, Sahife 6 Örümcek Son senelerin kadın çamaşır modaları hayli garipleşti. Beyfendi katiyen ev işlerine karişmazdı. Fakat bir gün hizmetçiyi çağırdı: — Kızım, dedi, ben ev işlerine karışmak istemem. Fakat bu ka- darı da fazla. — Ne olmuş efendim? — Daha ne olsun, şu iskemleye bak. — Ne var? — Üstünde bir örümcek ağı var. Hizmetçi baktı, sonra güldü: — O örümcek ağı değil bey- fendi, hanımefendinin gömleğil Eyvah İçti amma çok içti. Bulut gibi sarhoş eve gitme- mek için küçük bir sinemaya girdi. Sinema sessiz ve sözsüzdü. Bir müddet sonra içkinin tesiri geçmeğe başladı. Biraz kendine gelince haykırdı. — Eyvah, içki bana yapacağını yaptı... Sağır oldum !.. Yüzüne bakanlara izah etti: — Perdede söylenenleri duy- muyorum | Emir Çin ordusunda zabit neferlere emretti: — Gömlek değistirin. Çavuş atıldı: — Askerlerin hiç birisinde değiştirecek yedek gömlek yok. — Viz gelir. Emrim yerine gelsin. birbirlerinin (o gömleğini giysinler! Çare — Ben çok rakı içtimmiydi biri iki görüyorum. — Ben de... — Amma çaresini buldum. — Ne yapıyorsun? — Gözümün birini kapıyorum! Mart piliçleri Mucit Apartmanın sahibi ahpabımdı. Geçen gün kapının önünde durmuş konuşuyorduk. Genç bir zat içeri girdi, mer- divenlerden çıkmıya başladı. — Kim bu Dedim. Beşinci katın kiracısı. — Zeki bir gence benziyor. Şairmiş diyorlar. Bana kalırsa mucit, — Yok canım. — Vallayi mucit. Apartıman kirasnı vermemek için her ey bir sebep icat ediyor! Resim Salamon resim çıkartacaktı, Pantalonunu ütüciye verdi: — Kaça ütülersin? — On kuruş ver. — Beş kuruş: vereyim de bir bacağını “ütüle * Resmimi : yandan çıkaracağım. Sonra ilâve etti: — Bunada lüzum yok, yarım çakartırım. Acı “Acısız diş çıkartırım, levhasını görünce içeri girdi. Dişçi baktı, sonra döndü: — Haydi, kerpeteni al. Hasta doğruldu: — Siz çıkartmıyacak mısınız? — Ben çıkartmıyacağım. Fakat önce çırağım beş on kere asılsın, ki ben sonra acısız çıkartayım! Harap Zengin bir kocaya vardı. Kocası: — Karıcığım, dedi, istediğin parayı sarfette, yalnız yaz, hesap tut. Bir hafta sonra karısının hesap defterine baktı. Şunları okudu: “ Sigara: 20 kuruş. Sadaka: 100 para. Gazete 5 kuruş. Müte- çırağına —— ŞUBAT Ne durup ne bitiyor; Senin karın, yağmurun.. Herkesi kirletiyor, Sokaktaki çamurun.. Usandık, soğduk artık; Defol burdan şimdi kış.. Hem seni koğduk artık, Hiç durma, kış, kış, kış, kış.... iMSET — Kocan Avrupaya gidiyormuş. Sen de beraber mi? — Tabii. — Ayol adamcağız adam öldürseydi on beş senedir beraet ederdi! Sigara Dostum S. bey dün beni yolda gördü: — Bir sigara versene. Şaştım: — Hani sen sigarayı bırak- mıştın? — Bırakmıya başladım, dedi, şimdilik paket almıyorum. İnanmamış Genç bir hanım merkeze girdi: — komiser bey, on beş gündür kayınvaldem meydanda yok. — Bunu haber vermek için on beş gün mü beklediniz? — Vallahi komiser bey, bugüne kadar bir türlü inanamadım! Hokkabaz Her gece sahnede kılıç yutardı. Dün gece özür dilediler: — Kılıç yutan arkadaşımız bu gece numarasını yapamıyaçak... boğazında kılçık kaldı! Hırsız Maznuna sordu: — Bu derece ucuz satıldığını görünce, hırsız malı olduğunu anlamalıydınız. — Neden anlıyayım? Bence pahalı satanlar hırsızdır! Bugün kış, amma yarın Beklenen mart gelecek.. Neşesidir baharın; Açılır bin bir çiçek.. — Ahmet beni öpüverdi... — Aklın neredeydi! — Başımda. — Başın? —. Yastıkta! ferrik: 350 lira. Görür görmez biz onu, Sevinip coşacağız.. Bekliyoruz yolunu; Kırlarda koşacağız. IMSET