31 Temmuz 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

31 Temmuz 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çarşambalılar su bolluğu içinde susuzluk çekiyorlar Ovadan koca nehir geçerken köylülerin gözleri hep havadaki bulutlarda.. Bu mektubumda Çarşambalıla- rın maruz bulundukları bazı müş- kilâttan bahsedeyim. Bunlardan en mühimleri domuz ve su me- seleleridir. Domuz bu havalide zürram en amansız bir düşmanıdır. Tarlalar bu ziyankâr hayvanların tahriba- tından bir türlü kurtarılamıyor. Ötedenberi sarfedilen bir çok gayretlere rağmen mısır tarlalarını domuzlardan temizlemek (kabil olmamıştır. Hayvanları itlâf için bükümet halka silâh tevzi etmişti. Fakat bunun ihtiyaca kifayet etme- diğini söylüyorlar. Herkes bir çok para sarfile mısır tarlalarının etra- fını tel vesaire ile çevirmişse de bundan da lâzım geldiği kadar istifade edilememektedir. Melun hayvan bu maniaları da yıkarak tarlaya giriyor. Su meselesine gelince: Bu iki kısma ayrılır: Biri mez- ruat için lâzım gelen su; diğeri kasaba halkının içeceği sudur. Yeşil Irmak kasabayı boydan boya iki kısma ayırarak ortadan geçmektedir. Mezruat tarlaları ırmağın şark ve garp sahillerinde bulunuyor. Üzerinde ufak bir arıza bile bulunmıyan bu vasi ova Yeşil Irmağın cereyanı istikametinde şimale doğru hafif bir meyille denize kadar uzanmaktadır. Bil- hassa bu meyil oranın kıymetini bir kat daha arttırmaktadır. Hulâsa, arazi dümdüz, toprak fevkalâde, koca ırmak mütemadi- yen akıyor. Fakat; zürra, ellerile tarlaya tohum atarlarken gözleri daima havada, Samsun ufuklarında yağmur bulutu arıyorlar. Hâlâ kurunu ülâ hurafeleri, ırmak bo- yunda yağmur duası edenler. Tarlanın yanıbaşından gürül gürül akan suyun tebahhur edip göklere çıktıktan sonra tarlaya dökülmesi için eller havada, diller duada. Kasaba halkı daima ırmağı tetkik eder. Mübarek ırmağın suları bulanıp kızıllaştı mı, her kesin yüzü güler. Köylere yağmur yağıyor demek- tir. Irmak duru aktıkça vay ha- line mezruatın. Yukarıda bahsettiğin gibi ara- zinin ve ırmağın vaziyeti o kadar müsait ki, başından nihayetine kadar ovanın (hiç bir (köşesinde ırmakla sulanmıyacak bir karış bile toprak parçası yoktur. Bu- nun için de bir parça gayret sarfile ovanın baş tarafından bir kaç kanal açıp suyu bir kaç koldan ovaya dağıtmak lâzımdır. Yerlilerden görüştüğüm bir çok kimseler de hep ayni fikirde. Fakat bir hayli masrafı mucip olan bu işi halkın kendi kendisine başarabilmesi (o imkânsızdır. Az çok bır yardıma ihtiyaç vardır. Çarşambalıların en mühim derdi budur. Içecek su meselesil... Kasaba halkının içeceği su meselesi de son zamanlarda mü- him bir şekil almıştır. Kasabaya üç saatlik mesafede Emirler suyu namında büyük bir menba var- dır. Su gayet bol ve çok kıymet- lidir. Memleket halkından bir çok eshabı (o hayırın (o binlerce lira teberrularile bu su muntazam tesisatla kasabaya kadar getiril- miş ve kasaba dahilinde muhtelif yerlere çeşmeler yapılarak su tevzi edilmiştir. Fakat su tesisatı inşaatından müteahhitlere 12 bin lira kadar bir borç kalmıştır. Buna mukabil belediye oktruva varidatı su işine tahsis edilmiştir. Halk bol ve rahat bir su içerken son zamanlarda belediye şehrin muh- telif çeşmelerinden suyu keserek yalnız bir çeşmeyi açık bırak- mıştır. Bu çeşmede suyun tene- kesi bir kuruşa halka satılmak- tadır. Bu para ile inşaattan bakiyye kalan borç verilecekmiş. Halk bu bir kuruştan şikâyetçi değildir. Ancak 6400 nüfuslu bir kasabaya incecik musluklarla su veren bir tek çeşme bittabi kifa- yet edemez. Ayni zamanda bura- dan fıçılarla Samsuna da su götü- rülmektedir. Bu yüzden çeşmeden su almak halk için büyük bir derttir. Bil hassa çeşme başında su bedeli vermek için para bozdurmak işi izdihamı büsbütün arttırmaktadır. Böyle suyun en bol bir yerinde çeşme başında yüzlerce kişinin bağıra çağıra toplanması hakika- ten çok ,-.ip bir manzara teşkil ediyor. Cemal Refik EY Pariste tayyare bombalarından tahaffuz için yeni bir höcre inşa edilmiştir. Bu höcre çeliktendir. Bir askeri heyet önünde tecrlibe- 'eri yapılmış ve muvafık bulunmuştur. Resmimizde höcre görülüyor. Uzun ömürlüler Fransanın üç köyü doksanlıklarla doludur Fransada yapılan son tetkikatta Fransanın en uzun ömürlülerinin Vosges dağlarında Chatel ve Ha- digny, Girmont köylerinde yaşa- dıkları anlaşılmıştır. Bu üç köy halkı, Fransada en çok yaşıyanlardır. Bilhassa Cha- telde 90 yaşında olanlar çoktur. Hele 80 küsur yaşında olanlara sık sık tesadüf edilir. Her pazar bu köyde dört ihtiyar köyün oteli önünde oturup eski vakaları nakletmek suretile eğle- nirler, Bu dört ihtiyarın ömür- lerinin mecmuu 349 senedir. Bunların en yaşlısı M. Gentil 92 yaşındadır. e Bundan sonra Louis isminde 87, Fendrevelle Cholez isminde seksen beşer yaşında iki kişi gelir. M. Frondevelle 35 sene müte- madiyen köyün belediye reisliğini yapmıştır. Köyde yaşlı ihtiyar kadınlar da çoktur. M. Frendevellenin zevcesi 87 yaşındadır. Bundan sonra 84, 83 81 yaşında diğer üç kadın gelir. Üç köyde hayat çok sakin ge- çer. Hava ve su çok güzeldir. Halk daima açık havada yaşar. Üç köyün hususiyeti 100 veya 90 yaşında bir iki kişi olacak yerde hemen bütün halkın çok yaşamasıdır. Bu sebeple üç köy çok nazarı dikkati çelbelmiştir. Pehlivan güreşleri Himayei Etfal cemiyetinden: .Cemiyetimiz bu sene 7-8-9 Eylül tarihinde İzmirde, 14-15-16 tari- hinde Istanbulda ve 28/29/30 ta- rihinde Ankarada güreşler tertibine karar verraiştir. Ankarada ki Türkiye baş peh- livanın seçme müsabakası olacak- tır. Başta birinci çıkana 300 lira mükâfat verilecektir. Arzu eden pehlivanlarımiz güreşlere iştirak etmek üzere yukarıda gösterilen tarihlerde bu yerlerde bulunabi- lirler. Iki vazife kurbanının ailelerine yardım Yülyos Lublik isminde bir şerir tarafından Bahçekapıda feci bir surette şehit edilen komiser Şakir ve vize memuru İsmail Hakkı efendilerin ailelerine (o tamamen maaş bağlanmış ve (muamele hitam bulmuştur. Bu hususta polis imüdüriyeti tarafından kendi- lerine tebligat yapılmıştır. Bundan Obaşka (kendilerine ayrıca tazminat ta verilecektir. Bu husus henüz intaç edilmemiştir. üçü de birbirlerini yaraladılar Balatta Zekeriya ve İzzet isim- lerinde iki kişi ve İzzetin karısı dün kavga etmişler, her üçü de sopa ve demirlerle biribirlerini dövüp yaralamışlardır. Zabıta kav- gacıları yakalamıştır. EMLÂK SAHİPLERİ! Kira kontratları tecdit zamanı yaklaşıyor | Kiracılarla münakaşa ve pazarlık her vakit müşkil ise de bu sene ahval dolayı- sile daha güç olacaktır. Bu nahoş münakaşalardan kurtulmak Isterseniz EMLÂKiNiZiN iDARESİNİ Bahçekapı Taşhan No. 20 - 21 - 22.de mukim UMUM EMLÂK ACENTESİNE TEVDİ EDİNİZ! TELEFON 20307 Almanyada Haftalık siyasi icmal örfi idare ilga edildi - 31 Temmuz 1932. Terkiteslihat konferansında Alman ültimatimatomu Almanya başvekili M. Von Pa- pen komünistlerle Naziler Yani M. Hitlerin taraftarı o national sosyalistler arasındaki müsademe- lerin dahili bir harp şeklini alma- sından dolayı Berlinde ve civa- rında örfi idare ilân etmiş ve memleketin asayişini muhafaza işini devlet ordusuna bırakmıştı. Diğer taraftan başvekil Prusya hükümetini (oOAlmayanın içtimai nizam ve intizamını kuvvei ceb- riye ile değiştirmek o ve orduyu isyan oettirmek (teşebbüsünde bulunan (o komünistleri (o himaye etmekle ittiham ederek süngü kuvvetiyle iskat etmişti . Tam umumi intihabat yapılacağı bir sırada Almanyada ihdas olunan bu gayrı tabii vaziyet pek fena tesir etmiştir. M. Von Papen komünistlerin faaliyet ve tahrikâtını vesile ittihaz ederek Nazilere intihabı kazan- dırmak için gayrı tabii vaziyet ihdas etmekle ittiham olunmuştur. Lâkin bu isnatların doğru olmadığı örfi idarenin asayişin (iadesi üzerine ilga edilmesi ve yeni Prusya hükümetine Hitlerin adam- larından hiç bir kimsenin tayin edilmemesile sabit olmuştur. Şimdiye kadar Almanyada ve Prusyada iktidar mevkiinde bulu- nan o sosyalistlerle (& katoliklerin intihabat için çalışmaktan başka bir faaliyet göstermemeleri ve hükümete karşı komünistlerle bir- leşmemeleri başvekilin vazifesini kolaylaştırmış ve örfi idarenin devamına hacet kalmamıştır. Bina- enaleyh 31 temmuz günü umumi intihabat gayet serbes olarak yapılacaktır. Terki teslihat ve Almanya Almanyada devlet kabinesi bir taraftan hariçte gayet vahim ha- diseler ve karışıklıklar ile meşgul iken diger taraftan hariçte gayet müşkül meselelerle uğraşıyor. Bu meselelerden her biri Almanya için “hayati ehemmiyeti haizdi. Tamirat meselesi şimdilik bir sureti otesviyeye ( bağlandıktan sonra terki teslihat konferansının birinci safhasına nihayet vermek lâzım geldi. Terki teslihatın bütün cihan milletleri için büyük ehemmiyeti var ise de Almanya için ehemmi- yeti başkalarınınki ile kıyas kabul etmiyecek (derecede büyüktür. Almanya Versay omuahedesile askeri cihetten hukuku hükümra- nisini kaybettiğinden hem millet- ler arasında itibar ve şerefi kal- mamış hem de komşularına karşı müdafaa vesaitinden mahrum kal- mıştır. Bu vaziyeti ıslah edebilecek yegâne fırsat terkiteslihat konfe- ransıdır. Bunun için Almanyada bu konferansta müzakere olunan silâhların tahdit ve tenkisi usul ve mikyaslarından ziyade devlet- ler arasında teslihat meselesinde müsavi hukuk bulunmasına ehem- miyet vermiştir. Fakat konferan- sın ilk safahasının neticesi Al manyanın ihtiyaç ve noktai naza- rını tatmin edememiştir. Çünkü konferans Almanyanın talebini -siyasi (omahiyette bu'- duğundan bu gibi meselelerin müzakeresini (o ikinci (o devreye bırakmıştır. Bu vaziyet karşısında Almanya murahhası ve Ankara sefiri ültimatom şeklinde beya- natta bulunarak konferansın karar suretini reddetmiştir. Murahhas Versay muahedesi yırtılmadıkça konferansın hiç bir kararını ka- bul etmiyeceğini bildirmiştir. Terki teslihat işinin umumi ol- ması için iştiraki elzem olan ciha- nın büyük askeri devletlerinden Sovyet Rusyası da konferansta teslihatın tenkis ve tahdidine yarayacak esaslı tedbirlere karar verilmemesinden konferansın karar suretine oAlmanya ile birlikte muhalefet etmiştir. Türkiye dahil olduğu balde yedi devlet müstenkif kalarak karar suretine iştirak etmemişler ve serbestilerini muhafaza etmiş- lerdir. Konferansın karar sureti hava- dan bombardıman yapılmasını takbih, büyük topların çaplarının tenkisi, tecavüzi silâhların müessi- riyetinin tenzili, tahdidatın her türlü silâh sımflarına şamil olması ve tahdidatın daimi bir komisyon tarafından kontrol edilmesi gibi şeylerdir. Fakat bu kararların cümlesi ya | esasa ait nazariyattan, yahut birçok ağır ve müşkil şartlara talik edil- mesinden dolayı hükümsüzdür ve konferansın ilk safhasından müspet ve ameli neticeler hasıl olmamıştır. Şu kadar var ki Amerika konfe- ransın karar suretini kabul etti- ğinden konferansın bütün cihanı ümitsizliğe düşürecek surette şek- lende sukut etmesine meydan verilmemiştir. Paris itilâfı Lozan konferansını müteakip Pariste Ingiltere ile Fransa ara- sında aktolunan itilâfın Avrupada ve Amerikada sebez olduğu endi- şeler itilâf misakının her devletin iştirakine açık bulundurulmasın- dan dolayı tedricen yatışmıştır. Maahaza bu itilâfa takaddüm eden müzakerata Italyanın iştirak ettirilmemesinden Romada hasıl olan fena tesirler hâlâ zail olma- mıştır. Bu yüzden Italya kabinesinde ve mühim sefaretlerinde tebeddü- lât yapılmış ve M. Musolini harici siyaseti bizzat kendi eline almıştır. Maahaza ltalya Paris misakı muçibince ileride yapılacak siyasi teşebbüsatta hariçte kalmamak için Paris itilâfına iştirak etmiştir. Italya ile birlikte Belçika ve daha sonra küçük itilâf devletleri ve Yunanistan ve en sonra Ak manyada buna iştirak etmiştir. Bu suretle Avrupa devletleri arasında bu kıtanın nizam ve tertibine dokunacak meseleleri evvelce görüşerek hallü tesviye suretlerini kararlaştırmak yolunda uyuşmuş olmaları, gayet karışık olan Avrupanın ahvalini tanzim ve ıslah hususunda mühim bir ha- reket teşkil ediyor. Fransada sinematograf sanayiinin himayesi Paris 30 (A.A) — Resmi gas zete, sinema kontrölü komisyönu- nun müzakeratından sonra tanzim edilmiş olan ve gayesi milli Fransız sinemaçılığı mahbsülâtını himayeden ibaret bulunan kararname metnini neşretmiştir. Ingiltere-Irlanda Londra 28 Ingiltere ile Irlanda arasındaki ihtilâf devam ediyor. Bir anlaşma yolu bulun- mak üzere olduğuna dair ortaya çıkan haberlerin doğru olmadığı anlaşılmıştır. | e)

Bu sayıdan diğer sayfalar: