2 Evvel zaman içinde bir sadre âzam ava çıkmıştı Yolda gözü kör birine te- sadüf etti, Bu tesadüf uğursuzluk getire- O gün her günden fazla av- landı, Akşam üstü adamı hapis ten çıkarttı. Adam sordu: — Şimdi hangimizin daha uğursuz olduğunu anladın m1? TZerdiven Polis memuru — Orada ne arıyorsun? Ne işin var evin da- manda... Şimdi bir zabıt tutayım. da gör. Serseri Memur bey, ne olur, | ınıza bir merdiven tutunuz da ineyim... baldı, terlik biçi- YORULMUŞ Papas odun kes. meğe gitti. Faz kat odun kesecek yerde, ormanda Sert üstü uzanıp yattı. Oğlu geldi v> bahasını bn hal de gördü. Akşam z yek üzere yola koyuldular. Ba- desi Ge — Oğlum, dedi, yalın ayak yürü” mekten edi acıyor. Pabuç- larını ver, Oğlu; kalın bir çuval parçasını mi kesip dikti, — Bunlar ne kadar. dayanır — Eğer bugünkü kadar yol yürür- sen, ümrün ol. dukça dayanir. — Uzun boylu, esmer birine varacaksınız. — Hangisi ne bileyim, altısı da uzun boylu, esmer. EVVEL ZAMAN Evvel zamanda, bir mahalle mek: tebine giren bir zat, hocanın ya- munda bir uzun, Bir kısa değnek, dir tahta top, bir zurna ile dümbelek gör. müş ve bunların ne işe yaradığını Hoca izah etmiş: — Çocuklardan biri kabaklar se, kısa değnekle uzaklaşacak olur- sa, uzun değnekle vururum. Kaçar. sa, arkasından top atarım.Bunun üzerine çocukların hepsi birden taş eh ka ama fırlatırlar, ki ile dümbelek ba na imdat işaret vazifesi görür. e 1 Misafir sever — Muhlis bey çok misafir sever. Evine davet ettiği insanlara çok ikrar eder, Geçen gün gene yemekte mi- safirleri vardı. T Muhlis bey, misafirleri geçi- rirken, içlerinden birine ayrica teşekkür ettiz — Çağırılmadan geldiniz de ettiniz. Sizi davet etmek zah- İ metinden kurtuldum, Ayrıca te şekkür ederim! Bir şey yok Bir adam sırtında gümrükten “çıkıyordu. tabak bardak gibi cam eşya vardı. Gümrük memuru gördü, elinde- ki kalın sopayla çuvala bir de- fa vurduktan sonra sorduz — Ne var bunun içinde? — Bir daha vurursan hiç bir şey yok! çuvalla Çuvalda — Bir cep aynası istiyorum. — Peki efendim. Her halde bi Seyrederim l Ağzı harikulâde güzel, diş leri harikulâde güzel bir kadındı. Fakat budalaydı. — İnsan onu dinlemekten na- sil zevk alır hayret ediyorum, — Konuşmasını seyrederek! Görememiş - — Yahu neredeydi — Uludağa gitmişti — Nasıl buldun? — Her taraf dağ birader, bir 469 göremedim ki Dövüyor — Baban uyurken gürültü etme, — Evetamma anne, uyanıkken edersem o zaman da dövüyor | — Neo, artık kör değil misin? — Hayır, değneğimi çaldılar! Hoş sözler O Yapacağı Müstakbel kayın valide: — Benim kızım şarkı söyler, piyano çalar, resim yapar, felse- fe, ruhiyat bilir, Almancayı, In- gilizceyi, Fransızcayı su gibi ko- nuşur... Siz ne bilirsiniz? — Ben bunlardan bir şey bil. Fakat şunu ki eğer sıkıya gelirsem, yemek pişirir, dikiş di- kerim, mem hanımefen, arzedeyim, Saçma — Karşıma iki tavşan çikti. | Tüfeğimi omuzladım, tavşanla- rın bir hizaya gelmelerini bekle- | dim. Aleş ettim, İkisini birden vurdum. Bu atışa ne dersin?.. — Allah derim azizim, bun dan mükemmel saçma atılmaz! Melekler diyarında ASRİ MANİ Söyle sen, inlesinler, Çalayım, dinlesinl Duyanlar: Bu ev deği Kafeşantan desinler. v.. Başında tacın olsam, Gönlünde acın olsam, Hiç para pul vermesem, Ama kiracın olsam... “.. Kontratsız otursam, Kalmasa kaygu, tasam. Bu ölümlü dünyada, Hep sırtından yaşasam! | bir memeli — Büyük annem. Pi | — Sana alimi semada dolaşıp üstünü boyama diye kaç kere-tenbih ettim. Polis müfettişi — Aferin, iyi kıyafet değişlirmişsin. peşine düş ve kendini göstermeden takip et. Fıkralar, nükteler Kazanamaz — Dişçi oğlun ne âlemde? — Hiç sorma, Son. günlerde aksiliği var, Kimseye ağız açlır- imiyor, — Böyle giderse metelik ka- zanamaz! Eşek mi? Kırk: hindi” aldılar. Yirmisi “Ahmedin, yirmisi Mehmedin idi. Bir gün Ahmet Mehmede sorduz — Hindiler nasıl? — Benimkiler iyi, senin yir. mi hindi öldü! Bir bey, ev sahibinin kü oğlunu di yordi — Nasıl, süvarilik hoşuna gi- diyor mu? — Hayır, ata binmek istiyo. oturtmuş, hapla! gocuk Bulmuyor Bir arkadaş, mütemadiyen başe ka bir arkadaşın paketinden si- gara alıyordu — Dur yahu bir tang daha Çok iyi tütün bu... Bu sigaraları nereden buluyorsun? Öteki kızdı: — Bulmuyorum azizim, satın alayım alıyorum! Unutmamış — Oğlum, arkadaşlarınla kah- valtı ederken, bir pasta yedik- ten sonra, tekrar bir pasta daha almamanı tembih etmiştim, unut. madın ya? — Unutmadım anne, onun önceden iki pasta birden aldım! öyleyse Mehmettir. — Hayır H İ — Çok bahtiyarım!