyuna batırılmış sahte me- e olduğu anlaşılmıştı Binnaz hanım derhal polise müracaatla altını satan adamların eşkâlini tarif etmiştir. Zabıta tahkikat neticesinde bun- ların Salâhaddin, Şükrü ve Ab- dullah isimlerinde üç kişi olduk” larmı meydana çıkararak üçünü 'de yakalamıştır. ' Üç suçlu Sultanahmet sulh ce- za mahkemesinde muhakeme edil- mişler ve cürümleri sabit olduğun- 'dan birer ay müddetle hapisleri- ne karar verilmiştir. Üç mahküm bu kadar müddet te nafıa hizmet. lerinde çalıştırılmak üzere Ana dolunun muhtelif yerlerine sev. kedileceklerdir. , Bir çocuk balkondan düştü, yaralandı ibalidö Arabacılar sokağında oturan Ali efendinin dokuz yaş larındaki oğlu Ibrahim dün evin üst katındaki balkonda oynarken bir aralık balkonun kenarından sarkmış ve kaybedip düşmüştür. Evin üst katından taşların üze- rine düşen Ibrahim b: muktelif yerlerinden tel rette yaralanmış ve derhal bayık mıştır. Vaka zabıtaya haber veri miş ve yaralı çocuk ifade vere miyecek bir halde hastaneye kak- dırılmıştır. Araba kazası Bir çocuk ağır surette yaralandı Mustafa isminde bir arabaci 'dün araba ile Galatada süratle caddeden geçerken sokakta oyna- makta olan üç yaşlarında Recep isminde bir çocuğa çarpnliştır. Tekerleklerin altına yuvarlanip lenen küçük Recep bir çok yerlerinden ağır surette yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Arabaci Mustafa yakalanmıştı ği bir kaç metre de Itfaiye hissesi Sigortaların aldıkları yüzde beşler istanbulda bulunan bazi si- gorta şirketleri belediye hududu haricinde bulunan emlâk için yaptıkları yazın sigorta muka- velelerinde müşterilerinden yüz- de beş nisbetinde bir itfaiye his- sesi almaktadırlar. Sigorta şirketleri, İstanbul be- lediyesi hududu dahilinde bulu- nan emlâk için aldıkları yüzde beş itfaiye hissesini İstanbul be- | lediyesine muntazaman vermekte iseler, başka yerlerdeki emlâk için burada yaptıkları mukavele- ler neticesinde müşterilerden al dıkları yüzde beş itfaiye hissesi- nine İstanbul, ve nede taşra belediyelerine vermemekte ve bu para kendi ceplerinde kalmak- tadır. Dört senedenberi taşradaki em-! ük için burada yapılan harik sigortalarından şirketlerin tahsil ettikleri para, yüz bir lira kadar hir yekün tutmaktadır. Bu paraların sigorta şirketle rinde kalmaması ve belediyeye verilmesi için 5 mayıs 1934 tari- hinde belediye riyasetine bir ih- İ bar yapılmıştır. Bu ihbarın tet- İ kiki belediye hukuk işleri müdü- riyetine havale edilmiştir. Bir katil tutuldu Zara kazasında cinayeti işledikten sonra Istanbula kaçmış Sivasın Zara kazasında feci bir cinayet “olmuş, Osman İsminde birisi ayni kazada oturan ve öteden beri arkadaşlık yaptığı Ömer isminde birisini parasına tamaan yaralayıp öldürmüştür. bu. cinayet etrafında tahkikata girişmiş fakat suçlu Osman yakalıyamamışlar» dır. Yapılan uzun tahkikat neti- cesinde Osmanın Istanbula kaçtığı anlaşılmış ve bura zabıtasına müra- caatla yakalanmasını bildirmiştir. Bu müracaat ve tarif edilen eşkâl Üzerine zabıta tahkikata girişmiş! ve neticede Osmanın Istanbulda Beyazıt civarında bulunduğu tes- bit edilmiştir. Suçlu Osman Be- yazıtta bir kahvede bulunduğu sırada polisler kendisini yakalı mışlardı Osman evrakile birlikte mah fuzan memleketine sevkedilmiştir. “Tyrş,, in rüyası ve benim rüyam Selim Sırı bey, yarın akşam Istanbul radyosunda | “Tyrş, rüyası ve benim rüyam | mevzulu bir müsababe yapa «— Kaptanı, kaplancı, evlüdim. Acele etme ayol, dur Şahende de gelsin, hep beraber gidelim. Çocuğun lâstik meme sini evde unutmuş ta onu alma- ya gitti, Şimdilerde nerede ise gelir.» Azapkapı kayık iskelesi bir pa- zar yerine dönmüş. Ufacık pa- ketler, valizler, kocaman sepetler, tahta kutular, gazoz şişesi kasa- ları sıra sıra dizilmiş. Hep te tile lam, tıklım dolu, Sepetlerin, çam taların kapaklarından, paketle. rin aralarından soğan, sarmısak, pırasa sapları sarkıyor. Bezlere sarılı kocaman tencerelerden tür- Kü türlü yemek kokuları etrafa yar yılıyor. Bir tarafta yüzleri gözleri kır mızı, mavi boyalar içinde afa- canlar yumurta vuruşturuyorlar. Horoz şekeri, fıstık, badem, fırıl. 'daklı macun satıcılarının bağı maları, kundaklarının içinde ai lsmaktan yüzleri mosmor kesil- miş miniminilerin çığlıklarına kar rişıyor. İskelenin kırık tahtalarma bağ- lanmış kocaman bir motörü ucunda bir adam avaz, avaz hay- kırıyor: «— Haydi efendim. On beşe bir adam, on beşe bir adaaam. Doğru Kâğuhaneye gidiyor. Hem eğlence, hem yolculuk. Haydi kak kıyoruz. Çabuk olalım yolcular.» Sepetini, tenceresini kucaklıyan sendeliye, sendeliye kendini me- töre atıyor. Kenarda bir büyük ipine yapışmış bütün kuvvetile çekiyor ve bağı: riyor. «— Evlâdim, ayağının. altın peyim, beş dakikacık daha dur. Şimdi Şahende nerelerde ise gö kün eder, Kızcağız lohusa yata ğından yeni kalktı da biraz ser sem gibi bir şeyler oldu. Evden çikarken telâş içinde çocuğun lâs- tik memesini beşiğin yanında unutmuş. Yarıyoldan geriye dön 'dü. Evimiz çok uzakta değil, Ha: ni Aksarayı geçince Tevekkül ha- mami yok mu, onun hemen yam cağızındaki beyaz boyalı konak değil de, ondan dört kapı yuka- zda sokağa sapımen tam karşına gelen kırmızı boyalı evin bitişi Zindeki mavi kapı, önünde taş n de var. Canım bilinmiyecek yer değil ki. İnsan tramvaya atladığı gibi açıp o yumuncıya kadar gidiveriyor.» Motörcü bu kestirme adı kahkahalar atarak dinliyor. yük hanım işi daha sağlama bağ lamak için yanındaki tencereyi açıp çıkardığı kocaman bir dok mayi motörcüye uzatıyor. (Devamı 4 üncü sahisdel si Amca bey seyrüseferde!.. — Söyle bakalım şoför mamzedi efendi, bir caddede aheste beste yola devamı ederken... m ee Karşına bir otomobil... .. Yahut bir tramvay çıkt, me yar paran? Şoför namzedi — Hemencecik cad 'denin sağına geçerim beyim, A. B. — Bereket versin ki yaya ge zenleri imtihan etmiyorsunuz beyi — Nelen Amca bey? A.B. — Maazallah, herkes evinde kapalı kalırdı!