5 kalede ol olduğunuzu anlamazsınız. 13 Temmuz 1932 Balkanlarda bir kaç gün bugünkü hali, yangın o... Selâniğin yerlerindeki değişiklikler.. Belediyecilik hakkında bizim için Belgrattan ve hattâ Selânikten alınacak çok dersler var... Bu makaleyi benim gibi selâ- nikde doğmuş ve büyümüş olan- lara ithaf ediyorum. Güzel Selâniği görmiyeli tam yirmi iki sene vardı. Tren gecenin karanlıkları içinde birçok saadetli ve felaketli günler geçirdiğim bu güzel şehre yaklaştıkça kalbim, mahiyetini kolaylıkla izahedemi- yeceğim garip bir hissin pek kuv- vetli tazyiki altında eziliyordu. Selâniğin bir çok yerleri yanmış ve yeniden yapılmıştı. Acaba maskatı re'simi şimdi nasıl, ne kalde görecektim? Benim kadar buna hemen bütün Selâniklilerin Oo merak O ettiğine eminim. Onun için kendilerini benimle beraber farzetmelerini rica oederim. Onları, trenden indikten sonra, ellerinden tutarak her tarafa götüreceğim. Işte istasyondayız. Tabii büyük istasyonda... 1 İstasyon yollarının şehrin içine kadar girmesi için Tophane civarına kadar bir hat uzatılmıştı. Artık bu hat, durmakla beraber, kullanılmayor. Binaen- aleyh trenden büyük istasyonda ineceğiz. Bu bina gene eskiden olduğu gibidir. Boyanmıştır, te- mizdir. Millet bahçesi Otomobille bir kaç dakika içinde Vardar kapısındasınız. Bu- raya kadar Selânik eski Selâniktir, hiç bir tebeddül yoktur. İsterseniz, bir tarafta olduğu için, yolumuza devam etmeden bizim zamanr- mızda (Millet bahçesi) ve ya (Beşçınar) tesmiye edilen bahçeye bakalım: Burası tamamen met- ruk ve mühmeldir, Yunanlılar bu bahçeye hiç rağbet etme- miştir, deniz kenarında kırık ve tahta masalarile küçük bir kahve var. İşte o kadar. Her ta- raf toz, toprak içinde, ağaçlar bakımsızlıktan solmuş. Yanan yerler Vardar kapısını biraz geçince vaziyetin tamamen değişmiş oldu- ğunu göreceksiniz. Selânik tulen beyaz kulenin karşısındaki dairei askeriyenin . yanından başlıyarak (bu binalar haric) ta olimpos ote- line ve arzen yukariye 'doğtu Mitbat paşa caddesine yaklaşacak noktalara kadar yanmıştır. Hattâ yangın bir koldan ve hükümet dairesinin önünden dönerek Mithat paşa caddesine de geçmiş ve Kasımiye camii de dahil olmak üzere bu caddenin de mühim bir kısmı yanmıştır. Frenk mahallesinin bir tarafı ve yukarıya doğru çıkılırsa, Yılan mermer mahallesinin tamamının da yandığı görülür. Bunun hari- cinde kalan yukarı mahalleler ateşten tamamen masun kalmıştır. Geniş bir cadde Bu vaziyeti anlayınca, Var- dar kapısında büsbütün yeni bir manzara karşısında kalınması utabiidir. Bu noktadan Gelmerye kapısına kadar olan o eski cadde, “belki beş misli geniş bir caddeye Sinkılâp etmiştir. Etraftaki binalar gâyet büyük ve güzel olarak yapılmıştır. Yan sokaklar tevsi edilmiştir ve oldukça temizdir. Bir az yürüyünce tabii Tahta kaleye geleceğiz. Tabii tahta | Selânikte Müdafaai Milliye bulvarı Hattâ bütün heybetile ortada duran Hamza bey camii bile ha- tırlarınızı ehya için size yardım edemez. Çünkü cadde fevkalâde genişlemiş olmakla beraber zavallı Hamza bey camii divarlarından tamamen tecritedilmiş, önündeki küçük mezarlık bahçeye kalbedil- miş, minare uçmuş, tema- mile çıplak, meydanda kalmıştır. içerisi tahta bölmelerle bölünerek bir tarafı eczane, ortası-ki burada mibrap ve mihrabın üstünde yazılı olan ayetler tamamen du- ruyor - halı deposu ve bir tarafı da sinema olmuştur. Rıhtım Şimdi dönüp aşağı, rıhtıma doğru inelim. Hükümet dairesinin karşismdan aşağıya doğru inen iki büyük cadde, Haydar paşa ve batarya caddeleri çok tevsi edil- mistir. Bütün büyük hanlar ve mağazalar bu iki cadde üstün- dedir. Bedestenin kârgir kısmı duruyor. Fakat bizim eski bedes- ten olduğunu anlamak için bin şahit lâzım. Bu caddelerin ikisi de bizi Olimpos meydanına indire- cektir. Bu meydandaki otellerin, Olimpos o ve Kristal otellerinin yerinde ( yeller esmektedir ve buraları henüz arsa halindedir. Olimposun yerine büyük bir pos- tahane yapılacağını söyliyorlar. İşte, rıhtımdayiz. Rıhtımı haylı darlatmışlardır: | Burası o halkın tenezzühüne mahsus olacağı için tramyay hattını ikinci rıhtıma attıkları gibi buradan otomobillerin geçmesini de menetmişlerdir. Buna mukabil ikinci rıhtım gayet geniş tutulmuş ve bütün münakalat (buraya © alınmıştır. Birinci rıhtım da, ikinci rıhtım da pek güzeldir, binalar pek lâtiftir. Beyaz kule ve yalılar Bu yolların hangisinden olsun yürürse tabii Beyaz kuleye gele- ceğiz. Beyaz kulenin etrafındaki duvarlar zaten bizim zamanımızda yıkılmıştı. Şimdi her tarafı bahçe ve kule mütenezzihine açıktır. Fakat garsonlar grev yapmış oldukları için gene gezemedik. Beyaz kule bahçesi ve yalılar tarafı olduğu gibi duruyor. İşte eski vali konağı, Fazlı Necip bey yalısı, Kerim efendi yalıları, Jak paşanın evi, Metr Salemin köşkü, Osman Âli beyin yalısı. Biraz ileride Saulun zevcesine izafeten tesmiye ettiği ( Villa Ida ) namın- daki mükemmel konağı, kapancı- ların evleri, Şato mon bonheur... Hepsi, hepsi olduğu gibi. Ve nihayet depo. | Fakat bundan ilerisi bakşa bir âlem : Küçük Karaburun tamamen dolu, buraya muhacir .iskân etmişler ve ortasında kilisesile muazzam bir mahalle yapmışlar. (Villa Alatini) adeta ortada kal- mış. Kocaman değirmen gene işliyor. Sedese doğru giden yol pek muntazam, bu evler küçük ve bü- yük Karaburunlar arasındaki ko- ya kadar uzanıyor. Burada deniz kenarında çok güzel kahveler yapılmış.. Bunlar hep yepyeni ve Selâniğin sıcak, boğucu günle- rinde zevk sahipleri burada sa- bahlara kadar eğleniyor. Yukarı mahalleler Şimdi isterseniz yukarı mahal- lelere de gideyim. Fakat burada yeni bir şey yok.. hep olduğu gibi.. yalnız yollar bir az daha tanzim edilmiş, otomobille yedi kuleye kadar çıktık, üzerinde yapılan bir şosa ile şeh suyuna iki dakikada geçtik Burada eski köşkü kaldı- rarak yerine bir köy kahvesi yapmışlar. bir az daha fazla ağaç.. Şehri, yanmıyan yerlerinden bir baştan bir başa dolaşarak Mevle- vihane kapısına geldik. Bu taraf perişan bir haldedir. Ve pistir. Maamafih. çok inşaat ta vardır. Islâhhaneye saatli cam medrese- lerine muhacir iskân etmişler. Ayasofya tabii kilise olmuştur. Şehirde minareden eser kalma- mıştır. Yalnız, belki bir hatıra olsun diye, Hortaci Sultan minresi kalmış durıyor. Eski hatıralar Insan kendi mahallesinden ge- çerken boğazının, garip bir huzün tesirile tıkanılmaması kabil değildir. Burada hüznümü tezyit eden birşey şu oldu: Nafaa vekili merhum Süleyman Sırrı beyin annesinin cadde üstünde küçücek bir evi vardı. Bu evin dıvarı yıkılmış eski zaman tarzıdaki bütün küçük odaları meydana çıkmış. Burada Selânik en zarif ve hoş sohbet bir kadını olan o muhterem anayı, Zehrâ hanımı, sanki başın- da ki oyalı yemenisi ile köşesinde oturur gördüm. Burada kaçkere onun elini öpmüş ve hediyelerini almıştım... Işte Selânik... Hayat yine bizim zamanımızda ki gibi, pazar günleri halk gece geç vakitlere kadar rıh- tımdadır. Eğlence merkezi Olimpos meydanından rıhtımın üstündeki kavelere ve Beyazkule civarına intikal etmiştir. Daha, fazla eğlen- mek isteyenler yukarda yazdığım Karaburun sahillerindeki kahve- lere kadar uzanırlar. Selânikte bir memleket parası- Tefrika numar. Yazan: Ceneral A. F. Oglander ÇANAKKALE muharebeleri Sahife 7 13 Temmuz 1932 Tercüme eden: Muharrem Feyzi Tali İngilizlere yardım etti, havalar iyi gidiyor Tali Ingilizlere yardım etti İngilizlerin Anzak veSuvla mev- zilerinin tahliyesi hususunda hasıl olan muvaffakıyet plânların mü- kemmeliyetine, askeri ve bahri erkânı harplerin arasındaki ahenk ve teşriki mesaiye, bahri nakliye işlerinin intizamına, efrat ve zabi- tanın rapt ve zapta fevkalâde ihtimam göstermesine medyundur. Bilhassa zaptu rapt meselesi gayet mühim idi. Çünkü tahliye ame- liyatı esnasında efrat ve zabitanın göstereceği en küçük bir ihmal ve intizamsızlık tahliye teşebbüsünü berbat edebilir ve işi Türklere anlatmış olabilirdi. Maahaza bu mevzilerin tah- liyesindeki Oo muvaffakıyette her şeyin fevkindeki âmil taliin Ingilizlere fevkalâde yardım etmiş olmasıdır. Tahliyenin iç yüzünü bilenler bu işin başarılmış olma- sını doğrudan doğruya rabbani muavenete hamlediyorlar. Eğer ohavalar gayet müsait gitmeseydi en mükemmel plânlar bile iflâs ederdi. (Bu mevsimde havaların iyi gideceği hiç bekle- nilemez. Çünkü kış rüzgâr ve fırtınalarının en ziyade hükümferma olduğu mevsim bu zaman idi. Tahliye için Londradan emir geldiği andan itibaren deniz, bir köyün umumi havuzundaki su gibi sakin ve rakit olmuştur. Bu sükünet bir harika olarak tahliye günlerinde bilâfasıla devam etmiştir. Karadaki askerlerin son kafile- sini hâmil sandal sahilden ayrıl- dıktan 16 saat sonra dehşetli bir fırtına çıkmış ve deniz kudurmuş- tur. Eğer bu fırtına 24 saat evvel zuhur etseydi ingilizler için büyük bir felâketi intaç ederdi. Londrada sevinç Anzak ve Suvla mevzilerinin tahliye ameliyatı nekadar tehlikeli ve nazik olduğu Londrada evvelce malümdu. Her an bir felâket vuku bulacağından! endişe olunuyordu. Bunun için'Çanakkaleden gelecek haberlere büyük bir sabırsızlıkla intizar olunuyordu. Tahliyenin arkası alındığına dair gelen haberler Londrada hükümet muhafilinde derin inşirah uyandırmıştır. Hükümet evvelce nekadar endişe hisseylediğini şimdi artık izhar etmekten çe- kinmemiştir. Son gelen haberler tahliye ameliyatının insanca bir kişinin bile ölümüne bais olmak- sızın ikmal edildiğine şüphe bırakmamıştır. Suvla ve Anzak mevzilerinden çekilmek hususunda ingilizlerin göstermiş olduğu muvaffakıyet bütün dünya tarafından tabiyevi büyük bir muvaffakıyet olarak telâkki ( edilmiştir. / İngilizlerin ihraç harekâtının neticesi sevkel- ceyiş çihetinden bir muvaffakıyet- sizlik olmuştu. Fakat ricatteki tabiyevi mu- vaffakıyet sevkalceyiş cihetinden vuku bulan iflâs ve muvaffakıyet- sizliği beleğan mabelağ telâfi etmiştir. İngilizlerin bu muvaffa- kıyeti hasım tarafından da takdir edilmiştir. Berlinde intişar eden Vossische Leitung'un bir askeri muhabiri lngilizlerin tahliye ameliyatındaki muvaffakiyetini şu suretle takdir- kârane tarif etmiştir: “Dünyadan harp kalkmadıkça lagilizlerin Suvla ve Anzok mev- zilerinin otabliyesinde göstermiş oldukları muvaffakiyet umum ci- han sevkulcişcilerinin nazarında şimdiye kadar emsali görülmemiş ikmali bir eseri sanat ve mükem- meliyet olarak addolunacaktır.,, (Devamı var) Ingiliz başkumandan vekili ceneral Birdwood tahliye biterken Son defa Anzaka bakıyor olmasının ne kadar büyük bir felâket teşkil ettiğini güzümle gördüm. Bir drahmi bizim para ile 69 para bile etmi- yordu. Binaenaleyh (| Selânikte geçirdiğimiz iki gün zarfında pek müsrif bir hayat geçiriyormuş gibi yaşamakla beraber bizim para ile sarfettiğimiz şey adeta hiçti. Halkın ekseriyeti muhacır veya İstanbullu olduğu için her yerde türkçe söyledik ve türkçe cevap aldık. Bir belediye işi: Selânikte ge- celeri sabaha karşı yola kum gibi beyaz bir madde atıldığını görür- sünüz. Bunun ne olduğunu merak ettim, Konsolosumuz Selim Feyzi asan Bu madde kireç müteferriatından birşeymiş. Caddelere dökülüp de üzerinden otomobiller ve arabalar geçince bey bu merakı halletti bu eriyor ve yol üzerinde bir tabaka teşkil ediyor, kolay kuru- mayor. Hem kaldırımlar muhafaza ediliyor, hem de toz kalkmıyor. Seyrüsefer Selânikte de pek muntazamdir.. Bunları gördükten sonra bilâ tereddüt hükmettim ki belediyecilik hakkında bazı şeyler öğrenmek maksadile Berlin, Paris gibi muazzam belediyelere | git- meğe lüzum yoktur. Bizim için Belgrattan ve hattâ Selânikten alınacak çok dersler vardır. Tokat mebusu