e Nisan 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA Bir buçuk günlük bir seyahate dair notlar Ankarayı on bir senedenberi ilk defa olarak, evvelki gün ziya- ret ettim, Şimdi, tekrar Istanbul- dayım... Dimağımda, seyahatin uğultusile karışik ne derin inti- balar var... Bir insan, bir çocuğu her gün görürse, onun 'büyüyüp büyüye- mediğini anlıyamaz; halbuki, kun- dakta bıraktığınız bir yavruyu on bir sene sonra görürseniz, şaşa kalırsanız. Onun gibi: Hükümet (o merkezimizi o komşu kapısı aşımdırırcasına mütema- diyen o ziyaret (o edenler onun ne büyük değişiklik (o arzet- tigini benim kadar hissetmemiş- lerdir. Hayretettim: Nerede eski Ankara, nerede şimdiki ?... 1921 senesinde, Ankarada, dört mü- nevyer, ancak bir ermeni kadını- nın topraktan evinin mutfak aralığını iltimasla - yirmi firaya - yatacak yer olarak bulabilmiştik. Şimdi ise, Türkiyenin en medeni şehri, - bilâ münakaşa - Ankaradır. Onun kâgir modern ve şık bina- larının onda biri bile Istanbulda yok... Nihayet Türklerin de böyle bir şebri olduğunu görmek - sade bu fikir bile ) - İnsanı müteheyyiç ediyor. Mektepte okuduğumuz sıralarda, vatan muhabetti, bizlere, ne ters, ne yanlış şekilde öğretilirdi: Güya, biz, bu toprakları, her yerden daha güzel olduğu için severmişiz.. Bu yerler gibi yerler, dünyanın biç bir tarafında yok- muş.. Memleketimiz, ziraattaki ünbitliğile, erazini lak hazaini gayrı mekşufesile - maden- Jerile - misli menendi bulunmaz bir memleketmiş.. Umumi harpte öğretilen şarkı da akıllardadır: Bu gök, bu denez nerede war? Nerede bu dağlar, taşlar? Bu ağaçlar, güzel kuşlar... Tih... Cumhuriyet devrinde, vatan muhabbeti, şüphesiz ki, bu ken- di kendini aldatış şeklinde değil- dir. Elbette, dünyanın bir çok yerlerinin .denizi, dağları, taşları, kuşları , ağaçları , o maden- leri, © toprağının (o feyzübereketi bizim memleketinkine kat kat faiktir. Şayet vatan muhabbeti güzelliği sevmek olsaydı, İsviç- re'yle Iskandinavya'ya ve Fransa'- nın cenup sevahiline bayılmanız, Sakaryanın aktığı topraklardan nefret etmemiz lâzımgelirdi. Rur havzasını, Donbas madenlerini Dumlupımardan daha sevimli gör- meliydik. Ankara oşebrinin, yanındaki çifliğinin, ve Etimesut nümune köyünün bir çöl ortasında yaratı- lışı, şimdi, vatan muhabbeti mef- humurun me derece değiştiğini size anlatır: Zira, buraların tabiati, güzellik meclübu bir peyizajist ressamı her halde galeyana geti- , civarının hattâ yirni beş sene | karşı - düşmanlık umdemiz ol- E. 8,448 1020 5,8 5,6 2 149 e KE Be SİA eskisi | gibi kendimizi | ©vvel ağaçlarla hayli kaplı oldu- | malıdır. Şimdiki vatan muhab- (Ve 42 S09 01: Ie asi 202 yi en il ye. aldatmıyorez. o Vatanımızın bu | Şunu söylüyor. Bir taraftan keçi, | betimiz bilhassa bunlara karşı Idarehane: Babıâli civarı memiş, temdi EYE e halde çok çirkin olduğunu biliyor, | bir taraftan balta, memleketi | düşmanlık şeklinde tecelli etmeli. Acımusluk sokağı No. 13 let komisyonun bu talebini na; onu güzelleştirmeğe çalışıyoruz! harap etmiş. Fakat, nebatları | (Vâ - Nü) dikkate almıştır. Hayat pahalılığı Belediye iktisat müdürü raporunu verdi Balediye iktisat müdiri Asım Sürayya bey bir müddettenberi hazırlamakta olduğu raporunu vali ve belediye #eisi Muhiddin beye vermiştir. Rapor yirmi iki sabifeden Oo mürekkeptir. o Asım Süreyya bey ihtida, Istanbulda geçinme şartlarını tetkik etmek- tedir. Bundan sonra hayat paha- lılığı var mıdır, yok mudur? Istan- bulun hususi iktisadi şartlarına göre hayat pahalilığını yapan nelerdir? Bunlara karşı ne gibi tetbirler alınmalıdır? Suallerine cevap yeriliyor we İstanbulda geçinmeyi (o kolaylaştırmak için belediyenin alacağı tetbirler izah ediliyor. Muhiddin bey raporu tetkik etmeğe (o başlamıştır. | Muhiddin bey tarafından da tasvip edilirse raporun tatbikine başlanacaktır. Ancak yeniden tabsisat lâzım gelirse o zaman şehir meclisine müracaat edilecektir. Naki bey Milânodan geliyor Iktisat vekâleti umum ticaret işleri müdüri Naki bey bir kaç güne kadar İtalyadan şehrimize avdat edecektir. Naki bey Milâ- noda 'beynelmilel ticaret ve sanayi sergisinde, türk pavyonunun küşat resminde bulunmuştur, üzerinde kasatura bulundu Galatada Mehmet Nureddin isminde birisinin üzerinde büyük bir kasatura bulunmuştur. Nured- din adli i i bir zat demiştirki: — Anadolu, saçları dökülmüş bir başa benzer, Kenarlarında tenebbüt vardır; ortası dazlaktır, cavlaktır. Ankara'ya trenle saatlerce bir tek ağaç, bir tek ot görmiyorsunuz. Hâttâ, onbir sene evvel atla seyahat ettiğim sırada, atımızı, bağlayacak bir yer bulamamıtıkta, uyuduğumuz esnada bayvan; bacağımıza bağla- mağa mecbur kalmıştık. Su başları altı saatten altı saateydi. Bu sefer de, tren o penceresinden, bakarken vihayet ilk ağaç gru- puna rasladım. Maalesef, yanında eli baltalı bir adam vardı. giderken ma muta- ediyordu. Kompartimanımda bir hassıs ecnebi seyahat Bu zat, Keçi düşmanı: Ankara | Alpan ŞEHİR HABERLERİ Terkos işi Belediye mahafili ne diyor? Terkos şirketinin yeni tesisat vücuda getirmek üzere olduğunu yazmiştık. Bu hususta belediye muhafilinde şu mutalâa ileri sürülmektedir : Terkos tesisatının satın alınması kararı bir emri yakidir. Esasen şirket mukavele mucibince tesi- sattaki noksanları tamamlıyarak tesisatı ona göre teslim etmeğe mecburdur. Kanun, belediyeye bu tesisatı mübayaa etmek hak- kını vermiştir, Kanun tadil edilir ve hükümet te mübayaa için tah- sis edilen paranın bu işe veril- mesini tehir ederse tesisatın mü- bayaası da geri kalır) Fakat şimdilik böyle bir sebep mevcut değildir. M. Castelno bu neş- riyat ile şirket meclisi idaresini tatmin etmek ve şirketin buradaki faaliyetini göstermek (gayesini takip ediyor. İhtilâs maznunu Bir seneden beri aranan biri tutuldu Alemdar polis merkezi Salih efendi isminde birini otevkif etmiştir. Salih efendi maliye memurluğunda bulunduğu sırada bir ihtilâs cürmünden maznunen hakkında tabkikat yapılmış ve bu esnada kendisi de ortadan kaybolmuştur. Bir sene devam eden tahkikat ve araştırma neticesinde kendisi- nin son zamanlarda Sultanahmet civarında bulunduğu anlaşılmıştır. Salih efendi hakkında esasen tevkif müzekkeresi kesilmiş ol- duğu cihetle kendisi. doğruca tahrip oOeden keçi, baltadan daha muzurmuş... Anadolunun ortasını keçi kelleştirmiş ... Fran- sa'da keçi aleyhinde kanunlar varmış. o Ormanları (muhafaza kanunlarımıza keçi aleyhine mad- deler ilâvesinden de bahsetti. Türk şehirleri için onümune fideliği olan Ankara'yı; ormanla- rımız, ekinlerimiz ve .davarlarımız için nimune fideliği olan Gazi çiftliğini, köylerimiz için nümune fideliği olan Etimesut köyünü bu arik ve dazlak memleketin orta- |! sında büyük fedakârlıklarla ve muvaffakıyetle yaratırken, henüz sulak ve münbit olan mütebaki yerlerin, balta, keçi we ihmal yüzünden (harap (olmamasına çalışmalıyız. (o Baltaya, < keçiye, ihmale - bir kelimeyle tahribe | Adaların su derdi. Vali Muhiddin B. bugün izahat verecek Büyükadaya yapilan elektrik tesisatının küşat resmi yapıldığı gün Vali Muhiddin beyin nut- kuna cevap veren şehir meclisi Adalar azası Emin Âli bey, Ada- nın su ibtiyacı icin Vali beyin nazarı dikkatini celbetmişti. Emin li bey bu mevzu etrafında şehir meclisinin geçen içtimamda şu mühim takriri vermiştir : “Adalar elektriği, inkâr edil- mez ki valimiz Muhiddin beyefen- dinin ve şehir idaresinin en meş- kür ve muvafık hizmetlerinden biridir. Umumun bu husustaki memnuniyet ve şükranlarını beyan ederken o muhitin daha müb- rem, daha nâkabili tehir bir ibti- yacına temas etmeğe mecbur kalıyorum. Istanbulun en güzel ve en ma- mur köşelerinden biri olan adalar, bugün su gibi en iptidai bir ibtiyacını a: tatmin etwiyecek rubu asır evvelki Kazoğlu suyuna hasret çekecek elim bir mevki- dedir, Kanaatimce Adaların su ihtiyacı iki safhada tetkika değer. Biri, mevsimin takarrübü hasebile mu- vakkat ve acil tedbirler, ikincisi, su meselesinin esasından halledile- cek cezri çareler heyeti muhtere- melerinin tasvibine iktiran ederse bu takririmizin en yakın bir celse ruznamesine (o alınmasını ve bu bapta ne düşündükleri, ne yapa- cakları hakkında meclisi tenvir etmelerinin vali beyefendiden te- mewni edilmesini teklif ediyorum. ,, Vali ve belediye reisi Muhiddin bye Emin Âli beyin bu takririne meclisin bugünkü celsesinde ce- vap verecektir. Emin Âli bey, Büyükadanın kir derdine temas etmiş oluyor. Ümit ederiz ki vali, bu günkü şehir melisi içtimaında Adalıları memnun edecek müspet ve kat'i izahat verirler. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş GAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » — m” Abono ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş kur ruşluk pul göndermek lâzımdır. Zilhiççe 15 — Kasım :166 5, İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı | kirpik yerine bir kaç tane yay | bir servi. Bu servinin iki tarafına Miras yedilik Elimize kalemi alınca ilk akla gelen şey kübik yazılarla alây etmektir. Halbuki (o şöyle enine boyuna düşünecek olursak kübiz- min senelerce evel bizim memle- ketten çıktığını görürüz. Bundan yıllarca evvel yazılmış şiirleri alıp okuyun. Onlarda ne kübik bir tarzda tarif edilmiş güzeller göre- © ceksiniz.. Biz en güzel kadınları iki badem, bir hokka, iki keman, iki kiraz ve buna benzer birkaç yemişten istifade ederek pek güzel, pek âlâ, pek rana anlatabiliriz. | | Göz yerine iki badem alın,. Ağız yerine şık bir mürekkep hokkası... Kaş makamında ba- demlerin üzerine ikikeman resmi yapın... Yine bademlerin etrafına koyun... Yanak makamında elma... Boy, bos yerine ;kocaman da kol yerine iki asma kabağı... Pardon... Çehre daha tamamlan- madı... Ağzın, yani hokkanın iki tarafına dudak makamında iki kiraz koymağı da unutmayın... i İşte size yeryüzünde şimdiye kadar çizilmiş olan yeni çi tabloların en kübiği... Yeni z- da en ziyade ifrata giden res- samlar bile kübik bir tablo yap- i tıkları zaman bu dereçe ileriye Sı gitmemişlerdir. Avrupalıların : — Kübik!. Kübik!, Diye tım yırım © yırtındıkları atalarımız senelerce evvel ya; mışlar. Biz kübizm mirası y. bahtiyarlardanız.. Az şey mi b Kübizmin mucidi biziz. Hikmet Feridun 58 na Iş kanunu Ticaret odası tetkikat devam ediyor Ticaret odasında iş Jâyıhasını tetkik eden komi henüz işini bitirememiştir. yon kanun hakkında, bir müesseselerin fikrini sormuştu Şimdiye kadar nakliye mü leri, bir iki çimento fabri komisyona Omoktai (naza bildirmiştir. Bu müesseselerin atin: göre, hükümet tarafından yapılan iş kanunu, iş verenle iş al arasında bir ahenk tanzim edecel mahiyettedir. Yalnız esasa k etmemek şartile bazı maddele tadili arzu edilmiştir. Deri ve kumaş fabrikaları müz fikirlerini bildirmemişlerd Ereğli kömür şirketi de, iş kanı hakkındaki fikirlerini bir xapo komisyona bildirmiştir. A.B, — gocuğu gördün mü? Tıpkı baba- .Sina benziyorl... “Yanımızdan geçen — Dalgın mi? A.B, — Hayırl Amca Beye göre... — Kıvırcık saçlı mı? A.B. — Hayırl — Büyük ayaklı mı? A.B. — Hayır... .. Elinde kâğıt, kalem bab gibi boyuna hesapla meşgul...