— 3 > 409 > <2 © gönderilen makaledir Spor maglübiyetinde aynı nakarat Son dedi kodular dolayısile federasyon reisi Ahmet bey spor muharrirlerine ve oyunculara fena halde hücum ediyor Milli fotbol takımımızın son yaptığı maçlarda taktik hatası varmış, çift W sistemini öğrenme- den tatbikine kalkıştığı için şöyle olmuş, eğer öyle olmasa imiş böyle olurmuş.. Gelen Macar ta- kımı B. milli takımı değilmiş, binaenaleyh şunu şöyle, bunu böyle yapsa imişiz galip gelebi- lirmişiz.. Bu derme çatma takım mağlüp edilemiyecek bir takım değil imiş. miş, miş, miş... Her ecnebi futbol maçında mağlüp Oluruz ve akabinde de 'bazı futbol omünekkitleri ayni nakaratı tekrar (o ederler. Fakat maalesef asıl hastalığa kimse parmağını dokunduramaz, ondan korkar, çünkü doğruyu, hakikati yazanlar cahil, kör ve u..rdut telâkki edilir, istihzaya alınırlar, binnetice mevkileri, nü- fuzları | sarsılır, (o (yuvarlanırlar. Yahut münakkitler hastalığın ne olduğunun farkında “değildirler, Ağızdan dolma malü:nat ve salâ- hiyetleri onu farketmeğe müsait değildir. Bazı gazetelerin spor muharrir- likleri bazı oyuncuları şişirirler, şişi- rirler ve o kadar mübalağa ile büyü- türler ki, zavallı ve gafil oyuncular kendilerini hakikaten bir şey zannederler ve vücut işlerinde bomboş olan kafacıklarına bir “Ben!,, liktir yerleşir o ve fena “ ben! , lik yerleştikten sonra da kâinata kuş bakışı bakarlar , bu işlerin (oalâka- darlarını, gelen her antrenörü artık beğenemezler, onları alaya alırlar. Çalışmazlar, çalışmak lüzu- munu hissetmezler. Çünkü, onlara kendileri o kadar yüksek tanılmış- tır ki, öğrenmek, çalışmak onlar için bir tenezzüldür. Federasyon kurs açar, ders verdirir ; derss tenezzül oede- mezler, antreneman yaptırır, - bu zahmetten müstagnidirler. Kursa devam edenler milli takım kadro- suna ismen dahil kalırlar. Müsaba- kaları gene o pürihtişam oyuncular yaparlar. Hele onlardan biri ihmal edilsin !... kıyametleri koparırlar, ihanet, rezalet, milliyetsizlik.. Her şeyi oihmalkâr (?) lara yükletir, Ingiliz sicimi ile yamanır. Çünki o oyun mevkileri onlara ba tapu ve kaydı hayat şartile mintara- fillâh babşedilmiştir. Bu haşmetlü oyuncular ecnebi takımlara karşı partıyı kaybettik- leri zaman derhal taraftarları imdada yetişirler, bin bir dereden bin bir çeşit su (getirerek kabahati (başkalarına (atarlar. Bianaenaleyh zavallı oyuncuların maglübiyetlerden ders almaları imkânı da bu arada boğulup gider... Hele bu seferki temas yep- yeni bir şah eser doğurdu; herkes bamiyetli, herkes milliyetperver, herkes vatanperver ve sportmen imiş de meğer yalnız alâkadar federa- siyon bu meziyyetlerden mahrum, şunun, bunun kâr ve kesbini temine memur bir bazırkân meclisi imiş de haberimiz bile yok imiş?!.. Zavallı münekkitler, acemi tarf- girleri; işten, işin cereyanından bihaber, macar federasiyonun mek- tuplarından bihaber, mesuliyeti üzerine almış bir federasiyonun sa- lâhiyet ve mesuliyetinden bihaber. Yalnız pür satvet ve maharet oyuncuların mağlübiyetinden do- gan teessürü umumiyi başka kanallerden başkalarının üzerine yüklemeği düşünüyorlar. (Şimdi hastalığı teşrihe el birliğile çalı- şalım. Bilâ istisna bütün futbol- cular esaslı bir surette yetişme- dikleri, hazırlanmadıkları vücut kifayetleri bu işe kâfi gelmemek- tedir. Binaenaleyh çift V değil ya dört V, sekiz V, yüz sekiz V sistemlerini su gibi öğrenseler dahi kuvvetli bir takım karşısında mağlübiyete mahkümdurlar; çünkü her hangi bir sistemi, bir usulü tatbik için bir kuvvet, bir kudret lâzımdır. Futbolcularımız da ise bu noksandır...' Bu noksanı ikmale futbolcu çalışmaz, klüp aldırmazsa buna federasiyon ne yapsın, antrenör ne eylesin! Hakikat acıdır. Fakat, zararın neresinden odönülürse kârdır. Futbolcularımızı mütevali mağlü- biyetlerden kurtarmak için yapı- lacak yegâne iş şudur: Evvelâ vücut terbiyesi. Saniyen atletizm ile vücut ka- biliyet ve kifayetinin arttırılması. Salisen futbola başlanması. Halbuki temas ettiğim futbol uleması, bir gencin futbola futbol ile başlaması lâzım geldiğini ve ancak bu suretle futbolun incelik- lerinin, tekniğinin o öğrenilmesi mümkün olduğu kanaatindedirler. Bilâ istisna bütün futbol koda- manları onları kemale eriştirecek olan atletizme düşman gözüile bakıyorlar, bir çok yüksek kabi- liyetli vücutları futbol sahasında öldürüyorlar. Bu kokmuş, zehirli zihniyet gömülmedikçe, doğru yola giril- medikçe, memlekette atletizm Sporlarının anası ve ilk kademesi mevkine kadar yükselmedikçe futbolumuz daima mağlübiyete, yarın doğabilecek olan bir Man- çuri, bir Tibet, bir Cava, bir Ma- lezya futbol takımına karşı bile mağlübiyete mahkümdur |.. Gerçi bu yol bazılarının gu- ruruna, bazılarının o şöhretine, bazılarının menfaatine, bazılarının “allâme,, liğine dokunur, bazıla- rının kâr ve kesbine zarar verir. Fakat, ne çareki yegâne selâmet yolu bu yoldur... Şunu, bunu bin bir çeşit safsa- talarla tenkit ederek lekelemeğe çalışacağımıza tarafgirliği bıraka- rak el birliği ile sportmence, mertçe hakikatları bağırarak genç- liğimize lâyık oldukları tenkitleri yaparsak, bilmediğimiz işlerde meydanı bilenlere brakırsak böyle mağlübiyetlere Omaruz kalmak ihtimallerini azaltmış oluruz. Ve illâ felâ... Güreş federasaonu reisi ve atletizm federasyonu ikinci reisi Ahmet Fetgeri , Avusturya milli takımı Macar milli takımını şayanı hayret bir tarzda maglüp etti Macar milli takımına 8 gol atan Avusturya milli takımının kaptanı Blum Italya milli maçından evel ( Blum 58 kere milli forma giymiş bir oyuncudur) Kim derdi ki, macar A milli takımı'8-2 gibi bir hezimete uğrıyabilirdi... Avrupa takımlarının en kuvvetlilerinden biri olan ma- car milli takımına Avusturyalılar tam sekiz gol attılar. Müteaddit defalar ayni Avusturya takımile berabere kalmış, haltâ mağlüp etmiş olan macar A milli takımı- nin uğradığı büyük hezimete (gayrı tabii netice) demek doğru olur. Vakıa bugün bütün Avrupanın en kuvvetli milli takımına malik olan Avusturyalılar Ingiltereyi bile tehdit edecek dereceyi bulmuştur. Fakat nede olsa Macar takımı gibi dünyanın birinci sınıf bir milli takımına karşı bu neticeyi almak tabii değildir. Avusturya takımı geçende Jtalya milli takımını an- cak bir gol farkile yenebilmişti. Hem Italya - Avusturya maçı Avusturyada (yapılmıştı. (Fazla olarak İtalyan takımı bazı kıymetli oyuncularını sakatlandıkları için oynatmamıştı. Macarlar Avusturya ile hem ayar olan İtalyanlarlada bir çok defalar berabere maç yapmışlardır. Velhasıl mukayese- mizi ne taraftan yaparsak yapalım, Macarların altı gol farkla yenil- melerini tabii göremeyiz. Avrupa münakkitleri bu neti- ceyi hayretle kayderken Macar sisteminin işlediği takdirde, pek zorlanmadığı zamanlar iş göre- bildiğini ve bir tarafı söküldüğü vakitler çorap söküğü gibi sonuna kadar çözüldüğünü ilâve ediyor- lar. Avusturya milli takımının Macarlara karşı oynadığı maç merkezi Avrupa kupası müsaba- kalarından hariç bir oyundu. Çünkü Macarlarla Avusturyalı- ların arası geçen sene yaptıkları maç neticesinde açılmıştı. Merkezi Avrupa kupası maçlarına dahil olan bu iki millet arasındaki ibtilâfın halli ve Macarların tekrar Avrupa kupası maçlarına avdet edebilmeleri için yapılmış olan bu hususi müsabaka dolayisile de Avusturyalıların .merkezi Avrupa kupasını kazanmaları ihtimali çok olduğu belli olmuş oldu. Mıntıkaya boykot Yine nizamname tefsirciliği Futbol federasyonu Istanbul mıntakasını boykot etti. Başlıca faaliyeti, nizamnamenin muhtelif maddelerini alâstiki bir tarzda tefsir etmekte gören mıntıka reisi yine beyannamelere başladı. Şimdi yine federasyonun mıntı- kayı boykot edip edemiyeceği hakkında maddeler karıştırılıyor. Çok nizamperver görünen Or- han bey, nizamnamenin muğlak maddelerini karıştırmadan evvel sarih bir maddesini hatırlıyarak o meşhur tebliğini vermemeliydi. Nizamnamenin kir maddesinde hey'etlerin yekdiğeri aleyhinde neşriyatta bulunması, tebliğler vermesi memnu olduğu açıkca yazılıdır. Bütün Türkiye futbol kuvvet- lerini idare mevkiinde bulunan bir federasyonu efkârı umumiye muvacehesinde haksız yere itham eden bir heyetin hakikatı belli olduktan sonra da tevillerle işi kurtarmağa savaşması dünyada nadir görülen garibelerdendir. Ne yazık ki, bu çirkin hareke- tin daha şiddetle tecziyesi için nizamnamede oboykoltan başka bir madde bulunmamıştır. Balkan kupası hazırlıkları Haziranda Belgratta yapılacak Balkan kupasına iştirak edecek olan milli takımızın kamp hazırlığı henüz başlamamıştır, tahsisat ve levazım hususunu ikmal edeme- miş olan futbol federasyonu ya- kında kamp faaliyetine hakkile geçecektir. Şimdilik kamp hazırlığının proje- leri tespit edilmektedir. Bu me- yanda milli takımın (B)J kadrosu mevzubahs ve | A | kadrosu mu- ayyen olan milli takımın (B| grupuna geçecek oyuncular hak- kında görüşülmüştür. Kolej müsabakaları heyeti tertibiyesinden : Bebek Kolej sahasında icrası mutad büyük beynelmilel atletizm müsabakalarının 3 üncüsü 3 hazi- ran Cuma günü icra edilecektir. 20 Mayıs 932 Cuma sabahı aynı sahada seçme müsabakaları yapılacaktır. Program: 100, 200, 400, 800, 1500, 3000, koşular ve 110 m. manialı, Yüksek, uzun, üç adım, sırık, cirit, disk, gülle, bayrak yarışın- dan ibarettir. Müsabakalara girecek atletlerin isimlerini behemehal 15 mayısa kadar kaydettirmeleri mercudur. Zavallı Karpantiye Milyonlarını yiyen bu boksörün hali Bir zamanlar bütün dünyaya nam salmış olan meşhur Fransız boksörü' Karpantiyenin çok sıkıntı çektiği hatta geçinmek için tekrar boks yapmak arzusunda olduğu söylenmektedir. Amerikalı meşhur Demsey ile yaptığı dünya şâmpiyonluğu maçı ve bir çok galibiyetlerle milyonlar kazanmiş olan Karpantiye takri- ben on milyona baliğ olan ser- vetini temamen bitirmiştir. Şim- di çok sıkıntıda kalan Karpan- tiye yeniden boksa avdet için çalışmaktadır. Iskoçya kupası 110,000 seyirci Geçen çarşamba Glaskov da yapılan İskoçya kupası final ma- çında 110,000 seyirci bulunmuştur. Glaskov Rangers Kilmaruock'i (3 - O) yenerek kupayı kazanmıştır. Bir maçın hasılâtı 18 milyon frank Haziranda Amerikada yapılacak dünya boks şampiyonluğu maçının hasılâtı 18,750,000 frank tahmin edilmektedir. Bu milyonlara balig olacak hasn lâtı maç Amerikalı Şarkey ila Stribling arasında yapılacaktır,