29 Kasım 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

29 Kasım 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GÜNÜN HA HABERLERİ | I b İRAN SA ENC LİU EENENİZ LE YEL ZERİN lühim mesele Sil eren sigara içilmeli mi ? Izmir şehir meclisinde hararetli bir münakaşa Izmir, 28 — Sinemada sigara içilmeli mi, içilmemeli mi?.. Bu mesele İzmir şehir meclisinde büyük münakaşalara sebebiyet vermiştir. Âzadan bir kısmı içilmesini, bir kısmı da içilmemesini ileri sürmüşlerdir. Âzâdan Mithat bey sinemalarda sigara içilmesi hakkında bir takrir vermiş ve takririni de şu: suretle müdafaa etmiştir: “— Bu meselede sıhhi" ve ter» biyevi iki nokta mevzuu bahistir; Ben, sigara memnuiyetinin refi hâlinde hiç bir mahzuru sıhbinin mevzuubahis olamıyacağını ispat ediyorum. Sinemalarda içilecek sigara: dumanının vantilâtörler vasitasile — defedilmesi (o kabildir. Hava cereyan pek âlâ temin olunabilir. ,, Uzun münakaşalardan sonra Mithat beyin takriri reye konul muş, fakat kabul edilmemiştir. İzmirin ihracatı On gün: içinde kimlere ne kadar mal sattık Izmir gazeteleri yazıyor: 11 teşrinisaniden 20' teşrinisani 931 tarihine kadar limanımızdan ecnebi omemleketlerine yapılan ihracat hakkında ticaret odasınca bir istatistik hazırlanmıştır. Bu istatistiğe göre ihracatın Türk lirası olarak miktarı şudur: Almanyaya 87435 liralık Ame- rikaya 244,321, Belçikaya 10100, Bulgaristana 2113-Fransaya 37915 Felemenke 7254; Ingiltereye 66727 İtalyaya- 238,152, Isveçe- 21211, Mısıra" 23,838 Romanyaya: 48,984 Suriyeye 5501, Yunanistana 54531 Ispanyaya 5430 liralık, sair' ecnebi limanlarına o 197,695 liralıktır. Umumi Yekün 1,089,747 liralıktır. Son hafta zarfında şehrimiz Borsasında 7,252 çuval buğday satılmıştır. Fiat 4,10 — 8,30 ku- ruş arasında idi. Geçen sene ayni tarihte. 13,650: çuval satılmıştı, fi- atler 7,10 ni 10 kuruştu.. Bir cinayet Bir adam karısını 18 yerin- den yaralıyarak öldürdü Diyarıbeğir 26 — Geçen gün Mullabahaddin mahallesinde, ke- babçı Halit, Okarısı Medineyi onsekiz yerinden pıçakla yaralan- mak suretile öldürmüştür. Halit bundan başka Hatun namında bir kadını da boğazından ağır surette yaralamıştır. Vakanın sebebi henüz Jâyikile anlaşılamamıştır. Sinopta kadın kaçıran biri Istanbulda: tatldu Polis 2inci şube müdiriyeti Hakkı isminde birisini tevkif etmiştir. Hakkı Sinopta kadın: kaçırmak ve hırsızlık cürümlerindeu maz- nundur. Sinop zabıtası Hakkıyı orada bulamayınca tahkikat neticesinde Istanbula kaçtığını tesbit etmiş ve maznunun burada tevkifi için polis o müdüriyetine (o müracaat ederek tevkif müzekkeresi gön- dermiştir. Nuhun gemisi Bir heyet Cudi dağında taharriyat yapacak Diyarıbekir 26 — Burada Sir- nak isminde bir kasaba vardır: Sirnakın cenubunda Cudi dağları bulunmaktadır. Nuh gemisinin makarrı olduğu söylenen bu koca dağda bazı tarihi âsarın bulunduğu iddia ediliyor. Uzak yerlerden" hersene bir çok: ziyaretçiler” gelerek dağın şahikasında yapılmış efsanevi bir binayı ziyaret etmektedirler. Yakında: burada bir heyet tarafından taharriyat" yapılacaktır. Yağmurdan sonra soğuk Yağmurlu havalar geçmekle beraber soğuklar devam ediyor. Barometro” geceleri sıfıra kadar yaklaşiyor. Bu sebeple yollarda yakılan mangallara sıksık tesadüf ediliyor. Yukarı resimde eski bir tencere içindeki bir kaç parça gömürle ısınan pejmürde kıya- fetli bir çocuk görülüyor. Almanyaya ihracat Almau piyasasında aranılan mallarımız Berlin Türk ticaret odası Alman piyasasında, oOhanği maddelere talep olduğuna: dair alâkadaran dairelere: bir-rapor göndermiştir. Bu raporun ehemmiyetli kısımla- rım maklediyoruz: Arpa: 62/63 hektolitre sikletinde gemide 5,75 Florin'e muamele görmüştür. Aynı şaraitte Ikinci teşrin. teslimatı 5,90 Florin üze- rinden. satılmıştır. Darı: İzmir darısı gemide 66 fransız frangı, Filistin ve Surye darısı gemide 6,65 florin, Mısır darısı (millet) Tuna mahsulü 4,80 florin'e teklif edilmektedir. Yağlı tohumlara da talep vardır. Kolza tohumu: 10 florin. Haşhaş tohumu: Yolda florim Türk kendir tohumu: “/,4, 10,50 florin. Hardal tohumu: göre 8 - 10 florim. göre 9 - 11 florin. Tekirdağ kuş yemi: “/,2, 100 franka talep ediliyor, Fas malına 105 frank üzerinden talep vardır. Mısır: Alman mısır inkisarı ida- resi Tuna malının dahildeki satış fiatini 190, Laplata'nınkini 195 mark olarak tespit eylemiştir. Maamafih bu mevat üzerine ehemiyetli iş olmamaktadır. 6,39 Siyah, nevine Sarı, nevine Himaye usulü Fransız ihracatı fena vaziyette Fransa, Ingiltere ile müzakereye girişecek Paris 28 — Muhtelif memleket- | ler tarafından ittihaz edilen himaye | usulü karşısında Fransanın nasıl | hareket edeceği Ohenüz malüm değildir. Alınan tetbirler, bilhassa İngilterenin koyduğu ağır gümrük resmi Fransız ticaretini pek ziyade müteessir etmiştir. | Fransız ihracatında hissedilecek derecede durgunluk vardır. Bu vaziyet karşısında Fransanın iptida Ingiltere ve sonra diğer devlet- lerle müzakereye girişeceği söy- leniyor. Ingilterenin fransız | konulan ağır gümrükleri kaldır- | eşyasına | mazsa Fransanm'da mukabelede bulunacağı, bu suretle bir tarife muharebesi başlayacağı söyleniyor. Limon fiati gene düştü — | Limon fiatleri gene düşmüştür. Bir kaç gün evel sandığı 700 kuraşa çıkmıştır. Son bir iki gün | içinde piyasaya yeniden mal arzedilmiş, fiati 560 kuruşa inmiştir. ! Korsikada Üç sene insan yüzü gör- miyen bir cani teslim oldu Ajaccio: 25 - Üç senedenberi Korsikanın en sarp ve yalçın dağının insan boyundaki çalılar arasında Robinson Crosoe gibi münzevi bir 'hayat geçiren ve bu müddet zarfında hiç bir insan yüzü görmiyen; yaprak, yabani | meyva; kurbağa gibi şeylerle beslenen Rossi ismindeki cani son tarama harekâtı neticesinde Fransız zabıtasına teslim olmuş- tur. 24 yaşında olan Rossi çok muteber bir aileye mensuptur. Kendisi bundan üç sene evvel bir kavga esnasında bir kişiyi | öldürmüş, bir kaç kişi yaralamış ve polisin takibinden kurtulması için cinayeti müteakip dağa kaçmıştır. Teslim olmazdan evvel Rossi ebeveynini ziyaret etmiş ve evin- de kendine: çeki: düzen verdikten sonra karakola gitmiştir. Müdür ve hırsız! YeniZelandada bir bankada | heyecanlı bir vaka | Wellington, 25 — Yeni Zelanda bankası" şube müdürlerinden biri: | öğle tatilinde odasında yalnız başma çalışırken odaya. birisi girmiş ve derhal'müdürün üzerine hücum etmiştir. | Mütecaviz elinde tuttuğu ağır | bir paketle müdürün başına vur- muş ve zavallıyı bayıltmıştır. Müdür kendinden: geçmiş bir halde: yerde: yatarken meçhul adam kasayı zorlamağa başla- | mıştir. | Fakat o sırada müdür kendine | gelmiş ve ayağa kalkarak taban- | casına sarılmıştır; Haydut bunu | görünce tekrar hücum etmek iste- miş, fakat ondan daha tetik dav- ranan müdür tetiği çekerek bir kaç kurşun sıkmıştır. Hırsız, müdür tarafından takip olunduğu hâlde kendisini banka kapısından dışarı atmışsa da bir kaç adım sendeledikten sonra isabet eden bir kurşunun tesirile yere yıkılmış ve ölmüştür. i ettiriyorsunuz yal.. | ten sonra Hünkâr: paşaya sordu: | beye: | dolaştı. Şezlongun ayak ucundaki m “AKŞAMIN tefrikası: No 49 29 Teşrinisani 1931 KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman N İ Müellifi: Sermet ivuhtar Senin daha çok hizmetlerini göreceğiz! Velinimeti, gülümseyerek ve elini paşanın omuzuna götürerek ayağa kaldırdı; evelkinden daha samimiyetle bir alay hasbihal yakası açtı: — Çoluk, çocuk ne âlemdeler?. Kerimeyi © balıkyağına (devam Sakın arasını kesmeyin; şaka ile, avutmakla, icap ederse, nişanını tepdil etti- receğim, kocanın terfii rütpesini rica edeceğim diye zorla içirin; malüm'a, biraz nahifçedir! Refi- kanın nefes darlığı iyileşti mi? Cıgarasma Boruçiçeği Okoymağı ihmal etmesin!.. Damat fena ço- cuğa benzemez; merhum büyük pederi iyi adamdı!.. Torun hâlâ bir tane mi? Kız idi galiba?.. gibi hususiyete - girişerek (paşayı büs- bütün memnun etmek istiyor, Kıvırcık paşa da: — Baş üstüne Şevketlim, Evet velinimet, öyle efendimiz!. Yollu, yerle beraber temennahlar ediyor, temennahlar, eğilip Okalkmalar sıklaştıkça nefes almalar da müş- külleşiyordu. Hünkâr, kendi kendine: — Kerime güzel kızcağızdır, fakat zayıf çocuk! diye söylenir- ken, yine dışarıya: — Gel! diye seslendi: Kurenadan bir bey içeri girdik- — Damadın memuriyeti Babıâli de idi galiba; rütpesi ne idi? Paşadan; istişare odası muavin- lerinden olduğunu ve ulâ sınıfı rütpesinde ( bulunduğunu sonra, o mabeynci sanisi öğrendikten — Başkâtip paşaya git; damat beyim ulâ evvelliği hakkındaki iradeyi bariciyeye: tebliğ eylesin- ler! emrini verdi. Paşa, bir parti daha hakipayi seniyeye rumal olarak takdimi teşekkürat ve minnettarı eyliyor, Sultan Hamit de: — Estağfurullah, estağfurullah!.. Senin kızın benim kızım, senin damadın benim damadım demek- tir. Ayrımız, gayrımız var m? Bu da onlara bayram hediyesi olsun! diyordu. Iradei seniyeyi tebliğ edecek zat odadan çıktıktan sonra lâfın arkası kesilmişti. Sulan: Hamit, kaşlarını çatmış, başına fesini koyup kaldırarak tepesini havalandırıyor, üzüntülü ve meraklı olduğunu belli edi- yordu. Siması değişmiş, ciddi, düşünceli bir tavır almıştı. Böylece on beş, yirmi adım komodinin üstünde duran diş fır- çasını çekmeye koyuyo”, çeken içindeki ruvelveri: muayeneden sonra" alt kapağım arasındaki- kâ- gıtların arasına gizliyor; Ara sıra pantalon ceblerini de: yoklayordu. Evvelâ ensesini, sonra sakalını kaşıyarak (oOsözü açayım mı, açmayayım mı diye bir kaç kerre yutkundu. o Yeleğinin cebinden saati çıkararak baktı. — Herifler, bir türlü ele avuca sığar şeyler değil! Mukaddeme- sile izah etmeğe başladı: — Rumelindeki (o komitecileri diyorum, Avrupa: yüz verdikçe, koltukladıkça: bunlar kütün bütün şımarıyor, çileden çıkıyor. Teşki- lâtları vâsi; gittikçe'de- tevessü ediyor; işi: azıtıyorlar; Paşaya © yaklaşarak yavaşlattız — Eski idare adamları kalma- mış, o vezirler: yok; hakkile emniyete lâyık kimseler az; kimisi mütelevvin, kimisi cebin, çoğu mütereddit ve mesuliyetten müc- tenip. Hülâsa, adam yok vesselâm! Heyecanlı heyecanlı. nefes alıyor, ceplerini (o karıştırarak bir şey arayordu. Nibayet iç cebindeki tabakayı bulabildi? Çıkarıp: paşaya bir sigara uzattı. — Şimdiki bu Makedonya işi için senin fikrin ne merkezde? Bir kaç kerre konuştuk; sözü geçti. Allahı” seversen şu daki- kada, olduğu gibi, düşündüğünü söylel dedi. Kıvırcık paşa, her'ne kadar saflardan ve sade dillerden isede bu gibi mühim meselelerde, zaman ia batan bütün açmazlarına va- kıftı; hatıra gelenin sellemehüsse- lâm söylenemiyeceğine agâh idi. — Velinimeti biminnetimiz, şe- hinşah akdesimiz her ne vechile düşünüyorlarsa isabet ve kerâmet ondadır. Biz. gibi âcizlerin ne hük- mü olur? Her emri hümayunları derde devadır! Gibii cevaplar veriyor, bunlarla tatmin edilmemiş olan hünkâr; sualinde' yine ısrar: ediyordu: — Akim var'kürkün var. Ba kadar muharebeler gördün, bunca devlet memuriyetlerinde, valilikler- de bulundun; meclislere girdin çık- tın, reyinin bence. kıymeti çoktur; mutalâanı harfiyen. söyle! Paşa puhpulanmaktan kendini gaybeder ya; artık lisana gelmişti: — Padişahımın buyurduğu gibi baştaki kulları idare hususunda ehliyetsiz - Rumelindeki o kıtaatı hümayunlarının. başında bulunan saçlı sakallı zat, erkek ve zabit değil. (Devamı var) ARNA İN AL ZAYİ NN

Bu sayıdan diğer sayfalar: