29 Şubat 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

29 Şubat 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m AE MM ez e Sinema ile yüzme dersleri Meşhur yüzücü Vaysmüller sinema artisti oldu federasyonlar namına sesli bir yüzme filmi yapacak Yüzme dersleri filmini çevirecek Vaysmüller'in artist hall Dünyanm en şerefli yüzücüle- rinden Vaysmüllerin sinema'artisti olacağım 4 ay evvelki spor sahi- felerimizin birinde haber vermiş- tik. Bu Amerikalı meşhur yüzücü hakkında yeni malümat aldık. Erkek vücudu olarak en mütena- sip bir endama malik olan bu artistin şampiyonluğu esnasında esasen reklâmı yapıldığı için filim şirketi kendisine şöhretini yapmış sinema artistleri derecesinde para vermektedir. Amerikalı kız talebenin - sevdiği bu artiste Amerika de- nizcilik federasyonu çok kârlı bir teklifte bulunmuştur. Federasyo- nun teklifine nazaran Vaysmüller sürat yüzmelerinin stilini bizzat kendisi izah etmek ve harekâtını da yüzerek göstermek şatile bir sesli filim çevirecektir. Bu filimde Vaysmüller'in hususi idman sis- temi de hiç bir tarafı gizli kal- madan gösterilecektir, Buna mu- kabil federasyon filmin . bütün masrafını deruhte edecek ve her gösterildiği yerden temin edilecek hasılat da yüzücüye kalacaktır. Amerikan federasyonunun bu kararı yetişcek yüzücü gençlerin Vaysmüller'in yerini çabukça dol- durabilmelerini kolaylaştırmak için verilmiştir. Amerikan federasyon- ların nasıl çalıştıklarını gösteren bu misali de kaydederken fran- sızların da böyle bir filme teşeb- büs ettiklerini hatırlatırız. Fransızla da en iyi sür'at yüzü- cüleri olan Torise genç Fransız yüzücülerinin istifadesi için bir sesli yüzme filmi (çevirmesini teklif etmişişlerdi. Fakat Fransız federasyonu Amerikalılar kadar pratik şartlar Okoymadığı için proje yarım kaldı. Halbuki Amerikalılar hem filim şirketinin hem şampiyonun işine gelecek şekilde hareket ettiği için filmin yapılması kabil olalacaktır. Vaysmüller'in bu kârlı teklifi reddetmiyeceği söyleniyor. Amerika - Ingiltere Amerika ve İngiltere milli atle- tizm takımlarının olimpiyat müsa- bakalarından evvel hususi ma- hiyette © karşılaşmaları takarrür etmiştir. Oyuncu satmak yüzünden Paris olimpiyadında dünyanın en iyi futbolcularına malik ol- duklarını isbat eden cenübi Ame- rikalıların futbolü Avrupaya mü- temadi oyuncu satmak yüzünden zayıflamıştır. Ekseri meşhur oyun- cularını Italyaya satan Uruguvay klüplerinin (vaziyeti çok müş- külleşmiştir. Istanbui sporun seyahatl Kuvvetli kulüplerimizden Istan- bul sporun nisan bidayetinde Romanya'ya gitmesi iktimali çok kuvetlenmiştir, Aldığımız habere göre ; bir kaç haftadanberi devam eden mühaberat neticesinde Ro- manyalılarla Istanbul sporlular arasında anlaşma hasıl olmuştur. Koşumuz Koşu hakemliğine inti- hap edilen beylerin bu cuma aynı saatte Gala- tasaray klübünde bulun- malarını rica ediyoruz Geçen cuma havanın mu- halefetinden yapılamıyan s0- kak koşumuzun önümüzdeki cumaya tehir edildiğini bil dirmiştik. Bu cuma yapılacak koşunun şeraiti ve bütün teferrüatı değişmemiştir. Geçen cuma için koşu hakemliğini yapmak üzere davet edilen zevatın bu cuma saat on bu- çukta Galatasaray klübünde bulunmalarını bir daha rica ediyoruz. Koşucuları o otomobillerile takip etmek vadinde bulunan arkadaşlarımızın da cuma günü ayni saatte Galatasaray klübünde bulunmalarını temenni ederiz. Yapılamaz mı ? Fransa - Türkiye Fransız milli takımının önümüz- deki haziranda Balkanlar'da bir turneye çikacağını gene biz ha- ber vermiştik. O haberi yazarken Romanyadan Yunanistana geçe- cek Fransız milli takımının Tür- kiyeye de uğraya bilmesi kabil olduğunu ilâve etmiştik . Fransız milli takımının Balkan- larda yapacağı maçların tarihleri tesbit edilmiştir. Resmen ilân edi- len tarihler şunlardır; 5 Haziran, Yogoslavya — Fransa 19 Haziran, Romanya > Fransa 19 Haziran, Yunanistan — Fransa Yukarıdaki tarihlere nazaran Fransız mili takımı 12 haziranda Bükreşte yapacağı maçtansonra buradan geçerken Istanbula da uğrayabilir zannındayız. Yunanis- tana geçerken bir maç kabul etmeseler (o bile e Yunanistandan tekrar buraya avdet ederek bu- rada yapacakları maçtan sonra Marsilya tarikile memleketlerine dönmeği kabul ederler. Çünkü Fransizların Yunanistandan sonra yapacakları maçlar henüz tespit edilmemiştir. Futbol federasyonu acele ederse, bu maç ta imkân dahiline girmiş olur. Dersi ibret Amerikalıların kadirşinaslığı Irvin doffenin bir Krokisi Kış olimpiyatları dolayısile Ame- rikan ahalisinin ve şampiyonlarının ruhen ne kadar sporcu oldukla- rını anlatacak bir çok vakalar oldu, Bu vak'alardan en ziyade nazarı dikkati celp eden şudur: Amerikan seçme komitesi 5,000 metre buz patinajı için Amerika- yı hakkile temsil edecek kimse bulamamıştı, Ihtiyarlamış ve uzun müddet idmanlarını bırakmış olan İraing Joffee ye müracaat ettiler. Çocuklarından, karısından altı ay müddetle ayrılarak kendisini A- merikan gençleri gibi kış olimpi- yatlarına bazırlamağı kabul eden bu ihtiyar patinajcı Opehrizkâr hissiyatının mükâfatını 5,000 met- renin birinciliğinı kazanmak su- retile elde etti, Amerika ahalisi bu ihtiyar sporcunun gösterdiği feragatine mukabele için kendisine çok kıymetli bir hediye vermeğe karar vermiştir. Dolandırıcılık, en maruf bir soygunculuk usulüdür. o Hemen herkesin başında böyle ufak tefek vakalar geçer. Dolandırıcılık çok vasi bir iştir. Bunun yüzlerce, binlerce şekilleri vardır. Insan, hatıra, hayale gelmiye- cek şekillerde dolandırılır. Ancak, dolandırıcılığı kendine sanat itti- haz etmiş bir takım sabıkalılar vardırki, polis, bunların kullan- dıkları usullerin bazılarını tespit etmiştir. Dolandırıcıların bütün maksat- ları kendilerini tanıtmadan av bulabilmektir. Bunun için bir çok isimler kullanırlar ve kendilerine tüccar, memur ve saire gibi süsler verirler. Bu suretle, dolan- dırmak istedikleri adama itimat telkin edip parasını alırlar, Tesbit edilmiş dolandırıcılık şekillerinden birisi tek zarf usulü- dür. Bunlar avlarını daima yabancı tüccarlar arasında ararlar. Iskele ve İstasyonlarda dola- şırlar. Iki, üç kişi bir arada çalı- şırlar, Vapur ve trenden çıkan yolcuları tetkik ederler. Bunlar arasında mal almak için Istanbula gelmiş olan tüccarları ararlar. Gözlerine kestirdikleri adamı saatlerce, günlerce takip ederek yattığı oturtuğu yerleri ve temasta bulunduğu kimseleri tesbit eder- ler. Nihayet bir kahve veya gazi- noda otururken yakalarlar. İki arkadaş; avlarna yakın bir masaya otururlar. Ikisi de temiz giyinmiş ve kendilerine tüccar süsü vermişlerdir. Kahvelerini içerken, yakınların- daki adama duyuracak bir şekilde konuşmaya başlarlar. — Yahu, sen bütün işlerini bitirdin mi? Ben daha kumaşları alamadım. Dün baktığım kumaşlar hepsiuden iyi o idi, herif çok büyük iş yaptığı için malı çok ucuz veriyor. Memlekette onu iki misline satsam kapanmn elinde kalır. — Ben de kumaşla deri alaca- ğım. Alınacak daha bir çok şey lerde var. Sen her zaman benden- çok ucuz mal alıyorsun, gide gele Istanbul piyasasının kurdu oldum. Ben bugün mal almaya çıkacağım, sen de gel beraber alalım, yalnız olursam beni gene aldatırlar. Bu muhavere tabil ki, diğer masada oturan tüccarı derhal alâkadar eder. Kendisi de aynı maksatla gelmiştir. Böyle işten anlar: bir adamla (o tanışmak elbette çok muvafık bir iştir. Bir kolayını bulup tanışmalı. Bizim mabut tüccarlar derhal bu işide hallediverirler. Alışve- rişte usta olduğu söylenen adam derhal tüccara dönerek, — Efendi, biz konuşurken de- minden beri kulak veriyordunuz. Herhalde sizde tüccarsınız. Ne ta- raftansınız?..' Diye sözü açar ve Hırsızlar nasıl çalışırlar? İ Dolandırıcılığın en maruf şekli zarf usulüdür Emlâk sahipleri! Üzüntü ve zahmet çekmeden Çok irat almak isterseniz Emlâkinizin idaresini UMUM EMLÂK ACENTESİNE tevdi ediniz! Bahçekapı, Taş han No. 20-21-22 Telefon : 20807 — Posta kutusu : 668 İstanbul 29 Şubat 1923 e “Her halde siz de tüccarsınız... Acaba ne taraftansınız ?..., derhal ahbap olur. !skemleler yaklaştırılır, üçü bir masanın etrafına toplanırlar. Kendilerinin de tüccar olduklarını, mal almak için Anadoludan! geldiklerini söyler- lerdi. Usta tüccar, mal almak husu- sunda kendisinin çok mahir oldu- ğunu, piyasada bir çok toptancı tüccarları tanıdığını, herşeyi daima herkesten mutlaka daha ucuz alabileceğini (o söyliyerek (o uzun uzadıya kendini metheder. Karşısındakini tamamile ken- dine bağladıktan sonra ne gibi eşya üzerine ticaret (yaptığını sorar ve malı beraber almalarını söyler. Tüccar, alacağı şeyleri söyle- dikten sonra karşısındaki, cebin- den boş bir zarf çıkarıp üzerine, alınacak malları yazar ve bir takım hesaplar yapar. Cebinden bir takım sahte cekler ve saire çıkarıp parasını hesap eder. Karşısında- kinin parasının mıktarını sayar ve bir çok dalaveralarla onun da parasını çıkarttırıp saydırır. Gayet ciddi bir tavırla o: — Yahu, der, sen bu paraları niçin böyle açık taşıyorsun? Getir hepsini şu zarfa koyalım da koynuna sakla. Paraları alıp zarfın içine yer- leştirdikten sonra zarfı sahibine verir ve koynuna saklamasını sıkı sıkı tenbih eder. Bir müddet sonra bep beraber mal için çıkarlar. Bu sırada do- landırıcının arkadaşı, bir yere uğrayıp (o geleceğini ( söyliyerek ayrılır. Dolandırıcı, tüccar yanına alıp çarşının yolunu tutar. Bera- berce bir çok hanlarâ girip cıkar- lar. Nihayet bir hanın kapısında dururlar. Dolandırıcı, içeride bir tüccar örüp geleceğini söyliyerek tüccarı id bırakıp hana girer ve bir daha da dönmez. Çünkü hanın diğer kapısından savuşup gitmiştir. Zavallı tüccar bir müddet bekle- dikten sonra bırakır gider. Biraz sonra, mal almak için koynundan para zarfını çıkardığı zaman içinde para yerine, kâğıt © parçaları dolu oldu- ğunu görür. Dolandırıcı, kah- vede paraları hakikaten zarfın içine komuştur. Fakat tüccara ver- diği, o zarf değildir. Dolandırıcı da evvelden hazırlanmış, üzerine ayni şekilde hesaplar yapılmış diğer bir zarf daha vardır, içinde kâğıt parçaları dolu olan bu zarfı kolunun içinde saklamıştır. Tücca- rıri parasını koyduğu zarfı iade ederken el çabukluğu ile kolunun içine sokmuş ve diğer kâğıt dolu zarfı çikarıp vermiştir. Tek zarf usulile dolandırıcılık bu şekilde yapılır. Bunun en maruf ustası da Bahri isminde bir sabıkalıdır. Bahrinin daha bir çok arkadaşları vardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: