Sahife 6 aaa mİ mağ 28 Ağustos 1932 ai a MUHABİR MEKTUPLARI Balıkesirde cuma Balıkesir 26 (Hususi) — Balıke- sirde yazın en büyük eğlence istasyonda posta trenlerini istik- bal ve teşyi etmektir. Hergün saat on beşte belediye caddesi ve Edremit yolundan mahfel bah- çesine doğru bir akın başlar. Bu halkın büyük bir kısmı istasyonu doldurur. Ya İzmirden, yahut Bandırmadan gelen treni karşılar, yolcular arasında tanıdık kimse olup olmadığına bakar. Tren hareket ettikten sonra bütün bu halk mahfel bahçesine doğrulur. Tren gittikten beş da- kika sonra bahçede boş hiç bir yer kalmaz. Mahfel bahçesinde kimi ister- seniz bulabilirsiniz. Güzel bir saz takımı günün yorgunluğunu unut- turur. Bir bandomuzika herkese neşe © verir. Saat (o ondokuz buçuğa . doğru yavaş yavaş Mahfel bahçesinden kalkan halk - kimi yürüyerek kimi araba ile - akşamın mehtabını seyretmek için Namazpınarına doğrulur. Namaz- pınarı ayın ilk haftaları görülecek bir yerdir. Istanbulda mehtaba aşık olanlar (Küçükçamlıcadan mehtabı seyretmeğe doyamazlarsa kendilerini Balıkesire davet ederim. Bir çok aileler çoluk çocuklarile akşam yemeklerini bu güzel man- zaralı yerde yerler yer yer gra- mofon sadaları neşeli gençlerin şakrak şarkıları işidilir. Cumayı cumartesiye bağliyan halk bir haftanın yorgunluğunu da bu suretle unutur. Haşim Sadık . Bir jandarmamız vazife başında öldü Balıkesir, 26 (Hususi) — Balıke- sire 5 saat mesafede Konakpınarı nahiyesinin OBayat okariyesinde dün gece bir cinayet olmuştur. Hadisede bir jandarmamız şehit edilmiştir. Hadise şu suretle ce- reyan etmiştir. Bir tahsildar, ynında haciz me- muru ve jandarma olduğu halde üç dört gündenberi köyleri dolaş- maktadır. Bu suretle tahsilât yapan tahsildar, haciz memuru ve jandarma iki gün evvel Konak pınarı nahiyesinin Akça köyüne uğramışlar, yol parası vermek istemiyen Zeynel oğlu Adem is- minde bir pehlivanın emvalini haczederek Bayat köyüne gelmiş- lerdir. Vazife yorgunluğunu dinlenle- mek için köy odasında köyün imamı ile birlikte kahve içerken odanın kapusu şiddetle açılarak malı haczedilen âdem pehlivan içeri girmiş ve elindeki çifte ile ateş etmiştir. Bu serseri mermi jandarmanın kalbine isabet ede- rek derhal şahadetine sebebiyet vermiştir. Vakadan sonra firar eden katil siddetle takip ediliyor. Haşim sadık 10 günde 7 limandan ne kadar ihracat yaptık? İzmir, 27 — Ağustos ayının ilk on beşgün zarfında Türkiyenin yedi mühim limanından ecnebi memleketlerine vukubulan ihracat koyun, keçi 2368 baş, yumurta 730613 kilo, ham deri 55520 kilo, av derileri 510, yün 44080, tiftik 252904, halı 11960, arpa 2,121,842 fındık kabuksuz 19578,) pamuk tohumu 39000, zeytinyağ 45858, Tütün 99059, palamut 589923, palamut hülâsası 139066, afyon 3327, kereste 2000 kilo, pamuk 21623 kilo, maden Kömürü 12219 ton ki ceman 2368 baş 12219 ton ve 4,177,863 kilo mal ihraç edil- miştir. Kastamonu25 - (Hususi) — Kas- tamonu, coğraf- ya kitaplarında mutedil bir mem- leket olarak gös- terilir. o Fakat haddi zatında so- ğuk bir memle- kettir. Bir defa kış fazla devam eder; yaz, kısa olur. Bugün ağus- tosun yirmi beşi olmasına rağmen âdeta bir son bahar havası hü- küm sürmektedir. Bu vaziyet ziraat işlerinde çok müessir bir rol oynuyor. Onun için yaza mahsus sebze nevileri yetiş- tirilmesi müşkül olmaktadır. Bu sene ziraatçilerimiz bu sıkıntılı vaziyeti düşünerek, muhite uyacak iyi cins sebze nevilerinin tohum- larını müsait muntakalardan ge- tirmeğe ve erkenden ziraat mek- tebindeki camekânlarda yetişti- rerek halka bedava olarak dağıt- mağa muvaffak olmuşlardır. Halk bu fidelere büyük bir rağbet göstermiştir. Patlıcan, domates, karnıbahar gibi sebze fideleri sayesinde önü- müzdeki senelerde, Istanbuldan ve civar vilâyetlerden getirilen ve çok pahalıya satılan turfanda sebzeler (OKastamonudan temin edilmiş olacaktır. Bugün, Istanbulda, Izmirde ve diğer bir çok vilâyetlerde 5 ku- ruşa ve daha aşağıya satılmakta olan domâtes, Kastamonuda halâ 40 dan aşağı düşmemiştir. Geti- tirilen ve dikilen bu fideler saye- Zayıf bir çocuk “beş bin metro ? koşturulur mu: Bursa 27 — Buradaki gazete- ler: “Spor mu yapiyoruz, cinayet mi?,, Serlâvhasile şu havadisi vermektedir: Cuma günü stadyomda yapılan 5,000 metroluk koşu esnasında Bursalı bir zayıf koşucu son turu bitiremedi, uzaklarda durup kaldı. Bunu gören bir arkadaşı ona gayret ve cesaret vermek için yanına gitti ve beraberce koştu- rup kendisine turu ikmal ettirdi. Sonradan bu zayıf gencin koşu esnasında ağzından külliyetli Ki tarda kan geldiği anlaşılmıştır. Kan kusan bir insanın böyle bir koşuya girmesi bir cinayet değil midir? Spor klüpleri doktor nedir bilmiyor mu?. Mesele hakkında tahkikat yapıl- maktadır. Bartın plâjı: Amasra Bartın, 27 — Bartının güzel bir plâjı vardır: Amasra... Bartında sıcaklar fazlalaşınca bütün halk Amasraya koşar. (Geçenlerde Himayei Etfal cemiyeti de Amas- raya bir gezinti tertip etmiştir. Burada esnaf cemiyetleri, halk sık sık Amasraya gezintiler yap- maktadırlar. Amasra plâjlari bil- bassa cuma günleri çok kalabalık olmaktadır. sinde bu pahalılığın önüne geçil- miş olacaktır. Son seneler içinde, Kastamonu- da, çiçek merakı da hayli ilerle- miştir. Bir çok meraklılar İstan- buldan ve Ankaradan iyi cins çiçek fideleri getirtmeğe başla- mışlardır. £ Bilhassa, bu sene hükümet bahçesine verilen ehem- miyet, ve oraya dikilen çiçekler umumun rağbetini temin hususunda büyük bir rol oyna- mıştır. Evinde boş bir az toprağı olanlardan pek çoğu oraları çiçekle süslemeğe başlamışlardır. O da olmazsa, pencerelerin önle- rine koydukları bir tabta parçası üzerine sıralanmiş konserve kutu- ları, diğer şekildeki teneke kutu- ları içine çiçek dikmek suretile çiçeğe ve çiçekçiliğe karşı olan alâkalarını izhar ediyorlar. Ayrıca, Kastamonuda, iki sene- denberi ipek böceği yetiştirmeğe heves edenlerin adedi hayli art- maktadır. Bursadaki enstitünün meccanen gönderdiği böcek to- Spor mu, cinayet mii Poliste tayinler Sabri bey Izmir 24 (Hususi) — Kısmı adli reisimiz, yani merkez memurları- mızdan Sabri beyle birinci kısım âmiri Şükrü beylerin terfian em- Şükrü bey niyet memurluklarına tayin edil- diklerini gazeteler yazdılar. Sabri bey Amasyaya gidecek- tir, Şükrü bey şerimizde kalacak- tır. Sabri bey 22 senelik bir za- bıta memurudur. Polis memurlu- ğile başlıyan zazıta hayatında, çok muvaffak olmuş, tecrübesi, zekâsı ile bir çok büyük hadiselerin döğümünü çüzmüştür. Sabri bey Izmirdeki memuriyeti zamanında hırsız, serseri, man- tarcı, yankesiçi esrarcı, sarhoş zümreleri üzerine çok derin tesirler uyandırmıs ve bir çok hadiselerin failleri, bu tesir altında kendisine gelip teslim olmuşlardır. Şükrü bey; İzmire yeni gelmiş- tir. Vaktile Muğla merkez me- Kastamonunun umumi manzarası - Kastamonuda em Bu sene herkeste sebze ve çiçek yetiştirmek i için büyük bir heves vardır humlarından bir miktarının Tosya, Inebolu ve Taş- köprü kazalarında tatbikine başlanıl- mıştır. Merkezde de ziraat mekte- binden kırk kadar eve dağıtılan bö- cekler oralardan da inkısama uğ- ramıştır. Bu gün Kastumonuda 180 kadar ev ipek böceği yetiştir- mekle meşgul bulu- nuyor. Hattâ öyle ki, bu iş aileler arasında bile büyük bir rakabet uyandırmış ve fen memurları tara- fından verilen direktifler sayesinde her evde koza alınmasına muvaf- fak olunmuştur. Yalnız, Kastamonu muhitinde dut ağaçları az olduğu için ev- lerin bazılarında dut yaprağı güçlükle temin edilmektedir. Bu yüzden şehirde ve civarda dut ağacı dikmek zarureti hasıl ola- caktır. Her tarafta yol etraflarile hendeklerin kenarlarına söğüt ve kavak ağacı yerine dut ağacı dikmek ve bu suretle düt ağacının adedini artırmak suretile koza istihsalâtını fazlalaştırmak mümkün olabile- cektir. Bu da yapıldığı takdirde - ki Bursada hir tek düt fidanını 20, 30 paraya almak mümkün imiş - Kastamonuda ( böcekçilik yeniden canlanmış olacak ve Kastamonuda büyük bir söhrete sahip olan dokumacılık, işlere biraz ipek karıştırmak suretile büyük istifadeler temin edebile- cektir. * k Buğday İzmir ticaret odası mühim bir rapor hazırladı Izmir 27 — Ziraat bankası müstahsillerden okkasıni beş bu- çuk kuruşta buğday mübayaa etmektedir. Banka topladığı bu buğdayları bilâhare piyasaya arz- ederek satacaktır. İzmir ticaret müdüriyeti bu mesele hakkında şayanı dikkat bir rapor hazırlamıştır. Bu raporda mübayaa işinin ümit edildiği kadar faide vermiyeceği, bunda müstah- silden ziyade ileride piyasadan bu buğdayları mübayaa edecek mu- tavassıtların gene pahalı fiatlerle satarak istifade edecekleri zikre- dilmekte ve hülâsatan şu fikir dermeyan olunmaktadır: Banka mevcut un fabrikaların- dan bazılarını idaresi altına alarak müstahsilden satın alacağı buğday- ları bu fabrikalarda öğütmeli ve un olarak piyasaya arzetmelidir. Bu takdirde mutavassıtlar değil r istifade etmiş olurlar. beyde muğlada aynı intibaları bırakmış ve çok muvaffak olmuştur, İzmire geldiği tarih yakın olmakla beraber ciddi- yeti ile, vazifeperverliği ile derhal kendisini sevdirmiş ve mevkiinin ehli olduğunu göstermiştir. Heriki memurumuzu da tebrik ederiz. ISTANBUL HAYATI Meğer kim imiş? Ikisi de genç... Üstleri başları temiz, saçları muntazam taran- mış. Kahvenin köşesinde bir masanın etrafında başbaşa ver- mişler, ozayıfçası hararetli ha“ raretli (o anlatıyor, diğeri zahiren dinler gibi duruyor, fakat dik- kat edilince gözlerini bir nok- taya dikip dalgın duruşundan bels li ki, zihni başka şeylerle meşgul, Dinlemek iyi bir şey değilse de gayrı ihtiyari kulak misafiri ok maktan kendimi alamadım. Masalarımız da yanyana olduğu için hepsini mükemmel duyuyo- rum. Zayıf genç ellerile, kollarile işaretler yaparak ballandıra, bal landıra anlatıyor : — Aman monşer, herif harikâ, harika. Ne zekâ efendim, ne zekâ. Her tarafta arayıp soruyor. Biradam haram para ilemi zengin olmuş, tamamdır hesabı. Ne yapıp yapı- yor, herifi bir güzel soyuyor. Aldığı parayıda ne yapıyor bilir misin?.. Kısmı âzamını hayır cemiyetine gönderiyor. Asıl mühim şey herifin mahas reti. Tahsili mükemmel. Burada darülfünunu bitirmiş, Ingilterede Ookumuş, Fransada üçüncü darülfünunu da bitirdikten sonra Amerikaya geçmiş, beş altı sene de orada okumuş. Almancayı da ana dili gibi biliyor. Ingiltereden tam bin tane maske getirmiş. Öyle maskeler ki, karşı karşıya otururken maskeyi değiş- tiriyor, bir de bakıyorsun başka adam olmuş. Elbiselerinin içi başka, dışı başka kumaş. Yolda yürür- ken elbisesini (değiştiriyor da kimse farkına varmıyor... Daha neler, neler anlattı. Din- ledikçe ben de merak etmeğe baş- ladım. Acaba bu harikulâde, esrarengiz adam kimdir?.. Ya- nımdaki zatın anlatışına bakılırsa kendisi bu akıllara hayret veren mahlüku bir kaç defa görmüş. Az kalsın tahammül edemeyip soracaktım. Fakat buna haçet kalmadı, kendisi söyledi. Kim olsa beğenirsiniz?... Deli- kanlının yana yakıla * anlattığı, esrarengiz adam, muhayyel zabıta romanlarından birinin kâhramanı Cin göz Recai değil miymişl. Gördünüz mü zekâyı ve rorhanın tesirini?... GER Istanbul - Bursa telefonu fena işliyor Bursa, 27 — Istanbul - Bursa telefonu buradaki tüccarları ve Istanbulla alâkasi olanları pek se- vindirmiştir. Ancak bu telefonla İstanbulu bulmak için bir hayli zaman bek- lemek lâzım geldiği gibi konuşu- lurken de ses pek derinden ve hafif geliyor. Telefon şirketi bunun bir çaresine baksa Bursa halkını pek ziyade memnun edecektir. Almanyada işsizlik yüzünden cinayetler çoğaldı Almanyada işsizlik ve sefalet yüzünden cinayetler ve soygunlar çok çoğalmıştır. Bilhassa orman- larda koruculara ve avculara vuku bulan tecavüzler sayısızdır. Koruculer ve avcılar, bu teca- vüzlere karşı kendilerini kurtar- mak ve yarandıkları takdirde imdat talep etmek için müş- terek bir işaret kabul eyle- mişlerdir. Bu işaret te Kilom ile dört defa boru çalmak ve yahut kısa fasılalarla dört defa iri silâh boşaltmaktan iba- rettir. Bu işaretler, bundan Alman avcıları tarafından kabul edilmiş ve bütün şubelerine 'tamim olun- muştur.