e 27 Haziran 1293 AKSAMDAN AKŞAMA Artist olmak isteyenler Bizim gençlik zamanımızda he- men hepimiz şair olmağa kalkı- şırdık. Güneşin bulutları renk renk boyayarak batışını seyredip de kalbimizde bir merak duyunca perii ilham alnımızdan öper sa- nırdık | Şimdiki gençlerde ise, şair olmak merakı yerine sinema artisti olmak merakı var. Saçını istifham işareti halinde alnı üze- rine resmedebilen her genç kız, kendinde Billi Dov'luğa karşı müthiş bir istidat tevehhüm ediyor. Şakağından yanaklarına doğru sakalını sarkıtan bütün delikan- lılar da, Hollivuta kadar gidecek bir seyahat parası bulsalar, mut- laka Rudolf Valantinonun yerine kumpanyalar tararafından senevi bir milyar dolara tutulacaklarını sanıyorlar. Karilerimin müşküllerine cevap verdiğimi gören bir genç kariem, bana şu satırları yazıyor: Muhterem Hatice Süreyya H.f.: Akşam gazetesinde yazılarınızı daima zevk ve heyecanla okuyan kari'lerinizden biriyim.. Ben henüz on altı yaşında artist ruhu taşıyan bir kızım.. Dünyada en büyük emelim artist olmaktır. Fakat ne yazık ki ailem çok müteassıp.. Bu arzumu onlara söylemek şöyle dursun eğer benim böyle bir heyalle yaşadığımı sezseler emin olun ki evden kovarlar. Çok vakitler Hollivut'a kaçmağı düşün- düm.. Düşündüm amma buiş düşünmekle olmuyor. Bir kere param yok... Saniyen lisanım gevşek.. (Biraz ingilizce bilen birisinin kalkıp Amerikaya artist olmaya gidişi herkesi güldürür... Ben çok mağrur bir kızım... Kim- senin bana gülmesine tahammül edemem... Belki siz bu yazılarıma güleceksiniz... Gülün, bunun zararı yok çünkü (o güldüğünüzü ben görmiyeceğim hanımefendi | Gazetelerde, — Istanbulda bir stadyom açıldığını okudum.. Doğ- rusu buna o kadar çok sevindim ki... Kendimi artık artist oldu farzettim. Size çok rica ederim: Söyleyinl.. Acaba beni de artist olarak oraya kabul ederler mi?.. Eğer buna müsbet cevap alırsam derhal evden kaçacağım.. Eğer bu mektubuma çok sev- gili gazetenizde cevap verirseniz size çok çok teşekkür ederim, hürmetler efendim.. Kariiniz Erenköylü: Nihal A. Kızım Nihal hanım! Bu devirde insanın her şeyden evvel tahsilli olması lâzım. Yaşınız on altıl Maşallah daha gençsiniz. Ailenizin yanında kalarak tahsilinizi ikmal ediniz. Bakınız; gitmek istediğiniz yerin bile ismini doğru söylemi- yorsunuz. “Studio, diye yazaca- gınıza “Stadyom, diye yaz- mışsınız| Halbuki, “kullandığınız kelimenin | sinemacılıkla değil, sporla alakası vardır. Tahsilinizi bitireceğiniz zamana kadar, aile- niz de, belki artistliği mübah görmeğe başlar. Açılan studio'nun da işleri ilerleyip ilerliyemiyeceği anlaşılır. Şayet artistliğe olan hevesiniz, gençliğinizin gelip ge- çici bir arzusundan değil de hakiki istidadınızdan ileri geliyorsa mut- laka ve mutlaka, bütün manileri yarar, artist olursunuz. Dehalara hiç — Bak Amca bey, sevdiğim gencin resmi |... Ah, bu resmi görünce nasıl anlatayım... Belediye koperatifi Bütçe tastik edildikten sonra açılacak Belediyenin açmağa karar ver- diği kooperatif ve lokanta hazır- lıkları bitmiştir. Belediye koope- ratifi (o filen tesis ve lokantayı açmak icin obütçenin tastikini bekliyor. Ancak lokantanın açıl- ması için yeni bir vaziyet hadis olmuştur. (e Belediyenin yakında Nuruosmaniyedeki Düyunu umu- miye binasına nakletmesi ihtimali kuvvetlidir. Halbuki bundan evvel eski maarif nezareti binası olan ve şimdi muhtelit hakem mahke- mesi tarafından işgal edilen bina- nın alt katının kooperatife ve lokantaya tahsis edilmesi düşü- nülmüştü. Halbuki belediye, ve Düyunu umumiye binasına taşı- nırsa (Okooperatif ve lokanta nın da burada açılması daha mu- vafık olacaktır. Diger tarafdan hükümet, Düyu- nu umumiye binasını, İstanbul posta ve telgraf binasına nakil edecek olan devlet bankasının yerine bir postahane binası inşa edilmek şartile belediyeye terk edeceğinden belediye yeni bir posta ve telgraf binası inşa etmeği düşünmüştü. Fakat, yeni bir bina inşa edilmesi zamana mütevakkıf olduğundan (o belediye (mevcut binalardan Oobirini Oposta ve telgraf merkezi olarak hükümetin emrine tahsis edecek ve bundan sonra da Düyunu umumiye bina- sına nakledecektir. bir şey engel teşki ledemez. Kâşi Edison ve edip Maksim Gorki, metrük ve tahsilsiz çocuklarken, - istidatları dolayısile - biri en büyük kaşif, diğeri en büyük edip olmuştur. Sizin de bu nevi bir istidadınız varsa aileni- zin taassubuna Hollivut'un Istan- bula uzaklığına ve ingilizceyi iyi bilmemenize rağmen, gene olacağınızı olursusuz. Gelecek neslin artistleri elbette sizin nesildaşlarınıza rasından çıkacaktır. Türklerden de sinema (artisti yetişecektir. (Kim bilir, belki, onlardan biri de siz olacaksınız.. Lâkin, on altı yaşında iken, hayata henüz hazırlanmadan evi- nizi barkınızı terketmek, delice hareketlere (girişmek, deymez. Lâakal, bunu ben size tavsiye edemem. Söylediğim gibi tahsil ediniz. Klassik mektep tahsili, -sinema artisti için bile! - elzemdir... Faik Dilâra imzalı okuyucum boyunun 1,73, sikletinin 71, yaşı- nın 23, kendinin yakışıklı oldu- gunu ve Darülbedayin balet heyetine girmek istediğini; fakat henüz cevap alamadığını, ne yap- ması lâzım geldiğini benden soruyor. Bunu benden değil, mektupla yahut bizzat tekiden Darülbedayi müdürlüğünden sor- ması lâzımdır. (Hatice Süreyya) i . Yıldızlar gözümden siliniyor... diyor... Akşam Fiat listeleri Belediye lokanta, bar ve gazinoların fiat listelerini indiriyor Belediye, oOkanun (o mücibince lokanta, gazino, o birahane ve emsali müesseselerin meşrubat ve mekülât fiat listelerini tastik etmektedir. Belediye bugüne kadar yalnız bu müesseselerin listelerini tastik etmekle iktifa etmiş, fiatlere itiraz etmek lüzumunu hissetme- mişti, Şimdi bu listeler mühtevi- yatına göre belediyenin harç alması için şehir meclisi tarafın- dan bir harç tarifesi kabul edil miştir. Bu tarifeye göre kahveciler, lokanta ve muhallebiciler gibi belediyeye tasdik ettirdikleri fiat listelerine ve tefrik edilecekleri sınıflara göre harç vereceklerdir. Bar, gazino ve otellerin harç tarifesi de bir komisyon marifetile tanzim edilecektir. Fakat şimdi belediye fiatleri yüksek müesse- selerin listelerini indirmeğe karar vermiş ve teşebbüse girişmiştir. Belediye iktisat müdürü ilk iş omak üzere bazı lokanta, gazino ve kahvelerin fiat listesini indir- miştir. Bunların tasnifi biter bit- mez diğer esnafın da fiat ücret- leri bu suretle tenzil edilecektir. Ekmek fiati Ticaret odası tetkikat icra ediyor Ticaret odası muhtelif memle- ketlerki buğday ve ekmek fiatleri hakkında tetkikat yapmaktadır. Yunanistandan gelen haberlere göre son günlerde yağan yağmur- lar Yunanistanda buğday zeriya- tını kısmen harap etmiştir. Fakat buna mukabil Atina belediyesi ekmek fiatlerinde tenzilât yap- mıştır. Suriyede de fazla kuraklık ol- masına rağmen ekmek fiati eski- sine nazaran azalmıştır. Türkiyede buğday mahsulünün geçen seneye nazaran az olacağı henüz kati olarak taayyün etme- memiştir. Buna rağmen ekmek fiatlerinin artması şayanı dikkat görülmektedir. Belçika şeker kralı tetkikatına devam ediyor Belçika şeker kralı şehrimizdeki tetkikatına devam etmektedir. Bu zat Belçikada beş altı şeker fabrikası hesabına, Türkiye ve Balkanlarda tetkikat yapmaktadır. Dün kendisi, şehrimizin maruf şeker tacirlerini, Tokatlıyan oteline davet ederek, şeker sarfıyatı, ve şeker ticareti hakkında, ken- dilerile görüşmüştür. Amca Beye göre... .. Çiçekler güzelliğini kaybe- ŞEHİR HABERLERİ Vapur ücretleri Belediye vapur ücretlerini tanzim etmek istiyor Belediye kanununa göre şehir limanında işleyen bahri vasıtalara ait tarifelerin belediye tarafından tetkik ve tastiki lâzım geliyor. Bu maddeye istinaden belediye Seyrisefain, Şirketi Hayriye ve Haliç şirketlerine müracaat ederek bu maddeye tevfikan bu müesse- selerin yolcu ücret tarifelerini tetkik ve tastik etmek istemiştir. Bu müesseselerden belediyeye gelen cevaplarda vapur bilet üçretlerinin deniz ticaret müdür- lüğünde müteşekkil bir komisyon tarafından tetkik ve tasdik edil- diği, belediye kanunundaki mad- denin ancak küçük Omerakibi bahriyeye ait olduğunu bildirilerek belediyenin bu müracaatına itiraz edilmiştir. Belediye Seyrisefain, Haliç ve Şiketihayriyenin cevap- larını tetkik etmeğe başlamıştır. Talebenin seviyesi İlk mektepler arasında bir tasnif yapılacak Mk mekteplerin imtihanları ta- mamile ikmal edildiği cihetle maarif müdürlüğü bu sene ilk mekteplerden mezun olanların umumi seviyesine ve bu seneki tedrisatın verdiği neticelere göre ilk mektepler arasında bir tasnif yapmağa karar vermiştir. Bu tasnif netiçesinde hangi mektepr lerde diğer mekteplere nazaran daha iyi neticeler alındığı anlaşı- lacak ve bu mekteplerin idare ve talim heyetleri taltif edilecek- tir. .Diğer taraftan bu tasnif neticesinde noksanı ve kusuru görülen mekteplerin de gelecek sene için tatbik edecekleri ted- birler hakkında nazarı dikkatleri celbedilecektir. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kı 1450 >” 800 » 6GAYLIK 750 » 3AYLIK 400 » 1AYLIK 150 me” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Sefer 22 — Ruzuhızır: 53 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 6,25 845 4,33 8,33 12 23 Va. 210 4,30 12,17 16,17 19,45 21,48 Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 we Kâinatı görmez oluyorum!.. Sahife 3. fi EEir çuryprdiza İ Cerrah paşa hastanesini bir ziyaret Hafif bir otomobil kazasından sonra ömrümde ilk dafa kendi tedavim için bir hastaneye git- tim... Babıâlide biri hastalandığı, bir yeri berelendiği veya benim gibi yaralandığı zaman arkadaş- ları hemen tavsiye ederler: — Rüştü beye koşl.. Rüştü bey gazeteciler için her zaman hazır ve nazır olan, evinde, hastanede, her yerde, her saat bulunabilen bir hekimdir. Kendisi Cerrahpaşa hastanesinin ser tabi- bidir. Belki şimdiye kadar Babıâli caddesi sakinlerinin (yarısından fazlasının (o yarasını (o sardırmış, ameliyatını (o yaptırmış, (nabzını muayene etmiş, derecesine bak- mıştır. Rüştü bey bir kelime ile Babıâli caddesinin doktorudur. Bu hastalar koleksiyonu içinde bir ben yoktum. Tesadüf onu da tamamladı.. Rüştü bey yalnız Babiâlinin doktoru değildir. O her hastanın derdi, her derdin devasile meşgul bir adamdır. Cerrahpaşa hastanesinin baş dok- toru tıpkı eski vali muavini Fazlı beyi andırır.. Şeklen değil tabia- ten... Onun da odasına müracaat- cılar kapıyı vurmadan girerler. Oda Fazlı bey gibi herkesin söylediğini bizzat dinler, işleri bizzat görmek ister.. O da halka ve gazetecilere kendisini fevkalâde sevdirmiştir. Farzedelim ki Fazlı bey zayif- lamış, gözleri mavileşmiş, boyu iki üç santim kısalmış ve tıbiyeye girerek doktor olmuş... Işte Rüştü bey böyle bir Rüştü beydir. Otomo- bilim hastane kapısında durunca küçük bir parkı andıran gölgeli bahçeden geçtim... Merdivenler- den çıkıp uzun koridora girdiğim zaman “temizlik, kelimesinin hakiki manasını anladım... Kori- dor ve koridorun etrafındaki sağlı sollu odalar birer temizlik abidesi gibi duruyorlardı.. Yerdeki beyaz taşlar, beyaz duvarlar pırıl pırıl yanıyordu.. Aklıma kutuplarda ya- pılan buzdan duvarlı, buzdan döşe- meli evler geldi. Hastanenin kori- dorunun ve odalarının da bu yüz- den duvarlı evlerden farkı yoktu. O derece temiz.. döşeme bir da- kika Olsun kuru durmuyor. Beyaz göğüslüklü genç bir hade- me elindeki yaş bir bezle müle- madiyen yerleri siliyor.. Doktor- ların, hasta bakıcıların koridor- larda gezinirken etrafa saçtıkları beyazlıklar bu temizliği büsbütün arttırıyor.. Ve bütün bu deko- run içinde Rüştü beyin insanın içine emniyet veren sesi... Bunları yazarken Cerrah paşa gibi bir müessesemiz olduğunu döşünüyo- rum da Istanbulun bütün otomo- billeri artık beni eskisi kadar korkutmuyor. Hikmet Feridun .. Artık dayanamıyacağım, gidip ken disile evlenmeğe karar verdiğimi söy- liyeceğim! A.B. — Aman birderbire söylemeyin, zavallıda kalb hastalığı vardır!