16 Temmuz 1293 AKŞAMDAN AKŞAMA amman Dilenciliği teşvik... Öteden beri, Istanbulun sokak köpeklerine bir, dilencilerine iki, fena halde kızarım. Dilenciye para vermeği hiç sevmem. Hattâ ne kadar alil olsa bile... Zira, eminim ki, mer- hametli hemşehrilerim, bir dilenciyi, alil olduğu nisbette izaz ve ikram edeceklerdir. Kesik kolunu teşhir eden bir insan, şehrimizde aç kalmaz. Böyle bir insan, bir iki saat yolda durunca papeli kıvırır; ki gürbüz bir rençper, ayni parayı sekiz saatte alın terile zor kazanıyor. Şark'ta, dilenci, yarı evliya, yarı derviş addolunur. Ahretle bir münasebeti var telâk- ki edilir. Onun içindir ki, bütün mücadelere rağmen, tese'ülün önüne geçilmiyor. Halk, âdeta dindarane bir hisle dilenciyi bele- diyenin, takibatından koruyor. En sinirime dokunan dilenciler, bu takibattan kurtulmak için sanat- larını ticaretle | birleştirenlerdir. Meselâ elinde bir deste kancalı iğne, sokak ortasında duran bir kadın: — Çoluk çocuğum aç... Allah rızasiçin şu kancalı iğneyi al... - diye, insana kancalı iğne gibi takılıyor. Yahut boynuna bir kutu tak- mış bir çocuk, sözde çiklet dinen alafıranğa sakızı satıyor. — Ne olursun, ağabeyciğim? bir tane al... Para biriktirip mektebe gideceğim. Defter kitap alacağım !- diyerek çam sakızı misali yapışıyor. Beni en fazla küplere bindiren, gazete müvezziliğini dilenciliğe alet edenler... Bunlar, okkayla satılan eski gazeteleri topluyorlar. Meselâ, altı sene evvel çıkıpta kapanmış bir İncili Çavuş gazete- sini size sunuyorlar. — Sana çok dua ederim, bey amca... Allah çoluğunu çocuğunu bağışlasın... Şu gazeteyi al... Beş kuruş bir tane.., Geçen gün vapurda dikkat ettim: Ayni yaşta, ayni çelim çalımda iki çocuk gazete satı- yordu. Biri bu anlattığım tarz- da dilenerek; öteki, namuskârane alelâde müvezzi, gibi o günkü gazetelerin isimlerini sayarak... Hakiki müvezzi dört gazete sattı... Dilenci omüvezzih yedi gazete... Halbuki, birincininkiler de çeyreğe ikincininkiler de... Lâkin, dilencinin gazeteleri, tazeliği esna- sında bile para etmemiş olan gazeteler... Üstelik, biri ne yaptı, biliyor musunuz? Evvelce okuduğu yevmi gazeteyi de: — Al! Bunuda sat! - diyerek üzerinde seksen tane aile babası mürettip, muharrir, makinist, res- sam, klişeci, bayi ve sair sây erbabının hakkı olan koskoca on altı sahifelik gazeteyi dilenciye peşkeş çekti. Bu halin hikmet ve manası nedir? Hemşehrilerim, çalışkan, faal bir müvezzi çocuğa kıyasla ahlâksız, miskin bir dilenci oğlanı niçin daha cana yakın buluyor- Kerbelâ gibi Edirnekapı civarında hiç su yok Fatih - Edirnekapı caddesi ile civarında oturanlardan bir çok zevat, bu geniş sahadaki susuzluktan şikâyet ederek bir mazbata tanzim etmişlerdir. Mü- teaddit imzalari taşıyan mazbata, bu günlerde belediyeye takdim edilecektir. Mazbatada, vektile Fatihin bu kısmile (o Edirrekapıda ( terkos teşkilâtı, vakıf çeşmeleri, mütead- dit su kuyuları mevcut olduğu halde Fatih yangınından sonra bunların hiç birinin kalmadığından bahsediliyor. Mazbatada belediyenin terkos şirketi onezdinde (o teşebbüsatta bulunarak burada yeni tesisat yaptırılması rica ediliyor. Filhakika, yeni tramvay hattı tesis edildikten sonra bu saha- da yeni yeni mahalleler teşek- kül etti. Yeni binalar ile güzel- leşen bu semt, İstanbul cihetinin Şişlisi oluyor. Fakat bu imarat ve inşaat faaliyetine rağmen bu sahanın sosuz kalması büyük bir kusur ve noksandır. Halk, su ihtiyacını çok uzaklar- dan tedarik etmek külfetine katlanıyor. Bundan başka susuzluk ihtiyacı maâzallah, bir yangın vukuunda çok feci bir şekilde kendisini hissettirebilir. Imarı, tanzimi için yüz binlerce lira sarfedilen bu sahanın bu pek mühim ve başlı- ca derdine acele bir tedbir bulmak lâzımdır. Eski koca Barışmak istemiyen kadını ağır surette yaraladı Dün Üsküdarda Hüsniye hanım isminde bir genç kadın eski kocası tarafından ağır surette yaralanmıştışr. Vakanın sebebi eski kocanın Hüsniye hanımla tekrar barışmak istemesi ve buna muvaffak olama- masıdır. Hayatı tehlikede olan yaralı kadın hastaneye kald lar; onu kayırıyorlar?.. Onu da buna mı benzetmek istiyorlar? Şayet saik olan, merhametse, emin olunuz, İstanbul'un acınacak inşanları dilenciler değildir. Kö- şede bucakta kalmış, dilenmek sıyrıklığından ve çalışmak imkâ- nından mahrum, nice mahcup ve aç insanlar var. Vatandaşlarım! Dilenciliği teşvik etmeyiniz. (Wâ - Na) Serseri köpekler Belediye mücadeleyi şiddetlendirdi Kuduz vukuatının önünü almak üzere sokaklardaki serseri, tasma- sız, ağızlıksız köpeklerin itlâf edil- mesi hakkında vekâletin iki hafta evvel verdiği emrin tatbikına baş- lanmıştır. Gerçi şimdiye kadar belediyenin köpek itlâfına memur ettikleri, bilhassa geceleri mahalle arala- rında dolaşarak başı boş köpek- lere zehirli ekmek atmak suretile bunları öldürüyorlardı. Vekâletin emri üzerine bu faaliyet arttı- rılmıştır. Temin edildiğine göre bu faali- yet sıkı surette ve fasılasız şekilde devam ederse İstanbul sokakları yakın bir atide serseri köpekler- den tamamile kurtulmuş olacak, Istanbulda kuduz kalmıyacaktır. Belediye başıboş köpeklerin halk tarafından himaye edilmesinden şikâyet etmektedir. Diğer taraftan köpekleri itlâf eden belediye memurları pek az olduğu için bunların mesaisi kifa- yet etmiyor. Daülkelp müessesesi, bilhassa taşradan gelipte teda- viye tabi olanların miktarı gün- den güne çoğaldığı için hasta- ların miktarını azaltmak üzere başı boş köpeklerin halk tara- fından da öldürülmesini istiye- cektir. Terkos suyu Beyoğlu cihetinde geceleri de su bulunacak Terkos şirketinin şehre fazla su vermek için bazı tesisat yap- tığı yazılmıştı. Fazla olarak veri- lecek su günde 1500 metro mikâbıdır. Bir müddetten beri Beyoğlunda geceleri sular kesiliyor.” Yeni tesisat sayesinde buna lüzum kalmıyacaktır. Yeni tesisat bir ayakadar işlemeğe başlıyacaktır. ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş SAYLIK 750 » (1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » ay” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. a Rebiülevvel 12 — Ruzuhızır: 72 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 650 92 440 8,39 12 1,57 Va, 2,28 4,42 12,20 16,19 19,39 21,37 ————— —— Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk oskağı 13 No. ŞEHİR HABERLERİ Ekmek fiati Yeniden 10 para indirilmesi muhtemel Buğday ve un fiatleri hisse- dilecrek derecede düştüğünden belediye, © çarşamba günün- den itibaren muteber olmak üzere ekmek fiatlerini on para indir- mişti. Belediye, iktisat müdürlüğü ekmek fiatlerini bir miktar daha indirmek için perşembe günü yeniden tetkikat yapmış, fakat buna muvaffak olamamıştır. Tahmin edildiğine göre bugün- lerde Istanbul piyasasına yeniden buğday geleceğinden fiatlerin bir miktar daha düşmesi kabil olacak ve pazar gününden itibaren ekmek fiatleri değiştirilecektir. Son ekmek buhranından sonra, muamele vergisi zammı da dahil olduğu halde, belediye ekmek fiatlerini birden 2 kuruş yükselt- mişti. Bu seferki tenezzülün böyle onar para yapılmasının sebebi şudur: Boğday fiatleri son bir kaç günde yedi buçuk kuruşa düştüğü halde un fiatlerinde hiç bir değişiklik yoktur. Halbuki belediye, ekmek fiatinin tayininde un fiati esasına riayet etmek mecburiyetindedir. Belediye buğ- day fiatinin esas olması için tekrar müracaatte bulunacaktır. Belediye memurları arasında nakiller Belediye bütçesi geldikten sonra belediyenin küçük maaşlı bazı me- murları arasında bazı nakiller yapı- lacaktır. Bu nakillerde memurların ikamet ettikleri semtler de nazarı dikkate alınacaktır. Çanta kapanlar Ikisi de kaçarken yakayı ele verdiler Bebekte oturan matmazel Piyato isminde bir genç kız dün Gülhane parkına giderek bir sıranın üstüne oturmuştur. Biraz sonra Foti isminde bir adam aynı sıranın bir ucuna ilişmiştir. Uzun müddet gazete okuyan Foti bir aralık matmazeli Piyato- nun çantasını kaparak bütün süratle kaçmağa başlamıştır. Genç kızın feryadı üzerine etraftan yetişenler Fotiyi yakalamışlar ve elinden çantayı almışlardır. »* Lütfiye hanım isminde bir kadın da dün gece saat sekiz buçukta Lâleliden evine giderken yanına sabıkalı Muharrem isminde biri yaklaşmıştır. Muharrem: — Hanım teyze Aksaraya bu- radan mı gidilir?. diye Lütfiye hanımın yanına yaklaşmış ve çantasını kaparak kaçmağa baş- lamıştır. Muharrem Aksarayda yakalanmıştır. Akşam Sahife 3 | #sir çırpıda | Kolay iş değil! Her nedense yaşlı başlılar, sinema perverandan olan bazı gençlerin bu meraklarını hiç hoş görmezler... Yalınız yaşlı başlı olanlar değil, çoğumuz böyleyizdir. Zaman zaman başlarız: — Efendim bu genç kızlardan bazılarına bakıyorum da... O sinema artisti kolleksiyonları nedir? Kimi Billy Dova benzer, kimi Greta Garboya, kimi Klara Bova... Olur şey değil efendim... Beyaz perde kahramanlarına karşı bu ne cazibel.. Fakat geçenlerde dikkat ettim. Sinema artisti sevmek, sinema artistlerine âşık olmak öyle kolay bir iş değil, Hattâ zannederim ki en güç sevda, en müşkül aşk, en zor sevgi de bu... Çünki bir kerre tarakkiyatı ilmiyeyi günü gününe takip eden bir tıp pro- fesörü gibi her gün beyaz perde kahramanlarından hangisinin mo- da olduğunu tetkik edeceksiniz. Kadın modası gibi sinema artist- lerinin modası da pek kısa bir zamanda geçip gidiveriyor. Mo- dayı takip edemedinizi, mi yandı- nız... Meselâ size: — Hangisini (o seviyor sunuz?. diye sormuşlar... Siz fi zamanında işittiğiniz bir ismi söylüyorsunuz: — Pina Manikelli... Ve etrafınızda bir kahkaha ko- puyor.. Sinema artistlerinden: Pina OManikelliyi (o seveceğinize sokakta şalvarlı, yahut karpuz kollu, yedi etekli elbise ile dolaş- sanız bu kadar gülünç olmazsınız.. Sinemaperveran arasında Pina - Manikelliyi sevmek bugün bu kadar komik bir şeydir.. Sonra yeni zannettiğiniz bir çok artistler de artık demode olmuş- tur. Meselâ artık Jon Jilberti, Corin Grifiti, Ramon Novarroyu, Colin Mooru sevmek âdeta ayıp- tır. Bir sinema (o süvarisinin her şeyden evvel modayı, yeni ar- tistleri (Oo günü (o gününe takip etmesi lâzımdır. Hattâ artık Greta Garbonun Billy Dovun, Brigitte Helm'in bile modası geç- miştir. Bunun yerine yepyeniler gelmiştir. Tallulah OBenkhadler, Silvia Sidneyler, Fernand Gravey- ler kaim olmuştur.. Bir sinema sevdalıları meclisinde : — Ben Tallulah Benkhadı beğe- niyorum |.. demek, her halde mühim bir şıklık alâmetidir.. Görüyorsunuz ya sinema artisti sevmek öyle kolay bir iş değildir.. Hikmet Feridun Alaçam ormanları Yerli sermayedarlarından mü- rekkep grup, Kütahya - Balıkesir arasındaki Alaçam ormanlarını işletmek için teşebbüsata giriş- miştir. Ayrıca bir Alman grupu da Alaçam ormanlarında fenni tetki- kat yapmaktadır. Fotoğrafçı — Biraz başınızı dik tutun Amea bey... di ———— .. Biraz sola çevirin... Amca Beye göre... / / ... Biraz sağal.. Biraz dahal.. Tamam... ... Şimdi, omeselâ apartıman kiraları üç liraya, ekmek on pa- raya düşmüş gibi tebessüm edini A.B. — Aman üstat sus. Beni kahkaha ile güldüreceksinl,