Sahife 8 Akşamı 11 Teşrinievvel 1932 Brezilyada kahve bolluğu Sobalarda yakmak için kahveden Brezilya hükümeti o kadar uğ- taştığı halde çabvelerini bir türlü tamıyor... Umumi harpten sonra fiatlerinin yükselmesi yü- zünden bir çok kimseler kahve Hityakiliğinden vaz geçmiştir. Bir çok memleketlerde kahve yel #rmeğe başlanmıştır. Bunlardan başka her sene birbirinden bol ve bereketli mabsul” alınmıştir. © Bu yüzden bütün dünya kahveye © boğulmuştur. Bireiyada bir sene işinde idrak edilen kahvenin ancak yarısı satılabiliyor, diğer yarısı ertesi seneye kalıyor. Bu, senelerden beri böyle devam ettiğinden ek deki stok günden güne artıyor. Vaziyet öyle bir şekil almıştır ki bir kaç sene hiç kahve mahsulu © alınmasa gene dünyaya kâfi ge- © lecek kadar kahve vardır. Kahve bolluğu tabii fiatlere de tesir etmiştir. Brezilya hüküm: işe karışmasa, kahve fiatının çok © “düşeceğini göz önüne alarak bir kaç senedenberi kahveden bir İ Lisnnı yaktrmakta, denize dök © türmektedir. © Dünya kahve mahsulunun dört; ; nasıl kömür yapılıyor ? pin üçünü yetiştiren Brezilya senede ber biri 60 kiloluk 16 milyon çuval kahve ihraç eder. Altı ıil- yon çuval kadar malda kalıyor. Şimdiye kadar bu kalan mallar. dan 12 milyon çuvalı yok edil. miştir. Bunlardan bir kısmı, ge- çende yazdığımız gibi denize dö- külmüş, bir kısmı ateş verilerek yakılmıştır. Büyük bir kısmile de briket yapılmaktadır. Briket kömür tozu ve katranla yapılır, tuğla gibi ür. Bunlar ile kutuşturularak çini sobalarda yakılır ve tatlı bir sıcaklık verir. günde bir kaç briketle bir odayıısıtmak kabildir. Brezilyada kömür tozu yerine kahve kullanılmaktadır. Kahveler katranla karıştırılarak: tazyik edi liyor ve sonra kalıp hı iyor. Resmimizde bu iki ameliyat görülüyor. Yukarıda katranla ka rıştırılmakta olan kahve yığını, aşağıda biriket haline getirilen kahveler görülmektedir. Matbaacılık şubesi Rekabet kabul etmez derecede ucuz fiatlerle iş yapar, Kitap, Mecmua bastırmak isteyenlerin bu ucuz fiatlerden İstifade etmelerini tavsiye ederiz. Bundan başka en müsait şeraitle kartvizit, mektup ve zarf başlıkları, makbuz, fatura, sirküler ve sair tap işleri yapılır. Telefon: 21434 adres kartı, a No. 85 na - Kız Tel 11 Teşrinlevvel 1932 Rakabeti Nakili: (Va - Nü) Dayanamıyacak; müsaade ak maksızın odaya girecekti. Hastabakıcının odaya girmesile çıkması bir oldu. Kabul edile- ceğine dair mlispet veya menfi bir cevap almadan, Leylâ hanım, , demir karyolasında, olurmakla yatmak arasında bir vaziyetteydi. Leylâ hanım, odada, bir şık kadın olduğunu da gördü. Fakat, bu kadının arkası, kapıya dönük olduğu için tanıyamadı. a hanıma gelince, Pertevin akan gözlerinden anla” iıştı: Odaya giren, hiç beklenil- meden biriydi. Hajrete. düşüren iri, Bunun kim olduğunu anlamak için başımı geri çevirdi. Ve onun hayreti, Pertevinkin- den büyük oldu. — Annel - diye haykırdı. Meliha hanım, sendele Geriye doğru, düşer gibi, iki Üç üç adım attı. Bu suretle, Pertev beyin yata” ğına çarptı, Oraya , durdu. Dehşetle, annesine baktı. Yüzünü istihfafla buruşturdu. Cadı görmüş gibi olmuştu. Anlaşılmaz bir İcelime söyliyerek tekrar haykırdı. Karşısındaki ha- yalmış da, onu gözl ö den silmek i iki elle dayanarak gibi eliyle müphem bir hareket yaptı. Leylâ hanım efendi ise, bagır mıyordu. Böyle hareketler yap- mayordu. ya bakıyordu. Vaktile rakibesi olan bu kadını seyrediyordu. Rakibesi, Ve, muzaffer rakibesi.. Kendi ağladığı, / paralandığı, yeis, elem ve matemden ölecek bale geldiği halde, Hasanı kay- bettiğinden dolayı, Melihaya hiç bir şeyler olmıyordu. Leylâ hanımefendi. şaşıyordu: Hasana sahip olduğu halde onu kaybetmesine rağmen bayılmıyan, öliyen bu kadın, bu çi âsaplı kadin, kendi kızımıydı?. O zayıf seciyeli Meliha, şimdi bu hale mi gelmişti 7... Hahyretle bakı , Ana kız, birbirlerine bakıyor. Jardı, Bu bakışma, on, yirmi dakika sürdü. Sonra, günkü heyecan, bilhassa rakibe- si kendine tefevvuk (eden nazarları karşısında dayanamadı. İngilterede Stiffkeyde bir papas bazı kabahatleri maküm edilmiştir. Papas davayı temyiz etmek İste: | doğru bir kaç kerre sendeledi. Gözleri karardı, Yüzü koyun, kolları iki yana haç şeklinde, dü; Büyük bir olmuştu. Leylâ hanımefendi, yerde baygın yatıyordu. Demin, kapı yarı aralık kal için, hastabakıcılar, bu sesi işitti ler, Koşarak içeri üşüştüler. Pertev bey, kırık bacağını, ai- çısmnı, iztarabını, bastalığını her şeyini unutmuştu. Vaktile kendisine bu derece fenalık yapan bu kadının şimdi imdadına koşmak içi fırlamak istedi. Fakat, bacağının alçı içindeki ıztırabı, onu yerinde gümbürtü. hasıl givilet Leylâ hanım efendi, kızının ayaklarına kapanmış yere düşmüştü. tan vucüduna, hâlâ istihfafla ba- kıyordu. Biri: Kadın ölüyor mu, ne oluyor? haykırdı Deminki falso hareketinin tevlit ettiği ıztırapla yatakta kıvranan Pertev, Melihaya bağırıyordu: — Meliha., Anneni Bunun üzerine, Melihanın, büyük bir cebri nefeste bulunduğu görüldü. İleriye doğru, bir adım atal Yere eğildi. Iki elini annesine doğru uzattı. Annesinin yardımına koşmak istiyordu. Buna muvaffak olamıyordu. Parmaklari, annesinin vücuduna değer değmez, bütün vüçudunu bir raşe kapladı. Sanki bir elektrik cihazına do- kunmuştu: O derece titremişti. Sanki, kızgınlıktan ağaran bir demire değmişti:. O derece elleri yanmıştı: Nefretle ayağa kalk Gene, arkaya doğru, iki üç adım geriledi. Parmakları takal- lüs etmiş, kolları, dirsekleri bizar dan mevhum iplerle bağlanmış gibi, geri çekilmişti. Başı leri doğru uzanmıştı. Ensesine, vücudu- bir yük konmuş gibi, boy gövdesi geriye, oylukları ge hülâsa, takriben, alaturka rakamı şeklini almıştı. Bu şekilde annesinden uzaklaşıyordu. (Arkası var ) en dolayı hapsa fakat banun için lâzim gelen parayı bulamadığından diyojen gibi bir fıçı içine girmiştir. . Papas para toplıyarak temyiz har efendi kendisini 1 teminetmek istiyor. Resmimizde papas görmeğe gelenlerden beş on ve içinde bulunduğu fıçı görülmektedir. Fıçılardan diğerinde yiyecek ve içecek bulunuyor.