Sahife 10 Viyanada çok muthiş bir cinayet meydana çıkarıldı Bir istasyonda iki kadın bacağı, diğer bir istasyonda da bir gövde bulundu Viyana 27 (Hu- susi muhabiri- mizden) — On bir kadıni feci bir surette öldü- ren Avusturya Landrosunun Leuj şehrinde tesadüfi bir surette tev- kifinden o sonra Viyanada ceryan eden çok feci bir cinayet, Avus- turya efkârı umu- miyesini derin bir heyecana dü- şürmüştür, Bu cinayet ge- çen pazar günü meydana çıkarıl- mıştır. O gün Viyana emniyeti umumiyesine iki defa telefone edilmiştir. Ilk telefon, Fransua Jozef istasyonundan geli- yordu. İstasyon memurlarından biri, bekleme salonunda, içine iki kadın bacağı sarılmış bir paket bulmuştu, Bir kadın gövdesi Ikinci telefon da birincisinin mabadi idi ve Amsteten istasyo- nundan geliyordu. Bu istasyon Viyanadan takriben yüz kilomete uzakta küçük bir kasabanın istas- yonudur. Bundada oradan geçen tren vagonlarından birinde içinde bir kadın gövdesi bulunan büyük bir valiz bulunduğu ihbar edili- yordu. Zabita memurları, derhal faaliyete geçmişlerdir. Ilk günde cinayetin ne suretle yapıldığını tesbip etmek kabil olamamıştır. Fakat ertesi günü emniyeti umu- miye müdüriyetine müracaat eden kenç bir kadın, Anna Bumperlin isminde bir muhibbesinin birkaç gündenberi, esrarengiz bir surette ortadan kaybolduğunu söylemiş, bu iki istesyonda bulunan kesik bacakları başsız gövdenin refika- sına ait olması şüphesini izhar eylemiştir. Genç kız, muhibbesinden aldığı bir mektubu da zabıtaya tevdi etmiştir. Anna bu mektubunda, gazetelerden birinde intişar eden bir ilân vasıtasile, tanıdığı bir erkek ile alelacele Bükreşe hareket edeceğini bildiriyordu. Genç kız, Anna Bumpelin tasarruf sandığına yatırmış olduğu 4,600 şilini geri aldığı cihetle, muhibbesinin para- sına tamaen mektubunda bahset- tiği meçhul erkek tarafından öldürülmüş olmasından şüphelen- diğini ilâve etmiştir. ilk tahkikat Istasyonda, valiz içinde bulunan kadın gövdesi obaşsız olduğu cihetle, çesedin hüviyetini teşhis etmek kabil olamamakla beraber zabıta meçhul gövdenin Anna Bumpele ait olduğuna kani olmuş ve tahkikatını o noktadan yürüt- meğe başlamıştır. Anna evvelce Viyananın moda mağazalarından birinde çalışı- yordu, genç ve güzeldi. Zabıtanın bütün öğrendiği bundan ibaretti. Katilin kim olduğunu meydana çıkarmak için ortada hiç bir iz yoktu. Fakat zabite taharriyatında tesadüfün büyük bir lütfuna nail | olmuştur. Annanın amcası, genç | kızın ortadan kaybolduğunu ihbar için kendiliğinden nasıl zabiteye ; Maktul Anna Bumperlin Katil Lauterbah müracaat etmiş ise, otel kapıcı- larından biri de kesik ceset par- çalarının bulunmasından iki gün evvel otel müşterilerinden birinin odasında kadın feryat ve figanları i ini söylemiştir. Bu müşteri eshabı emlâkten Tranç Lautrbah isminde biri idi. Kapıcı, işittiği bu feryadü figan üzerine zabiteye müracaat etmek üzere iken, Franç merdi- venin başında görünmüş, ve ken- disine hitap ederek : — Korkacak bir şey yok. Odamda bir fahişe vardı. Paramı çalmak istediği cihetle onu döğ- düm. Merak etmeyiniz. Zira zev- cemin başka bir kadınla müna- sebette bulunduğumu öğrenmesini istemem. Zabıtayı izaç etmek de doğru değildir demiş, müşterinin bu sözüne inanan kapıcı da kara- kola haber vermekten vaz geç- miştir . Fakat sonradan gazetelerde, bir kadın vücudunun kesik par- çaları o bulunduğunu okuyunca, üç gün evvel işittiği kadın feryat ve figanlarinı hatırlıyarak O telâşa düşmüş, ve zabıtaya vakayı bil- dirmeği bir vazife addetmiştir. Bu yeni ihbar üzerine Viyana polisleri derhal Lanterbahı taras- sut altına almışlardır. Mühim bir iz Esasen kesik kadın bacaklarının sarılı bulunduğu kâğıt parçaları acemi bir çocuk elile yazılmış olan Lan... harfleri de hakikaten katilin izi üzerinde bulundukları i hakkındaki kanaatlerini takviye ediyordu. Zabıta, yaptığı tahkikat neticesinde Lanterbahın yeni mek- tebe girmiş yedi yaşinda bir erkek çocuğu da bulunduğunu öğrenmiştir. Polisler, küçük ço- cuğu mektepten çıkarken tatlılıkla yanlarına almışlar ve müstantıkın nezdine götürmüşlerdir. Müstantık çocuğa şekerlemeler ve çikolatalar ikram ettikten sonra yazı yazmağa başlayıp başlama- dığını sormuş, Lanterbahın çocu- * ğugöğsünü kabartarak: — Evet yazı yazmağa başladım. Hattâ şimdiden ismimi bile yazı- yorum demiş ve müstantiğin uzat- tığı bir kâğıt parçası üzerine yavaş yavaş Lanterbah ismini yazmıştır. Müstantik ve yazı mu- tahassısları, iki yazıyı derhal tet- kik ve mukayese etmişler ve ayni el tarafından yazıldıklarına kanaat getirmişlerdir!. Otelde neler bulundu? Cinayetin çocuğun babası tara- fından yapıldığına artık şüphe kalmamıştı. Maamafi polisler katili tevkif etmezden evvel, kendisi otelde bulunmadığı bir sırada odasında taharriyat) yapmışlardır. Bu taharriyat neticesinde, döşe- melerde yıkanmış kan lekeleri ve kesik bacakların sarılı bulunduğu kâğdın aynını ve bir halının altında da madeni 800 şilin bulmuşlardır. Bu delâil üzerine Lanterbah der- hal tevkif edilmiş ve zevçesinin mağazasında yaptıkları taharriyat neticesinde zavallı kızın kanlıfist- anı bulunmuştur. Bu yeni delâil karşısında bidayette cinayeti şid- detle inkâr eden Lanterbah itira fata başlamış demiştir ki: Cinayet nasıl olmuş? — Annayı gazetelere verdiğim küçük ilân sayesinde tanıdım ve münasebet tesis ettim. Aradan bir kaç gün sonra bankadaki paralarını çekmeğe kendisini ikna ettim. Ertesi gün, zevcem otelde balunmadığı sırada odama götür- düm. Kızın üzerinde 4600 şilin vardı. Kız, pençereden bakarken arka- “dan kafasına şiddetli bir çekiç darbesi indirdim. Kız, feryat ve figan ederek ve sendeleyerek yere yıkıldı. Bir kaç saniye son- ra da can verdi. Çesedi büyük bir sepete koydum, görünmemek için üzerine radyo makinesini yerleştirdim. Genç kızın üzerin- deki paraları gaspettikten sonra, çocuğu mektepten almağa gittim. Akşam zevcem ve çocuğum odada yok iken, cesedi parça- ladım. Iki paket yaparak, sardım. Ertesi sabah da bir yere gide- ceğim babanesile, paketleri yanı- ma alarak istasyona gittim. Niye- tim bunları Tuna nehrine atmaktı, fakat cesaretim kalmadı, ıstas- yonda bıraktım. Göydeyi valiz içinde öteki ıstasyonda terkettim.. Zevcede methaldar mı? Viyana (zabıtası katilin bu müthiş cinayette zevcesinin de methaldar bulunduğuna kani ol- duğu cihetle, onu da tevkif etmiştir. Sındırgı mektupları 7 Nisan 1932 —— Maarifte çok ileri giden bir kazamız: Sındırgı Kazanın hemen her köyünde muntazam me — bir mektep inşa edildi Pe Yeni yapılan Dımyanlar köyü mektebi (B işaretli kaymakam Salâhaddin beydir) Sındırgı, 2 (Hususi) — Sındırgı Anadolunun küçük, fakan şirin bir kazasıdır. Burada bu sene büyük bir mektep faaliyeti göze çarpmaktadır. Kaza kaymakamı Salâhaddin bey köy kanunundan istifade ederek mektep binası olmayan köylerde mektepler in- şası için büyük bir faaliyetle ça- lışmaktadır. İlliller, o Dimyanlar, Osmanlar, Yoreki, Alacaatlı köy- lerinden, maarif vekâletinden ve- rilen plânlara uygun olmak şar- tile güzel güzel mektep binaları yaptırılmıştır. Köylü bu mekteplerin bütün inşaat malzemesini ve usta para- sını vermiş, amelelik te yapmıştır. Her biri en az üç dört bin lira kıymetinde olan bu mektepleri hiç bir taraftan yardım görmeden meydana getiren köylünün gayreti ber türlü takdirlerin fevkindedir. Bu inşaattan başka Gölcük nahiyesindeki mektep 300, Kım- radaki mektep te beş yüz liralık masrafla yeniden tamir edilmiştir. Maarif vekâleti, kaymakam Salâ- haddin beyin bu gayretine karşı kendisine bir teşekkürname gön- dermiştir. Köylerden maada kasabada senelerdenberi harap duran mer- kez ikinci mektebi de tamir etti- rilerek üç sınıflı bir mektep halinde çocuklarımıza açılmıştır. Halk bu maarif faaliyetinden çok mem- nundur. Kaymakamların bir içtimaı Yeni vali Ibrahim Ethem bey gelir gelmez kaymakamları vilâyet merkezinde toplıyarak kazaların idari iktisadi meselelerini konuş- muştur. Bu toplanıda birçok mühim ve faideli kararlar veril- miştir. Vali bey kaymakaml ununa un mesaisini köyler arasında yaptı- racakları yolların o kilometresile ölçmektedir. Bu sebeple vilâyetin hertarafında birçok yollar yapıl- mıştır. Köylünün yol yapmak için gösterdiği gayret çok büyüktür. İnşaat yerleri bir düğün, bayram manzarasını teşkil etmektedir. Sındırgının şimdiye kadar vilâ- yet merkezine bir şosesi yoktu. Bu sene yarı yarıya miikemmel bir şose yapılmıştır. Önümüzdeki sene içinde bu yolun ikmali ümit edilmektedir. Tütün ve afyon Burada ziraat bir çok köylerde yalnız tütün ve afyona inhisar etmektedir. Tütünler satılamadı- ğından halk çok sıkıntı ve darlık içindedir. Kazanç vasıtaları pek az olan bu kaza ahalisi maişet itibarile acınacak bir haldedir, çavdar ekmeği ve susam yağı yemektedirler. Alman köylüleri, reylerini Hinderbourg'a vereceklerdir Berlin, 6 (A. A.) — Hinden- bourg, köy muhtarlarından merek- kep bir heyeti, mezdine kabul etmiştir. Bu heyet, Almanya çifçiler birliği tarafından abhiren verilmiş olan muhalif emre rağmen, bütün köylülerin (o reylerini (o kendisine vereceklerini beyan etmişlerdir. Bir yolcu tayyaresinden haber yok Roma, 6 (A. A.) — Japon pilotlarından Ibachisaneka Nasan- kinin idaresinde obulunan ve Pis&'den saat 17,30 da hareket etmiş olan “Gatas,, markalı bir yolcu tayyaresi saat 20 ye kadar henüz Romaya muvasalat etme- mişti Bakanın Bromuralıfin tallelleri alırsa: x mdlalız nes'eye inkılâp eder Bromural «Knoll> tabletleri dünyada en ziyade müteammim âsap müsekkini ve münevvimdir. Bu müstahzar milyons larca vakada tecrübe edilmiştir ve hergün binlerce doktor- lar tarafından tavsiye olunmaktadır. Alındıktan 20 dakika geçer geçmez, şayanihayret olan müsekkin tesirini gösterir. Uzun zaman alınsada hiç bir zararı yoktur. — Eczanelerde 10 veya 20 tabletlik cam tüplerde satılır. — Fabrikası Alman» yada Rhein üzerinde Ludwigshafen, de KNOLL A-G, dir. YAREN Zak ney