12 Mayıs 1932 Akşam Sahife 5 Yeni itilâflar Eşya mübadelesi için müzakere Yunanistan ve Bulgaristan ile anlaşıyoruz Yunanistan ve bulgaristanla eşya mübadelesi için, yeniden birer ticaret muahedesi yapılaca- ğından bahsetmiştik, o aldığımız malumata göre, yakında bu maksatla şehrimizde Bulgar ve Yunan Oo murahhaslariyle (o birer ictima aktedilecektir. Bunun için, ticaret odasında hazırlıklara başlanmış, iki komis- yon teşkil edilmiştir. Birinci komisyon Yunanlılarla yapılaçak ticaret muahedesinin esaslarını hazırlıyacaktır. Bu ko- misyonda ihracat ofisi müdüri Camal, oda ikinci reisi Habipzade Ziya, Nizameddin Âli Nemlizade Miat, balıkçılık müfettişi Şevket, oda umumi kâtibi Vehbi, Hakkı Ne- zihi, Moreli zade Nail, : Nurullah Esat beyler ve Hüseyin Hüsnü Emir Paşa bulunacaktır. Bulgarlarla yapılan ticaret mu- ahedesi komisyonunda şu zevat vardır. Ticaret odası reisi Nemli zade Mitat, ikinci reis Habip zade Zıya, oda umumi kâtibi Vehbi, Nurullah Esat, ihracat ofisinden rapotör Avni, Habip Edip, mubtelit mübadeleden Mitat, balıkçılık müfettişi Şevket, fabri- katör Şakir beyler... Her iki komisyon, cumartesi günü ticaret odasında toplanacak- tır, Komisyonlar Yunanistan ve Bulgaristanla (yapılacak ticaret muahedelerinin esaslarını hazır- lıyacaklardır. Verilen malümata göre Bulgar ve Yunan murahhas- ları gelecek hafta içinde şehrimize geleceklerdir. Ticaret muahedeleri için Bulgar ve Yunan murahhaslarile içtima- lara ayın 21 inde başlanacaktır. Ziraat sergisi Hazırlıklar faaliyetle devam ediyor Ziraat . sergisi (o hazırlıklarına devam edilmektedir. — Serginin çiçek kısmile, Lütfü Arif Obey meşgul olmaktadır. Çiçek kısmı, şimdiye kadar Istanbulda görül- memiş bir şekilde tezyin edile- cektir. Sebzecilik okısmile Hulki bey meşgul olmaktadır. Bu sene sergiye daha çok müessese iştirak etmektedir. (Bunlardan masraf alınmıyacaktır. İştirak eden mües- seseler arasında Millet çifliği de vardır. Sergide ziraat aletleri, bahçe- vanlığa ait makineler,“ aletler de teşhir edilecektir. Acele mübayaat Dahiliye vekâletinden gönderilen formül Hususi idareler ve belediyeler için 932 senesi temmuz bidaye- tine kadar acele olarak tedarikine lüzum görülen eşyanın ihale şart- vamesine vaya mukaveleye ilâve edilecek matbu formül dahiliye vekâletinden vilâyata gönderil- miştir. Buformüle göre ihalenin bede- li olan mebaliğe tekabül edecek kıymette türk mahsülât ve ma- mulâtından bir miktarının müba- yaa ve ihracının temin edileceği taahhüt olunacak ve mübayaa ve ihracına ait taahhüdün icrasına haşlandığını göstermek üzere ti- caret teamülüne göre muteber bir mukavelename yapılmış oldu- gunu mübeyyin noterlikçe mu- saddak bir nüsha komisyona gön- derilecektir. e Doktorlarımız Atinada tıbbi Balkan haftasına giden heyet avdet etti Istanbulda toplanan ikinci Bak kan konferansında izhar edilen temennilere tevfikan Atinada beş mayıstan dokuz mayısa kadar Balkan haftası namile bir içtima tertip edilmiş ve bu toplantıya Balkan memleketlerinin (omüte- hayyiz doktorları iştirak eyle- miştir Içtimada omemleketimizi / tıp fakültesi muallimlerinden Doktor Necmettin oRifat ve Gülhane muallimlerinden operator Murat Ibrahim beyler temsil eylemiştir. Müzakerelerin (o esası Balkan memleketlerini müştereken alâ- kadar eden sıhhi meselelerin daha kolay ve pratik ve bütün Balkan memleketleri için daha faydalı bir şekilde halli ve bu meyanda Balkan memleketlerinin tıbbi ce- miyetleri ve münevver tabakaları ea münasebatın takviyesi idi. Murahhaslara Atina belediyesi tarafından Kifisiada bir öğle ye- meği, tıp fakültesi reisi Prf. Kat- sara ve etibba cemiyeti reisi Dr. “Vilaviyanos,, tarafından birer mükellef akşam yemeği verilmiş bu ziyafetlerde Atinanın ileri ge- len doktorlarından maada hasta bulunan sıhhiye nazırı Dr. Papas yerine bahriye nazırı Argiropulos Balkan konferansının başlıca reis- lerinden sabık Yunan mebusan reisi Papanastasyo Balkan hükü- metleri mümessilleri ve diger mühim zevat hazır bulunmuştur. Tıbbi Balkan haftasında bulunan murahhaslarımızavdet etmişlerdir. Tardieu kabinesi Fransız kabinesinin istifanamesinin metni Paris 11 (A.A.) — Dün öğle- den sonra reylerin tasnifi esna- sında Versaillesda bir kabine içtimaı aktedilmiştir. Hükümet erkânı, reisicumhur, âyan meclisine muvasalat ettiği zaman M. Tardiecu tarafından müşarünileyhe verilmiş olan aşa- ğıdaki istifanameyi (o imzalamış- lardır : Hükümetin istifanamesini tak- dim ederken, riyaseti cumhurda vukua gelen her tebeddülde kabine tarafından verilen istifana- meyi, kabine erkânını memuriyet ve vazifelerine yeniden nasp ve tayin eden kararnamelerin takip etmesi suretindeki ananeye riayet buyurmamanızı reca ile kesbi şeref eylerim. İntihabatın netayicinden anla- şıldığına göre ekseriyetle vukua gelen tebeddül, . kabinenin hal: hazırda ki ağır mesuliyetlere karşı koyabilmesi için lâzım olan ser- bestii hareketten bizi mahrum etmektedir. Hali hazırda her gün memleketi istikbali için bir takım taahhüt- lere sokacak mukarrerat ittihazını zaruri kılacak mahiyette gayet mühim beynelmilel müzakereler cereyan (etmektedir. & Mesalihi cariyenin temşiyeti için emrinize âmade bulunuyoruz. Bu muvakkat vazifeyi, menfaatı umumiye namına mümkün olduğu kadar kısa olması kabul ediyoruz. Müstafi kabine, salim bir va- ziyet, sükün ve intizama kavuş- muş bir Fransa, temin edilmiş bir emnü selâmet, sağlam ve el sürülmemiş bir para, bütün fır- kaların tasvibine mazhar olmuş sulh ve tamirat siyaseti bırakılmış olduğundan dolayı mağrur ve müftehirdir. Bu teminatın muhafaza edilme- sini temenni ederiz. ,, GÜNÜN HABERLERİ temennisile M. Lebrun Yeni fransız Reisicumhuru M. Lebrun iyi sapan kul- lanır, kardeşi elân çifçidir Paris, 11 — Pariste çıkan Intransicant ( gazetesinin bir mu- harriri yeni reisicumhurun doğ- duğu köye giderek hâlâ orada oturan ve çifçilik yapan kardeşile görüşmüştür. Merçy Je Haut is- mindeki bu köy 337 nüfusludur. Ve denizden 360 metro yüksektir. © Muharrir, Reisicumhurun kar- deşi Gabriel OLebrune © inek sürülerini suya götürürken tesadüf etmiştir. | Gabriel ineklere su verdikten ve hayvanları ahıra kapadıktan sonra gelmiş ve mu- harrirle görüşmüştür. Lebrune ailesinin evi küçüktür. Reisicumhur Oher sene yazın buraya gelir ve bir müddet kalırdı. Gabriel demiştir ki: — Reisicumhur da benim gibi sapan kullanır. Hattâ geçen yazda bize epi muaveneti dokundu. İşlerimizi gördü. Çünkü tarla ilşerini sevmekten hiç bir zaman farig olmamıştır. Hem tarla işlerini görürken haylazlık ta etmez. Bizler ameleyiz. Karılarımız da bizim gibi ameledir. Bundan sonra M. Gabriel Leb- run, Reisicumhurun çocukluk fo- toğrafilerini veremediğinden do- layı itizar beyan etmiştir. Bu fotoğrafiler harp esnasında kay- bolmuştur. Gabrel “Bombardıman bize dört dıvardan başka birşey bırakmadı,, sözlerini ilâve etmiştir. Manisada sıcaklar Manisa, 11 (Hususi) — İki gündür müthiş sıcaklar devam ediyor. Dün ilk mektepler sıcaktan tatil ettiler, Ihraca izmirden bir hafta içinde ihraç edilen eşya 30 nisandan 6 mayısa kadar muhtelif ecebi memleket liman- larına olan ihracatımız kilo olarak berveçhi atidir : Üzüm (14500), valeks (208000) mazı (4750), palamut (555741), çam fıstığı (570), deri (6590), kepek (267000), halı (2237) me- yan kökü (40749), afyon (11257), balmumu (2048), kumdarı (16175), sicim (6800), hurda incir (1000), ceviz ağaci kabuğu (112'), arpa (250000 ), zeytinyağı (1273), me- şin (520), yumurta (123500) adettir, Avusturyada Kabine istifa etti, buhran halledilemiyor Viyana, 1l — Avnsturya ka- binesi istifa etmiştir. Yeni kabine teşkilinde müşkülâta tesadüf edi- liyor. Bir kısım mebuslar meclisin feshini istiyorlar. Viyana, 11 ( A. A. ) — Gece yarısından oyarım Saat sonra fırkalar, biç bir netice elde edemeden, dağılmışlardır. Heimwehrenler, ancak Styrie nacağı oObir kabineye (iştirak edecektir. Siyasi o vaziyet, son derece gergin telâkki olunmaktadır. hıristiyan sosyalist fırkası, kabineye iştirakten imtina edecek ve me- suliyeti fesih taraftarlarının üzerine atacaktır. O zaman buhran; bir memurlar kabinesi teşkiline doğru gidecektir valisi M. Rintelerin başında bulu- | Milli meclisin feshi taktirinde | AKŞAM"ın tefrikası: No: 108 12 Mayıs 1932 ZINDAN HATIRALARI BRL ALEL BE ML AE Rİ Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : x Sabahaddin beyin nutku Sabahaddin bey yavaş yavaş yerinden kalktı ve sakin bir tavurla söze başladı: — Efendiler, ilk defa olarak kâffei anasırı osmaniyeden müte- şekkil olmak üzere inikat eden şu içtimai millimiz üç gecelik heyecanlı bir hayattan sonra sonuna (o yaklaşıyordu. o Şükran ve iftiharla ( söyleyebiliriz ki muhtelif emellere hizmet eder gibi görünen akvamı osmaniyenin müdafi hukuku bili istisna ve kemali vuzuh ile beyan ettiler ki müdafaa ettikleri hukukun muha- fazası ancak devleti osmaniyenin muhafazası ve tamamiyeti mülki- yesine riayet edilmesi ile kabil olabilir, Bugün vatanımız bir arzuyu istibdat ile dehşetli bir arzuyu hürriyete (o cidelgâhı (o müşterek teşkil ediyor... Dün Romanya, Sırbistan, Kara- dağ, Bulgaristan, Rumeli şarki ve Girit için vukua gelen müdahale- ler yarın Anadolunun göbeğinde, paytahtimızın kapısı önünde icra edilecek, o binaenaleyh her ne suretle olursa olsun bu müdaha- lenia önüne geçmek lâzım; bu ne ile olacak? Sadamızı işittirmek ve dinlettirmek ile... Fakat bu sadayı işittirmek için Avrupaya evvelâ kendi sadasını işittiğimizi isbat etmek iktiza eder. Onun için umum anasırı Osmaniye azasından mürekkep bir heyeti beldiye ile vatanımızda arzuyu umumiye rağmen ferman- fermayı istipdat olan hükümeti hazırayı icrayı ıslahata .ve tasdik ettiği muahedatın ahkâmını mevkii tatbike koymağa davet eylemesi için düveli muazzamanın . vesateti hayrıhahanelerine müracaat eyledi- ği cümlei vezaifi vatanperverane- miz ıktizasından addederim. Prens Sabahaddin bey, böylece yine müdahalei ecnebiye fikrini ortaya atıyor. Fakat buna (vesa- teti hayrıhahaneleri.. ) Tabiri ile daha hafif bir şekil ve mana veriyordu. Ve azadan bir çoğunun yavaş yavaş sinirlendiklerini his- ettiği için, şöyle devam ediyordu: Avrupanın Oo muavanetine müracaatı bazı vatandaşlarımız haysiyeti milliyemize menafi ad- dediyorlar. Samimiyeti vicdani- yelerinden zerre kadar şüphe etmediğim muhterem vatandaşla- rımızın bu fikirlerini tazim ede- rim. Ancak aradaki ibtilâf feridir.. Devletimiz geçen asırların cüm- lesinden ziyade kanunu terakkiye tabi olan asrımızın cereyanına külliyen muhalif bir istikamet takip etmektedir. Kendisine ihta- ratı makule ve meşruada bulu- nanlar zindanlarda çan veriyorlar. Bu halde asrı hazır cereyanı fikrisinin piştarı olan garbın umuru dahiliyemize müdahalesi bir emri tabiidir. Tabii olan bir hareket ise süküt ile geçiştirilemez. Eğer sadamızı cihanı medeniyete karşı bütün anasırı Osmaniye ile hem- ahenk olarak işittirebilirsek işte o zaman harice karşı olan vazi- femizi ikmal etmiş oluruz... Dahile gelince, bu vazifemize bir hudut tayinini bile büyük bir küstahlık o addederim. Çünkü o vazifemiz bitemez. Hayatımızın bitmesile de bitemez. Ölürken o vazifeyi evlâtlarımıza terk ede- ceğiz... Devletlerden isteyeceğimiz mua- venet bir müdahalei askeriye mi olacaktır? Prens Sabahaddir bey dönüyor dolaşıyor, hissiyatı bir haylı okşa- dığına kanaat: getirdikten sonra gene bu bahse avdet ve: — Efendiler, diye devam edi- yor, tarihin şehadetine müracaat ediyorum. Kaç defalar mülkimizin kaç parçası haberimiz bile olma- dan elimizden alınmıştır. Giridin vatanımızla alâkası kesilirken Te- salya ovasındaki askerlerimizin naşı bile henüz soğumamıştı... Bugün düveli muazzamanın İstan- buldaki sefirleri cidden ve müt- tefikan hükümeti hazırayı mil leti Osmaniyeye ve düveli muaz- zamaya karşı ettiği mevaidi ifaya davet edecek olsa bu ' hareketi insaniy&tkâraneye hangi kuvvetin karşı geleceğini göremiyorum. Nazım beyin sözleri Nazım bey haylı zamandanberi söze başlamak isteyen bir hal ve tavurla, âdeta sabırsızlanarak oturduğu koltuktan kalktı ve söze başladı: — Bizim buraya toplanmaktan maksadımız, hissement olduğumuz felâketi hazırayı def için en mü- essir çareyi bulmak, vetanımıza, vatandaşlarımıza hizmet etmektir, gaye bir olduğu halde, biz ikiye ayrıldık. Siz milletiu himmetini vaktin nezaketile mütenasip gör- mediniz, Avrupanın tevassutunu istemek tarafını iltizam ettinizl, Nazım bey, tok, sert söyli- yordu. Böylece salonda bir başka hava esmeğe başladı. Dinleyenler, daha iyi işitmek ister gibi otur- dukları (o yerlerde e bir az daha doğruldular, O, ağır ağır, her kelimenin hakkını vererek devam ediyordu: — Biz, o ecnebi o tavassutunu istemedense kendi kuvvetimize, kendi himmetimize (o hasrı emel etmek yolunu tuttuk. Sizi Avru- panın tavassutuna müracaat etti- ren bir sebep de şüphesiz Ermeni vatandaşlarımızın teveccühünü ka- zanmak onlarla bir zemini ittifak hazırlamak omülâhazasıdır. Böyle bir (ittifakın Oo memleketimizce faidesini pek büyük gördüğüm için sizi ne kadar tebrik edersem bu ittihada iştiraktan mahrum olacağım için kendimi o kadar bedbaht addederim!... Nazım bey alaymı ediyordu... Yüzü o kadar ciddidi ki böyle bir süphe derhal sönüyordu... O halde bu sözlerin manası nedir?... Nazım bey — Acaba ermeni vatandaşlarımızla birleşmek için bu Avrupa dilenciliğinden başka bir rabıtai ittihat bulunamaz mı? Prens Sabahaddin bey, çok nazik kelimeleri, cümleleri uzun uzun dikkat ve itina ile seçerek, tartarak konuşmağa alışmış olan genç prens bu tok ve sert ifade- den sinirlendiğini gizlemek iste- dikçe, yüzüne bakanlar görüyor- lardı ki o da, kardeşide taraftar- ları da Nazım beyin sözlerini, mümkün olsa kulaklarını tıkaya- rak işitmiyecekler.. Fakat o, söy- liyordu ve şimdi ermeni mebus- lara hitap ediyordu: — Ermeni vatandaşlar, .. Sizin, itirafınız veçhile milletimizde ida- rei meşrutayı temin edecek bir kuvvet göremediğinizden avrupa nın size bahşettiği muahedattan başka bir istinat notanız yoktur... (Arkası var)