“Sihife 6. - mey mu e EEE Yüzlerce Her şey hazırlandı, hanende öksür sene evvelki eski şarkılar tam bu esnada bir ses işitildi: Miyavl.. Bu iktisadi ei içinde en pahalı şey nedir Kışın — plâjların , gündüzleri barların hali ne gariptir... Şubat ayında fırtına ile yükselen dalga- ların altında OFloryanın karlı sahilleri ne kadar hüzün verici ise bir öğle üstü Maksimbarın karanlık : salonlarının da o kadar mahzun bir hali vardır. Üstüste yığılmış masalar, Otepe haline konulmuş hasır koltuklar, elek- trikler sönmüş, sahnedeki dekor- lar biribirlerine yaslanmiş geceyi bekliyor gibi. o Localar bomboş. Barda bir harp meydanının ertesi günkü hali var... Gürültüsüz bir bar salonu, “bilhassa (saksofon gürültüsü olmayan, kahkahalar işitilmeyen, sigara dumanları sav- rulmayan bir bar salonu görmek - ne bileyim? - Halicin temizlenmiş halini görebilmek kadar tuhaf... İşte böyle bir salondayız.. Kon- servatuvas müdürü Ziya bey, musi- kişinaslarımızdan oRauf Yekta bey, hanende hafız Yaşar bey, ses o mühendisi ve rejisörü M. Jak.. Konservatuvar idaresi artık unululmak üzere bulunan 500 - 600 senelik eski Türk havalarını (oplâklara (o çekiyor.. Bu plâklar bronz madeninden... Bir plik gene 500 - 600 sene ; dayanabilirmiş.. Çekilen plâklar konservatuvarın müzesinde sakla- nacak, bu suretle tarihten alınıp tespit edilen musiki (o parçaları gelecek nesillere - “baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş, kabilinden - hatıra kalacak... Aynı zamanda konservatuvar müdürü Yusuf Ziya bey köylü ve yörük havalarını plâklara çektir- tiyor... Fakat bütün bu işler büyük müşkülâtla oluyor. Bakınız anlatayım: Çekilen plâklar arasında Meh- medi salis devrinde yaşayan meşhur İtri'nin ve Bekir ağanın bir çok parçaları var.,, Bunlar bilhassa musiki tarihi için pek mühim.. Ses mühendisleri hazır- landı. Ses rejisörü M. Jak isaret verdi.. Hafız Yaşar efendi sezi ladı... Bu parça o kadar mühim ki hariçten alınan nefeslerin bile plâğa tesir etmemesi lâzım.. Fakat tam o esnada bir ses: — Miyav.. Miyav.. Miyav!. | Hay Allah müstahakını versin.. Plâk berbat oldu... Müsyü Jak dişlerini gıcırdatır.. Hafız Yaşar bey: — Selâmün kavle !. çeker.. Kemani Reşat bey kemanının yayını havaya kaldırarak sesin geldiği tarafa doğru tehditkârana sallar...Kedi aranır aranır..Sahnedeki : dekorların arasına, masaların altı- na, İocalara kadar bakılır.. Fakat bulmak ne mümkün?, Bar kedisi bu.. Şaka değil..Çarünaçar tekrar plâğa başlanır.. Bu sefer daha: — Pırnav.. Pirnav.. Pırnav... Müsyü Jak hiddetinden çıldıra- cak.. Hanendeler de öyle.. Hele ses mühendisleri.. Hamdolsun kedi ni- hayet görünür.. ve dört taraftan kovalanır.. yakalanır, tutulur, bar- dan dışarı atılır. Insana en azap veren yer nere- | sidir biliyor musunuz? Piâk çekilen yer.. Ben alelâde zamanlarım- da öyle fazla ne öksürürüm, ne aksırırım, ne tıksırırım.. Fakat | böyle yerlerde insana zorla bir | öksürük, inatcı bir gıcık geliyor. | bir | biliyor mısınız?.. 10 liraya bir öksürük!... Konservatuvar heyeti eski havaları plâğa çekiyor. Aşağıda plâkları dolduran ses mühendisleri Plâk çekilirken aman yarabbi Trabzondur yolumuz boğulacağım!. Öksürebilirsen ök- Akça Bürmpenelimiz Bu yıl hamsi çıkmazsa sür.. Bir bronz plâk 10 lira... 10 Neye varr ha liraya bir ök: k! Nerede bu Rizelinin ki bitti, Kemahlı baş- bovardalık?. ladı : * .. Işin en şayanı dikkat kısmı yö- rük ve köylü havalarının toplan- ması.. Bunun için Anadollu şair- lerden Obir kaçı, musikişinas köylü dayılar Maksimbarın hasır iskemlelerine oturmuşlar sıralarını bekliyorlar... Şarkılar tam yerli olsun diye plâklar bunların ağ- zından okutuluyor. İçlerinde Rizeli, Kemahlı, Konyalı, Kozanlı olan- lar var.. Hepsi kendi lehçelerile konuşuyorlar.. Elle sigara sarıp biribirlerine ikram ediyorlar.. Bir aralık Rizeli musikişinas: — Di.. hile.. Benim sıram geldi.. | Erzincandan Kemahtan Yar gelir oynamaktan Yarin elleri Şişmiş Zil vurup oynamaktan. Kemahlıdan sonra Konyalı: Çayır ince kiçemem Soğuk sular içemem Pana <yarden geç» diyorlar Yar tatlıdır geçemem. Konyalıdan sonra Kozanlı: Çıktım Kozanın. dağına Karı dizleye dizley: Yaralarım göz göz oldu Cerrah gözleye gözleye. Maksimbardan cıkarken arkam- dan hâlâ sesler geliyor : Giderim «dur!» diyen yok Kebap oldum yiyen yok Aynlık gömleğini Benden başka giyen yok., Hikmet Feridun Diye mikrofonun başına geçti ve kendi başladı. İsviçre değil, İzmir.. EŞ köyünün türküsüne ml Izmir civarında tabii manzara itibarile hakikaten çok güzel yerler vardır. Bunlardan bazıları âdeta Isviçreyi hatırlatır. Resmini dercet- tiğimiz Kızılçullu su bentleri bu cümledendir. Bu bentler, akşamları uzaktan çok gü el görünür. l | edelim. cephanesi gibi hazardan istif ederek Askeri bahisler Milli müdafaa ve sanayiimiz Ithalâtın tahdidinde milli müdafaamız i için mübrem olan bazı sanayiin inkişafı nazarı itibara alınmalıdır Ithalâtın tahdidi iktisadiyatımız için ne derece faydalı ve lüzumlu görülüyorsa, harp için mübrem bazı sanayii inkişaf ettirebilirse milli müdafaamız için de o derece müsmir olabilir. Bu sanayiin ba- şında ve ilk safta kimya sanayii gelir. İstiklâl harplerinde en büyük | rolü zehirli gazlerin oynayacağı artık kat'iyet kesbetmiştir. Bu iş için bir sürü daireler, lâboratuvarlar teşkil etmiş olan büyük devletlerin vaziyeti bunu teyit eder, Bizim bu hazırlıklardan geri kalmamız, kendimizi ölüme mah- küm etmek demektir ki müteyakkız ve dürendiş makamlarımızın bunda gafii olmıyacakları âşikârdır. Yalnız şurası bilinmek gerektir ki kimya harbinin ehemmiyetini takdir etmek ve ona karşı orduca tedbir almak meseleyi kökünden halletmez. Kimya ve gaz vesa- itinde tam manasile bir hazırlanma için her şeyden evvel buna muk- tazi sanayiin memleket dahilinde mevcut ve münkeşif bulunması lâzımdır. Yani memlekette öyle sanayi bulunmalıdır ki, harbin ilânile * beraber biz bunlardan derhal zehirli gaz imali veya mü- dafaa vasıtaları tedariri için istifade Çünkü zehirli gazler, top seferde kullanılamayacağı gibi, hiç bir devletin bütçesi sırf bun- ların imali için bir çok mevaddı iptidaiye sarfederek onların bir kısmından istifade diğer kısmının beyhude istihlâkine müsait değildir. Zehirli gazler kimyevi bir mua- delede olduğu gibi bir kısmı şun- dan ve bir kısmı bundan terkip olunan maddelerdir ve bu maddele- rin icap ettirdiği kimya sanayii ayrı ayrı memlekette mevcut olmak icap eder. Ancak bu sebepledir ki umumi hayata en müessir ve mebzul zehirli gazleri kimya sana- yi en ileride bulunan Almanlar ve Amerikalılar yapmışlardır. Zehirli gaz imalâtında en mühim rolü oynıyan sanayi (bilhassa sabun, boya, alkol ve hamızr kibrit sanayii ile kükürt ve arsenik maddeleridir. (Bunlardan bizde mevçut olmıyan bilhassa boya ve hamızıkibrit fabrikalarıdır. Sabun ve alkol da himaye ve inkişafa mühtaçtır. Kükürt ve arsenik iptidai maddeleri ise bizde meb- zulen mevcuttur. Yalnız ihracı ve işlenmesi lâzım gelir, Binaenaleyh ithalâtı tahdit ve sanayii teşvik ederken bu noktalar göz önünde tutulmalıdır. Bu esnada ve milli müdafaa noktai nazarından göz önünde bulundurulacak noktalardan biri- si de memlekete giren her çeşit makinenin memleket müdafaası için lüzumlu çeşitten olmasın: te- mindir. Bugün en büyüğünden en küçügüne kadar her makine- nin bu memleketin insan ve hayvanı gibi icabında bir harp kuvveti olduğu artık anlaşıl- mıştır zannederiz. (o Einaenaleyh memlekete girecek her makine, fabrika, imalâthane bu memleke- tin iptidai malzemesine, mahru- katına uygun olmalıdır. Bu husus göz önünde tutulursa bizim mı- kinelerimizin de mümkün olduk- ça kömür ve Anadolunun her tarafında mebzuler bulunan linit ile çalışır tarzdan olması şarttır. Büyük şehirlerimizin bazılarında gördüğümüz mazot veya benzirle isen büyük fabrikalar, tenvirat santıralları iktisaden olduğu gibi milli müdafaa noktai nazarından da büyük bir hatadır. Binaenaleyh ithalâtın tahdidinde bu da nazarı dikkte alınmalıdır. Hele fransızların yaptıkları gibi beyaz kömürlerimizden (su kuv- veti) azami istifadeyi temin et- mek, petrol ve mürekkebatile işliyen makinelerin ithalini asgari hadde indirmek en isabetli bir hareket olacaktır. Nev Yorkta yeni k biner 72 katlı binanın tepesinde oturanlar Amerikada ik- tisadi buhrana “ rağmen durmr- yan bir şey var- dır ki o da in- şaattır. Bilhassa » Nev Yorkta mü- temadiyen yeni ve daha yüksek binalar o yapıl- maktadır. Bil hassa (beşinci caddede, son İ zamanlarda bü- tün binalar bi- rer birer yıkı- larak yerlerine * yenileri inşa ediliyor. Yeni binalar en aşağı 60 kat- © lıdır. Bunların yanında ( eski 20-30 katlı binalar cüce gi- bi kalıyor. Res- | mimiz bu cad- denin bugün! manzarasını gös teriyor. oOOrla- $ daki bina 72 katlıdır. Civarda yapılan binaların alt katları daire olarak tutulmaktadır. tıman şeklinde kiraya verilmektedir. diğer binalar da 65-70 katlıdır. Li Yeni Üst katları apar- Bunların en yukarı katlarına kadar kiracı bulunuyor. Hattâ bazı Amerikalılar bütün Nev Yorka ve denize hâkim olduğu için üst katları tercih etmektesir,