Insanlar gariptir. Hiç bir zaman hallerinden mem- nun kalmazlar. Muhakkak şikâ- yet ederler. Am- ma Levininki parlaktır. Geçen ayın on birinde Levi ta- zallüm ediyor , içini çekiyordu : — Ne oldu? dedim. — Ne olacak, piyangodan 16000 lira kazandım. Gözlerim dört açıldı : — Ayol insan bunun için sıkı- hr mı? — Elbet sıkı- hır... İki biletim vardı, öbürüne bir şey çıkmadı, bir buçuk lira oluyor? zarardayım | — Bu odadan gideceğim. — Arkadaşınızın horlaması çalışmanıza mani mi — Hayır, uyumama mani oluyor | Nasıl olmuş l Tahrir müdürü, muharrirlerden ! birini çağırdı: — Meşhur Amerikalı milyarder | i Vandergıl şehrimize gelmiş. Muharrir hemen şapkasını giydi: — Anladım. Gidip | yapmam lâzım. — Evet. Muharrir gitti, yarder Vandergel'i otelinde buldu. lik sualini sordu: — Nasıl zengin oldunuz? Milyarder anlatmıya başladı: — İş arıyor, fakat bulamıyor- | dum. Meteliğim yoktu. Nihayet bir kasabın yânına kapılandım. Çıraklık ediyordum. Bir gün yerde bir iğne buldum. | Mukarrir sözü kesti: — Alt tarafı malum. Patronu- | nuz gördü, bir iğnenin kiymetini bildiğiniz için sizi ortak yaptı. Milyarder güldü: — Yok efendim yok. İğneyi aldım, derhal — götürüp sattım. Çünkü iğnenin başında kocamân bir pırlanta vardı! mülâkat | Amerikalı mil- | — Yağmur ne bereketli şeydir!. — Evet çiftçiler de böyle söyler. aman param cebimde kalır. Hayır onun için demiyorum sokağa çık Ustura Hilâli beyin hasisliğini söyle- mekle malumu ilim etmiş oluyoruz. Fakat (o kendisi bir türlü hasisliği üzerine alınmıyor. Cömert olduğuna kani... o Amma ben anlatayım: Geçen gün bi- zim OHilâli'nin evine gitmiştim. Masasının üs- tünde duran us- turasını muayene ettim : — Hilâli de dim, bu ustura ile nasıl traş olu- yorsun ? — Neden ol- mıyayım, peder merhum kırk sene bu ustura ile pek âlâ traş oldu... Gripten kurtulmasak Sakın, “ Ağzın tutulsun,, deme- yin günahtır.. Ben ne doktorum, ne eczacı.. Ne kinin fabrikasında bir gün direktörlük ettim, ne de aspirin şirketinde bir tek hissem var.. Öhö, öhö öhöl. hah gördünüz mü; öksürük. İşte ben buna bayı- lirım.. Neo, ne oluyor, kulağıma “bpatla,, der gibi bazı sesler geldi. Hayır efendim hayır, ben ramazan davulu değilim ki, tokmağı vu- rur vurmaz güzel hatırınız için pat diye patlıyacağım.. Hayır patlamam; dinleyin, hak verecek- siniz. Tramvaya bindiniz; oturacak değil, ayakta duracak yer yok.. Siz oturmak. istiyorsunuz. Kolayı var öksürüveri Öhü, öhü, öhü; öksürüğünüzün sirayet edeceğinden korkan her- kes doğru tramvaydan aşağı, hattâ fazla vazifeşinas değilse, tramvayın kondüktörü bile.. Ne iyi, rahat rahat oturur cığaranızı tellendirir, hususi tramvayınızda bir badihava seyahat yaparsınız. Yalnız biraz temkinli davranın vatman da kaçmasın. Öksürük o zaman aksi tesir yapar rahat seyahat isterken yol ortasında kalırsınız. Nasıl gördünüz mü faydasını. Daha var.. Geceleri dikkat edin kapınızın önünden geçen herkes muhakkak öksürür? Sakın onları, zavallı gripliler zannile acımayın; öksürmelerine sebep? Gece gez- meğe korktuklarıdır, “ öhö, öhö, öhö , diye öksürdüler mi kendi- lerine cesaret gelir.. “Cebine öksüreyim de korkma,, derler . Güzel buluş, ya öksüre öksüregidenin kendi öksürüğü biterse ne yapsın.. Kolayı var, cebinde öksürük varsa sarfeder, ve ödü patlamaktan kurtulur, Durun, durun küçük hanım, küçük bey beni dinlerken başla- rmız biribirine çok yaklaştı göz uçlarınızda acaip acaip bakışlar var; işler yolunda.. Anladım, artık ben ne söylesem dinlemiyeceksiniz bari susmadan şunu da ilâve edeyim. Böyle hallerde de gene “Öhö, öhö, öhö, öhö,, demek hiç fena olmaz. İsmet Hulâsi Anlamadım nasıl iş, Hanımlar yün örüyor. Ellerinde iki şiş Övünme Çocuklar arasında aile ( zenginliği ile övünmek, birbirlerine cakasatmak (o adeta #nane halini almıştır. Buna şahit oldum. Üç çocuk konuşu- yorlardı: — Benim babamın otomobili var. — Bu birşey mi, benim babamın apar- tımanı var. İçüncü çocuk omuz — Benim babamın yanında sizin babanız metelik etmez, be- nim babamın elli bin lira borcu var! Bir al çevre yetişir Yadigâr benden sana. Gönder kuşlarla bana. Bayram Salamonun afacan, yara- maz, aç gözlü bir çocuğu vardı. Salamonun karısı telâşla odaya girdi. — Çocuk yirmibeş ku- ruş yuttu. Salamon omuz kaldırdı. — Zararı yok, önümüz hamursuz, bahşışını peşin almış! Oh! Büyük bir mağazanın camekânına şöyle bir ilân konmuştu: “Ne alırsanız 150 ku- ruşl,, Bir bey girdi ve satıcıya sordu: — Piyanolarınız hangi kısımda satılıyor, Adamın ağzı açık kaldıl Hanımlar yün örüyor.. Kalbinden çiçek devşir Yün örüyor Yeni sardı bu merak? Her kucakta bir yumak Çalışıp, uğraşarak Hanımlar yün örüyor.. — Yok canım, o kadar merak etme, fethi meyit ameliyatı korkulacak bir şey değildir, hiç canın acımaz! Ayşeden Mehmede Sâna maniler tuttum; “Çok mu seviyor?.. , deye, | Ben gönlümü avuttum, Selâm yolla Ayşeye/ niz r — Ne vapalım biz öküz değiliz! u küçük hayvanla başa çıkamıyorsunuz. Durur durur dururda; Tramvayda, vapurda, Bakınız şimdi burda Hanımlar yün örüyor. Zannetmeyin ki ha- sislik yalnız erkeklere mahsustur. Kadının geveze olmıyanı yok- tur amma hasis olanı pekçok vardır. Hanım gayet ha- sisti, Hizmetçisi ne zaman kömür bitti! dese haykırırdı: — Kömürü yiyor- sur! Bir gün bizmetçi- sini zeytin yağını kaşıkla içerken ya- kaladı: | — Bu ne rezalet!, — Ne yapayım ha- nımefendi, o kömürü rahat yemek için boğazımı yağlıyorum! Papatya falt açtım; “Mehmet benim mi? , deye. | Etrafa neşe saçtım, | Haydi çabuk gel köyel | N.H, | Tehdit — Anne bana şeker ver, — Olmaz. Biraz sonra yemek yiyeceğiz. On dakika geçer. Çocuk der ki; — Anne biliyor musun geçen gün ne oldu? — Ne oldu? — Bir çocuk annesin- den şeker istemiş, annesi vermemiş. Çocuk kuyuya düşmüş! Eyvah Hüsmen ağa yolda Mu- rat efendinin oğluna ras- geldi: — Babası kazı kesmedi mi? — Hayır. — Ne bekliyor? — Hele Hüsmen ağa gibi şişmanlasın diyor, Ahmet bey ahpaplarını evine davet etmişti. Davetsiz olarakda bir traşçı geldi. Onu kapı, dışarı etmek için şöyle bir şey söyledi. — Azizim sen git, çünkü bütün davetlilerin yemekte senin yanında oturmak istiyorlar. Buna da imkân yok... Klüpte — Mehmet beyi tanırmısın? — Tanırım, — Para kazanıyor mu? — Zannederim elli liradan aşağı harç etmez! -—— » Sual Nerde çalışıyorsun? Vapurda kamarotüü .! Mükemmel. Aylığın bol mu? Elli lira ayda. Yemem iç- mem de hariç. — Peki nerde yatıp kalkıyor- sun? Çocuklar Erkek kardeşinin ismi ne? Erkek kardeşim yok. Kız kardeşinin? Kız kardeşim de yok. Kiminle dövüşüyorsun? Ders — Şair milton kördü. hatırda kalır, — Evet. — Öyleyse söyle Milton'un felâ« keti neydi ? — Şairlik! Kolay Vagon — Ayşeyi kime verdin? — Mükemmel bir adama, Sıra sında elli altmış vagonu oluyor, — Tüccar mı? — Hayır trende firencil Sehbehi Karısına bir sabun verdi, Kadın kızdı : — Bana kemer alacaktın, sabun almışsın... — Ne yapıyım karıcığım ıtriyat dairesindeki satıcı kız çok gü- zeldi.