14 Mayıs 1934 AKŞAM Sahife 7 Büyük bir filim: Altın Bu filimde meraklı ve heyecanlı sahneler pek çoktur Berlin 2 (Hususi Berlinde Altın isminde büyük bir filim çev: ril ini geçende bildirmiştim. im gösterilmeğe başlanmış ve bü yük bir muvaffakiyet kazanmıştır. Altın filmi almanca ve fransız- ca olarak çevrilmiştir. Her iki nüs- hada meşhur sinema yıldızı Bri- gitte Helm oynuyor. Baş erkek rol- lerini almancada Hans Albers; fransızcada Pierre Blanchar yapı: yorlar. Fi surette altın yapılmasıdır. Bu mev- zu içinde çok heyecanlı. vakalar, k ihtirasları vardır. Altının yeryüzünde ehemmiyet kazandığı gündenberi, hemen bü- tün insanların istekleri, kurşun gi- bi, pek ucuz bir cisimden. altın yapmaktır. Bu hulya basit bir yaz ka gibi filme alınamazdı. filimde, suni altın yapılış lüyor. Gerçi bugün, bu iş he kabil değil, fakat her hangi bir cismin atomunu, meydana geti- ren en ufak bi parçalıyarak diğer bir atom, diğer bir birlik meydana çıkarmak suretile, bunu diğer bir cisme çevirmek mümkün. olabileceği, kabul ediliyor. Bu için de müthiş elektrik kuvvetleri ve daha doğrusu alpha şunatı lâ- zam geleceği tasavvur olunuyor. İşte Altın filminde, bu esasa gö- re, büyük aletler kurulmuş, ve atom parçalamak işi canlandırıl- Faiştir. Bütün bu teknik teferrünta rağ- men Altın filmi, bir nevi kültür filmi olmuş değildir. Bu sahneler, bilâkis, vakaya heyecan veren tâli sahneler halinde kalmaktadır. Asıl vaka, kurşundan altın yap- maya muvaffak olduğu kabul edi- len profesör Achenbach (Friedrich! in mevzuu Altın bersi, sun Kayssler) ile dostu ve asistanı | Sevimli fransız. ertiştlerinden Meg Lemonier ile muvaffak olduğu haber al Rakipler, onların usta başılarını “kandırarak, aletin içine başka bir kurşun kütlesi koydurtuyorlar, onun içinde ise dinamit vardır. Bu suretle tekmil lâboratuvar ha- | vaya uçuyor. Hem ihanet eden adam, hem profesör ölüyor. Asis- tan ölüm halinde hastaneye kal dırılıyor ve hayatını an ve sarışın nişanlısı M Deyers) ona kendi kanından ak- için kurtarılabiliyor. Öldürülen profesi ni almak istiyen asistan, İskoçyı bir kurşun kralının teklifini kabul ile oraya gi iyor, kurşun maden: Henry Garat yakında birlikte yeni bir filim çevirmeğe başlıyacaklardır. Yukarıki resmimizde bu iki görünüyorlar. ertist son çevirdikleri filimden e bir sahnede Yer dibinden de- niz içinde bir kayaya yol yapılmış. | ve kayanın içi lâboratuvar haline sokulmuştur. Burada #örün aletlerinin ayni vardır. Wer- ner, bu aletlerle altın yapmaya icbar ediliyor. Bir taraftan da, İskoçyalı kurşun kralının kızi gü- zel ve sevimli Florence Wille (Bri- gitte Helm) ile Werner sevişiyor- ler. Fakat genç adam, kendisine kanını vererek hayatını kurtaran nişanlısına sadık kalmaya karar veriyor. ; Son tecrübede altin yapiyorlar, fakat artık sabri tükenen mühen- dis İskoçyalıyı amelenin önünde harsızlık ve katillikle itham ediyor. Bütün amele onu terkediyor. Wer- ner infilâki intaç edecek kadar kuvvetli cereyanı makinelere sev- kediyor, İskoçyalı maden ocağından ayıran demir kapının makanizmasını bozuyor. Fakat son saniyede Werner telleri düzeltiyor, ve infilâktan bir da kika evvel hep kaçıyorlar. Yalniz altın hırsı ile aklını bozan İskoç yalıyı aletlerin yanından ayırmak mümkün olmadığı için © ö Bu fili #u kadar, insanların en basit hirs- lâboratuvari de, aşk, heyecan oldu- lari, para hırsları da çok landırılmıştır. Altın yapılmiya muvaffak olunuşun haberi mey: dana çıkar çıkmaz bütün kıymet lerin düşüşü, insanların uğradı bal, böyle bir keşfin neticeleri ve tesirlerini gösteriyor. İki aşk ortasında kalan Wer. ner rolünde Hans Albers ne kadar canlı ise, ilim adamı halinde de © kadar muvaffak, Lien Deyers gü- zel, sevimli ve sarışın, masum, fe- dakâr bir nişanlı. Brigitte Helm ise, burada teli- keli bir kadın, bir dişi değilken- şkından vezgeçmiye mecbur kalan bir genç kız... Dünyan en lüks yati da, min dış sahnelerine güzel manza- ralar ilâve ediyor. Hürm Bolu (Hususi) — Ambarın ka- pağı açılınca köşeye daha ziyade büzülerek görünmemek için boğa- zıma kadar unlara gömüldüm. Yal- nız nefes almak için başımı biraz. çıkarıyor, sonra hemen tekrar 50- 7 kuyordum. Lâmbayı aşağı bir yere koymuç- aj İçeriye bakmağa da her halde lü- ambarın içini ışık tutmuyordu. zum görmediler. Adam, ilk çuvalı getirdi, tepeme boşalttı. Üzerime yumuşak bir ağırlık çöktü. Kafa- mii yavaş yavaş undan çıkardı Ortalık beyaz bir toz bulutu için- 'de idi. Zaten ambara girelidenberi Burnuma kaçan unlardan, müm- kün olduğu kadar ses çıkarmadan akısırmış, tıksırmıştım amma bu seferkisi beni ele verebilirdi. in kendimi daha ziyade zaptetmeğe çalışıyor, alıyor ve aksıracağım vakit kafa- pal unlar içine gömerek sesimi işit- az. nefes tirmemeğe çalışıyordum. Telâşe itüleri arasında aksırıkla- ramı inşallah işitmezler diye içim- den duslar okuyordum. Çuvallar ardı sıra tepeme boşaldıkça, altta gömülü kalmamak için, ben de yavaş yavaş yukarıya çıkıyordum. Bir aralık adam bağırdı: Baha şuradan tahta » Bu ambar epeyce dol- muş, unları şöyle biraz. aşağıya bastırayım bari! karak unları sıkıştırmağa başladı. Hiç hatıra gelmiyen bir belâya da- ha çatmıştık: Adam ambarın her tarafında tokacı gezdirerek kuv- vetli kuvetli tepiyordu. Evvelâ omuzuma, sonra koluma ilen (do- kunan) topaç canımı çok yaktı. Az daha bağırıp işi meydana vu- Tacaktım., Ambarın başka bir kö- şesine kaçtım., Gene boynuma ka- dar unlara gömüldüm.. Başımı da ellerimle muhafaza ediyor, topaç benim tarafıma ge- lirken unun içinde tamamen kay- boluyordum. Buna rağmen, topaç bir kere tan sağ elimin üstüne gek di. Ikinci defasında parmaklarımı ezer gibi acıtmakla beraber bey- nime de çarptı. toplıyarak unun in gayretimi içinde yerimi 2 atılanbina, konağı olmak üzere, Tahta tokak gelince ambara s0- | Eskişehirde büyük bir lise binası iz kadının macerası “Boğazıma kadar unların içine gömüldüm!,, Tahta tokaç iptida omuzuma, sonra koluma dokundu.. biraz daha değiştirebildim. Maa- mafih, katı bir yere hisseden adam sordu: vurduğunu — Karıl., Bu ambarın sağ köşe- sindeki unlar sıkışmış, sen mi tep- tin?, — Hayır! Bu sabah Fadime gelmişti... Ben tarlaya giderken, se- nin yükle geleceğini bildiğim için, diğer işler söylemiştim. O yapmıştır. Bunları işiten adam, artık be- nim tarafıma topaç vurmadı. Bi se unu tepmesini sonra da: — Artık yeter, dedi ve ambarın kapağını kapattı. Karı — Meşenin dibinde çingeneler yatıyordu, Suya gittiğim sırada bizim bazlamaçlardan bile eks miş gibi gördüm.. Ne olur ne ol. maz.. Sen şu ambarın kilidini üs- tüne vur, dedi. Bu sözleri işitir işitmez bayıla cak gibi oldum. Bir de üstümden tlenirsem halim nice olacaktı? Fakat erkek buna lüzum olmadı- ğını, sokak kapısını. kilitlemenin kâfi geleceğini söyleyince biraz. nefes aldım amma şeytan kadın bu. Sefer anabların yukarıya alınma» sını teklif etti. Ne ise, kocası buna 'da lüzum görmedi, anahtarı çivi- söyledi. O vakit Allahi- ilecettim.. Ev sahiplerinin yukarıya çıktık» larını duydum. Bir kaç saat geçince Ortalıkta hiç ses işitilmemeğe başlar dı. Uyuduklarını anlamakla be- raber ihtiyaten biraz daha bekle- dim. Sonrâ, ambarın kapağını ya vaş yavaş açtım, dışarıya çıktım, Güarin bitiyor) 1. Vasfi Zeytinyağı ihracatı Nisan ayınla İzmir borsasında muamele gören 96,290 kilo zey- tinyağı kilosu 26,13. 26,325 kur ruştan satılmıştır. Mevsim iptida- sından nisan sonuna kadar İzmir. zeytinyağı Geçen sene aynı tarihteki ibra- cat ikta 679,726 kilo id... Zeytinyağları fiati yükselmektedir. Izmirdeki ötok 800 bin kilo tale min edilmektedir. > e. Eskişehirde yeni Inşa edilen lise binast Eskişehir (Hususi) — Temelleri bundan 7 sene evvel hükümet bugün son sislem tesisatı havi bir lise olarak ikmal edilmiştir. Eskişehir halkı ve bilhassa liseliler böyle bir binaya kavuştuklarından dolayı 1100 & mütecaviz lise kadrosunu istiap etmemekte olan eski ve dar binanın (Kız ortamektebi) olacağı haber alınmıştır. sevinç içindedirler.