me Anadolunun ş güzel bir ŞE İnebolu ile Kastamonu arasındaki Ecevit gün geçtikçe inkişaf ediyor e Ecevit otellerinin uzaktan görünüşü Kastamonu, 19 ( Hususi ) — ,Eceviti tanır mısınız? Eğer milli mücadele senelerinde akrabanızdan, yakın dostlarınızdan birisi Istanbuldan kalkarak Anka- raya gitmişse, muhakkak size Ecevitten bahsetmiştir. Ecevit - İnebolu ile Kastamonu arasında (yüksek çam ormanları arasında (Okurulmuş bir köyün ismidir. Eskiden Kastamonu ile Inebolunun tam yarı yolu olduğu için bir konak mahalli idi. Bu yüzden Ecevitte bir kaç otel kurulmuştu. o Daha otomobiller taammüm etmemişti. Sabahleyin Ineboludan veya Kastamonudan çıkanlar, yaylı arabalarla akşama, dokuz saat uzakta bulunan Ecevite varırlar ve geceyi orada geçir- dikten sonra ferdası günü - akşa- mına, gidecekleri yere varmış bulunurlardı. Bu yüzden Ecevit yaz ve kış yolcularla dolar boşalırdı. Hele milli mücadele senelerinde, Anka- raya geçipte orada bir gece kal- mamak, Ecevitin otelcisi Ismail ağanın otelinde kalarak onun bir bei içmemek mümkün Ismail ağa şen, neşeli ve hatır- nüvaz .bir, Kastamonu köylüsü idi. Otelini ziyaret eden her yolcu mutlaka Ismail ağadan memnun kalırdı. Onun nazarında herkes, zengin fakir, tüccar, köylü müsa- viydi. Parada gözü olmıyan bu temiz ve saf Anadolu köylüsü, parasız seyahat etmek. mecburi- yetinde kalan yolcular, Istanbulu terkedip Anadoluya koşan kendisi gibi temiz kelpli Türk yavrularına elinden gelen yardımı yapar, arabasını temin eder. Hattâ cep harçlığını verirdi. O, böyle bir adamdı.. O zamanları: — Evlât - derdi - para, insanın el yüz kiridir; şurada kaç günlük ömrümüz kaldı ki.. Hani çoluk yok, çocuk yok;.. Bütün arzum, bütün emelim şu bacanın ben yok olduktan sonrada tütmesi, gelen geçenin bir sıcak çorba içebilmesidir.... “e Ismail ağa öleli üç seneden fazla oluyor. OHulüsu niyet sahibi bir adammış ki, o zaman beslediği emeller şimdi tahak- kuk etmiş bulunuyor. | Ismail ağanın oteli kendi çocuğu olma- dığı . için, şimdi kayın birader- lerinin oğlu tarafından işletiliyor. Bu gün Ecevitte Ismail ağanın bacası hâlâ tütüyor, gelen geçen bir tas çorba, hattâ bir lokanta halini alan Ismail ağanın mutfa- ğından acıkan karnını doyurabi- lecek yemekler buluyor. Parası ile olsun, ne ile olursa olsun... * .. Şimdi arabalar ortadan kalktı. Kastamonu ile Inebolu arasında otomobiller, kamyonlar seyrüsefer ediyor. Ecevitin, ehemmiyet ve kıymetini oçoğaltar (o arabaların kaybolmasından sonra rağbetten düşmesi icap ederdi. Halbuki şimdi iş berakis oldu. Ecevitin kıymeti ekisine nazaran daha çoğaldı. Eskiden Ecevit, sadece akşam karanlığından sonra kala- balıklaşırdı. Şimdi öyle değil; günün her saatinde Ecevitte bir insan kalabalığı görülüyor, kamyonların kaba horultuları duyuluyor. Kastamonu ile Inebolu arasında gidip elen otomobiller, hele son sene içinde bir liraya, 75 kuruşa yolcu taşımıya başladıktan sonra, Ecevitteki kalabalık tezayüt bile etti. Eçevitin şimdiki hususiyetinden biriside bu havalinin yegâne sayfiyesi oluşudur. Hele bu aylarda Kastamonudan Ineboludan, daha içerilerden ve daha uzak sahil- lerden Ecevite tebdilhavaya gelen- lerin sayısı her sene fazlalaşmak- tadır. İnebolu ve Kastamonudan tatil (günlerini (Ohoş geçirmek isteyenlerin bir çokları Ecevite günü birli gelip gidiyorlar. Şimdi Ecevitte Ismail ağanın otelinden başka diğer bazı oteller de kurulmuştur. Bilhassa sabık mebusumuz ve Ankarada : Etlik palası kuran Mehmet Fuat bey Ecevitte bir çamlık. içine: inşa edilmiş ve metrük bir halde du- ran yatı mektebini idarei husu- siyeden satın alarak otel haline sokmuş ve bazı tertibat vücuda getirerek Ecevite geleceklerin iyi bir şekilde vakit geçirmelerini temin etmiştir. Buraya gelenler beş gün, yirmi arasında on gün, bir ay, iki Ecevlt civarındaki ormartardan bir kısmı © yapılacak, oldukça esaslı tertibattır. ay oturan aileler mevcuttur . Ecevitte otellerin kiralari bir oda içindeki iki üç yatağıyla aylığı 10 - 15 lirayadır. Yemek meselesi, gelen yol- cunun istediği şekilde temin diliyor. Müşteri isterse orada | pişen kır yemeklerini yiyor; isterse yiyecek ve içeceğin götü- rerek kendisi yapıyor. Ecevitteki lokantada hemen hemen köy yemeklerinden başka bir şey yoktur. Naneli, mayda- nozlu, tereyağlı pişmiş pirinç çor- bası, başta gelen ve her gün pişirilen bir şeydir. Sahanda tere- yağlı yumurta, yoğurt, dilim kay- ganası, haşlanmış tavuk, suda haşlanmış yumurta (o Ecevitteki lokantanın her günkü yemek lis- tesinde yazılıdır. * ..” Ecevit, güzellikte eşsiz ve saha- sı sonsuz bir orman içinde bulun- duğu ve gelip gitme vesaitinin ucuz ve kolay olduğu bu zaman- da ve bundan sonra her gün yeni bir kıymet kazanacaktır. Bu, şüphesizdir. o ' Şimal ve iç Anadolunun bir kısmının ve hattâ Ankaranın ve ondan ilerisinin bile kolaylıkla ve ucuzca gelebileceği ve iyi bir vakit geçirerek saf bir orman havasi alabileceği bu güzel yerde yalnız Anadoludan değil, memle- ket dışarısından “bile müşteri görmek bizim için en başta gelen bir arzu olmalıdır. Yalnız mühim olan iş Ecevitte »» izmirin bir haftalık ihracatı Izmir 23 — Son bir hafa içinde İzmirin ibracatı kilo hesabile şu kadardır: 358755 palamut, 5580 deri 108850 valeks, 2439 ceviz kabuğu 840 Afyon, 102880 küsbe, 57965 yumurta, 121611 üzüm, 70 çöğen, 30359 halı, 180 peynir, 222 zey- tinyağı 1060 çam fıstığı, 2291 mazı, 518 rastık taşı, 135089 miyan kökü, 29552 tütün, 280 lokum 825 çiçek soğanı, 229178 kepek, 10000 kum darı, 2782 karpuz çekirdeği, 6063 pirina yağı, 420 meşin, 2039 tiftik. Bir otomobil devrildi iki kadın yaralandı Izmir 23 — Bergamadan İzmire gelmekte olan Sİ numaralı oto- mobil Naldökende devrilmiştir. Yolculardan Hasibe ve Ikbal hanımlar ağır surette yaralanmış- tır. Şoför tevkif edilmiştir. Yazan: Ceneral A. F. Oglander “ÇANAKKALE muharebeleri 24 Haziran 1932 ; Tercüme eden: Muharrem Feyzi Ceneral Birdbood'un kuvvetleri bu Sabaha karşı saat beşi kırk beş £ dakika geçe ingi- # lizler (o nagihani © ufuk hattı üze- rinden kesif türk dalgalarının co- şup geldiğini gör- müşlerdir. Ingiliz siperle- rinin muhafızla- rından pek azı kurtulabilmiştir Bu esnada be- şinci o Wiltshire ingiliz taburu si- perlerin gerisinde / © ve aşağısında bu- lunan vadide si- lâhsız ve techi- zatsız bulunuyor- du. Bu tabur dahi baskına uğramış ve efradı çil yav. —... rusu gibi etrafa dağilmıştır. Beş dakika sonra “ türkler Pinnacle ( yani Kule ) tepesini zaptetmişlerdir. Gazinin sağ cenahının süngü hücumu Fakat bu noktada türklerin iler- leme hareketi Apex - Zirve - tepesindeki Yeni Zellandalılara ait mitralyözlerin ( ateşile (o durdurul- muştur. Bu esnada Rhododenron - Zakkum - çıkıntısının şimal tara- fında Mustafa Kemal paşanın hücum cephesinin sağ cenahı Conk bayı- rının dik yamaçlarından aşağı Çiftlik yaylasına doğru 'akın edi- yordu. Burada türklerle ingilizler arasında Çiftlik yaylasının temel- lükü için süngü «süngüye bir bo- ğuşma vuku bulmuştur. Bu müthiş ve kanlı boğuşmanın sahih tafsi- lâtı elde edilmemiştir. Fakat bu muharebede İngiliz- lerin verdikleri zayiatın çok mik- darda olması yeni ordu ( yani dokuzuncu kolordu ) kıtaatının dilâiverane müdafaada bulundu- guna bir şahit teşkil etmektedir. Öğleden evvel saat onda Çiftlik yaylası omüdafilerinin O bakıyesi Cheshire sırtına çekilmiştir. Türkler de Ingilizleri takip ede- miyecek kadar yorgun ve bulun- dukları yerde kalamıyacak kadar zayıf olduklarından esas sırta çekilmişlerdi. Her iki tarafın elde etmek için bu kadar gayret gös- terdiği Çiftlik yaylasında muhafız olarak haleti nezide bulunan mec- ruhlarla maktuller kalmıştı. 10 ağustosta Anzak muharebe- sinin hitam bulması ile dört gün devam eden Sarı bayır büyük muharebesi nihayet bulmuştur. Ingiliz taarruz plânı iflâs etti Ceneral Birdbood'un kuvvet- leri bu muharebede 12,000 kişi zayiat vermişti. Caneralın elinde ihtiyat kuvvetleri bulunmadığın- dan İngilizler artık yeniden harp edecek ve gayret gösterecek kabiliyet ve iktidarı haiz değil- lerdi. 9 Ağustostaki çifte muvaffa- kıyetsizlik-yani İngilizlerin hem Anzakta hem de Suvlada uğra- dıkları muvaffakıyetsizler Çanak- kale sahneiharbi baş kumandanı ceneral Hamiltonun ağustos taar- ruzu üçin hazırladığı plânın iflâs muharebede 12,000 kişi zayiat ik Başkumandan Suvla körlezinde dokuzuncu kolordu erkânı ile görüşüyor ettiğine şimdiden bir alâmet teş- kil etmiştir. İngilizlerin gayrı muntazar ola- rak iki gün istirakat ederek Türklere vakit kazandırmış olma- larına rağmen Türk ordusunun vaziyeti 9 ağustusta fecir vaktine kadar tehlikeli idi. Çanakkale boğazının dar yerlerinin müda- faası için hayati ehemmiyeti haiz olan Sarı bayır 'sırtı İngilizler tarafından zeptedilmek tehlikesine maruz bulunuyordu. Sarı bayır sırtının şimalindeki Anafarta açığı İngiliz ceneralı Stopford'ın iki fırkasına karşı pek zaif bir Türk kuvveti tarafından müdafaa olumuyordu. Halbuki buradan Sarı bayır sır- tının heyeti umumiyesi çevrile- bilirdi. Uzun Tekke tepe sırtı ehemmiyeti haiz olmasına rağmen buradaki türklerin müdafaa ter- tibatı yoktu. Ingilizlerin müthiş zayiatı Suvla ve Anzakta harbe iştirak eden 50,000 ingiliz askeri üç gün devam eden harpte 18,000 kişi zayiat vermiştir. Türkler henüz adetçe ingilizlerin dununda olduk- ları halde şimdiden umum hâkim noktalara yerleşmişlerdi. Diğer taraftan türklerin kuvveti her saat geçtikçe artıyordu. Hal- buki ( ingiliz (baş kumandanının menabii kuvveti hemen hemen tükenmişti. Bu suretle ingilizler evvelce haiz oldukları faik vaziyeti kaybetmişlerdi. : . Yedinci kısım (Suvla körfezine ingilizlerin icra ettiği ihraç hareketinin tafsilâtını ihtiva eden eserin yedinci kısmı, esas harekât ile büyük alâkası olmamakla beraber vukuatın takibi için faydalı olduğundan naklediyoruz : ) Emsalsiz bir ihraç filosu Esatiri yunaniyeye karışmış olan Argunotları Truva sahillerine götü- ren filonun meşhur seferindenberi Adalar denizi, 1915 ağustosunun 6-7Tnci gecesi Suvla körfezine müteveccihen yola çıkan ingiliz filosu kadar garip sefinelerden müteşekkil bir koleksiyon gür- memişti, (Devamı var)