7 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

7 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z5 iş Sahife 6 Siyaset dolaplarında dönen rüşvetler Üçüncü Sultan Osman şehzadeyi zehirletti mi? Bahir | Paşa kendi oyunundan düşüyor. Ragıp Paşanın Fransa sefareti kasasına borcu nasıl ödendi ? Avrupada yedi sene muhare- besi başlayınca dünkü düşmanlar kola'ca bu günün dostları, müt- tefikleri olmuştu; devletin yüksak menfaatleri âlicenabane ve kahra- manca mazariyat ve hissiyata tabi tutulamıyacağına yeni deliller gös- teriliyor, Avrupada yeni siyasi ve muhasım zümreler vücut bulu- yordu. Babıâli O hemcivar (o devletlere zararı o dokunmıyacağını temin ediyordu; yalnız devletialiye siya- seten İngiltere grubuna temayül eylemişti. Bütün bu siyasi hercü- merç içinde Babıâlice mülken tazminat almak ve kaybedilmiş yerleri istirdat eylemek yolunda adım atılmadı; Prusya ile aktedi- lecek bir ticaret muahedesi mü- zakeresine girişmekten başka bir siyasi faaliyet gösterilmedi. Bahir Mustafa paşanın da ikinci sadareti sekiz buçuk aylık bir zamana münhasır haldı. Üçüncü Sultan Osmana hiç bir vezir yaranamıyor, dayanamıyordu. Istanbul ahalisi yaşça en büyük şehzade olan Sultan Mekmedi > üçüncü Sultan Ahmedin oğlunu vmumen seviyordu. Bu şehzade hastalığı duyulma- dan âni olarak öldü. (29 rebiül- evvel 1180 - 22 kânunuevvel 1756) Halk bu ölümün sarayca bir ze- hirlenme neticesi olduğuna hükm- etti. Verjen hükümetine gönderdiği bir raporda bu hâdise dolayısije sarayın altüst olduğundan, hadım ağalarından, kadınlardan boğulan- lar, denize atılanlar, gemilere bin- dirilerek meçhul semtlere gönde- rilenler bulunduğundan bahsetti. Istanbul ahalisinden beş bin kişi şehzadenin cenaze alayında hazır bulunarak kalbi hislerini “ envar teveccüh ve teessüfle ,, gösterdiler. Bahir Mustafa paşaya tesmime mâni olmadığ için ta'an edenler, kendisini Cem sultanın tesmimi omeselesinde (o zimethâl Koca Mustafa paşaya benzetenler oldu. Üçüncü Sultan Osmanın birkaç ayda bir sadrıazam değiştirmesini şebzadeleri itlâfa razi (o olacak birisini bulmak maksadına atfe- denler vardır. Her halde bu hâdisede hakikat anlaşılmadı. Hasıl olan şüphelere yapılan dedikodulara feda edil- mesi lâzım bir kurban gibi, Ba- bir Mustafa paşa bu şehzadenin ölümünden yirmi gün sonra azledildi. Brhir Mustafa Opaşa kendi oyunundan düşmek suretile hale- fini de Sultan Osmana kendisi göstermişti : Sultan Osman gibi havasına tabi bir padişahın harekât ve sekenatında ciddiyet ve istimrar, takip ve sebat fikirleri aramak bit- tabi beyhude idi; hiç beklenmiyen bir dakikada efkârında sebepsiz te- beddüller Oo müşahede olunurdu. Mustafa Paşayı zaten sevmezdi; ber hangi bir vahim ve vesvese yabut haber ve hiddet üzerine onu makamından atmakta hiç tereddüt etmiyeceği şüphesizdi. Mustafa paşanın bu defaki sa- daretinde makamının nüfuzunu sujistimâl ile 7000 yedibin kese kadar para topladığı söyleniyordu. Mevkiini en ziyade tahkim etmiş addolunduğu bir sırada yalnız böyle bir şayia Sultan Osmanın kendisini azletmesine kâfi geldi. Padişah birgün Şam valisi ve emirülhac Azım zade Es'at Paşayı tebdil eylemek ister; Sadrazam Mustafa Paşaya Şam bir valiye muhtaçtır. Hac emaretini idare eder vüzeradan kim vardır? Diye sorar. Mustafa paşa istir- kap eylediği Halep valisi Ragıp Mehmet paşanın böyle mühim ve gaileli bir iş ile işgalini zaten düşünmekte idi; bu fırsattan he- men istifade etmek ister; bu iş için Ragıp paşanın diğer vüzeraya rüçhanına telmih ve işaret eder. Sultan Osman - Ragıp paşa ühdesinden gelir mi ? Mustafa paşa - Mebdei saltanatlan beri vüzera silkinde bulunanlardan hiç birisi onun kemalâtı insaniyesi derecesine varmadığı muhakkak- tır. Akıl ve rüşte, fartı zekâda, tedbiri umurda yegânei zamandır! Soltan Osman - var Şamı tev- cih kıl! Padişah bu hitap ile meclise nihayet verir. Sadrıazamın Ragıp Paşayı bu tarif ve tavsifi üzerine Sultan” Osman derhâl fikrini de- giştirmişti. Ragıp Paşa hakkında göklere çıkarılırcasına yepılan bu medih- ler onu: — Böyle akil vezir sadrı dev- lette istihdam olunmalıdır. Mülâhazasına sevketmişti. Bu âmi düşünce üzerine Sultan Osman hiç vakit geçirmiyerek Ragıp Paşaya sadaret müjdesini isâl eylemek için bir hasekiyi yola çıkarı. Bahir Mustafa paşa bir gün divandan avdetinde gene saraya davet ve enderuna celbe- dildi; Kızlar ağasının odasında biraz beklettirildikten sonra ken- disinden mührü hüwayün alındı. (20 rebiülâhır 1170- ii kânunu- *sani 1757.) Bahir Mustafa Paşa Balıkhaneye, birgün sonra Rodosa gönderildi. Ragıp Paşanın sadarete gelmesi siyaset umurunun vecih ve şek- tirmedi. Müşkül ve dikenli vaziyeti içinde gayreti artan Verjen fırsat düşür- dükçe hatır ve gönül avcılığı ediyordu. On üç sene evvel reisülküttap bulunan koca Ragıp paşa daha Ragıp Mehmet efendi iken Fransa elçisi Katsellan zamanında sefaret kasasına mevdu bir tereke esma- nından 5000 (beş bin) kuruş (1J istikraz eylemişti; Fransa Kıralı alacaklı mevkiine kendisi geçmeyi tercih eyleyerek bu parayı verseye ödemişti. Verjen bu borçtan mütebaki kalan 2500 (iki bin beş yüz) kuruşun senedini sefarethane ka- sasında bulmuştu. Ragıp Paşa sadrazam olunca Verjen ödeneceğini zaten ümidet- mediği bu borcun senedini bir altın kutuya koydu; pek edibane yazılmış bir mektup ile ve Ragıp paşa damadı Hüseyin ağa vesa- tetile sadrıazama takdim etti, Ragıp paşa bu nezaketten pek mütehassis olarak evvelâ yalnız kutuyu saklayıp senedin muhte- viyatını ödemek arzusunu izhar eyledi; fakat sonra ya kendisi yahut kâhyası tarafından paranın ey b | barektleri resimde gösterilmiştir. linde hiç bir tahavvül husule ge- | Müvazeneyi muhafaza için erke- I gin eşinin elini Akşam 7 Nisan 1937 1932 dansı | 1932 dansı namiyle yeni bir dans icat ( edilmiştir. £ Mucidi Mis Vacanidir. Gelecek mevsi- minen mergup dansı olacağı tahmin olunuyor. Yeni dans polka ile fakstrok ( arasıdır. Başlıca ve belini nasıl tuttuğuna dikkat etmelidir. Kalecik-Irmak arasında bir tren yoldan çıktı Çankırı, '5 (A.A.) — Bugün Istanbula hareket eden tren Ka- lecik-İrmak arasında yoldan çık- mış ve yalnız lokomotif devril- miştir. Nüfusca zayiat yoktur. Avrupa ile telefon muhaberesi Ankara 5 — Avrupa ile telefon mükâlematının Bükreş vasıtasile icrası için posta idaresi ve Bük- reşin alâkadar makamları arasında cereyan eden müzakere müsait bir safhaya dahil (Oolmuştur. Ankara - İzmir telefonunun ikmali hazirandan sonra kabil olacaktır. kesede tutulması terç sefarete borç unutuldu. (2| Verjen Hüseyin âğaya da ayrıca bir altın saat hediye etti (3). Haremi için zarif kumaşlar isteyen reis Avni Mehmet efendinin de arzusunu yerine getirmeyi kendi- sine vazife bildi. Süleyman Kâni edildi; (1) Tahminen 850 Altın. (2) Verjenin raporundan. (3) Kutu ve saatin bahası 500 kuruş, Bili defterdekiler Başlıca merakım artistlik, o... dram artistliği idi.. | “Bugün 25 yaşında olsam her halde sinema artisti olurdum, Elli, atmış basamak merdiven çıkmış, üçüncü kata gelmiştim. Bir kat daha var. Böyle apartmanlarda, yüksek binalarda gelde asansörü arama. Hele yemeği yeryemez, tok kar- nına hiç hoş değil. Deyme baba- yiğitin harcı olmasa gerek. Elektrik zilini basarken hem soluk alıyor, hemde bunları düşünüyordum. İçeri girdik. Bu- yurun! dedikleri odada, önüme ilk tesadüf eden kanepenin östüne oturmuşum. Her şeyden evvel biraz nefes... Üç, beş dakika geçti, geçme- di; şimşek çakar gibi fakat daha kuvvetli ve parlak bir ziya pen- cereden içeriye çaktı. Çok geç- meden bir daha, Bu sefer yüzüm- de parlamış ve gözlerimi almıştı. Bu da nesi? diye bakınıyordum. Meğerse! kadıköy vapurunun projöktörü değil mi imiş? Pencereye yaklaştım. Ne man- zara” yarabbil... Önümde çarşaf gibi deniz. Sol- da iskeletinin aydinlıkları, karşıda Haydarpaşa istasyonunun elekt- rikleri, dalga kıranın kırmızı, yeşil lâmbaları; daha geride Ahırkapı feneri , o İstanbulun (| ışıklarını sokaktan otomobil, otobüs glak- sonları işidiliyor. Serezli Yusuf Muhlis paşa ah- fadından Zekiye Celâl hanım- efendi, bu Raif bey apartımanına yeni naklettiklerinden bahsederek daha, iyice yerleşemediklerini söy- liyor, omerdiven ( yorgunluğunu, apartımanın darlığını ilâve ediyor, arkadan Opencereden ( dışarısını göstriyor : — İşte bu eziyetlere razi olma- mızdaki hikmet! diyordu. Ben de kanaat getirmiştim. Her güzelin bir kusuru olmaz mı ya? Daha doğrusu, gülü seven dikenine katlanmaz mı? Öteden, beriden, âfaki sözleri müteakip maksadımı anlattım ve kalemi ele aldım. Zekiye hanım lütfen birer birer söylediler, ben de yazdım. 1 — Çamlıcayı severdim. O zaman oranın kendine mahsus ne hoş halleri ve eğlenceleri olurdu. Libadede, Büyük, Çamlıcada, Milletbahçesinde, oBağlarbaşında mesire yerleri, incesazlar; bazıla- rında tiyatrolar; köy düğünleri. Yazın buraları çok eğlenceli olurdu. Kışın çok gezmezdim. Ekseri- yetle evde otururdum. Şimdi sinemayı seyiyorum. gü- zel dramları gider, seyrederim. 2 — Oturmak için semt olarak kışın Cağaloğlu yazın gene Çamlıca; Evimiz Cağaloğlunda olduğundan belki buraya ünsiyet etmiştim. Çamlıcayı da demin söylediğim sebeplerden, ayrıca (o havasının, suyunun; manzarasının güzelliğin- den tercih (oederdim. Kolaylık noktai nazarından bence apartı- man eve müreccahtır. 3 — Çok roman okurdum. (Para kuvveti), ( Sevda faciaları), ( Kızıl sihribaz ) gibi romanların hepsini okumuşumdur. Saza da meraklıydım. Fakat asıl, başlıca merakım ne idi bilirmisiniz? Ar- tistlik, yani dram artistliği. Aileden, oahbaplardan bazı akranlarım, hep toplanır, tiyatro oynamağı tecrübe ederdik. İşi, yavaş yavaş, eni konu ilerlettik. Bilhassa benim çok muvaffak olduğumu, arkadaşlarımdan üstün bulunduğumu söylerlerdi. (Zavallı Çocuk) taki Şefikayı, (Vatan) piyesinin Zekiyesini çok güzel oynardım. O zaman bu piyes yasak. Kitabı bir kenarda ele geçirmiştik. Bunu, içimizde yabancı yokken, kendikendimize, gizli gizli oynardık. 4 — Pek genç erkeği sevmez- dim; ağır adamı da istemezdim. Esmer, uzun boylu, şen, 30 yaşın- da kadar bir erkeği beğenirdim. 5—Gençlik ve servetin hasretini çekiyorum. Evvelce ikisine de maliktim. Günler ve seneler birin- cisini, bazı hayat tahavvülleri ve ümit edilmiyen vak'alar ikincisini elimden aldı. 6 — Bugün 25 yaşında olsam bir sinema artisti olurdum. Bu, pek zevkimi okşıyor. Dediğim gibi bu yolda istidadım da var. Zannediyorum ki herhalde mu- vaffak ta olabilirdim. Sermet Muhtar Bir kahvede eroin bulundu Beyoğlunda Derviş sokağında bir kahvede eroin içildiği haber alınarak dün gece polisler tara- fından araştırma yapılmıştır. Kah- vede paket halinde bir çok eroin ile henüz ne oldugu anlaşılmayan 57 tane hap bulunmuştur. Kahveci yakalanarak (tahkikata (O başlan- mıştır. Uzunçarşıda bir. bakkal dükkânı yandı Uzunçarşıda Hasan ve Rıza efendilere ait bakkal dükkânından dün gece yarısı yangın çıkmış ve dükkân temamile yanmıştır. Polis tahkikatında (dükkânın 2000 liraya sigortalı olduğu anla- şılmıştır. Yangının sebebi tahkik edilmektedir. Emlâk sahipleri! Üzüntü ve zahmet çekmeden Çok irat almak isterseniz Emlâkinizin idaresini UMUM EMLÂK ACENTESiNE tevdi ediniz! Bahçekapı, Taş han No. 20-21-22 Telefon : pu Ye 20307 — Posta kutusu: 653 İstanbul m

Bu sayıdan diğer sayfalar: