Gi ci! Şeker fiatinin yüksel- mesine karşı hükümet e tedbir alıyor. daponya, Mançuri me- selesinde Cemiyeti ak- vamı tehdit ediyor. Sene 15 — No: 5014 — Fatır her yerde: 5 kuruş Denizde bir facia Zonguldak açıklarında bir vapur yandı Yanan vapurun ismi meçhuldür, tayfalerı sandalla karaya çıkmışlardır Zonguldak limanından bir manzara Zonguldak, 23 (Hususi) Evvelki akşam saat 17 raddele- rinde denizde yirmi mil açıkta kesif bir duman görülmüştür. Bundan iki saat evsel limanımız dan “kalkan Gerze, Sebat, Şule vapurlarından birinin bir kazaya uğramaları ihtimaline binaen du- man istikametine iki romorkör gönderilmiştir. Romorkörler üç saat kadar git- #ikten sonra dumana yaklaşarak vaktin gece olması dolayasile yane. makta olan gemi veya vapurun bir iki mil kadar etrafında dolaş” mışlar ve herhangi bir tehlikeye maruz kalmamak maksadile ateşe fazla sokulamamışlardı Yanan cismin civarında kütük ve kereste parçalarına tese düf edilmiştir. Romorkörler gece yayılmış ve büyük bir heyecan tevlit etmiştir. 4 Devamı ikinci sahifede )| Ahmet Rasim beyin cenaze merasimi Vefatini teessürle yazdığımız Ahmer Rasim beyin cenaze merasimi dün Heybeliadada yapılmıştır. Merasime ait tafsilât ikinci sahife- mizdedir. Resmimiz bundan bir safhayı gösteriyor. Zilpşizm müsabakaları bakaları yapılmıştır. Müsabakaların neticeleri ikinci sahifemizdedir. Resmimiz müsabakalardan evvel atletleri gösteriyor. CUMARTESİ — 24 Eylul 1932 Agop Ef. Dil kurultayı için üç tez hazırladı Dünkü, nüshamızda yazdığımız veçhile Sofya darülfünunu eski anları ve tarihi müderrisi tayına iştirak etmek Üzere bugün Sofyadan şehrimize gelecektir. “Agop Martanyan efendi Kurultaya arzedilmek (Üzere üç yeni tez hazırlamıştır. Bugün saraya gide- rek umumi kâtibi Ruşen Eşref beyle görüşecekti Agop efendi anasıl Istanbulludur. Gedikpaşa Amerikan mektebinden ve Robert College'den mezundur. Avrupada tahsil etmiş ve Robert College'de muallimlik etmiştir. Umumi harpte Kafkas ve Filistin cephelerinde iktiyat zabiti olarak bulunmuştur. Japonya tehdit Cenevre, 23 (A.A) — Cemi yeti Akvam meclisi M. de Vale- Tanım riyaseti altında toplanmıştır. Meclis Lytton komisyonu raporu etrafında açılacak olan münaka- Şanın Larihine dair Japonya tara- fından vaki talebi nazarı tetkikten geçirmeğe karar ver- miştir, Bunun üzerine Melis, Ce- miyeti o Akvamın mali vaziyeti hakkındaki malümata kesbi ıttıla eylemiştir. Ce ti akvama dahil hükü- metlerden bazıları cemiyete ver- meğe mecbur oldukları aidatını ve cemiyete (karşı müterakim borçlarını vermedikleri takdirde cemiyetin vaziyetinin pek müşkül olacağı mütalâasinda bulunmakta dir. Bolivya ile Paraguay arasındaki ibtilâfa gelince cemiyet, Matosun yapmış olduğu teşebbüsleri tas ettikten sonra Madariganın teklifi | üzerine pek yakında kati tedbir- lerde bulunmağa karar vermiştir. Bunun üzerine meclis afyon komisyonu ile fikri iştirak komis- yonunun mesaisine ait proğramları tasvip etmiştir. Nev York 22(A.A.) — Japon yanın New-Yorktaki maslahatgü- zarı M. Hirehi Saito, Cemiyeti Avam namına Mançuride tetki- kat yapan heyetin raporu Japon- yanın milletler cemiyetinden çekilmekte bir an bile tereddüt etmiyeceğini söylemiştir. Eğer komisyon vaziyeti olduğu görmüş İse Japonyanın korkacak bişbir şeyi olmadığında ilâve eylemiştir. Telefonları Tabir 21686 — Idare 21434 — Klişa 20113 Nelere sinirleniyoruz? Tiyatro saatleri, bazı kelimeler yeni inşaat... Kadınların boyanmasına hiç sinirlen- memeli boyanmak tabiatta var Kemal Cenap bey Ile Cenyoda caddeye bakan bir masanın başın- da karşılıklı otarenl, — Şehir içinde, tiyatroda, mada, tramvayda, vapurda, trende, alelâmum hayatta nelere sinirle” nirsiniz diye sordum. Profesör bir an düşündü: — Sinirlendiğim şeylerin ve kimselerin size küyük bir cetve- Tini yapayım. 1 — Bazı kelimeler, 2 — Tiyatroların, sinemaların Saati, 3 — Ban gençlerdeki aşırı radyo merakı. 4 — “Efendi yemek zamanı evdedir. Gidip kendisini evde göreyim yani yemek saatinde kendisine zehir edeyim, diyerek yemek zamanı gelen misafirler. $ — Kadınların boyanmasına sinirlenenler, 6 — Yeni ve usulsiz mimari. 7 — Lokantalarda, pastahane lerde matmazellerin “ i monsicur?, diye sormal ları birer birer izah edeyim. Kemal Cenap bey ilim hayatın- da en genç ruhlu, en mücadeleci ir çehre olarak tanılır. Bunun için bir çok şeylere sinirlenmesini, kızmasını pek tabit buldum. O söylerken yavaş yavaş kaydedi- yorum; — Kelimelerden başlıyorum. Bunların. içinde en sinirlendi- im kelime mösyö kelimesidir. Mösyö fransız efendisi demektir. | Bumu gazetelerde de işaret ek miştim. Fransız mösyödür. Al alyan. sinoredir. Gospodin dir. Yunanlı Halbuki biz. alelümum. önyö diyoruz. “Mösyö Musolini,, gibi. Bu mös- man herdir. Bulgar kiryedir. yö. Musolini'nin Mösyölüğü de nereden çıkıyor?. Sinyor Musso- lini memleketinde signoredir. Bu- rada da efendi. olması lâzımdır. Lisan mes'lesinden. bahsederken €n fazla sinirlendiğim bir cümle- Vahşi adam! Prolassör Kemal Cenap bey pastahanede, lokantalarda, büyük gazinolarda karşınıza dikilip: — Vona desirez monsicur? Diye Fransızca sormaları... Beni bundan ziyade sinirlendiren bir şey tasavvur edemezsiniz. Bunun Türkçesi yok mu? Ben kaç kere bu tarzda bir cümle ile karşıma çıkan matmazelleri bozdum. Fa kat bu cümleye yine fransızca olarak cavap verenleri gördükça büsbütün sinirleniyorum. Gelelim tiyatro ve sinemaların başlama saatlerine... Ben saat onda başlıyan tiyatroya git mem... Avrupada tiyatrolar saat sekizde başlar. Çalışan insanlar eğlendikten sonra hiç değilse on bir de yatabilmelidir. Tiyatroların 10'da başlaması âdeti bizde ramazandan kalma bir usuldür. Teraviden sonra tiyatro başlarmış. Bu teravi usulü içtimal hayatımız için yıkılması lâzimgelen bir b. tir. Madem ki bütün sinirlendiğim şeyleri soruyorsunuz. Size cetvel harici sinirlendiğim bir sabneyi aslatayım.. Bir gün vapurda otu- ruyordum. Yamma tahminen 23 yaşlarında sportmen kalı, güzel giyinmiş, güzel çebreli bir genç Sürdü. Elinde mücelik bir kitap vardı. Şöyle bir baktım. Hal ve (Devamı Yirminci asırda Medeni adami ME