— . Sahife 3 a ci 25 Eylül 1293 AAKŞAMDAN AKŞAMA Anadolu'da seyahat Gerçi bilâhra İstanbul ticaret mektebinde coğrafya muallimliği yaptım amma, mektepteyken en sevmedigim, en zaif olduğum Ders coğralyaydı. Zira, hocamızın bize öğretip bizden derslerde, ımtihanlarda sorduğu | coğrafi malümat şu kabildendi. “Paraguay'ın meşbur şehirlerini yekdiğeri ardınca tez tez say, mak... “Misisipi nehrinin kol- larını, keza, aynı süratle, noksansız sıralamak... “Ankara vilâyetinin tekni kazaların bir solukta söy- , ezbercilik esasına müs- coğralya tedris... Bense, ezber derslerinde aksi gibi, pek yaya olduğum için, bir türlü coğ- tafyada tebarüz. edemezdim. Hoş tebarüz etseydim de ne fayda elde edilebilirdi ki, bu usulde © hafazaya nakşolunan ismihaslar, dimağdan, ergeç sil nip gitmeğe mahkümdurlar. Ez- berciliğin fena bir usul olduğu, mekteplerde neden sonra öğrenildi. Fakat maalesef, bu hakikat tebey- yün edinceye kadar, sınıf ark daşlarının coğrafiya hakkında! malümatı, bir sürü ismibas yığı- mından ibaret kaldı. Mektepten — çıkdığımız. zaman hattâ memleketimiz hakkında bile, soğrafiya dersinden hemen hiçbir Şey öğrenmemiş gibiydik, Arada sırada türkcelerin e netuklarında, ağanda mekalelerinde, “Ha- gayri « mekşufçi vatan, “zümrüt / gibi memleketimiz, * Anadolu © köylüsünün © türki ve manileri, diye şeylere rast gelirdik; ana vatanın tablosunu, dimağımıza, bu sözler çizerdi. Birde, çocukluğumda, Istanbuldan İzmire kadar, bir tren seyahati yapmıştım. Ki lamadan, memleketin tal güzel, en münbit, en yeşil ve Şairane parçasını kattetmiştim. Binaenaleyh, 1920- 1921 senesin- de, ilk defa olarak hakiki bir Anadolu seyahatine çıktığım vakit, bütün bu tesirleri altında, Ana: doluyu olduğundan pek başka, pek mükemmelştasavvur ediyordum. Sınıf arkadaşım olduğu için malâ- benimkine benzeyen Nazım met'le İnebolu'da “Orta ana- doluya ilk bakış, sernameli bir Şir yazdık. bu şiir sonradan bir çok mektep kitaplarına ve mün- tababatlara alındığı için belki bazı karilerimin aklındadır! Bu bütün nesi romanlarında Anadolu, nat olduğu vechile - bir İsviçre minyatörü gibi tasavvur edilir. Hakikaten de, bu esrar, garzip, tasavvuf cennetine geldiğimizi sanıyorduk. Dağ yollarında rastladığımız köy- İüleri, birer süküti feylesof sanı yordük: Sanki, bu inzivagâha, hilkat âlemin künkünü aramağa gıkmışlar.. O sıralar, halk türkü- lerine merak sarlığımız için, (Devamı dördüncü sahitede) (Va. Na) Tuğla harmanları Bacaarını yükselimiyenler kapatılacak Işinde bulunan tuğla harman larının etrafa fena bir düman ve gaz saçtıklarından dolayi birçok iyetler. olmuştu. Bunun üzerine fen ve sıhhiye müdürlük- takım esaslar kararlaş» Bu esaslara göre tuğla kiremit harman ve fabrikalarının bacaları mutlaka yirmi beş metro uzum- luğunda olacaktı, Belediye har- man sahiplerine haziran sonuna kadar mühlet vermişti. Halbuki ekser harman sahipleri bacaları yükseltmemişlerdi Belediye bu gibi harman ocak- larının seddi için vilâyet idare heyetinden bir karar almıştır. Bu karar üzerine şebrimizdeki tuğla harmanları birer birer tetkik edilecek. Bacalarını yükseltmemi olan harmanlar kapatılacaktır. Ahçı dükkânları Belediye kontrol için tekrar emir verdi Bazı ahçı dükkâ ında temiz- iğe riayet edilmediği, kapların akar suda yıkanmadığı, çatal, bıçak, kaşıkların yağlı olarak müşteriye verildiği görülmektedir. bu dükkânların kontrolu vermiştir. Bundan başka gene bazı ahçı dükkânlarında yemek masalarının üzerinde muşamba olmadığı ve müşterinin kuru, kirli tahtalar üzerinde yemek (yedikleri de görülmüştür. Bazı ahçıların müş- terinin yemek yedikleri yerlerde et keserek yemek pişirip hazır- ladıkları da nazarı dikkati celbet- Bu noksanlar da kaldır- ın tamir edilmesine karar verildiğini evelce yazmıştık. garşının bütün dükkânlarının çatı duvar. vesair kısımlarını tetkik ile bozuk ve harap yerlerini bu- larak keşif yapmanın maddeten mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Belediye fen heyeti, çarşının mesahasını, dükkân adedini birer birer hesap ederek tamire mühtaç olan kısımları hakkında umumi bir keşif yapmağa başlamıştır. Keşif için lözm gelen tahsisat şimdi. meclisin teşrinisani ik ında verilecekti Bir vapur karaya oturdu, fakat kendini kurtardı alyan bandıralı Arseni vapuru dün gece limanımızdan Kara- denize, çıkarken Yeniköy mada karaya oturmuştur: Vapur bir kaç saat uğraştıktan sonra gene kendi kendine kurtu larak yoluna devam et ZI 7 imi Heroin Zabıta sokak ortasında heroin çeken iki çocuk yakaladı Son zamanlarda Istanbulda He- roin ve Kokain iptilâsı artmıştır. Zabıtanın sıkı takibatına rağmen bilhassa Heroin çekenler çoğal- maktadır. İşin fenası bazı pek genç yaşta kimselerin, hattâ çocuk- ların kendilerini bu fena iptilâya kaptırmalarıdır. Üç gün evvel zabıta, sokakta heroin çeken 18 yaşlarında iki genci yakalamıştır. Evvelki gün de diğer iki kişi tutulmuştur. Bunlar 15 yaşlarında Yorgi ve Niko ismindedir. Iki çocuk Galatada sokak ortasın- da heroin çekerlerken polis kön- dilerini yakalamıştır. Bunlardan Nikonun üzerinde bir paketde heroin bulunmuştur. . Çocuklar heroini nereden aldıkları tahkik ediliyor. Yurt hazırlandı Açılmak için bütçenin tasdiki bekleniyor Kimsesiz çocuklar için yurt yap- mak üzere belediyenin satın al- dığı Galatadaki binanın hatırlan ması için yeni sene bütçe tasdiki bekleniyor. Bütçe gelince işe başlanacaktır. Müesseseye hangi çocukların alı- rarlaştırılmıştır. Verilen sokağa bırakılan ve- e sevk edilen çocuk” lar toplandırılarak bu müesseseye konulacaklardır. Bu gibilerin veli- leri tahkik edilerek mahkemeye verilecektir. Müessesede çocuklara sanat ve okuyup yazma öğretilecektir. Mü- esseseye müracaat eden veliler- den taahhütname verenlerin ço- cukları iade edilecektir. Eczacılara farmakoloğ denilecek Eczacılar dün Halkevinde sene- lik içtimalarını yapmışlar ve idare heyetini seçmişlerdir. . Bundan sonra eczacılara farmakoloğ de- nilmesi kararlaştırılmıştır. AKŞAM rekli Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 arap SAYLIK 750 > “140 3 AYLIK 400 » 800 » JAYLIK 150 >» — er Abono Gorütlari | doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir Adres tebdili için yirmi beş ka raşluk pul göndermek: Jâzımdır. ep Öğle İkindi Akşam Yatar AS 6,2 326 OR iyi Va. 410 S4) 16 MA EA 1936 rehane: Babıâli civarı Taşdelen Civardaki menba suları da tahlil edilecek Belediye, — Taşdelen © suyunu Üsküdara indirmek için tetkika- tina devam ediyor. Alemdağında, Taşdelen civarında diğer bazı su menbaları vardır. Bunlar pek az tanınmıştır. Taşdelen menbamdan ve bu menbalardan su alınmıştır. Bunlar ayrı ayrı tahlil ettirilecek ve birbirine yakın iseler birleşti rilerek sahile | indirileceklerdir. Bu suretle suyun miktarı çoğala- caktır. Taşdelen suyunun emaye boru- lar içinde indirilmesinin mahzuru olduğu, bu yüzden | bağırsak hastalığı * çıkması ihtimali bulun- duğu ileri sürülmüştü. Belediye bu hususta da tetkikat yaptırmak: tadır. Kaşla göz arasında Parmaktaki kıymettar yüzüğü aşırmış Evvelki gece Taksimde garip bir kavga ve yankesicilik vakası olmuştur. Taksimde bir otomobil garaji sahibi Tahir bey evvelki gece garajda otururken Hü minde birisi garaja gider ari beydeniki lira istemiştir. Fabri bey Hüseyine kim oldu- gunu ve ne için kendisinden para istediğini sorunca Hüseyin bir bıçak çekerek Fahri beyin üzerine hücum etmiş ve, — Şimdi bana iki lira vermez- sen seni öldürürüm... diye tehdide başlamıştır. Fahri bey Hüseyinin tehdidi karşışında itidalini muhafaza etmi; ve yavaş yavaş ayağa kalkarak birdenbire Hüseyinin üzerine atlık- mış, elinden bıçağı almıştır. Hüseyin bıçaksız kalınca — Ben bu acıyı sende bırak- mam, yanıma başka arkadaşları. mı da alıp seni öldüreceğim... Kü- für ederek ayrılıp gitmiştir. O Ayrıldıktan sonra Fahri bey parmağındaki 70 liralık yüzüğün aşırilmiş olduğunu görmüştür. Kavga esnasında Hüseyin boş durmamış, bıçağı vermemek için uğraşırken Fahri beyin parma ğandaki yüzüğü de aşırmıştır. Fahri bey polise müracaat etmiş, tahkikat devam etmekte iken Hüseyin ertesi gece yanına üç arkadaşını daha alarak gene aynı Saatte Fabri beyin garajına gitmiş! ve kapıyı tekmelemiye başlamıştır. Bu sırada polisler yetişerek Hüseyini ve arkadaşlarını yakala- k | mışlardır. Tahkikat devam ediyor. İLesir çarpa İl Adliyeden örnek almak lâzım Geçen gün bir yazımda Istam bul adliyesinde bilhassa mahke- melerde | kullanılan yeni dilden bahs etmiştim. Demiştimki: Adli yede “ katil, “maktul, “netice, “fili katil, kelimeleri kullanılmı- yor.. Evvelki gün gazetelerde 1s- tanbul ağır ceza (mahkemesinin yalnız Türkçe kelimelerle yazılmış Bi kararını oldum. 7 Adliye bütün resmi dairelere dil meselesine ön ayak oldu, Fakat bir de gelin gazetede bu Türkçe kararın yanındaki öbür havadisleri, öbür resmi dairelere ait haberleri okuyan: “ Evkaf dairesinde evkaf komisyonu ,, dün toplan: rak. ve ilh.., Tesbiti evkaf komis- yonu havadisi yoksa onun yerine söyle bir haber: “ Icarei mücccele dairesi işleri gok olduğundan. ve ilk Biraz daha sütunları araştırın. Muhakkak: “lcarei vahide, dairesi...,, diye başlayan bir havadis bulacaksınız. Zaman zaman da Tevcihi cihet komisyonuna alt bir yazı okur sunuz. Ağır ceza mahkemesinin verdiği ve “söz kesme,, “ö eği, gibi tamamile türkçe kelimeler kullandığı kararı düşünün, bir de şu isimlere bakın: Icarsi müeccele, icarei vahide, tesbiti evkaf, tevcihi cihat... Resmi dairelerde kullanılan bu tarzdal kelime ve tabirlerden ne derece sinirlendiğimi bir kere daba yaz- mıştım. Bugün artık ağır ceza mahkemesi kararını: “Söz kesilmiştir, diye bitirirken: Icarci mücceele dairesine gidiyorum 1, Derseniz biraz tuhaf olur. Bütün resmi dairelerimiz adliyeye bakıp örnek almalar lâzımdır. “ tespiti yapılacak Istrancada ve civar köylerindeki çocuklar şimdiye kadar eski bir mahalle mektebinde okuyorlardı. Bu semtin mektep ihtiyacını temi etmek üzere Istrandaca yeni bir mektep yapılması kararlaştırılmış, yeni mektebin inşası ihale edik. miştir. Mektebin temel atma merasimi yarın yapılacaktır. Yeni mektep iki katlı olarak inşa edilecektir. Limon kralının muhakemesi Limon kralı Diyamandi efendi hakkında verilen mahkeme kararı temyizden nakzen gelmiş ve 8 nci ihtisas mahkemesine verilmişti. Mahkeme davayı kendi salahi- yeti haricinde görerek reddetmiş" tir. Bu husustaki dava evrakı Duncu ihtisas mahkemesine ir. Yakında 9 uncu ihtisas mahkemesinde yeniden muhake- meye başlanacaktır. LE. — Du ne kıyalet A.B, — Git, kondine kışlık elbise al demedin nit - Mevsim yağmur mevsimi... E insaf ot hanım, bundan münasi Kışlık eibiso mo olabilir?