Dünya kupası grup müsabakaları arifesinde İtalyanlara Avusturyadan başka tasiti bir rakip dalı çıkt olan dünya kupası müsabakaları. nin grup şampiyonlarının seçme maçları 27 mayısta İtalyanın sekiz şehrinde birden başlıyor. Geçen haftaya kadar bu büyük. futbol imtihanına girecek olan milletle zin kazanma ihtimalleri aşağı yu- 'karı takarrür etmiş gibi idi üstündeki hesaplara göre Avrupa milletleri arasında iki kuvvetli namzet olarak Avusturya ile Ital- ya geliyordu. Bu iki rakip arasın- da paylaşılması tahmin edilen grup galibiyetlerine Amerikadan gelecek Arjantin ve Brezilya ta- kımlarını iştirak ettiriyorlardı. Bu suretle cihan futbol birinciliğini bu dört milli takımdan birine nar sip olacağı farzolunuyordu... Üç gün evvel dünyaya telgraf- larla, telsiz telefonlarla verilen bir haber bütün faraziyeleri altüst etti, O haberle, futbol münakkit. leri, beynelmilel maçların netice. lerine merak eden heveskârlar © beklemedikleri bir neticeyi öğrene diler; Macar milli takımı İngiliz milli takımını 2-1 mağlüp etmişti. ünya kupası grup karşılaşma: larının arifesinde kazanılan bu şe- refli muvaffakiyet çok manidar. dır. Evvelki senedenberi birinci plândan düşmüş gibi görünen Ma- car futbolunun kalkındığına delâ- let eder. Vakıü ingiliz milli kad- olarının mevsim sonunda yaptık- Avrupa seyahatlerindeki oyun. derecelerinin kendi memleketle- kine nazaran yarıya indiği malümdur. Fakat ne de olsa İn- den seçilmiş on bir oyuncu- yenmek pek kolay deği lüncü hasım karşısında telâşlari- gizliyememişlerdir. İngiltere - laristan maçının tafsi -ar oyuncularının o mi gösterdikleri futbolculuk kal i İtalyan gazetelerinde uzun un anlatılmaktadır. Meşhur üç italyan tutbolcusu- nun kuvvetli bir ressam tarafın yapılmış krokl Macar milli takımini takımına karşı elde etti yetin hakikaten değerli olup olma: dığı 27 mayıs akşami daha iyi belli olmuş olacaktır. Çünkü 27 ma: yısta Macar milli takımı Napolide Misir milli takımile dünya kupasi grup tasfiyeleri için çarpışacaktı Mısır gibi oldukça kuvvetli bir millete karşı Macarlar yüksek farklı bir galibiyet temin edebilir. lerse, İngiliz maçının tesadüfi ve- Ya İngiliz oyuncularının ehemmi- yet vermemelerinden çıkmış bir talihle kazanılmadığı lmış olacaktır. Bu manidar Macar galibiyeti münasebetile dünya kupasi grup tasfiyesi müsabakalarının fiksti rünü aşağıya alıyorum, Eşref Şefik anlı Amerika galibi) 'TRİYESTE : Çekoslovakya — Romanya NAPOLİ : Macaristan — Misir BOLONYA : Arjantin — İsveç CENOVA : Brezilya — İspanya MILANO : Holanda — İsviçre TORİNO : Avusturya — Fransa FLORANS: Almanya — Belçika 31 mayıs 934 MİLANO : (Almanya — Bek çika” galibi, (Arjantin — İsveç) galibi, TORİNO : Holanda — İsviçre) galibi, (Çekoslovakya — Roman- ya) galibi, BOLONYA : (Avusturya — Fransa) galibi, (Macaristan — Mı. sır) galibi, NAPOLİ : (Brezilya — lapan- ya) gal (italya — «Meksika - Birleşik Amerika» gal | 3 haziran 934 (DÖMİ FINAL) © MILANO : (Avusturya « Fran- sa - Macaristan - Mısır) galibi — (Brezilya - İspanya - İtalya - leşik Amerika — Meksika) galibi. * ROMA : (Almanya - Belçika - “Arjantin - İsveç) galibi (Holan- da - İsviçre - Çekoslovakya - Ro- manya) galibi Dünya şapmiyonunu tayin ede- cek olan final maçı 10 haziranda Romada, dömi final galipleri ara- sında yapılacaktır. Veysi Fransada çok ilerliyor Pariste tahsilde bulunan Türki- ye gülle rekormeni Veysi bey ge- çende yapılan bir atletizm müsa- bakasında Diski 42 metre 33 san- timetreye fırlatmağa muvaffak ol. muştur. Fina: yazdığı bir mektupta; hafta, ya yapılacak müsabakalarda da» ha iyi dereceler alması ihtimali olduğunu bildirmiştir. Akşam — Şunu hatırlatalım ki, Veysinin bu yaptığı rekor yeni Türkiye rekorudur. Kendisini can- 'dan tebrik edi Dağcılık klübünün suvare ve tenis şubesinin küşat resi Perşembe Taksim bah- çesindeki Dağcılık klübünde sa. miml bir suvare verileceği haber alınmıştır. Şebrimizin yüksek ma- bafilinin iştirak edeceği bu nezih toplantısında Türk ve ecnebi milli dansları yapılacaktır. 18 mayıs cuma günü Dağcılık klübünün tenis şubesinin küşat resmi yapılacak ve birde çay verilecektir. Tenis kurtunun Tak» sim bahçesinin içindeki müstesna güzel lokalı ile Istanbulun en iyi tenis kurtu olacaktır. Ya kında oraya tribünler yapılacak ve beynelmilel maçlar tertip edi- leceketir, Veysi bey buradaki arkadaşla | | İ l | | | Tetrika No. 5 Ferhan geldi. Söz yarıda kal. di, Kız, sevinçle ablasının boy. nuna. sarıldı ' — İyi, ki geldim... Bu gece fe. na bir rüya gördüm, Eğer gel meseydin merak edecektim... Ferhan, ablasıni dışarı sürükle” di. Yola çıkardı, orada gene boy- Buna sarıldı: — Kardeş ame, dedi, ben hür yümeden evlenmiyeceğine yemin, “ İspazmoza yakalanmiş gibi tit riyordu. Şadan darıldı: i — Nedir bu halin Ferhan... Ne oluyorsun... Ayıp değil mi sana... Ferhan, Şadana sokuldu: — Bilsen... Bir bilsen... Gördü- üm rüya çok fena idi, — Anlat, nedir bu rüya... — Şöyle denize doğru gidelim de, anlatırım, Kol kola yürüdüler. Çayırda bir kenara oturdular. Şadan: — Haydi, dedi, anlat, Ferhan başını önüne iğdi — Artık anlatamıyacağım. — Yo, beni meraka soktun, an- latmağa mecbursun. Ferhan, başını Şadanın omuzu- na dayadı ve anlattı; — Sen evleniyordun. Nikâh me- İ murluğundan çıkarken, annemle | babam ölüverdiler. Ben ağladım, çok ağladım... Eve girmek isti- yordum, fakat bir adam kapıya da- yanmış bırakmıyordu, bu adam senin kocanı... Sen de geldin. Beni dövmeğe başladın. Dilda: kurtardı... Uzun yollardan eve geldim. Amma yollarda erkekler vardı, bana yumruk sıkıyorlardı.... Tam kara toprağa gömüleceğim zaman uyandım. Şadan katılarak güldü. Amma bu gülüşü sahte Ferhanı öptü: — Bir daha dolu mide ile yatma. Ferhan ısrar etti — Ben büyümeden evlenmiye- ceğine yemin et. — Saçmalama, — Yemin etmek istemiyor mu- sun? — Hayır. — Neden? — Çünkü yeminini tutamı; cağım, — Niçin? — Evvelâ şunu sana söyliyeyim Ferhan, rüyaya, cine, periye ina- nılmaz. — Bunu biliyorum. — Gözlerinin yaşını sil — Bu elimde değil. — Ben evlensem bile, gene se- nin kardeş annenim... Bizim ara- mıza biç kimse giremez... — Benim şeker kardeş anne lama, ciğim... Kız biraz teselli bulmuş, yüzü gülmüştü. Şadan, annesinin bekle- diğini bahane ederk, çok oturmadı. Konağa düşünceli geldi. Bazi rüyaların, çıktığına o da kanidi. Konakta odasına kapandı. Daha henüz, iş işten geçmemiş. 4. Sözünü geri alabilirdi Bundan sonra, istikbalini gündü: Her kiz gibi, anmesi gibi o da ev lenecekti ve çocukları. olacaktı. Çocuğu olan bir kadın fazla bed- baht olamazdı... ... Şadan gittikti in içine kurt Şadan ne di- ye gelmişti ve ne diye ona dert dü ANALIK Nakleden: SELÂMİ İZZET 7... Muhakkak kızı zorla Bir kadını, bir yanmı evlendiriyorlardı... erkeğe esir etmek, hem de iz ye istemeye, doğru bir şey deği Dildade erkeklerden nefret eder« di. Onlara, «çocuk makinesi» der- di. Hasanla Dildadenin kızı ile oğ- lu, küçük birer hayduttu. Fikri, geceleri etrafı kolaçan eder, ta- yuk, yumurta araklardı Kızı Samiha, kabak çiçeği gibi vaktinden evvel açılmıştı. Köyde, ihtiyar bir Hüseyin efen- di vardı. Adamın, kırk yıllık ba kanı öldü. Hasan Hüseyin efendi. den israr etti. Yanına Samihayı verdiz Kızım diye değil, hanım kız- bakar dedi. günler Samiha ciddi davrandı. Adam iyi baktı Hüseyin efendi rahattı, Fakat kışın kız değişti, Ihtiyar rın etrafında fazla dönenmeğe başladı. Omuzunu ovuyor, dizleri: ni oğuyordu. Hüseyin efen velâ istemedi. Sonra dayanamadı Esasen bunda bir fenalık ta gör- medi, Kız ciddi idi. ir sabah, gecelikle Hüseyin efendinin odasma girdi. Kahve götürdü. Belini çorabile sıkmıştı, göğsünü kabartmıştı. Hüseyin Send doğrula - Karşımda bu kıyafetle geze > dedi, Neden?... Ne olur sanki Bir gece Hüseyin efendi eve geç geldi. Karanlıkta soyundu, yata- ğına yattı ve haykırdı, Bacağına, çıplak bir bacak dokunmuştu. Fır- ln — Seni ahlâksız senil... Kalktı ve kızı kolundan çekti: — Defol bakayım... Yataktan değil, evimden defol. Samiha yatağın içinde bağdaş kurdi — Sersem bunak! dedi. — Sen buradan defolacak miz - Ne korkuyorsun be. — Defol diyorum, konu komşu yu kaldırırım. Pencereyi açtı. Samiha fırladı, Adeta yalvardı, fakat ihtiyarı yo- la getiremiyeceğini anlayınca hay- a başladı — Baba... Babacağım... Böyle seyler yapma ban: — Kız çıldırdı mı? — Anne. âlemi uyandıra- Kız avazı çıktığı kadar hayki” ordu. İstediği oldu. Komşular uyandılar. Marangoz kapıya çıktı: — Beyaz sakalından utanmıyor musun be herif... Geliyoruz kızımı korkma... - Onun sesine başka sesler kariş- ti. Sokak kalabalıklaştı. Kapıyi yamrukluyorlardı. Nihayet kapı açıldı. Geceliği yare tık, saçları darma dağın Samiha çıktı. Kadınlar etrafını sardılar, i omuzuna bir ceket verdi, evi- ne götürdü. Kız orada ağlar gibi yaparak bir koltuğa oturdu. Hü- seyin efendi, kapısıni sürmeledi. Dışarıda bir ses bağırıyordu: wen getirin, çıkıp herifi tepeliyelim — Sabahı bekliyelim sabahi, | (Arkası var).