Si Ağustos 1932 Dişlere dikkat Diş tababeti kongresi Teşrinievvel sonunda kogre toplanacak Diş tabipleri cemiyeti, memle- ketimizdeki bütün diş tabipleri- miz de bir kongreye davet edil- mektedir. Bu kongre, Tüskiyede dişçilik meslekinin inkişafını artır- mağa matuf ilmi mahiyette bir kongre olacaktır. Kongre müna- sebetile, bir de dişçilik sergisi açılacak ve bu serğide tedavi ve bakım hakkında halk tenvir edilecektir. Diş tabibleri kongrenin devam ettiği hafta zarfında, radyoda, gazetelerde ve muhtelif vasıta- larla halka, diş bakımı hakkında tavsiyelerde bulunacaklardır. Dişçi mektebi muallimlerinden, Kâzım Esat, Ziya Cemal, Suat Ismail, Şevket, Galip, Orhan beyler, kongreye raporlar hazırla- maktadırlar. Kongre teşrinievelde toplanacaktır. Bir hırsız çetesi Izmir 27 — Burada çaldıkları eşyayı yere gömen bir hırsız çetesi yakalanmıştır. Bu çete hakkında tahkikat icra edilmek- tedir. Manisa istasyonu Manisa 26 (Hususi) — Yeni istasyon binasının inşası bitmek üzeredir. Bina Malatya istasyon binasının bir eşi olup cidden çok güzel yapılmıştır. 1 teşrinievvelde küşat resmi yapılacaktır. Takas usulü Zeytinyağı, gülyağı incir, üzüm, yün Izmir 27 — Evvelce halı, tiftik ve tütün takasa tâbi idi. Yeni kontenjan kararnamesile zeytin- yağı, gülyağı, incir, üzüm, yün mahsulleri de badema takasa tâbi tutulacak ve bu takas işlerile ticaret odası alâkadar olacaktır. Şimdiden ticaret odası bu hususta hazırlık- lara başlamıştır. Yeni kararname mucibince ta- kas malın nısfı için kabul edilecek diğer nısfı para olarak alınacaktır. Manisa polis merkez memurluğu Manisa, 26 (Hususi) — Manisa müddeiumumi muavinlerinden Na- dir bey Ankara âza mülâzimliğine, polis merkez memuru Mehmet Ali bey Edirne polis merkez memur- luğuna naklen tayin edilmişlerdir. Idam kararı Manisada bir katil idama mahküm edildi Manis 26 (Hususi) — Iki sene evvel Harmandalı köyünde çok feci bir hadise olmuş, köyde Cemal isminde biri bir ağız münakaşa- sından sonra kahvede Mehmet isminde birini tüfenkle yaralamıştı. Mehmedin kurşunu yer yemez yere düştüğünü gören Cemal derhal kaçmağa başlamıştır. Yolda kendisine tesadüf eden Hüsnü isminde bir köylünün “ Camal böyle nereye koşuyorsun?,, demesi üzerine Cemal silâhı ona da tevcih ederek onu öldürmüş ve ortadan kaybolmuştu. Yirmi gün evvel yakalanan Camal ağır ceza mah- kemesine verilmiş ve devam eden muhakeme heticesinde müttefikan idamına karar verilmiştir. Balıkçılık GÜNÜN HABERLERİ Akşam Sahife 5 Ispanyada Balıkçı gemisi Adalar San Jurjo af kararını denizine gitti Izmir, 27 — Geçen sene eylül den beri Karadenizde ve Marma- da tetkikat yapan) balıkçı gemisi Adalar denizindeki tetkikatına baş- lamak üzere İzmire gelmiştir. Gemi, balıkların hayatı hakkında ibtisasi olan İngiliz doktor Simo- nun idaresinde bulunmaktadır. Doktor Simon, yaptığı balık tetkikatı hakkında şunları anlat- maktadır: — Türk sularındaki balıklarin ahvalini yaşama tarzlarını, ne gibi şeyle tagaddi ettikleri, hangi ba- lıklarin hangi denizlerde ve mev- simlere göre ne kadar derinlik- lerde bulunduklarını oanlamağa çalışıyoruz. Karaburun ile Çeşme arasında ve yetmiş kulaç kadar .derinlikte mercan, kırlangıç ve iskorpit balık- ları bulduk. Türkiyede şimdiye kadar hemen hemen yalnız sahil balıkçılığı yapılmıştır. Bizim tet- kikatımız gerek sahillerde ve gerek açık denizlerde hangi mev- simlerde ve ne kadar derinlik- lerde bulunduğunu gösterecektir. Çeşme civarında bir metro boyunda bir çok beyaz sünger bulduk. Tetkikatımız neticesinde Türk. balıkçılığının çok istifade edeceği muhakkaktır. Türk suları balık itibarile pek zengindir. Hem çan kulesi, hem fener! ez © Felemenkte Walcheren adasın- da tasarruf için bir kilisenin kulesi hem çan kulesi, hem fener ölarak (kullanılıyor. 38 metro yükseklikte olan bu kule sahilde- dir. Geceleri burada muntazaman fener yakılıyor. Tütün kanunu Encümen daha iki hafta çalışacak Anadoluda bulunan bazı ticaret odaları, tütün inhisar odasında, tütün kanununda tadilât yapan encümenin mesaisi hakkında, tica- ret odasından izahat istemekte- dirler. Bu odalara şu tarzda cevap verilmektedir : Tütün inhisar idaresindeki tü- tüncülük encümeni, şimdiye kadar 30 madde tespit etmiştir. 50 madde daha vardır. Encümen mesaisinin iki hafta kadar devam etmesi muhtemeldir. Rhen havalisinde kaçakçılarla müsademe Dueren 26 — (A.A.) — Rhen eyaletinde motosikletli iki kaçak- çıyı takip eden bir gümrükçü müfrezesi ateş açmağa mecbur olmuş ve kaçakçılardan birisi lömüştür. i nasıl öğrendi? Yemeğini bırakarak tebliği dinlemiş ve sonra.. Madrit 27 (A.A.) — Ceneral San Jurjonun muhakeme esnasında ve hükmün tefhiminden sonra reisi cumhurun kararını beklediği sırada geceyi nasıl geçirdiğine air bazı tafsilât verilmektedir. Jeneralin odostlarından 3 zat öğleden sonra vaktin büyük bir kısmını ceneralla beraber geçir- mişlerdir. Bunlardan birisi Havas ajansının Madritteki muhabirine ceneral (OSan Jurjonun bükmün tefhimi gününü fevkalâde büyük bir metanet ve soğuk kanlılıkla geçirmiş (bulunduğunu (beyan eylemiştir. Söz arasında dostlarına şunları söylemiştir: “ Şimdiye kadar hissetmemiş olduğum yegâne zevk olarak, idama memur bir omüfrezenin namlularının Oönünde durmak kalmıştı. Heyeti hakime, reisicumhurun idamdan af kararımı tefhim için, girdiği zaman çeneral, oğlu yüz- başı Justonun refakatinde mükem- mel bir iştiha ile sakinane akşam yemeğini yemekte idi. Hâkimler, hücreye (girince, ceneral hâkimlerin yapacağı teb- liğatı istima için ayağa kalkmış, söyledikleri sözlere teşekkür etmiş ve yine yemeğine devam etmek üzere yerine oturmuştur. Macar tahtı Lord Rothermoreye teklif edilmiş Peşte 27 — Deylimeyil gazetesi sahibi lord Rothermore, macar tahtının bir kaç sene evvel macar vatanperveri Rahosi (tarafından siyasi bir grup namına kendisine teklif edildiğini yazmıştır. Bu neşriyat Macaristanda bir heyecan uyandırmıştır. Bir çok teşekküller bu teklifi protesto ediyorlar. Macaristanda iktisadi buhran Budapeşte 27 (A.A.) — Istatis- tik merkez ofisinin vermekte olduğu malümat, Macar iktisadi buhranının vehametini göstermek- tedir. Ithalât 1932 temmuzunda 23,7 milyon pengoya baliğ olmuş- tur. Halbuki 1931 temmuzunda 47,3 milyon idi. Ibracat ise 40,2 milyona muka- bil 22,9 milyon olmuştur. İngilterede grev Mensucat sanayiinde grev genişliyor Manchester 27 (A.A.) — Men- sucat sanayii iplikhaneler şubesi- nin hali hazırda içinde bulunmakta olduğu çıkmaza bir nihayet ver- mek maksadile bu son günlerde yeni bazı tedbirler ittihaz edile- ceği haber verilmektedir. Diğer taraftan Leigh ve West- houghton çulhalarınm sendikala- rından bir tamim almış oldukları ve bu tamimde umumi ! bir itilâf hasıl olmadığı taktirde bugün hemen grev ilân etmelerinin ve sendikadan bu bapta resmi tali- mat almadıkça tekrar işe başla- mamalarının tavsiye (edilmekte olduğu istihbar kılınmıştır. | Tefrika No. 11 28 Ağustos 1932 Elarp zencininin Gelini Büyük milli roman Başındaki saçları, berber dük kânindan henüz çıkmiş gibi taralı kalacak. Zerre kadar karıştı mı saniyesinde taranacak. Büyük hanım, ikide bir kızını yanına çekerek: — Insanın içi oynamazsa dışı oynamaz. Bu gidişle oğlan baştan çıkacak; kendimizi tetik alıp bir çaresine bakmalıyız! diyor, fikrini ona da, onun vasıtasile damadına da tasdik ettiriyor. Lütfi gene bir akşam yatsı ezanile eve gelmişti. Bölünen yemeği yemeden yatağının içine girince Huriye hanımda büsbütün şafak attı. Lâhavle velâkuvvete... Evvelâ kızını bir kenara çekip kulağını büktükten sonra yavaşça torununun yattığı odaya girdi, yatağına yaklaştı. Lütfi uyuyor, derin derin nefes alıyordu. Huriye hanım, usulcacık yanına sokuldu; burnunu ağzına yaklaştırdı. Başını uzatmasile geri çekmesi bir oldu. Nefes nefese koşup erkân minderinin üzerine serildi. Kafasını sağa sola sallaya sak laya, elile kalbini bastıra bastıra söyleniyordu: — Başımıza gelenlere bakın a dostlarl Yavrucağın ağzı leş gibi içki kokuyor.) Şimdi ayıklayın pirincin taşını bakalım. Bu müthiş haberi duyar duymaz Seher hanım da donup kalmıştı; benzi uçmuş, gözleri cam gibi olmuş, ağzı kilitlenmişti: Huriye hanım devam ediyordu: — O zehir, zıkkım dal gibi oğlanın içini ne yapmaz? Hepsini geçtim ya dadanıverirse bir defa alıştımı çekiver kuyru- ğunu ; artık kumda oyna. Rah- metliye şart ettirinceye kadar akla karayı seçtim. Ne heyheyler geçirdiğimi ben bilirim. Artık ittifakı âra ile karar verilmişti. Lütfiyi, yüzü gözü açılmadan bir an evvel evlendirmek; çileden çıkmadan eve bağlamak, aynı zamanda mürüvvetini de görmek, Hele çocuklarını sevmek dün- yanın bütün varlıklarına bedel olacak. Evlendirmek kolayın kolayıdı. * Babasının, allaha bin bereket, bir gelini değil, on gelini besliye- cek, giydirip kuşatacak kudreti vardı. Buna şüphe yok fakat gelin diye kimi almalı? Lütfi, süse düşmeğe, cebinde ayna, tarak, lâvanla taşımağa başladığı günlerden beri başka- laşmıştı. Hiç o eski Lütfi değildi. Yeni yeni huylar peyda etmişti. Evvelce hiç yapmazken, şimdi sebepli ( sebepsiz, (mahalledeki kızların bayağılığından, terbiyesiz- liğinden dem vuruyor, hangi kızdan bahis açılsa derhal: — Bırakın şu arsızın lâfınıl. Yahut: — Kapatın şu sulunun hikâ- yesini | Diyerek bir kulp bulu- veriyordu. Haminnesi ile annesi bu haline de memnun olmıyorlardı. — Büyük mü söyledik nedir, galiba çekeceğimiz var! diyor- lardı, aklı fikri o guguruklu başlı kokona tavurlu, tango kılıklı ka- nlarda. Evimize uyacak, bize yar olacakları bak istiyor mu? Sonra sözüme gelip bin kerre peşiman olacak amma bade harabülbasra. Büyük hanımın mantıkı çok kuvvetliydi: Muharriri: Sermet Muhtar Bu gidişle baştan çıkacak olan Lütfi bey — Kızı kendi havasına bırak- san ya davulcuya varır, ya Zurna- cıya. Erkek te aynıdır. Oğlanı da kendi arzusuna bırakmağa gelmez. Bir an evvel bize uygun bir şey bulup evlendiriverelim ! Diyordu. Fakat Lütficik bu şekle kolay kolay razı olacaklardan!" değildi. Ana, kız, kaç isim sağlık aldılar, kaç yere görücü gittilerse, eve dönüp anlatmağa başlar başlamaz, oğulları ağızlarını kapatıyor: — Bırak öyle örgülü saçlıyıl.. Istemem o biçim mahalle kızınıl. Nakaratını tekrarlayordu, Mesele Cevdet efendiye açıldı mi derhal fesini kaşının üstüne yık- makta. — Külhani monşer beylerden oldu desenize! diye kah kah kah gülmekte idi. Büyük hanım, gözlerini aça aça, ahl çekerken: — llâki guguruklu baş, tango kıyafet, kırıta kırıta yürüyüs ola- cakmış; bunu anladık, âlâ fakat o hanım bizim eve sığacak mı? kocasına dört elile sarılacak mı ? Mekke bu, kulpu bu deyip otu- racak mı ? diyor, kızı Seher hanım: — Oralarını da bırak, öylele- rinden ne komşumuz, ne ahbabı- mız var. Bu çeşidini nerede bula- cağız, kimden sağlık alacağız? diyordu. (Arkası var) İEMLÂK SAHİPLERİNİ Kira kontratları tecdit zamanı E yaklaşıyor | Kiracılarla münakaşa ve Bi pazarlık her vakit müşkil ise de bu sene ahval dolayı- sile daha güç olacaktır. Bu nahoş münakaşalardan kurtulmak isterseniz EMLAKiNiZiN iDARESİNİ ! İİ Bahçekapı Taşhan No.20-21-22da | mukim UMUM EMLÂK ACENTESİNE TEVDİ EDİNİZ! TELEFON 20307 —