24 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

24 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mi < 24 Eylül 192. Hollivutta yeni bir merak Balık avı Bir çok artistler boş vakitlerini balık avında geçiriyor Hollivutta sinema artistlerinden her birinin kendisine mahsus bir eğlencesi vardır. Kimisi boş vaki lerinde bahçıvanlıkla uğraşmaktan kimisi resim yapmaktan, bir kasmı fotoğraf çekmekten, bazıları ata binmekten, yabut otomobille ge- zinti yapmaktan hoşlanır. Arlisler arasında roman yazan, batıratını kaydeden, gazetelere makale gönderenler de pek çoktur. Bir kısım artistlerde de av me- rakı vardır. . Bunlar. cumartesi günü işlerini bitirerek . atütyodan çıkınca derhal tüfeklerini, köpek- lerini alırlar, otomobile binerek dağlara çıkarlar ve pazar günü akşamma kadar av arkasında koşarlar. Artistler arasında son zaman larda en ziyada taammüm eden eğlence balık avıdır. Kadın erkek bir çok yıldızlar boş vakitleri kâmilen balık avlamakla geçi yorlar. Erkek artistler. arasında Regi- pald Denny, kadınlarda Dorothy Sebastiyen ve Josefin Dunn balık avına en ziyade meraklı olanlardır. Bunlar her hafta cumartesi akşamı — takımlarını, © oltalarını, birerde küçük çadır alarak Hol- livut civarında balığı bol olan yerlere giderler. Çadırlarmı kur- duktan sonra hemen ava başlarl Geceyi çadırlarında geçirirler ve ertesi günü gene erkenden akşam geç vakite kadar balık avile meşgul olurlar. Ancak ortalık karar- dıktan sonra Hollivata dönerler. Son zamanlarda balık avına çok merak saran bir yıldız. vardı Leila-Hyams.. Bu sevimli ve 2a- Hf artist (yakın zamana kadar diğer arkadaşlarının balık avı me- elenirken her nasılsa ken- bu. ibtilaya kaptırmıştır. Hyams şimdi yalnız tatil disini Leila günleri değil, akşamları stödiyodan çıktıktan sonrada balık avila meşgul oluyor. Balık avı için çok sabırlı olmak lâzımdır. Leila Hyams buna me- rak sardığı zamandan beri ken- disinde sinirllikten eser kalmadır Şını, bu sebeple çok istifade et söylüyor. Hyams'a göre balık av- nın bir faydasıda deniz kıyafetile iş görmenin kabil olması Avla meşgul olurken insan arzu e kendisini denize atarak bir müddet yüzer ve sonra çıka rak tekrar işine devam eder. Bu Bu kolaylık başka hiç bir eğlen cede ve sporda yoktur. Leila Hyama Hollivatun / yanı başında sahilde güzel bir köşk satın almıştır. Burada bol bol balık avile meşgul olmaktadır. * Hollivutun meşhur yıldızla” rından Esther Balston Londrada yerleşmiştir. Şimdi “Balodan Sonra,, İsminde bir filim çeviriyor. Filim çok muhteşemdir. 300 çift de dans ederken görülmektedir. * Kış yaklaştığı için Amerika filim stüdyolarında büyük bir faaliyet vardır. Metro Goldvin Şirketi sekiz filmi birden çevir. meğe çalışıyor. Bunları bep en büyük artistler çevirmektedir. Yeni filimler Bir sevgili, dört delikanlı sinemasında terilmektedir. Filmin mevzuu şu- dur: Biri saksofoncu, biri tram- petci, biri piyanist, biri cazbanter olmak üzere dört delikanlı arıyorlar. Bir tiyatro direktoru- mun önünde tecrübe için bir nu- mara yapıyorlar. o Direktor bu Bumarann baş beğen- iyor. Bu sırada kulis arasında ölçen bir terzi kız trampetin üzerine düşüyor. Tram- pet patlayor. Fakat tiyatro müdiri de kahkahayı basıyor: — Çok güzel. Bu gençkız da den mi? diye soruyor. Deli anlılar hemen: — Evet bizdendir, kendisi çok iyi cambazlık yapar.. diye uydu- yuyorlar. Müdür, bunları tiyatro. suna alıyor. memnun Kizm zengin bir nişanlı ve evlenmek niyetindir. Ikide bir delikanlılardan ayrılmak ii fakat iyor kendisi olmasa mıyacak, caklar... Nihayet çocukların temsil gi gelip çatıyor.. Delikanlılar oteld mütemadiyen numerolarına. çalışi- yorlar. Fakat Jessinin nişanlısı genç kız katiyen | sahneye çıkmaması için israr etmektedir. Delikanlılar ne yapacaklarını şa- şırıp kaldıkları bir zamanda yat- tıkları otelde çalışan hiz- metçi kız utanarak odaya giriyor: — Ben Bumaralarınızı seyrede ede bütün inceliklerini iğrendim., İsterseniz burada oyn yayımda görün!, diyor. Gençler kızı pek beğeniyorlar. Hemen tiyatro müdürüne götürüp kendi- sini kabul ettiriyorlar. O gece temsilde dört delikanlı ile genç kız büyük bir muvaffakıyet kazaz pıyorlar. Jessi de zengin nişanlı sile evleniyor. Bu sene kadın. tuvaletlerinde sırt çok dekoltedir. bunun için Holivutta yapılan müsamerelerde inema yıldızları, sırtlarını hemen bellerine | kadar açık gösteren tuvaletler giyiyorlar. | Resmimizde genç yıldızlardan Madge Evans bir tuvaletle görünüyor. # Hollivatun tanınmış yıldı larından Dorathy Lee kocasından ayrılmıştır. | Nakili Ahmet Hilâli) ğe e Fakat beni müşkülâta düşüren bir nokta vardı: Seyyar tüccar Hornun ölünciye kadar büyük bir sadakatle klağuz- luğunu yapan Rencberonun rolü: oynuyacak dev cüsseli bir zenci bulamıyordum. Sonra bu dev cüs- seli | zenciyi bulduğum zaman avcıların himayesi altında olsa bile silâhsız olarak fillere, yaban man- dalarıns, arslanlara yaklaşmak ve onların üzeri ürümek cesare- tini aceba gösterecek miydi? Kamp kurduktan sonra, mesken, atelye laboratuar vazife- sini görecek bir köy inşi başladık, Arkadaşlarım, hummali bir gayretle işe koyuldular. Ar- #stler provalara elektrikçiler de tenvirat ve ziya tecrübelerine başladılar. Afrikada ziya şersiti inanılma- yacak derecede fenadır. Bunun da sebebi şudur: Öğle zamanı eşyanın tepelerir surette aydınlattığı halde, kenar larnı gölgede bırakıyor. aleyh zeval vaktinde, güneş bütün gaşaasile ortalığı aydınlatırken Are lambalarının filme çekilecek eşyanın kenarlalarını mailen ay- dınlatmaları lâzımdır. Hattı üstüva memlekerlerinde ziya şeraiti budur. Nihayet dev cüsseli zenciyi buldum Horral Filimde Roncheronun rolünü oynıyacak dev cüsseli zenciyi | nihayet | buldum. Hiç bir şeyden korkmayan bu zenci, bir aydan beri yanımızda bulun- 'duğu halde meğerki ben farkına varmamışım. Dev gibi yüksek bir cüssesi vardır, zekidir, cessur- dur, Bu adamın evsafını meydana çıkaran bir arkadaşım Albicz oldu. Victoria gölü sahillerinde, filler kaynaşıyordu. Albicz bu yeknasak hayatım az şenlendire bizi eğlendirmek için kostün.eri- miz arasında bulunan bir goril postunu bularak sırtına giymiş ve maymun taklidi yapmağa başlamı bize adeleli Zenciler, bunu görünce hakiki bir goril maymunu © zannet mişler ve acı acı bağırarak kaçmağa başlamışlardır. Yalnız zencilerin içinden dev cüsseli biri gerili görünce kaçacağı yerde eline kocaman bir demir parçası yakaladığı gibi maymunun üzerine saldırmıştı. Bereket versin ki, avcılarımızdan biri, vaktinde yetişerek zenciyi kolundan tutmuş ve demir çu” buğu maymun taklidi yapan Albiezin kafasına indirmeğe mani olmuştur. Ben bu sahneyi görünce arka- deşimin geçirdiği müthiş tehlikeyi hesaba katmadan : — Ne mükemmel bir Ronchero demekten kendimi alamadım; İ miş ve o Sahife 7 FI dişleri bir vapura yükletiliyor. Aradığım adamı artık bulmuş- tum. Adı Mutia idi. Kendisi müs lüman idi. Müslüman zenciler, uzun beyaz bir gömlek giydikleri cihetle, vücudünün tenasübünü adelelerinin kuvvetini fark edeme- miştim. Halbuki yukarda anlat tığım sahne, cereyan ettiği sırada kendisi soyunarak civardaki bir derede yıkandığı için çıplak kak Şıplak kıyafetile Ak biczin üzerine yük ü zaman farkına vardım, Fakat iş bununla bitmeyordu. Bu adamı terbiye etmek, filimde oynayacağı rolü adam akıllı öğretmek lâzım geli yordu. Kendisine meramımı am latmak için terceman kullanmağa mecbur oluyordum. Rolünü öğret- mek için kullandığım teknik keli- melerin kendi lisanında mukabili bulunmadığı e cihetle, evza ve etlerle meramımı anlatmağa çalışıyor ve bu yüzden çok yoru- uyordum, Fakat ne çare ki sabır etmek gerekti. Bulunduğumuz mıntaka timsah- larla dolu idi, Binaenaleyh se; satıcı Hornun geçirdi bir safhasını burada filime almak lâzım geliyordu. Fazla olarak bu bavalide ziya şeriti de mükem- Mutiann yavaş yavaş eski ace- fi göstermediğini, rolunu adan kavradığını memnuniyetle görüyorum. Deniz aygırlarile timsahların ittifakı yahşi hayvanlara, filimde herbalde figüran rolunu oynatacaktık. Burada Hora ile çevireceğimiz Rencheronun öner Edith Frend ile mulâkat ve insan eti yiyen bir kabile ef- Tadı. tarafından takip edilerek timsahlar ile tıklım tıklım dolu bir nehirden geçişleri sahnelerini filme alacaktık. Valaa bu sahneler filmin son- larında bulunuyor. Fakat sahne vazileri, vakayiin sırasını taki etmiyerek muhtelif sahneleri ayrı filme çekerler, sonra birleş- tirerek filmin heyeti umumiyesini vücuda getirirler. iki kahramanın nehirlerden çeie lerini gösteren ilk sahne muvaffaki yelle çekildi. Fakat bu sahnelerin filmi alınırken nehirler, deniz aygır- larile dolu olduğu cihetle, her za» man bir kaza, bir felâket vukuu muhtemel idi. Çünkü aktörler, ağaçların kütüğünden © oyulmuş küçük kayıklar üzerinde nebri inerlerken, bu küçük kayıkların deniz aygırları tarafından dev- rilmesi tehlikesi her an mev cut olduğu gibi operatörleri de vahşi deniz aygır» larının sesini almak için nehirlerin ortasına doğru gerilmiş olam tellere mikrofonları da bağlanık mecburiyetinde bulunuyorlerdi. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: