Tarih sahifeleri 14 Kânunusani 1932 Üçüncü Sultan Muradın ölümü Tarihi mesuliyeti, babası ikinci Selimin seciyesi Bazı hükümdarlar ve büyükler sağlıklarında kendileri için hususi makbereler yaptırırlar, ölüm ihti- maline karşı hazırlıklı bulunurlar! Üçüncü Sultan Murat pek hoş- landığı Odünyayı nihayet bir gün terkedeceğini ciddi bir surette bir an batıridan geçifmek iste- medi. Bunun için kabrini evvelden hazırlamak gibi şeamet ve nuhuset getirmesini muhtemel gördüğü teşebbüslere de hiç akıl koyma” mıştı, Vefatında ( 6 Cemaziyelevvel 1003-16 Kânunusani 1595) hazine odasında kefenlik bez bile bulun- madı; Kâhya Canfeda kadın (bu sırdan kimse agâh olmasın!) deye taşraya müracaate müsaade etmedi; keridisi için hazır bulun- durduğu kefeni verdi! Ey felekl Her nazenin cismi nidersin besleyip? Çünkü sen perverdeni kurban edersin akibeti Kimseler canu gururundan. senin mest olmasın! Habnâki merk &dip hayran edersia akibeti Bir kefen bulmaz demi elurda, alır ariyet; Pirehenden cismini üryan edersin akıbet! (1) Şehzadeler hocası Nev'i Efendi Sultan Muradın vefatı üzerine yazdığı mersöyede felekten şiddetle şikâyet ediyor: Dadelinden, ey adaletsiz felek, feryadü dadi Sen mürat aldın, velidünyavı kıldın namüratli Nev'i efendi intisabından mü- tehassıl teessürüne, nimetşinaslık hissine mağlup olarak bunda mü- balağa etmiştir. Dünyanın Sultan Murâtsız kalması teessüf edilecek bir zıya değildi. Fena olan cihet başkadır: Mutlak ve müstebit idarelerde hükümdarlar (devlet (hayatının tarihi seyrinde, satvet ve mikne- tinde olduğu kadar zâf ve inhi- tatında, en mühim rolleri oynar- lar; devlet kudretini şahıslarında temsil eylerler; bu sebeple tarih nazarında mesuliyetleri de bu nispelte ağırdır, bu yükün altında ezilmiyen azdır. Bunlar bazan küvvetli omuzlara, bazan dinç, fakat yaralarından kanlar Oakan vücutlara basa- rak yükselirler; bu teali velveleli, şanlıdır. Umumun razarları başla“ rındaki kutsiyet hâlesine mütevec- çih iken işgâl ettikleri âli makam- dan, siyaset veya harp sahasında hatalı hareketlerle, sukutlari ise feci ve devlet için ekseriya vahim olur! Ikinci Sultan Selim bu yolda sukutunda bir Sokollu kayası bu- larak ona istinat edebildi. Tutuna bileceği dalı da kırdıracak tarzda hareket ettiği için üçüncü Sultan Muradın sukutu daba şiddetli ve elim oldu; devletin hal ve vazi- - yetinde sakametler peyda etti. O yuvarlanırken sırtında irsen taşıdığı şeref ve şevket hıl'atı da yırtıldı | 9 senesi Sokollunun muliafaza- kâr kadretile büyük nüfuz ve siyaneti altında zarara uğramıya- rak geçen 30 senelik muhteşem sefahat devrinin baba, oğul iki tacidarımn -ikisi de zevkperest olmakla beraber seviyelerinde farklar vardır. Sultan Selim gıllügiştan âri, daha samimidir. Sırrı aşkı sinede hıfzeylerim canım gibi; Âşıkı sadik olan sırrın demez, ser- den geçerl Ey Selimil Kan dökerse çeşmi gırya- nım. n'olal Lâli yare dil verenler Jâlü cevher- den geçer!(2) Yahut Aşkı sadıkta dil birdir, olurmu yar iki? Veya Şahı aşk emrin koyup gel, akla uyma ey Selimi Şahna buyruğu nedir? Hükmeyleyen hünkâr gör! Deye aşka fedakârane ve şa- hane kıymetler verir; bir gözde- sinin güzelliğini seyrederken: Lâli meygünun görüp can vermiyen kimdir, şeha? Ya meğer âdem değil, aklında var dır ya halell Ve Zülfi dilber halka, halka ruyı yar üzre yatır; Serteser kılmış ihata genci hüsni yarı gör! diye hayret ve ragbetini izhar eyler; maddi ve cismani zevklere pek düşkün olduğunu gizliyemez: Leblerin, cana, : şarap içmiş görünür, su gibil Şevk ile akşam edip yok yere canm aldılar! Böyle zevklerin tadını unudamaz, dainfâ hasretini çeker: Kant vuslı dilâra ile handan olduğum demler! Görünce hüsni melitabını şadan oldu- ğum demler! Selimil Nem yerine kan saçar bu çeş- mi giryanım, Gelince hatıra büst zenekdan olduğum demler! O her işte - hükümet işlerinde de - halim ve mütevekkildir; her kesin de böyle olmasını ister: Verip rüşvet, Sehimi, ol ki kastı inti- sabeyler, Zülâli çeşmei Hızır özleyüp meyli serabeyler, Zamanı gelmeyince, sanma kim, dev- let şitabeyleri Hüda lütfeyleyip elbetta birgün fethi baböyleri Saltanata nail olduktan sonra artık kimseye kin ve husumet gütmez: Tab'ı latifimiz bizim, ey dil, selimdir! Yok kimseye adavetimiz, Hak alimdir! Vefasızlıktan çok müteessir olur: Gönül senden umardı çok vefalar; Münasip düştü amma ki cefalar Sultan Selim cemiyeti beşeriye- nin ecele nihayet yakasimı racak mütevazı bir ferdi olduğunu hatırdan çıkarınaz: Kendini addetmezim bir denei erzen gibi Savtırur badı ecelbu ömrümü harman gibi Oğlu Sultan Muradın kadınlara meyil: ve iptilâsından belki daha şiddetle şaraba müptelâdır; oka- dar ki mükeyyif olmıyanları adam saymaz: Mükeyyit olmasa bir kimse derler âna âkildir; Veli bu Kavlile âmil olanlar biaklü cahildir! Bu “fani âlem,, güzellerle iş ve safadan başka heye yarar: Semensima (güzellerle, (gönül işi müdam eylef Ça âlem dirine zinet veren nakşü nigâr ancak! Bu “Devranda,, yapılacak baş- ka şey var mı? Gussa ve gam çekme bu devran: elin deri, ey Selim! Ârif isen sakil canam elinden Şişe çekl Aşk ve bade! bunların lezzet ve kıymetini hakkile takdir etmek her kesin kârı değil. Nev'i başka vadide. Bilirler (ocevherinden (o hançeri, âbından elması; Sözünden sen de fehmet tab'i Nev'ii sühandanıl Demişti. Ikinci Sultan Selim “ sagar ve mey, faslında söz sahibidir: Eşki çeşmin mesti aşk olan harabiler bilir! Sagar ü mey kımetin herdem şarabiler bilir! Süleyman Kâni (1) Nev'inin mersiyesinden. (2) Sultan Selimin Mille kütüpane- sindeki divamndan. En nefis Tuşılar Çemberlitaş Karşısında İNŞAAT İLÂNI Türkiye Sanayi ve Maadin Beykoz Debagat ve kundura fab- rikasında yaptırılacak olan fabrika müştemilâtından kürütma vedolap imalât büyük daireleri inşaatı 28 ikinci kânun 932 tarihine kadar mevkii münakasaya konulmuştur. Talip olanların Beykoz fabrikasi müdürlüğüne müracaatla şartname ve plânları 30 lira mukabilinde almaları ilân olunur. Türkçe - Almanca lügat Yazanlar: Fritz Heuser : ilhami Şevket Müsteşrik prof. Dr. Ritter'in de beraber çalıştığı bu çok kıy- metli eser kırk binden fazla mefhumu, binlerce tabiri ve en güzel Türk darbımesellerini ibtiva etmektedir. Beyoğlunda bütün kütüphanelerde, İstan- bulda Knaat kütüphanesinde ve Ankarada da Edip Bey Maarif o kütüphanesinde ve kitabın naşiri bulunan UNİ- VERSUM matbaasında bulunur. azma Fiatı sekiz liradır. İstanbul 5 il icra memurluğundan: Beyoğlunda kâtip Mustafa çelebi ma- hallesinde Aya Triada kilisesi karşısmda Ibil sokağında 18 No. lu hanede mukim iken elyem ikametgâhı meçhul bulunan Eftat veledi Istefan efendiye : Dimitraki kürkçü oğlu efendiye 13/3/ 338 tarıhli Istanbul tapusunun vefaen ferağ senedile Kasımpaşada camii kebir mahâllesinde sel kuyusu atik 47 ve bir külhan 3 ve külhan cedit bir ve üç " numaralı mezkür odalarını müştemil bir bap dükkânın yarım hissesini vefaen ferağ eylemiş va şimdiye. kadar 1300 lira ile yüzde faizini. tediye etmediğiniz» den dolâyı mezkür gayri menkulün parâya çevrilmesi suretile paranın tah- silini Dimitraki Kürkçü oğlu efendi dairemize bil mürâcaa takip talebi ile istemiştir. Namımza doldurulan ödeme emri (o ikametgâhmızın O #feçhuliyetine niebni tarafınıza tebliğ edilememiştir. Ödeme emrinin ilânım ve üç ay miüd- detle tarafınıza tebliği tekarrür etmiştir. Mezkür müddet. içinde borcun tesviyesi lâzımdır. Borcun: tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takip talebine bir itirazimz varsa ödeme emrinin ilâm tarihinden itibaren bir ay geçtiğinde ilk yedi gün içinda bu itirazınızı yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmeniz ve bir makbuz almanız icap eder itiraz olunmaz: ve tarihi ilândan itibaren üç ay içinde borç tesviye edilmezse reli- nin satılacağı malüm olmak ve ödeme emrinin tebliği yerine. geçmek Üzere ilân olunur. Beyoğlu Sulh İkinci mesjuden: Köntes Korinaldi ile Fatma hanmmn müştereken mutasarrıf bulunduğu Beyoğs lunda Hamal Başı caddesinde 70 No. lu hane bitkmen izale şuyu zımnında açık artırma ile satılığa çıkanlarak birinci aleni artırmasında (2000) liraya talip zuhur etmiş isede, kıymeti muhamme- neyi tecavüz etmemesi hasebile ikinci artırmanın İcrasına karat verilmiştir. Gayri memkulün kıymeti (7500) lira dır. Tapuda müseccel ve gayrımüseccel bak sahipleri tarihi ilândan itibaren 20 gün Zarfinda omüracaatları lâzımdır. Aksi taktirde gayrımüseccel hak sahip- leri satış bedelinin paylaşmasından hariç tutulurlar. Müzayedeye" iştirak edebil mek için yüzde 7 1/2 teminat akçesi verilecektir. (o Gayrimenkulü mezkürun tamamı 7/2/9382 pazar günü saat 15 te açık artırma ile satılacak ve en çok artiranın üstünde bırakılacaktır. Şartnar mesi: 981/191 No. lu dosyada mevcut olup: herkese açıktır. Talip olanların Hukuk Mahke- müracaatları ilân olunur. İzmirdeki tetkikatımız Her tarafta aynı dert: tütünlerin satılamaması.. Bulgurcada ihtiyaç içinde bulunan İzmir 10 (Hu- susi) — İzmir civararında ihti- yaç içinde bulu- nan köylerden biri de Bulgur- ca'dır. Otomobil ile berbat bir yolculuktan sonra bu köye vasıl oldum. Köylüler beni mültefit bir tavurla karşıla- dılar. Gazeteci olduğumu anla- yınca derhal et- rafımda büyücek bir halka peyda oldu. Esmeri, sarışını, ibtiyarı, genci, o herkes beni tetkik edi- yor... Karşımda 45lik sevimli bir zat var.. Bu zat köy muhtarı (o Salim efendidir. Uzun uzadıya görüş- birimiz, tük, şu malümatı topladım : Bulgurca, vaktile iflâs ederek hepimizi müt ir eden Avunduk zadelerin çifli . Elyevm çiflik iflâs masası emrindedir. Köy 120 hanelidir. Nüfusu 5009 küsur... Köylü eskidenberi bu eraziyi icarla tutar, işletir ve kazanırmış.. Fakat dört senedenberi bu erazi- nin yegâne mahsulü olan tütün, Hastalığa uğramış.. Köylüyü ifiâsa sürüklemeğe başlamış.. 927 senesinde 300 bin, 929 de 150 bin okka tutan tütün istihsa- lati; 930 da 50 bine; bu sene ise 2 bin okkaya düşmüş.. Hakikaten feci sukut. Salim efendi; büyük bir meraret içinde anlatıyor: — Bu tütün hastalığı bizi bitirdi. Bu sene 2 bin olkkamn 500 - 600 okkası satıldı. Müteba- kisi durayor. Satılanlar 30-35 kuruştan gitti. Geçen sene köylü- lerimizin bir kısmi tütünleri vak- tinde kaldırıp İnhisarın anbarına götüremediler. İnhisar idaresi 25 bim okka tütünümüzü müsadere etti. Tütün hâlâ orada... — Başka mahsul ekmez misiniz? — Ekeriz, fakat pek az.. Şimdi elimizde tohumluk yok.. Ne eke- | riz ki. Çiftlik muattal bir halde kaldı. Yeni sene için bir hazırlık yapılmıyor.. Çift hayvanlarımız zaifladı. Çünkü karınları aç, doy- mayor- — Tobum verilirse. — Yyi olar, fakat bu gidişle tohumluğu daha evvel kendi midemize sarfederiz. — Köyünüzde mühtaç çok mudur? — Dün Hilâliahmerden bir memur geldi. Baktı, gördü, yazdı, çizdi gitt. Pazartesi günü bize un gönderecekler. — Ne kadar mühtacınız var? — Yüz yirmi baneden yüz hanesi mübtaç... Beş yüz kişi kadar... Allah bilir ama, on beş yirmi güm sonra diğer yirmi hanede ayni vaziyete düşecek... Tütüncülükle iştigal eden ve köye 4-5 sene evel gelmiş olan Rıza efendi namında bir vatan- daş ta ayni malümatı tekrar edi- yor .. etrafımdaki köylüler baş- sallayarak bunları teyit larını ediyorlar. halk neler anlatıyor? Yukarida : Muhabirimiz, Bulgurcada halk ile görüşürken, (1) köy mhtarı Salim efendi, (2) köyde müstahsillerden Riza efendi, (3) muha- aşağıda : Bulgurcada bir sokak Kalktım: — Allaha ısmarladık. — Sefa geldin, hoş geldin.. Hak selâmet versin. Bizim için yaz Allaha aşkına... Gerçi bizi unutmazlar amma sen hatırlatıver. Otomobil; Değirmendere istikas metini tuttu, fakat biraz sonra müthiş, berbat bir çamurluğa saplandı. Bire gayret.. Diz buyunca çamur içindeyiz... Nafile, nafile... Buyurun gerisin geriye... Bulğur- cayı arkada bırakıp gene Cuma ovasına geldik. Buradada bir tetkik yaptım. Nahiye merkezinin nufusu 1700, hane adedi 385. 14 köyü ve ceman 7115 nufusu var. Burada halk bağeidir. Senevi rekolte normal olarak 1,200,000 kile. Fakat bu sene gölcükler köyü ile daha bazı köyler epiyce yağ- mur ve soğuk yemişler... Rekolte 600 bin kiloyu bulmamış. Fiyat- lar fena gitmemiş 34-55. Burada da tütün hastalığı. Halk, tütün zeriyatından Oürkmüş. Seydikö- yünde geçen seneden 250 balye kalmış, Bu senede 150 bin okka satılamamış, Merkezde 15 bin okka var. Yekünen nahiyede 259 bin okka tütün duruyor. Alıcı yoktur. Diğer zeriyat yok gibi. Zeytin de olmamış, Her sene nahiye hududunda 70-80 bin okka tutan istihsalât bu sene 15 bin okkada kalmış.. Nahiye merkezinde ibti- yaç yok. Sordum: — Nerede var? — Bulgurca ve Keller köyünde. Ikisininde vaziyeti İzmire yazıldı.. Artık avdet ediyorum... Oto- mobil, ayni yoldan İzmire inerken düşünüyorum: — Buhranlı zamanlar geçiri- yoruz, fakat bedbin olmamak lâzım.. Mutlaka ve mutlaka orta- daki güçlükleri atlatacağız. Mürebbiye aranıyor Göztepe'de maruf bir aile nezdinde Alamanca ve Fransızca bilen 40-50 yaşlarmda (tecrübeli oObir mürebbiye aranıyor. Her gün saat 15-17 arasında Sirkeci'de Liman Hanı karşısında Mü- hürdar zade Hanında 28 - 30 numaraya müracaat olunması.