- SEBEBİ Cesaretten bahsediliyordu. Biri dedi ki: — Sen geceyarısından sonra yangın yerlerinden geçebilir misin? — Katiyen geçmem. — Tabii, evlisin, ölmekten korkarsın! — Bilâkis bekâr olduğum için canımdan bıkmadım! Hasiszade Salamonun oğlu bilya oynarken, bilyalardan birini arkadaşı yuttu. Çocuğu hastaneye kaldırdılar. Salamonun oğlu da beraber gitti. Doktor sordu: — Hastanın nesi var? — Bilya yutmuş, » ameliyrtla çıkarılacak. Doktor Salamonun oğlunu işaret ettiz — Bu ne istiyor? — Bilya onunmuş, çıkarılınca alacakmış... — Demek bana kızınızı vermi- yorsunuz. — Vermiyorum. — Amma benim size çok iyiliğim vardı. Size az mı para verdim. — Doğru, ben de bunun için kızımı vermiyorum. Borç para verirken senet bile almıyan bir adama hem kız veremem! Bir-bey - abpaplarından birine rasgeldi, evine götürdü, Misafir odasına aldı; — Biraz bekle, şimdi geliyo- rum, dedi. Misafir biraz sonra yan odadan bir ses duydu: — Böyle çanakyalayıcıları da nereden bulup getirisin ... — Terbiyesizlik etme hanım.. Eğer misafir içerde olmasaydı tokatı yerdin. Bunun üzerine misafir seslendi: — Benden çekinme kardeşim. Vazife herşeyden üstündür, işini gör senl Göz — Oğlum bana gözden bahset. — lmkânı yok muallim bey, bendeniz genzimden konuşurum. KONUŞ Bir adam oğlunun sefaha- tinden müşteki idi. Bir dostuna dertyandı. Dostu dedi ki; ; — Peki oğlunu karşına alıp nasihat etsene. — Ettim, dinlemiyor, o yal- nız bir takım edepsizlerin sö- zünü dinliyor... Ne olur, sen konuşsanal Yüzüme bakıp bakıp, Gözünü süzme sakın.. Beni yalnız bırakıp, Bu yaşta üzme sakın! RAMAZAN... Davulumu alayım mı?.. Sokaklarda çalayım mı?.. Bu gecelik, Küçük hanım Evinizde kalayım mı?.. Yeni cami mahya kurdu, Gelen geçen hep okurdu. Şimdi benim aklım sende; Çıtır pıtır fındık kurdu.. Uzaklardan yorgun geldim Bak şu hale, durgun geldim Senin yeşil gözlerine Tâ gönülden vurgun geldim Davulumun ipi ince; Bekliyorum gündüz, gece. Sevişmemiz günah değil, Bizi kimse görmeyincel.. Davulunu çalan çalsın, Bahşışını alan alsın, Küçük hanım sen benim ol, Açıklarda' kâlan kalsın.. IM... EKSİK... ; Cazbant olsun bu davulun, Geliyorum hey.. sovulun. Afrikanın 'vahşileri. Erkek ve ya dişileri Çalıyorlar işte şöyle... SEL ai — Ben sevmediğim bir adamla imkânı yok evlenmem. — Peki ya çok zengin bir adam seninle evlenmek isterse? — Çok zenginse nasıl olsa severim! Günahtır ezme sakın! — Imset — Kaparlar seni derdim, Tenhada gezme sakın! Gönlümü yere serdim, Günahtır, ezme sakın! Birisi güzel dese, Onu incitme sakın! Bekliyorum, gel derse, Kırıtıp gitme sakın! ... MANİLERİ Giriyorum işte boksa, Yüreğimde yokmuş tasa; Selâminin zevkine bak, Lık lık içer şarap olsa.. Hiç şaşmayı merak bu ya, Yiyemedik doya doya; Tâ ezelden hasretiz biz Birkaç topsi baklavaya.. Üstat düştüm ocağına, Hem köşene bucağına; Yine secde edeceğim Bir sipahi ocağına.. Meteliğe tapıyorum, Ne deseler yapıyorum; Top atıldı, imsak oldu. Ben ağzımı kapıyorum... SET « GELDİ Jmset İmset kitaplı yaz, Başka sefer hesaplı yaz.. Tam on satır eksik geldi Bu eksiklik gönül deldi Zamamladım işte böyle m ZER İ madığımı ben bilirim... azasıyım! Davulcuyum ? . derdim yoktur; Hep gülerim neşem çoktur.. Amca Beyde iftar ettim; Şimdi benim karnım toktur.. — Senin kafanı neden kır- Bunu söyledi, sonra uzak- laşmak istedi. Öteki mani oldu: — Ben seni şimdi geberlir- dim amma şükret... Şükret, ki Himayei hayvanat cemiyeti Taksit Levi efendinin oğlu bu sene mektebini bitirdi, işe yerleşti. Levi dedi ki: — Oğlum, artık elin ekmek tuttu. Bana paraca yardım etme- lisin. — Edeyim baba.. Ne yapayım istiyorsun? ie — Doğduğun zaman sana bir araba almıştım, onun geriye Ea- lan üç taksitini ver... Omlet Hilâli anlattı: — Siz bana nekadar hasis derseniz ben o kadar memnun olurum. Meselâ geçen akşam bir ahpap yemeğe geldi. Evde birşey yoktu. Hemşire hizmetçiyi çağırdı: — Altı yumurta ile bir omlet yap dedi: — Efendim beş yumurta var. — Pek âlâ, dördünü'dekir, dedim. Adam başına bir yumurta düşer diye gözettim. Üç yumurtalı omlet — Allo... Allol.. Evet karıcığım. Ha... Şey... Yeni hizmetçi bula- ıkarken şarkı sö Sevgili — Ahmedin Hatice isminde bir sevgilisi vardı. Bundan bir ay evel Haticeye “Canımın içi,, diyordu. Bir ay sonra “canım, dedi. Ikici ayn ortasında sadece: “Hatice,, demeğe başladı. — Peki, şimdi sevgilisini ne diye çağırıyor? — Fatma ! Mahkemede Reis — maznuna - Haydi baka- yım, bu sefer de beraet ettin. Bundan böyle yüzünü görmemeği temenni ederim. Maznun — Tekaüde mi sevk- edileceksiniz reis bey? # .. — Evelce mahküm oldun mu? — Yedi senedir olmadım reis bey; yedi senedir malıpustum! | SERKA RE AZIZ TASRİF lik mektepte muallim, küçük talebelerine fülleri tasrif etti- riyordu. Talebeden biri - tasrif ede- rek - Elma yiyorum... Muallim — Aferin... Şimdi elma yiyen arkadaşına bak... Ona ne dersin? Talebe — Biraz da bana ver!