16 Temmuz 1932 Willy Fritschin yeni çevirdiği o... üç büyük Filim Lilian Harveyle birlikte çevirdikleri “Sarışın bir rüya,, ço Berlin 8 (Hususi) — Lilian Harvey ile birlikte bir çok filim- ler çevirmiş olan Willy Frictsceh son zamanlarda diğer artistlerle bir kaç filim çevirmiştir. Bunların başında Camilla Horn ile birlikte çevirdiği “Yüz bulmuş, filmi gelir. Bu filmin mevzuu Louis Vekneuil'in bir sahne eserinden alınmıştır. Mevzuu kısaca şudur: Adolphe Menard (Ralph Arthur Roberts) iki senedenberi genç ve güzel bir kadınla (Camille Horn) evlidir. Oldukça yaşlı olmasına rağmen gözü dışarıda, bilhassa dans kızlarındadır. Bunlardan yeni tanıştıği Loulou adındaki birile (Eke Ekter) isminde birile mü- nasebet tesis ediyor. Bu sırada genç ve güzel bir erkek (Willy Fritsch) de yaşlı çap- ının karısını tanıyor ve seviyor. Kadın gence karşı ne kadar soğuk dursa, aslen yüzbulmuş ve girgin olan delikanlı meyus ol- muyor, kadını ele geçirmek için çareler arıyor. Nihayet bir bahane ile Menardın yanına kâtip olarak giriyor. Kendini Loulouun, - artık kapı dışarı edilen eski dostu “Latour,, diye tanıtıyor. Loulou, Menardla beraber bir sayfiyeye gidiyor. Lâkin karısı da arkalarından ayni otele iniyor. Bir takım karışık vakalardan sonra kadın kocasından ayrılıyor ve genç adamın kollarına atıldığı vakit, ona hazla “yüzsüzl, diye fısıldı- ORAN “Willy , Fritsehin ikinci filmi “Çılgınca bir fikir, dir. Mevzuu Carl-Laufın bir vodvilinden alınan bu filimde Willy Fritsch, “Paul Lüders,, adında bir ressam rolünü yapıyor. Ressamın işleri o kadar fena gidiyor ki, amcası Michael ( Jacob Fiedtke) bir meddet çalışmıyarak resim levhaları satıcısı» Birnstiel (Max Adalbert) ile birlikte, güzel bir spor yerinde yapılı olan köş- künde oturmalarına izin veriyor. Lâki amca beyin de işleri berbat gittiğinden köşkünü zengin bir İngilize satmak için Londraya koşuyor. Bu aralık Paul Lüders bir otel reklâmı levhası yapmakla meş- gulür. Levhayı kapı önünde gören bir dans kızı kafilesi, oda tutmak için müracaat ediyorlar. Evde muvakkaten oturan Lü- ders ile Birnstielin, anlaşamamaları nihayet, köşkün bir katını, bu kafileye kiralamakla neticeleniyor. Bittabi kâfi derecede garson ve oda hizmetçisi temin olunuyor. Zengin Ingilizin kızı da, babasının telgrafı üzerine köşkü görmeğe geliyor. Arkasından da dostu... Bütün kızlar Paul Lüders'e âşık olmuştur. Bu meyanda: İngiliz kızı Mabel (Dorothea Wilek), dans kızları kafilesi reisinin kızı Evelyu (Ellen Scburannecke), dans kızı Anita (Rose Borsong ) vardır. emt Londradan köşke telefon k eğlencelidir Wiliy Fritschin son resmi ettiği zaman karşısına bir (garson) çıkmasına hayret ediyor ve ingilizle beraber derhal köşke geliyorlar. Esasen başlamış olan garip anlaşa- mamazlık, artık en yüksek had- dine çıkıyor, işler arap saçı gibi karmakarışık olduktan sonra bir- denbire çözülüyor Kurt Gerron'un rejisörlüğü ile çevrilen bu filim pek şen bir vod- vil olmuştur. Bu filmi de bitirdikten sonra Willy Fritsch, derhal Lilian Harvey ile beraber “ Sarışın bir rüya,, filmine başlamıştır. Çok ehemmiyet vevilen, ve almanca, ingilizce, fransızca, ola- rak çevrilen bu filmi her üç lisan- daki nüshasında da Lilian Harvey aynı rolü oynıyor. Bu filim “ Cennet yolu , filmine benzer. Lâkin daha güzel olmasına çalışılıyor. Almancasında Willy, Fritschin yanı sıra, Willy Forst ve Paul Hörbiger gibi en sevimli ve kıymetli iki sanatkâr oynıyor. Bu filimde Willy Fritsch ile Villy Forst Opencere o camları temizlemekle hayatlarını kazanan iki genci çanlandırıyorlar. Eski bir yük vagonunda oturan bu gençlerin yanında Paul Hörbiger, j ortalık temizleyen, bulaşık ve çamaşır yıkayan, yemek pişiren bir hizmetçi rolünü yapıyor. “ Cennet yolunda, ki, benzin deposu mukabili, bu filimde, yük vagonlarının yerleştirildiği çayırdır. Bu sahne gerçi açıkta hazırlan- mıştır. Lâkin yağmurlu havalarda çalışabilmek için sahne tamamen ayrı olarak atelye içinde de yapıl- mıştır. Her yük vagonu, birisinin “köş- kü, dür, ve levha asılmıştır. Büyük bir fıçı su ile dolu olup yanı başında “aile banyo yeri,, yazılıdır. “ Köşk ,, ün kapısında “ Ayaklarınızı lütfen temizleyin, diye bir levha asılı.. Bir teneke damın adı garajdır ve altında, ilk motosikletler icat edildiği vakit yapılmış bir motosiklet var- dır. Sabih fren odası, aptesane olmuştur. Meydanda bir levha “Ahali, çimenleri koruyun!,, ibaresi, diğer bir levhada “Dikkat, ısıran tavuk vardır,, yazılı. Işte bu saha içine Lilian Har- vey girdiği vakit, tahmin edersi- niz ki, iki genç te ona derhal abaları yakıyorlar. x 1931 senesi zarfında Nev Yorkta 59 Alman filmi gösteril- miştir. maf Tefrika numarası: 43 Yazan: Ceneral A. F. Oglander ÇANAKKALE muharebeleri Sahife 7 16 Temmuz 1932 - Tercüme eden: Muharrem Feyzi Muvaffakıyetsizliğin başlıca sebebi ilk günlerce vakit EL birliği ile hareket yapılmadığın- dan karadaki kıtalar yaptığından haberdar olamamış- tır. Kolordu ve fırka kumandan- ları ileri harekete başlamaktan ziyade askere istirahat vermeğe ehemmiyet vermişlerdir. Boş sırtlar derhal işgal edilmeli idi 7 ağustos sabahı Suvla'da ka- raya çıkmış yirmi İngiliz taburu bulunuyordu. Bu büyük kuvvetin karşısında ancak bin beş yüz kişi- i lik bir türk kıt'ası “vardı. Suvla'- cüz'i kuvvetin mukavemetini ber- taraf edecek bir kudreti haiz olduktan başka Anzak'daki türk kuvvayi milliyesini yandan çevire- | 4 cek bir mevkide bulunuyordu. Bu esnada Anzaktaki kuvvayi asliyesi diğer Ingiliz kuv- vetleri ile hararetli bir tutuşmuş olduğundan Suvladan çevirme hareketi yapacak İngiliz * , kuvvetleri ile uğraşacak bir vazi- yette bulunmuyordu. Bu çevirme hareketi: yapılsaydı Gelibolu sefe- rinin. İngilizler lehine neticelen- mesi temin edilecekti. Suvlada otuz mil muhiti dahi- linde türklerin ibtiyat kuvvetleri yoktu. İngiliz kuvvetleri için önle- rindeki sırtları işgal etmek ve burada emin ve sağlam bir mevzi tutmak üzere boş olan bu sırtlara doğru ilerlemekten başka yapa- cak bir iş yoktu. Bu suretle büyük muharebe için tehalük ile çoktan beri beklenilen istinatgâh temın edilmiş olacaktı. İngilizlerin ha- zırladıkları büyük harp plânının ruhu dahi bu idi. Gayat iyi düşünülmüş ve icrası kolay “olacağı sevvelce keşif ve tahmin edilmiş olan bu plân boş sırtların işgalinde gösterilen ih- mal neticesi olarak akamete uğramıştır. Suvla körfezinde karaya çıkan dokuzunc İngiliz kolordusu gayet kolay olan bu vazifeyi ifa ede- cek yerde kendisini körfezin ke- narındaki tepelere zencirle bağ- lanmış gibi (o kımıldamamış ve olduğu yerde kalmıştır. Bu esnada Ingiliz kolordusunun önüne çıkan kıymetli fırsatlar ya- kalanmamış ve bu fırsatlardan istifade edilmemiştir. Gösterilen bu ihmal yüzünden ileride mey- dana çıktığı veçhile mühim fırsat- lar bir daha asla avdet etmemek üzere gözden kaybolup gitmiş ve logilizlerin eli böğründe kalmıştır. Muvaffakıyet ve ademi muvaf- fakıyet tevazün etmiştir Suvla da yapılan ihraç hare- ketinin (o kendisinden beklenilen kat'i ehemmiyeti haiz neticelerin husule gelmemesinin doğrudan doğruya olan sebepleri karaya ibracı müteakıp kolordunun ileri harekette ( gösterdiği ihmaldir. Maahaza muvaffakıyetsizliğin sebe- bi yalnız bundan ibaret değildir. Bilvasıta bir çok diğer sebepler de vardır. Bu sebeplerin başında o zamanki Ingiliz kabinesinin Çanakkale mu- harebelerine devam edip etmemek için bir türlü karar verememiş olması bulunuyor. Bu tereddüt ve kararsızlık Çanakkale muhare- belerine kat'i bir netice vermek üzere yapılacak istihzaratın ge- cikmesine sebep olmuştur. Bu suretle mayıs ve haziran ayl birbirinin giliz kuvvetleri karşısındaki © * Türk 4 - rında. bir şey yapılmamış “ve kıymet- kaybedilmesidir harbe Dördüncü ordu kumandanı Liman paşa tar vakitler beyhude geçmiştir. Esasen Çanakkale teşebbüsünün kendisine mahsus bir çok müşkü- lâtı vardı. Iki ayın tereddüt içinde beyhude geçirilmiş olması (Obu muazzam teşebbüsün müşkülâtını birkat daha arttırmıştır. Ağustosta : Türklere kat'i dar- benin indirilmesine nihayet karar verildiği zaman, muvaffakıyet ve ademi muvaffakiyet ( ihtimalleri arasında âdeta bir muvazene ha- sıl olmuştu. Muvazene o dereceyi bulmuştu ki en ufak bir hataya bıle tahammül imkânı kalmamış- tır. Herhangi bir hata muvazeneyi bozacak , hezimet ve ademi muvaffakıyeti hazırlıyacaktı. Kor- kulan hatalar ise kendisini bek- letmemiştir. e Hataların Çanakkale sahnei harbi başku- mandanı Oceneral Hamilton'un Suvla ihraç hareketini çok gizli tutmuş olması bulunuyor. Mumai- leyh yapılacak hareketi madun ümera ve zabitandan saklamış olduğundan hazırladığı plânı ken- diliğinden işkâl etmiştir. Çünkü madun kumandanların teşebbüsü iptidailerine ve vaziyeti düşünerek icap eden hususi ted- birleri bulmalarına mani olmuştur. Halbuki müşkül şerait içinde icra olunan harplerde kıta kumandan- larının vaziyeti evvelden kavrıya- rak ahvalin icabına göre seri ve müessir tedbirler ittihaz etmeleri mühim birer amili muvaffakıyettir. Ikinci derecedeki hatalardan biri de gayet güç ve nazik bir vazifeye memur edilen dokuzuncu ingiliz kolordusunun kumandanlı- ğına harpte yüksek kumandan- lıkta o tecrübesi oOolmyan bir ceneralin tayin edilmiş olması- dır. Hazırlanan mühim plânda tespit olunan o herekâtın icrası bu cenerala tevdi edilmiş ol ması Suvla körfezinde ihracı müteakip tahaddüs eden mühim vaziyetin lâyıkile kavranılmasına ve icap eden tedbirlerin alınma“ sına mani olmuştur. Eğer harptâ büyük kumanda mevkiinde bulu» nan ve bilhassa fransa sahnei harbinde tecrübe sahibi olan bir cenerala ( Suvla harekâtı teydi ilmiş.. olsaydı. netice“ ihtima! büsbütün başka olurdu. (Devir iflâsın -ikinci derecede sebepler başında . —