Zonguldak mektupları 45bin lirayı soyan şakiler nasıl yakalandı? Haydutlar kavası nasıl vurdular? Zonguldak zabıtasının muvaffakiyeti Zonguldak, 17 — Ereğli | şirketinin, Çelik ocağı amele ücretleri aylık tedi- yatı için iki kavas muhafazasında yo- la çıkardığı 45 bin lira, yolda pusu kuran haydut tara- fından mubafızlar- dan birini öldür- mek suretile gas- bedilmişti. Zabıta- nın çok ciddi taki- batı (o neticesinde bu çok cüretkarane hâdisenin £ failleri yakayı ele vermiş- lerdir. Işin iç yüzü bu vadide yazılmış en ürpertici (o zabıta romanlarına (o taş çıkartacak Okadar heyecan ve facia doludur. Vak'anın tasmim ve tatbiki sahasın- da ön plânda ge- len, Dersimin Haydaranlı aşiretin- den Ali çavuş Ereğli şirketinin eski ve emektar bir işçisidir. Fakat, bundan bir (oOmüddet evvel her ne sebepleyse ken- disine yol verilmiştir. işinden — çıkarılmasından fev- kalâde müteessir olan Ali çavuş derhal müessese aleyhine bir fazla saat davası açmış ve bir de vekil tutmuştur. oAynı zamanda bu . hâdiseden omütevellit iğbirarını bir türlü yenememiş ve kahvesinde gecelediği Hüseyin çavuş isminde birisine : Şirket, bana bu işi yaptı.. Eh, elime bir “Martin,, geçirirsem ben de şirkete bir iş edeyim ki, gazeteler de yazsın, tarihler de.. Demiştir. Ali kafasına yerleş- - tirdiği bu muzlim işi gene Dersi- min “Alhanlı, aşiretinden Ali, Ebuzer, Şükrü ve Hüseyin, ismin- deki dört arkadaşına açmış ve bu beş şerir Gelik ocağının para , postasını soymak için bir komplo yapmışlardır. Ali iş başında Ali hazırlıklarına başlamış ve ilk defa bir Alman mavzeri teda- riketmiş ve arkadaşlarını da muh- telif çapta tabancalarla teslih etmiştir. Gerek Ali ve gerek bu mel'un tasavvuruna iştirak eden arkadaşları da paranın hangi yol- dan, yollandığını pek eyi bildikle- rinden, Zonguldak - Gelik şosası- nın en sarp ve en 1ssız bir yerini seçmişler ve pusuya yatmışlardır. Haydutlar pusuda bekleşirlerken, Ereğli şirketinin merkez yazıha- nesinden tamam 45 bin lirayı hamil olan iki kavas ve iki tediye memurundan mürekkep bir heyet saat yediye doğru yola çıkmışlar, saat dokuza doğru Şerir heriflerin kucağına düşmüş- lerdir. Haydutların dur emri Haydutlar saklandıkları yerden derhâl fırlayarak silâhlarını 45 bin lirayı taşıyan kavasa çevirmişler, Ali çavuş kısık bir sesle: — Dur! Diye haykırmıştır. Bunun üzerine tarafeyin arasında kısa bir ateş taatisi olmuş, kavas: — Atma Alil. “Diye “bağırdıktani Sonra Şerir he- ww orifindüfeğindenıçıkan kurşunlarla X işaretli kavası vuran Ali çavuş * işaretli mecruh kavasın şiryanlarını kesen Mustafa ayakta duranlar 45,000 lirayı soyanlar gözünden ve göğsünden aldığı yaraların tesiriyle atından derhal yere yuvarlanmıştır. Haydutlar yaralı kavasın işini bitirmekle meşgul iken ileride bulunan diğer kavas ve geriden gelen tediye memurları iki muh- telif istikamete, Gelik ve Zon- guldağa doğru dört nalle kaçma- ğa başlamışlardır. Haydutlar 45 bin liranın kâğıt olan 43 bin lirasını almışlar ve hendeklerden, su arklarından ge- çerek “Kokaksu,, dağlarına inmiş- ler ve her biri bir tarafa dağıl- mışlardır. Zabıta katillerin izi üzerinde Zabıta, geceli gündüzlü hum- malı bir gayretle bu kör düğü- mün ucunu bulmağa çalışırken bir ihbar karşısında kaldı. Muhbir, canilerin elebaşısı Ali çavuşun olabileceğini kuvvetle iddia edi- yordu. Derhal bütün şüpheler Alinin üzerinde toplanmış ve şiddetle aranmağa başlanmıştır. Haydutlar yakalanıyor Cinayetin altıncı günü katil Ali çavuşun © Kozlu sırtlarındaki fundalıklara saklandığını bir köy- lünün ihbarından öğrenen taharri memuru Nazım ve Abdullah efen- diler haydudun saklandığı çalılığa ihtiyatla yaklaşmışlar ve “Dav- ranma !,, ihtarile beraber taban- calarını herifin alnına dayamışlar- dır. Ali, mukavemetin faydasız olacağını anlayınca teslim olmuş- tur. Şerir cürmünü itiraf etmiş ve arkadaşlarını da haber vermiştir. Zabıta hemen o gün caniler- den Alhanlı Aliyi ve dostu Pa- muğu da yakalamıştır. Canilerin soyduğu paradan, Pamuk, hanı- mın dostu Alhanlı Alinin bisse- sine düşen 15 bin lira, Pamuğun Üzülmezdeki evinin O civarında gömüldüğü yerden çıkarılmıştır. Ele başılarının tevkifinden 24 saat sonra Şükrü ismindeki şerir de limanda yakalanmış ve “ Ko- kaksu ,, tarafında bir taş altına sakladığı (oOdört bin o küsur lira meydana çıkarılmıştır. Haydutlardan Ebuzer ve Hüse- yin dün mukavemet göstermeden teslim olmuşlardır. Istanbul ağ Bize de otomobil tutacak mısın ? Aarkasında parça parça kuma- şın altından sarkmiş kolsuz bir ceket, bacağinda dizden aşağı paça- ları şalvar bozması bir pantalon. Boydan boya yarılmış nasırlı tabanlarının altında paçavra par- çalarıle düğümlenmiş (kösele eskileri, Aylardan beri makas görmemiş kırçıl / saçları kirli bir yumak ensesine yığılmış, salyalı sigara dumanından iğrenç bir renk alan bıyıkları — çenesindeki ( sakallara karışarak ağzını tamamile kapamiş. Çehresi bir limon kabuğu gibi sapsarı, gözler sarkık kapaklarının arkasında çukura çekilmiş, sönmüş. Tam manesile, paçavralara sarıl- mış canlı bir kadit, bir kaltak. Kapalı çarşının üst tarafından bakırcılara çıkan daracık sokakta iki taraflı ufacık (dükkânların önlerine“ yiğılmış paslı, küflü demir parçalarını, makine kırık- larını birer birer süzerek kulla- nılmış ev eşyası satılan aralığa saptı. Onu karşıdan gören dükkân- cılar arasında fısıldaşma başladı. — Âşık geliyor. — Gene gözler dönmüş, dal- gada. Çok zengin ; bir ailedenmiş. Bir kaç apartman, bir iki dükkân ve rivayete nazaran bir kaç bin altın yalnız kendisine kalmış. Daha babası öldüğü zaman ipti- daide imiş, tahsili terketmiş. Hu- susi otomobil ile boğaz seyyahat- leri, sofra âlemleri, koca apartı- manları birer birer eritmiş; cazbant gürültüleri, kadeh şıkırtıları ara- sında sarı altınlar sessiz sedasız savuşmuş. Şampanyadan rakıya düştüğü zaman biraz kendine gelir gibi olmuş, fakat yeni cami avlusunda çifte kâğıtla esrar sigarası sarmaya başladıktan sonra kapmış koy- vermiş. ; Anlattıklarına nazaran şimdi bütün zevki eline geçirebildiği beş on paraile esrarı çekip eskici (o pazarlarında dolaşmak, satılan oeşyaları (o seyretmekmiş. Yattığı yeri de bilen yokmuş. Dükkâncılar anlatırken o da yanımıza kadar sokuldu. Kadit omuzlarının ortasına sap- lanmış bir çöp gibi incecik boy- nunu eğdi. Kirli sakalını bir yu- mak gibi avuçlıyarak dükkânın önündeki eşyayı dalgın dalgın bir müddet süzdükten sonra sönük gözlerini dükkâncıya dikti, sordu: — Benim karyola takımını ha- zırladın mı?.. Biliyorsun ya, haf- | taya düğün var.' Yandaki dükkânci gülerek atıldı. — Âşık, bize de otomobil tuta- cakmısın?.. Birdenbire sustu. Manasız bakış- larla hepimizi süzdü, kesik kesik öksüre, öksüre uzaklaştı!. eğe çe Bu asırda Ticaretin ruhu Reklâm! dır Malınızı çok satmak için Akşam'a ilân vermeniz kâfidir. Zira: AKŞAM Bütün Türkiyede en fazla satışı olan fi gazetedir Sırbistanda vaziyet çok fena Çifçiler yeryer hükümete karşı ayaklandılar Krallığı devirmek ve cumhuriyeti ilân için hafi bir cemiyet teşkil edildi Belgrat 18 ( Hususi muhabiri- mizden) — Yugoslavya hükümeti, dahili karğaşalıklar içinde sarsılı- yor. Diktatör, Ceneral Zifkoviçin iskatından sonra iktidar mevkiine geçen Marinkoviç kabinesi, mem- leketin bozuk vaziyetini düzelte- memiş oda Ceneral Zifkoviç gibi tam bir muvaffakiyetsizliğe uğra- mıştır. Esasen Sırbistanda dikta- törlüğün ilğası, Marinkoviçin ikti- dar mevkiine geçirilmesi, vaziyeti kurtarmağa matuf bir tetbirden başka bir şey değildir. Çiftci : buhranı ve muhtelif akalliyetlere tatbik edilen tazyıki siyaseti, yeryer halkın ayaklanma- sına sebep oluyor. Derbent mın- takasında, ayaklanmışlardır. Bun- ların kıyamı, ibtilâl şeklini al- mıştır. Bangaluka mevkiinde çif- çiler ile jandarmalar arasında vuku bulan kanlı müsademede iki taraftan üç kişi ölmüş 10 kişi de yanmıştır. Maktul köylülerin cenaze mera- simine otuz köy halkı iştirak etmiş ve hükümet (aleyhinde şiddetli tezahürlere sebep olmuştur. Bosna Hersekte vaziyet daha fenadır. Mostar mıntakasında da köylüler ayaklandığı cihetle, idarei örfiye ilân edilmiştir. Tulça köylüleri iki yüz kişilik bir çete teşkil eylemişler ve müş- tereken hareket etmek için bu sene çiftçilerile temasa girişmiş- lerdir. Dalmaçya sevahilinde de vaziyeti ayni vahameti gösteriyor. O tarafta da 40 köy halkı hü- kümet aleyhine (o ayaklanmıştır. Slavanyada ve Sırp makedonya- sında da kıyamlar vuku buluyor. Üsküp mıntakasında, köylüler bir çok çiftlikleri zabıt ve aralarında taksim eylemişlerdir. Bu kıyamın üzerine Sırbıstanın muhtelif yer- lerinde kütle kütle tetkikat yapı- liyor. köylüler tevkif edilmemek için dağlara kaçmakta ve çeteler teşkil eylemektedir. Şu noktada şayanı kayıttır ki bu çetelerin başında, münevverler ve içtimai mevkii olan adamlar bulunuyorlar. . Bundan birkaç gün evvel Sırbistan hükümeti idama mahküm edilmiş olan hırvat çiftçi mebuslarından biri, hırvat köyle- sg Tahtı sarsılan Yugoslavya kralı Aleksandr rinden birine çetesile girmiş ve ikibin köylüye hitaben gayet ateşli bir nutuk söylemiştir. Hükümet bunu haber alınca idama mah- küm sabık mebusu yakalamak için derhal o köye bir Jandarma müfrezesini (o göndermiş köylüler, o Jandarmalara (derhal ateş açmışlar ve sabık mebusun çetesile beraber kaçmasını kolay- laştırmışlardır. Köylüler arasında başlıyan bu ihtilâl hareketi, da- rülffünun talebesinede sirayet eylemiştir. Belgratta sık sık tale- be ile polisler arasında müsade- meler vuku buluyor. Hükümetin en büyük istinatgâhı olan “beyaz el,, cemiyeti hafiye- sine karşı “siyah el, namile bir cemiyeti hafiye meydana çıkarılması üzerine Maribor ve Zagrep şehir- lerindeki garnizon zabitleri ara- sında bir çok tevkifat yapılmıştır. “Siyah el, cemiyetinin (o gayesi krallığı devirmek ve cumhuriyeti ilân eylemektir. Memleketin dahili vaziyetinde hüküm süren bu tezebzüp, iktisadi vaziyete de sirayet etmiştir. Hükümet tahvilâtı 450 dinardan 157 dinara, emlâk tahvilâtı 32 dinardan yirmiye düşmüştür. 1848 senesinde teşkil edilmiş olan ve memlekette 48 şubesi bulunan “ Hırvatistan emniyet sandığı, iflâs etmiş ve Pasof, Vinika ban- kalarını da sürüklemiştir. Tuna bankasile Belgratta Gav ve Penger Kredi bankaları tatili faaliyet eylemişlerdir. isede nama Sokakları kül yığınları ile dolan bir Arjantin şehrinin manzarası Bundan iki hafta evvel Arjantinde indifaa başlıyan volkanların muhtelif şehir ve kasabalar üzerine kül yağmuru yağdırdıklarını ajanslar haber vermişti. Kül yağmuru bir kaç gün devam ettikten sonra durmuş, fakat bir çok şehirlerin ve köylerin caddeleri ve sokakları “kül yığınlarile “#lolmuştur.“Resmimizpvolkan indifaatından bir Arjantin. şehrinin sokaklarında:toplanan kül yığınlarını gösteriyor.;