e aaa i ile 12 Mayıs 1932 E Bahrı gam... — Dün gece radyo dinledim. — Neler duydun? — Spigerin öksürüğünü, keke- lemesini ve Rusyadan avdet eden zevatın isimlerini yanlış söylemesin. — Başka? — Refik Ahmet beyin konfe- ransını: Vaktiyle türkçede acem ve arap kelimeleri varmış, fakat şimdi türkçe saf olmuş. Ve aynen şöyle bir saf türkçe konuştu: Bazı arap ve acem lisanile meluf z:vat hâlâ türkçeyi iyi konuşa- mıyorlar... İşte maruzatımı hitama erdirdim | Dünkü gazetelerde, telsiz tele- fon şirketinin şu havadisini oku- duk: “Bu gece radyoda Münir Nu- reddin beyin konserini dinliye- ceksiniz. ,, Arkadaşlardan biri söylendi ; “Düştü gönül bahrı gama cup- padak!..,, Nezaket Orman bekçisi avcıya yaklaştı, kemali nezaketle selâm verdi: Affedersiniz efendim, bir kale- miniz var mı? — Var. Para — Lutfen verir misiniz? Karşılaştık. — Buyurun. — Böyle neşeli nereden geli- — Şimdi isminizi (adresinizi söyleyin. — Nefaset lokantasından. — Ne olacak? — Yemekleri iyi mi ? — Zabıt varakası tanzim ede- — Enfes, birgün - paran olduğu — Ay ay ayl. Neye böyle bağırıyor?... ceğim, burada avlanmak mem- bir gün- seni de götürürüm. — Görmüyor musun, piyano çalan kuyruğuna basıyor! nudur. yorsun ? ——> Rica Ne olsa selâm vermem, Yüzüme bakmayınız! Sebebini söylemem; Sormaya kalkmayınız!.. Konuşup gevrek gevrek; | Tatlı, tatlı gülerek. Eğilip bükülerek, Kalbime akmayınız!.. Ayrıldım artık zizden, Ricam şu, hepinizden.. Koşarsam peşinizden; Fırsat bırakmayınız!.. | Demeyin bana çapkın, Uslandım şimdi bakın; Adımı fakat, sakın Kılıbık takmayınız!.. — PE — Abmet beyin karısını çoktan tanırsın değil mi ? — Onu daha ihtiyarlığından tanırım, gençleşmiş maşallah !.. ÖLÇÜ I | Ahmet efendi ile Mehmet efen- | Kurban Gü — Istanbulu Nev York'un ortasına bıraksanız hemen kaybolur. — Amma yaptınız, Amerikalılar hırsız mı? OLSAYDI... Ci Fatma hanım Doğru kızını evlendir- | di. Düğününden di çocukluk ar- Muallim talebeden birine çıkıştı: — Ben artık süt içmiyorum | bir hafta sonra kadaşı idiler ve — Sana ceza vereceğim. Vazi- azizim, çok berbat... yeni evliler ara- çocukluklarından| feni yapmamışsın. — e bayılıyorum. sında geçimsiz- beri de birbirile —Siz ceza verirseniz ben de hü- — Amma yaptın ha... İL i Jerdi kü ükaf, l yl — Vallahi | bayılıyorum, one ik başladı. geçinemezlerdi. ümetten mükâfat alırım, öyleya Ahmet efendi | vazife kurbanıyım bir terzi dükkânı ii didi Biliyor i ; Bir Marsilyalı ile Parisli trende e eek yolculuk ediyorlardı. o Marsilyalı > tuhaf hikâye anlatmak istiyor, fakat Parisli: “ Biliyorum ,, diye zaman içsem ağzım sulanıyor! Damat pürhid- RE > det k lde- Tarihi kadim YİD ZU şısına — Baba, neden İIysa ölüp dirilince evvelâ kadınlara götün- SE Sb müş ? — Bu çekilir — Dirildiği çabuk duyulsun diye!| şey değil artık!. sında bir terzi 2 ET > — Kim? dükkânı açtı. li g k du : B see —— i m “Ahmet ile Mek eğ Ledi iki kızı varmış, Odada m amg kemere tali vr z i KE ei — Biliyorum. karısına sordu: vi Günde e sen açıktı. — Vaktiyle bir kadın bir köpek — Bu şapka nerden geldi? kere SBA buk- Bu reka ö ef. | almış... .— İçine bak, şapkacının adresi | 7/47! geçiriyor. aralarındaki zıd- — Biliyorum. yazılıdır! ği — Sona? diyeti arttırdı. — Karın seni arkadaşınla K — Tuvaletten, Her vesile ile | aldatıyor.. RE e > para sarfetmek- kavgaya başla- — Biliyorum... — Fena. Sp. ten başka bir dılar. — Iyi dinle, karın sana ihanet — Ne gibi? şey düşünmüyor. Uzaktan uzağa | ediyor, hikâye değil. — Bazı kancık rakipler var, — Sonra?... atışıyorlardı. Kİ Biliyorum, hem de eski mallarını makul fiyatlarla satıyorlar. | — Daha ne is- Bir gün Ahmet | hikâyedir! efendi haykırdı: — Çık meyda- nada boy ölçü- tiyorsumuz; Baris lar çekilir şey mi? < z he — Eğer çekilir — Cebinde bu ipekli gömleği buldum. şelim / i şey olsaydı, ev- — Şey... karıcığım... şey... Mehmet efendi lendirip başım- — Beyhude kekeleme... Çok güzel bir gömlek, kumaşına bayıl (hemen metrosunu | dan atar mıy- dım, kumaşı nereden aldığını doğru söyle seni affedeceğim. çıkardı : dım? — İpekiş'ten 1. — Ölçüşelim / Zİ — Ölürsem dünyada ismim kal- e v : Eardeş payı 5 İN i Hava mıyacak, Annesi iki çocuğuna seslendi: Çocuklar alıp gittiler. Biraz Büyüğü cevap verdi ; — Kızımın piyanoda çaldığı — Ismin nedir? — Gelin, reçelle (ekmekleri | sonra anneleri seslendi: — Ettim anne, ekmekleri kar- | hava çok serttir... — Ahmet! alın da aranızda pay edip yeyin.. — Pay ettiniz mi? deşime verdim | — Karayel mi? İ