Akabe hadisesi İngilizler Iraka asker gönderiyor İngiliz kuvvetleri vaziyetin tavazzuhuna kadar Irakta kalacaklar Londra, 21 (A. A.) — Reuter ajansından bildiriliyor: Ismailiyedeki (o Ingiliz (O kıtaatı Iraka gitmek üzere harekete hazır (o bulunmaktadır. Bu kıtaat Akabe mıntakasına nüfuz etmiş olan Ibni Rifada ile 400 kadar taraftarını yakalamak hu- susunda Hicaz askeri kuvvetleri ile teşriki mesai etmek vazifesi ile mükelleftir. Ibini Rifada ve taraftarlarının havalide uzun müddet mukavemet edemiyecekleri tahmin olunuyor. Zira ihtiyat kuvvetleri tükenmeğe başlamıştır. Kahire, 21 (A. A.) — Son dakikada /Ismailiyedeki (ingiliz kıtatının Iraka hareketlerinin tehir edilmiş olduğu haber verilmekte- dir. Sebebi henüz malüm değildir. Çünkü vücutlarını zaruri kılacak bir gün kargaşalık zuhur etmiş olduğuna dair hiçbir (Obaber yoktur. Northamptonshire alayına men- sup 500 kişi yarın tayyarelerle Bağdata gitmeğe amade bulun- maktadır. Bu kuvvetler Irak dahilinde vaziyetin tavazzuh ve tenevvür etmesine intizaren kısa bir müddet kalacaklardır. Yağmur vaziyeti Ticaret ofisi her gün rapor neşredecek Piyasada Konya ovasının yağ- mura mühtaç olduğuna dair bazı haberler çıkmaktadır. Bu haber- lerin sıhhati hakkında, alâkadar daireler nezdinde tahkikat yaptık, verilen malümata göre, Anado- luda © yağmursuzluk (o bakkında çıkan haberlerin mübaliğalı oldu- Şu anlaşılmıştır. Bu hususta, dün Konyadan ih- racat öfisine bir telgraf gelmiştir. Bu telgrafta, Toroslara yakın olan köylere bol yağmurlar yağdığı bildirilmektedir. Ihracat ofisi, Istanbuldaki zahire tacirlerini yağmur vaziyeti hak- kında, günü gününe haberdar etmek için, alâkadarlara her gün bir rapor verecektir. Esperanto kongresi Istanbul ticaret odası davet edildi Pariste beynelmilel ticaret odası marifetile bir esperanto kongresi aktedilecektir. Bu konğreye dünya Ticaret odaları davet olunmuştur. Bu meyanda beynelmilel ticaret odası, İstanbul ticaret odasının da, esperanto kongresine ( iştirakini temenni etmektedir. Geçen sene Pariste ticaret oda- ları kongresinde esperanto lisa- nının, ticari münasebetlerde kul- lanılmasına karar verilmişti. Bu seneki kongrede bu kararın tatbik şekilleri görüşülecektir. Istanbul ticaret odası bu kongreye iştirak etmek için, henüz bir karar ver- memiştir. Silâh ih taharriyatı Kadıköy Polis merkezi evvelki gece şüpheli semtlerde araştırma yapmıştır. Bu araştırmada Kemal ve Hüseyin isimlerinde iki kişinin üzerinde memnu ilâhlar bulun- muştur. (çe artıyor. Ekmek satışı Manavlar sebzeciler ekmek satamıyacaklar Ekmeklerin nasıl satılacağı bak- kında şehir meclisinin verdiği karar belediye riyasetinden alakadarlara bildirilmiştir. Bu karara göre sebze ve meyva satan (dükkânlar ekmek satamı- yacaklar, ancak ekmekler fırın- lardan başka münhasiren ekmek satan dükkânlarla bakkal ve ahçı dükkânlarında satılacaktır." Ekmeklerin muhafazasına mah- sus dolapların zemini mutlaka çinko ile döşenecek ve fırınlarda da ekmek konan yerler ayak altı olmıyacaktır. Ekmek narkı ne zaman değiştirileck? Zahire borsasındaki (o buğday fiatleri, ekmek O fiatini (tenzil edecek mahiyette görülmediğinden belediye yeni hafta ekmek fiatini henüz tayin etmemiştir. Bu itibar ile ancak yeni fiat yarından ve kabil olamadığı tak- tirde cumadan itibaren tatbik edilecektir. Francalalık unlar da mahsus derecede bir yükseklik vardır. Ekmek ihtikârı tetkikat evrakı Ekmek ihtikârı yapmakla maznu- nen adliyeye verilen ekmekçiler hakkında tahkikat noksan olduğu cihetle (o müddeiumumilik bunun ikmali için evrakı) belediyeye iade etmişti. (Belediye bu tahkikat ikmal etmiş ve evrak tekrar müd- deiumumiliğe göndermiştir. Otomobil akını EE Iktisadi buhrana rağmen dün- yada otomobillerin miktarı gittik- Bilhassa amerikada otomobiller gittikçe çoğalıyor. Resmimizde Nevyork sokakların- dan birinde bir otomobil akını görülüyor. Yugoslav türkleri 4 temmuza kadar beyenname vermelidir Yugoslavya'da emlâk ve arazisi olan kimselerin 4 Temmuz 1932 tarihine (Okadar işbu emlâk ve arazisinin bulunduğu mahal bele- diyelerine müracaatla beyanname vermeleri ve aksi taktirde hakla- rından (mahrum  edilecekleri Yugoslavyadaki muhabiri mahsu- sumuzdan bildirilmiştir. Yugoslavyada bu gibi arazisi olup da şimdiye kadar beyanna- me vermek suretile müracaatta bulunmuş olan vatandaşlarımızın bir an evvel beyannamelerini makamı aidine tevdi etmeleri menfaatleri iktizasındandır. GUNUN HABERLERDE | Çin - Japon ihtilâfı Cemiyeti akvam tetkik edecek Fakat kararını komisyonun gelmesine talik edecek Lausanne, 21 (A.A.) — Belçika hariciye nazırı ve Cemiyeti akvam büyük meclisi reisi M. Himans, bu gün Cenevreye giderek Cemiyeti akvam kâtibi umumisi ile birlikte 12 ler komitesinin ve büyük meclisin celselerine ait istihzarat ile meşgul olacaktır. Komite, 24 ve meclis 26 haziranda celselerini aktederek malüm oldu- ğu veçhile 12 inci madde muci- bince meclisin Mançurideki Lytton komisyonunun raporuna ıttıla kes- betmesi için tayin edilmiş olan 6 ay müddetin temdidi hususunu teemmül ve bu bapta bir karar ittihaz edeceklerdir. Pirinç zeriyatı Mersinin “ Tömük ,, köyü mın- takasında pirinç zeriyatına müsa- ade edilmiş ve Maraştan buraya gelen bir zat epeyce geniş mik- yasta çeltik ekmiştir. “ Tömük ,, köylüleri de ayrıca arazi ihzar ederek zeriyata başlemıştır. Bu mıntıkada çeltik zeriyatının faideli neticeler vereceği tahmin edil- mektedir. Bulgaristandan muhacir geliyor Geçen hafta zarfında Edirneye Bulgaristanın Kırcalı tarafından kalabalık muhacir kafileleri gel- miştir, Pancar böcekleri Babaeski panca pancarlarına musallat oldu Edirne, 20 — Vilâyetin pancar mezruatını ızrar eden Koleonos ismindeki böceğin zararına mani olmak üzere vilâyetten mülhakata tebligat yapılmıştır. Kanunu mah- sus mucibince tarla sahipleri ve mahsulâttan intifa görecek alâka- darlar bizzat bu hayvanatın izalesi maksadına matuf mücadele işile alâkadar olmaları iktiza ettiği Ziraat vekâletinden iktiza eden- lere bildirilmiş haşaratı itlâfa kâfi zehir bulunmadığından mücadele işinde henüz ciddi surette çalışı- lamamaktadır. Bu pancar böceği bilhassa Babaeski kazası pancar mezruatında ehemmiyetli zarar yapmıştır. Sterlin düşüyor Dolar fiatinde tereffü meşhut oluyor Londra 21 (A.A.) — Ingiliz lirası, son hafta zarfındaki suku- tuna devam ederek 92 frank olarak kapanmıştır. Bu tenezzül, burada temamile normal addedilmekte ve dolara karşı yeniden itimat gösterilmeğe başlanılması ile izah olunmak- tadır. Birkaç hafta evvel dolara ait endişeler, havadan satışlar yapıl- masına ve dolar mukabilinde bir çok ecnebi dövizlerinin satın alın- masına sebebiyet vermiştir. Fakat Amerika âyan meclisi ile Amerika reisicumhuru M. Hsoverin her ne bahsına olnrsa olsun büt- çenin muvazenesini kat'i surette temine azmetmiş olmaları dolara karşı itlmadı arttırmış ve mezkür dövizin mübayaasında bir miktar faaliyet meşbhut olmuştur. AKŞAM'ın tetrikası: No:149 (EZ Haziran 1935 © tefrikası: No: 149 A A 22 Haziran 1932 ZINDAN HATIRALARI REKLAMLAR ALYA DİREN İNE SALILIUEI Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : Münakaşa kızışmıştı Ali Kemal Ikdamın hücumlarına kanaat etmedi, bir iki makale daha yazdı, bunun üzerine Hüse- yin Cahit bey de (Şöhreti sehile) unvanlı bir makale neşretti. Hü- seyin Cahit key edebiyatı cedideye vaki olan hücumlara birer birer icap eden cevapları verdikten sonra: “Hakkınızdaki sözlerim biraz şiddetli düştü, sizi cidden incitti isem mazur görünüz, fakat itiraf ediniz ki buna siz, kendiniz sebep oldunuz, çünki ne vakitten beri bigayri hak (Eciş bücüş üdeba) (mektep çocukları) gibi tecavü- zatta bulunuyor, lâkırdıyı pek yüksekten söylüyorsunuz. Müstehzi bir lisanla - bu çesur mücahit ilmi hercümerç, tarihi tarumar etti, diyorsunuz, karilerin artık delil filân arıyarak hemen - Ooo, maşallah Paris muhabiri öyle yazmış, Cahidi öyle berbat etmiş ki sorma... Lâkin ne iktidar diyeceklerini düşünüyorsunuz. Uzakta olduğunuz için hakkı- nızda söylenen sözleri işitmiyor- sunuz. Ehibbanız da sizi bunlar- dan haberdar etmiyorlar demek olacak, kazanmak istediğiniz hal- de kaybediyorsunuz! Siz bugün üdebayı cedideden iki doktora (*) doktorluğunuza bakınız. Âsarı edebiye yazma- yınız, diyemezsiniz, demeğe hak- kınız olmaz. Şimdi biz bu suali size tavsiye ederek sorsak ki; sizin ne mesleğiniz var bakalım, Avrupada bulunuyordunuz, niçin bir meslek intihap etmediniz. Ne için her şeyden bahse kalkıştınız, hem bugün sayei şahanede işte Brüksel sefa- reti seniyesi kitabeti ile bekâm buyruldunuz, demek mesleğiniz sefaret kitabetidir. Ne için bu meslekte çalışmayor, niçin yazı- larınızı bu meslek dairesine has- retmiyorsunuz, niçin başka şeylere, her şeye karışıyorsunuz.. . Şöhreti sehile kazanmak istedikce © gülünç © oluyorsunuz, haydi farzedelim ki bizi de, her kesi de aldattınız, pek mühim, büyük malümatlı bir zat olduğunuza âlemi inandırdınız, acaba viçda- nınizı da aldatabilecek misiniz?,, * .. O zaman Tarablusgarp ve Fizan | zındanlarındaki jöntürkler bu mü- nakaşaları takip ederlerdi. Esa- sen edebiyatı cedide jöntürklerin bir sevgilisi idi. Her hafta gelen postanın getirdiği şeyler içinde aile mektuplarından sonra ilk açılan (Servetifünun) olurdu. Zındanların loş, rutubetli köşe- lerinde yeni gelen hikâyeler, şürler tadına doyulmaz bir zevk ile tekrar tekrar okunur ve gün- lerle bu dört duvarlar arasında hep aynı sesler, aynı nağmeler çınlar dururdu. Eski lider - yeni bir sahnede Meşrutiyeti müteakip Osmanlı meclisi meb'usanındaki faaliyetle- rile de meşhur Ismail Kemal bey Paris kongresini müteakip, bâttâ kongreden de evel Jon Türkler arasında tabii bir reis, bir (lider) hal ve tavrunu takınmış, epiyce bir zaman bu sıfat ve vaziyeti de muhafaza edebilmişti. Hâttâ o zaman (Osmanlı) gazetesinin Ci Cenap Şahabeddin ve Hüseyin Suat beyler. * ondan bahsederken (sevabıkı fa- hiresile milleti osmaniyeyi kendi- lerine medyunu şükran eden en güzide reclü siyasimiz İsmail Ke- mal beyfendi... ) Dediğini de unutmadık. Fakat bu hal çok devam etme- di. Hele prens Sabahaddin bey tarafından tahsis edilen yirmi beş bin frangın kısa bir zamanda, âdeta kaşla göz arasında yok oluverişi, sonra komite işlerinin sırf İsmail Kemal beyin'teseyyübü ve ihmali, hattâ zevk ve safaya kendini fazla kaptırması yüzünden karma karışık bir bale gelişi bu (En güzide recülü Osmaninin) etrafında toplananları birer birer, yavaş yavaş kaçırmış, böylece nüfuz ve itibarının zeval buldu- ğunu gören ve anlıyan İsmail Kemal bey de Paristen uzaklaş- mıştı. Paristen © uzaklaşmıştı, fakat hırsını yenemiyen bu zat ne olursa olsun iş başından uzaklaş- mak niyetinde değildi. o, ber zaman, her yerde bir (reis) bir (amir) ve (şef) olmak gayretinde idi. Avrupanın hemen hemen her tarafını dolaştı. kâh bir köyden, kâh büyük bir şehirden habeleri geliyordu. Bir müddet sonra Bal- kanlara gitti, Balkanlar o sırada çeşit çeşit komitecilerle, her mes- lekten, her renkten işgüzarlarla, anarşistlerle dolu idi. Ismail Kemal bey bir takım Balkan (o komitecilerile , © sonra Arnavut dere beylerle, Sırp çete- cilerile temas etti. Ne yapmak istediğini doğru dürüst kendiside bilmiyordu. (Yalnız bir şeyler yapmak) istediğini itirafından da çekinmiyordu. Bulgarlarla bir türlü uyuşamadı. Çünki onlar proğramlarını çizmiş- ler, yollarını tayin etmişler, çok- tan faaliyete (geçmişlerdi, Ismail kemal beye bir kıymet ve ehem- miyet vermediler, Sofyadan, Pa- riste Rahmi beye yazdığı bis mektupta Bulgarların aleyhinde atıp tutuyor, Balkanlarda en uysal, en uslu akıllı ve yola gelir insan- ların Rumlar olduğunu iddia ede- rek, Atinaya hareket etmek üzere olduğunu bildiriyordu. Mtna.. ne güzel memleketi Filhakika çok geçmeden Ati- naya gitti. Orada etrafını saran ne oldukları belirsiz bir sürü (siyasi ), (komiteci ), (gazetesiz gazeteci) vesaire ile günlerle düştü kalktı. Bazı yunanlı zengin- ler, tabii hep birer maksadı mah- susla Ismail Kemal beye ziyafet- ler verdiler. Bir dolap dönmeğe başlamıştı. Fakat işin aslını faslını bilenler arasında her halde Ismail Kemal bey de yoktu. Fakat o Parise (yazdığı (mektuplarda: (Atina... Ne güzel memleketi) diyor. Yunanlıların gördüğü hüsnü kabule karşı ne derece min- nettar kaldığını asla tarif edemi- yeceğini ilâve ettikten sonra: “İşte iş görülebilecek muhit ve mekân... Bu cin gibi insanlarla teşriki mesai ettiğim için ne kadar memnun olduğumu tasavvur ede- mezsiniz... Yegâne teessürüm bu hususta şimdiye kadar gecikmiş olduğumu düşünüşümdür... ) diye bitiriyordu. (Arkası var )