1 Nisan 1932 Akşam SERBES SÜTÜN İmlâ meselesi 23 mart 1932 tarihli nüshanız da “İçtihat ,, “ Hakimiyyeti Mil liye , ve “Muhit, in orijinal ini- lâları atlı mekaleyi okudum. Buna dair pek muhtasar mülahazami arz ve gazetenize dercini rica ediyorum. Hiç bir kimse ve makam imlâ- mızın kemali mutlaka vasıl olmuş olduğunu ve artık lâyetegayyer olacağını iddia etmemiştir. Imlâ lüğatı ise bir az fazla süratle vücude getirilmiştir. (Içtihat) imlâ meselesi bakkındaki fikirlerini, bülâsaten, 311 numaralı nüshası- nın 5537 inci sahifesinde alfabemize ait mülâhaza, sernamesi altında yazdığı gibi“ içtihat muharrirlerin- den ve türkoloji âlimlerimizden köse Raif paşa oğlu Fuat beye- fendinin mutaaddit makalelerinde lezcümle 341 numaralı İçtihattaki makalesile| serh etmişti. (Hemze) ve (ayın) işaretlerini kullanmam hakkındaki itirazınıza yalnız bir misal ve sual ile cevap vereceğim. Fransızca Monstrucux veya İmpudigue kelimelerile ifade edilen “şeni,, kelimesile, Fransızca Reel kelimesinin karşılığı olarak kullandığımız “şe'ni, kelimelerini biribirinden ayırarak yazmanın başka türlü çaresi var mıdır? Kraldan ziyade krallık taraftarı görünen bazı gençlerimiz efendim arapça kelimeleri bize lüzumu yoktur, diyip işin içinden çıkıyor- lar. Bunun, türk diline bir sui kasıt olduğunu anlamıyorlar. Biz acem- den ve araptan alınmış kelimeleri gelişi güzel yazsak dilimizin keli- me adedi belki onbeş bin kalmaz. Şimdi arabi, farisi ve bazı fran- sızca kelimelerile beraber 35 bini güç bulıyor. Halbuki fransız dili nin kelime adedi, 80 bin, ingiliz- cenin 90 bin, almancanın takriben 95 bindir. Beğenmediğimiz arap- çanın kelimeleri mecmuu 200 binden fazla imiş. Ben lisan hu- susunda da tart ve imha taraftarı değil cezp ve temsil taraftarıyım. Hemze işareti olarak (') ve ayın işareti olarak (') oryan- talistlerin kullandıkları gibi kul- lanmazsak türkçemizin tahsilsiz ermenilerin türkçesi menzelesine düşmesinden korkarım. Başka türlü Jlmrandan) me'mur, me'mur yazılamaz". Dilimizin ne kadar dar ve fakir ve genişlenme ve zenginlenmeye ne kadar mühtaç olduğunu, ilmi ve felsefi ve hattâ edebi eserler ter- cümesile meşgul olanlar ve ancak onlar pek iyi anlarlar. Geçen gün fazıl muhibbim ve kiymetli roman muharririmiz Reşat Nuri beyefendi ile hasbıhal ederken bahse sü- rüldüğü veçhile Les anciens &tai- ent beaux mais nous sommes jolis ibaresini dilimize bıhakkın naklet- mekten âciziz. Çünkü (Beau) ile (Joli) arasındaki tefavütü göste- recek kelimelerimiz yoktur. Bu- rada Beau kelimesini olsa olsa “ gösterişli ,, kelimesile tercüme ederek işin içinden çıkmaya çalı- şırız. (Beau) asil ve haşmetli bir güzeldir. (joli ) ince, narin, nazik güzeldir. (Beau) ya hayran olunur, Goli) sevilir. Bundan belki kırk sene evvel herkes (ben) kelimesinin mefulün- ileyhi olan (bana) yı (bekâ) şek- linde yazarken ben (bana) yaz- dığım zaman ve 25 senedenberi lâtin rakamlarını kullandığım vakit bana böyle hücum edilmişti. Yal- mz rakamlar için kıyamet kopa- ran memleket lâtin harflerini de kabul etti. Bizim makul (rationelle) imlâmızın da mühaceme mevzuu olduktan sonra kabul olunacağına eminiz. Fakat zihni ve fikri inkişafın serbest faaliyet ile mümkün ol- duğuna kail olması lâzım gelen bir gençten, bu nevi faaliyeti zecri bükümlerle takyidi tavsiye etmesi teessüf olunmaya şayandır. Eger hükümetimiz böyle bir bareketi —- geçilmesi düşünülüyor. sabneyi gösti .. makul ve müfit görseydi imla lugatına bir maddei kanuniye ilâve ederdi. Fakat memnun olarak işittiğime göre bu inkılâbın piş- vası olan Gazi Hz. imlâmızın ve dilimizin yavaş yavaş tekâmül edeceğine ve henüz layetegayyir bir şekil almamış olduğuna kanaa- tini izhar buyurmuşlardır. Zaten başka türlüsüne ihtimal vermeyi samimi hürmete mugayir sayarım. Ismimin Dj ile yazılması bik- metini 339 numaralı ( İçtihat ) ın (Posta kutusu adlı ) ve maktua- sını aşağıya raptettiğim açık bir zabitleri aylardan beri çalışmakta ve cevabım pek âlâ izah etmektedir. Posta kutusu : A. L. beye: Bizde a'ile isimleri | yoktur: Cevat ismi çoktur biri birinden farklı değildir. Bunlar- dan biri Dj ile yazılırsa diğerle- rinden ayrılır. Yazılış birini diğer- lerinden ayrılır. oMisal olarak fransızcadan iki isim alıyorum: Henri ve Henrey, Mirabo, Mira- beau teleffuzlar (Ohep birdir fakat yazılış ayrı olduğundan mu- semmaları biri bitine karışdırmaz. | Diğer iki isim daha zikr edeyim: m Sahfe 11 : Dünyanın en büyük balonu Yukarıdaki Amerikada dünyanın en büyük balonu olmak üzere Akron isminde bir balon yapılmıştı. Bu balon birkaç hafta evvel uçmağa hazırlanırken bir kaza geçirmiş, parçalanmıştı. Amerika bahriyesi hesabına olarak ve bundan daha büyük bir balon daha yapılmaktadır. kısmını gösteriyor. Son kaza üzerine bunun inşaatının durdurulması ve artık Balon yaptırmaktan vaz resim bu balonun iç Italyan suvari zabitleri binicilikteki meharetlerile meşguldürler. Bunlar arasında hakikaten çok mahir olanları vardır. Yakında Fransada Nis şehrinde yapılacak binicililkke müsabakaları münasebetile suvari hazırlık yaamaktadırlar. Yukarıdaki resim bu çalışmadan bir or. Burada zabitlerin çok sarp ve dik bir yokuştan aşağıya inişleri görülüyor. uyot ve Guyau bunların da telaffuzları birdir. Ve hiç bir kimse Henry ye neden ismini Henri şeklinde yazmıyorsun de- mez ve bunu bir mes'ele yapmayı hatırından geçirmez. Ahmet Cev- det in Cevdet i Abdullah Djevdet in Cevdet inden o ayrılmak için biri C. diğeri Dj. ile yazılıyor. Bunda fransızcanın işi yokdur. Dil ve imlâ husurunda pek çok söylenecek sözler kaldı. Icabederse FAİDELİBİLGİLER Suveyş kanalının açılması iklimi değiştirdi Akdenizle Babriahmeri birbirle- rile birleştiren OSuveyş (kanalı eskiden çölden ibaretti. Bu çölde suyu acı birkaç gölden başka birşey yoktu. Buraya senede ancak bir defa yağmur yağardı. Halbuki 1869 senesinden, yani Süveyş (o kanalı açılalıdan beri yağmur mıkdarı pek ziyade çoğak mıştır. Bu havaliye hemen ayda iki defa yağmur yağmaktadır. Aynı zamanda civarda güneşin kızgınlığı da biraz kırılmıştır. Kanalın iki tarafinda otlar ve sair nebatlar çoğalmıştır. Bu keyfiyet eski acı sulu göl- lerin mütemadiyen taze su ile besleninesi, bu yüzden fazla tebeb- hurat vukuu ile izah edilmektedir. Suhunet derecesi (oyükseldikce, kanalın orta taraflırında vuku bulan tebahhurat çoğalmaktadır. Yalnız yaz aylarında bu acı göl- lerden günde 1,000,000 metre mikâbı su tebahhur etmektedir. Bu müthiş su zayiatı, mütemadi- yen Akdenizden ve Bahrı Ahmer- den gelen sularla telâfi edilmek- tedir. Binaenaleyh kanalın iki başın- dan, ortasına doğru, yavaş, fakat mütemadi bir akıntı vardır. Bu akıntı da ölçülmüş, v: Ak- denizden dahile doğru olan akın- tınn hızı saatte vasati | kile- metre olduğu anlaşılmıştır. Buna mukabil OBahnahmer tarafında olan akıntı, kıtanın bu parçasında sıcaklığın çok daha fazla, ve binaenaleyh, tebahhuratın da o nisbette ziyade olmasından dolayı, Saatte vasati' 36 kilometrelik bir sürattedir. Kanlı eğlence Iki kişinin ölümile netice lenen mandolin eğlencesi Almanyada Kolonya civarında Iteiningen köyünde mahalli man- dolin : klübü köyün mektebinde polisten müsaade almaksızın bir dans tertip etmiştir. Polis sabaha karşı keyfiyeften haberdar olmuş ve dansı menetmek istemiştir. Polisin müdahalesinden keyifleri kaçan erkekler eşlerini bırakarak polislere hücum etmişlerdir. Ortalık karışmış ve polisler dansedenlerin üzerine ateş açmıştır. Bir kurşun dans salonunda 26 yaşında bir kızın ölümüne sebep olmuş ve diğer bir kurşun kızın eşini devirmiştir. Bu suretle neşeli eğlence kanlı bir faciaya münkalip olmuştur. KiRALIK APARTIMANLAR YAZICI SOKAK - BOTON HAN Büyük ve pek.havadar yedi odah bir daire — er taraftan güneş görür — Deniza manzarası var — SU -E K'TRİK - HAVA GAZE BANYO AYNI HANDA Beş odalı MOBİLYALI bir daire elektrik - hava gazı - banyo - bahçeye ve denize karşı. FEVKALÂDE MANZARASI VARDIR. HAYDARPAŞA - YEL DEYİRMEN KARAKOL CADDESİ - DÜZ SOKAK su - AZ kiralık apartımanlara dair malümat almak için bunların iDARESİNİ deruhte etmiş olan Bahçekapı Taş han No. 20-21-22 UMUM EMLÂK ACENTESİNE MÜRACAAT mevzua tekrar avdet ederiz. Dr. Abdullah Cevdet Telefon: 20307