pr 28 Ağustos 1293 AKŞAMDAN AKŞAMA ————————— Mazhar Osman beyin yemek iistesi Üç gündenberi Mazhar Osman beyin listesini takip ediyorum: Sabah, öğle, akşam, sade yemiş yiyor ve süt içiyorum. Bu sayede, eb, günde kırk kuruşla geçinip gidiyorum elhamdülillah... Lâkin, sütle şeftali, midemde ve bağır- saklarımda garip bir ibtilât mı yaptı nedir? Bütün gün, karnımda kargaşalıklar oluyor... Tevekkeli mi, ecdat, sütlü tatlılar üzerine meyva yememeği tavsiye ederdil.. Karnımın sırtıma yapışacağını du- yuyorum... Rengime de bir sarılık tari oldu gibi... Yahut bende öyle bir vekim uyandı... Inşallah bu akşam, şöyle mükemmel bir külbastı yeyip, üstüne de pilâvı kaşıklıya- cağım... Bütün ömrümce sevdiğim meyvadan, bu seneki bolluk, hele Mazhar Osman beyin listesinin tatbiki üzerine gına getirdiğim, gık dediğim için pilâvın üstüne artık yemiş yemeyip sarığıburma mı, baklava mı yerim, bilmem artık... Kompostoya bile tövbe. Niçin bu ilim adamları, bu meyanda doktorlar, nazariyelerini ifrata (o vardırırlar?.. | Meyvanın faydasına kani olanların, meselâ: “ Yemeğin üstüne bol bol mey- va yiyin! , odemeleri kâfiyken, niçin: “Ağzınıza hiç pişmiş yemek3 koymayın! Zira pişmiş yemek yemek, insanın yavaş yavaş lintihar etmesidir! Sade meyva yiyin!,, derler? Işin fenası, Ağızbirliği de de- iller. Faraza, doktorun biri, bana: — Yemekten sonra, şöyle, ya- rım saat kadar uzanıp yatmalı! Bu üsul, hazım için en mükem- mel üsuldur! - dediydi. Bir diğeri: Yemekten sonra, azıcık oturmalı! - mutalâasını yürüttü. Üçüncüsü : — Hazmı kolaylaştırmak için en iyi üsul azıçık dolaşmaktır! - hükmünü verdi. Dördüncüsüne, beşincisine mü- racaat etseydim, beni nazariye uğruna tek ayak üstüne mi dur- dutacaklardı, yoksa baş aşağı mı asacaklardı allah kerim... Hülâsa, ilim namına, her âlim- den ayni mevzu etrafında başka bir fikir sudur etmekte ve aksi gibi, bu fikirler de yekdiğerine zıt düşmektedir. Çocukken, bize, hıfzıssıhha na- sihatlarında bulunuyorlardı: — Çok yemiş yeme! Hele aç karnına hiç yemiş yeme! Mideni bozarsın! - derlerdi. Halbuki, gene ayni kıfzıssıhha namına, Mazhar Osman bey, ta- mamile bunun aksini tavsiye edi- yor: — Çok yemiş yel Hattâ sabah- liyin kalkar kalkmaz yemiş yel Böylelikle mideni düzeltirsin. (Devamı dördüncü sahifede) (Va- Na) 16 mart abidesi Şehzade başındaki arsa istimlâk ediliyor Istanbulun işgaline tesadüf eden 16 martta Şehzadebaşındaki kara- kolda şehit düşen kahraman Meh- metçiklerin namlarını taziz etmek için karakol binası arsasında bir abide inşa edilmesine şehir mec- lisi tarafından karar verilmişti. Karakol binası, şimdi bir ha- rabe halindedir. Belediye abideyi yapmak üzere buradaki arsaların istimlâkine ( başlamıştır. Ancak istimlâk muamelesi, arsa sahiple- rile belediye arasında çıkan bazı ibtilâflardan dolayı teehürle ya- pılmaktadır. Verilen karara göre karakol binasının bulunduğu Letafet apar- tımanı karşısındaki arsa Kalen- derhane medresesine kadar tema- mile istimlâk edilerek burası bir meydan haline ifrağ edilecektir. Meydanda yapılacak abidenin plânı henüz tanzim edilmemiştir. Bu husustaki tahsisat gelecek sene bütçesine konacak, o son- ra plânın resmi, şekli karar- laştırılacaktır. Düşünülen şekle göre abide yaralı bir arslanı temsil edecektir. Abidenin etrafında yapılacak parka da işgal günü şehit düşen ve şimdi Eyipte metfun bulunan Mehmetciklerin cesetleri nakle- dilerek defnedilecektir. Üç maznun Yenibahçe ve Tahtakale cinayeti failleri adliyeye verildiler Evvelki (oOgece (o Yenibahçede düğün evinde arnavut Ramazanı tabanca ile öldürüp kaçan Ka- ranfil ile Hudainin yakalandıkla- rı yazılmıştı. Bunlar o hakkındaki tahkikat evrakı ikmal edilmiştir. Dün gece Tahtakalede bir kahvede Emin çavuş isminde birini kama ile öldüren Zafranbollu Izzet Emin hakkında polis tahkikatı da biti- rilmiştir. Bu üç maznun evrakla- rile birlikte adliyeye teslim edil- mişlerdir. Tahkikata 2 ici istin- tak dairesi vaziyet . etmiştir. Erenköy nahiye müdürlüğü Uzun zamandanberi Çatalca kaymakamlığını vekâleten ifa eden Büyükçekmece nahiye müdürü Kemal bey Erenköy nahiye müdür- lüğüne tayin edilmiştir. Kemal bey, Çatalca ve Büyük- çekmecede bir çok imar işlerine girişmiş, mesaisile halkı memnun etmişti. Yeni vazifesinde muvaf- fakıyet temenni ederiz. ŞEHİR HABERLERİ Üsküdar - Beykoz Bu sene yolun bitirilmesine çalışılacak Bir kaç senedenberi inşa edil mekte olan Üsküdar - Beykoz yoluna bu sene bir kat daha ehemmiyet verilecektir. Bu yolun inşaatı, Üsküdardan başlamış, arada dar bazı kısımlar istisna edildiği takdirde Çubuklu iskele- sine kadar yapılmıştır. Bu sene Çubuklu ile Beykoz arasındaki Okısmın yapılmasına başlanacaktır. Bu kısma ait parke taşları getirilerek yolun güzergâ- hına yığılmış olduğundan yalnız inşaat masrafı için bütçeye kırk bin lira sermaye konmuştur. Beykozdan Şileye kolayca ve rahat gitmek mümkün olduğu halde Beykozdan Boğazın aşağı kısımlarına doğru yol yapılmadığı için bihassa kışın müşkülât çoğa- lıyor. Bu maksatla bu sene inşaata Beykozdan başlanacak ve Üskü- dar - Beykoz caddesi Çubukluda bağlanacaktır. Dayak iddiası Nasuhi beyin iddiaları tahakkuk etmedi Vilâyet maiyet memurlarından Nasuhi beye polis karakolunda dayak atıldığı iddiası hakkındaki tahkikat alâkadar resmi makam- lar tarafından ikmal edilmiştir. Nasuhi bey, polislerin (o sarhoş olduklarını ve kendisine dayak atıldığını iddia etmişti. Nasuhi beyin yapılan sıhhi muayenesinde dayak atıldığına dair bir emmare bulunamamış ve bu iddianın varit olmadığı otabip Oo raporile de anlaşılmıştır. Polislerin sarhoş oldukları iddi- ası da maznun olarak gösterilen polislerin derhal yapılan muaye- nelerile varit görülmemiştir. Bun- dan başka şahitlerin ifadesi de Nasuhi beyin iddialarını teyit etmemiştir. Bu suretle Nasuhi beyin iddiaları gayri varit görül- müştür. ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6GAYLIK 750 >" 1450 » 3 AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 > — « gep” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Rebiülâhır 25 — Ruzuhızır: 115 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 845 1031 5,25 9,9 12 13783 Va. 3,34 5,22 1215 15,59 18,50 20,9 Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk oskağı 13 No. Amca Beye göre... Bir ihtilâf Bir hamal kaç kiloluk yük taşıyabilir? Şehrimizdeki hamallarla araba- cılar arasında yeni bir ihtilâf çıkmıştır. tüccari muamelelerin azalması, gümrük işlerinin eskisine nazaran durğun bulunması yüzün- den yük nakliyeleri de azalmıştır. Eskiden iş çok olduğundan hem hamallar, hem de yük ara- bacıları kâfi miktarda taşıyacak mal buluyorlar ve aralarında hiç bir ibtilâf çıkmıyordu. Şimdi, işler azaldığından ibtilâf ta baş gös- termiştir. Arabacılar, aralarında birleşe- rek kendilerine taşınacak yük bulunması için bir hamalın sek- sen kilodan fazla yük taşımama- sını ve bu miktarı tecavüz eden yükün arabalar tarafından taşın- masını istiyorlar. Arabacılar ara- larında hazırlıyacakları bir istida ile belediyeye müracaat edecek- lerdir. Belediye, bir hamalın taşıyaca- ğı yükün ağırlığını tahdit etmek hakkına malik olmadığı fikrinde- dir. Belediye erkânından bir zat bize dedi ki: — Hamalın kuvvetine ne karı- şırız? İstediği, tahammül edebil- diği kadar yük kaldırırlar. Biz nasıl karışabiliriz. . Eşyayı toplarken Cürmü meşhut halinde yakalandı Büyükada polis isminde azılı bir hırsız yakala- mıştır. Sıtkı evvelki gece Büyü- kadada Reşit beyin evine girmiş, odalarda eline geçen aşyayı toplarken cürmü meşhut halinde yakalanmıştır.. Bu adamın son zamanlarda o civarda vuku bu- lan diğer bir kaç hırsızlık vaka- sile de alâkadar bulunduğu an- laşılmaktadır. e Tahkikat devam ediyor. Ruhsatsız silâh taşıyanlar Evvelki gün bazı polis merkez- leri mıntakaları dahilinde şüpheli eşhas üzerinde silâh araştırması yapmışlardır. Bu araştırmada Şişlide Ali isminde birinde bir kama, Mahmut ve Ömer isimle- rinde iki kişide büyük bıçaklar, Galatada iki kişide tabanca, Idris Gisminde birinde de bıçak bulun- muştur. Silâhlar müsadere edilmiştir. Sahipleri mahkemeye verileçek- merkezi Sıtkı lerdir. .. Su 5, hepsi garson: 115 beyim! Müşteri —Illl............. 100! Onda Çat çat kapı siyaseti Meşhur kelâmdır: — Türk kadar misafirperverl. Derler. Fafat biz misafirperver olduğumuz kadar da misafir gadrine uğramış insalarız. Bizde bir “Gece yalısı omisafirliği ,, denilen bir belâ vardır; Allah şerrinden düş- manımı esirğesin. Ne gece yatısı misafirliğidir o.. Ne belâdır o... Bu satırları okuyanlar beni misafir düşmanı, cimri filan bir adam zannedecekler. (Halbuki hiç de öyle değildir. Fakat şu gece yatısına misafirliğe gitmek âdetini pek garip, pek münase- betsiz bulurum. Eğer sayfiyede iseniz bir de bakarsınız ki “ohl..,, deyip yan geleceğiniz bir akşam altı kırk beş vapurundan çoluğu, çocuğu, gelini kaynanası, kaynatası ile beraber bir ahbap kafilesi çıkıyor.. Eyvahlar olsun.. Yemeğinizi ken- dinize göre pişirtmişsiniz. Sayfi- yede bulunduğunuz için fazla yatak vesaire getirtmemişsiniz. Haydi bir telâş bir kıyamet!.. çibinlik bulmalar, karyolalarda ki fazla yatakları birer birer çıkarıp misafirler için ohazırlamalar... Misafirlerin küçük kerime hanım için salınçak kurmalar... Başınızı dinlemek için geldiğiniz bu sayfiyede gıcırda gıcır salın- cak sesi, çocuk vıyaklaması.. Yan odada misafir gelin hanımla kayın valdesinin arasında vapurda başlıyan hafif tertip çene yarışının devamı... Tabii misafir eğlenmek ister... Bunun için de gece Alla- hın ayazında geç vakte kadar sandal gezintileri... Siz bu gezin- tiler esnasında istediğiniz kadar : — Vah vah yarın da erkenden işe gitmek lâzım!. Diye kendinizi yiyup durun.. Misafir beylerin ve hanımların şafakın atmasına pek yakın bir zamana kadar sandalı terk etmeyecekleri muhakkaktır. Eğer Adada iseniz büsbütün - yandınız. Artık eşek turu yapmak- tan pantalonunuzun arka tarafı pırılda pırıl ayna kesilecek... Mevsim kış ise yine başka bir dert... Mekteplerde yakın akra- badan filân falân olsa haydi neyse... Hattâ mümkün olsa da belediye işe karışsa ve bu “çatçat kapı, , “çıngır mıngır ben geldim!,, siya- setinden vaz geçsek... Hikmet Feridun Maslakta bir cerh Evvelki gün Maslakta bir cerh vakası olmuştur. Muammer ismin- de birisi Maslakta bir alışveriş yüzünden Kadri isminde bir adamla kavga etmiştir. Kavgada Muammer bıçakla Kadriyi ağır surette yaralanmıştır. Vakaya jandarma dairesi vaziyet etmiş, Muammer (yakalanarak tahkikata (başlanmıştır. A.B. — Mazhar Osman beyin yemekle (Batl intihar ) dediği zahir bu olacakl